Ah Mercimeğim
Raziye Yağlı yazdı...
Mustafa Çiftçi 1977 doğumlu, ilk ve ortaöğretimini Yozgat’ta tamamladı. 1999 yılında Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi ‘nde mezun oldu. Çeşitli dergilerde yayımlanmış hikayelerini Adem’in Kekliği ve Chopin adlı kitabında topladı. Şuan Yozgat Belediyesi AR-GE Ofisi sorumlusu olarak çalışıyor. Evli ve iki çocuk babası.
Gerçekliğin İçinde Bir Ben, Bir Sen Ve Bir Biz. Okuduğumuz, Okuyacağımız Hakikat.
Mustafa Çiftçi’nin “Ah Mercimeğim” adlı kitabı, 107 sayfadan oluşmaktadır. Kitabın için de 6 öyküsü bulunmakta ve bizlere Anadolu topraklarında okuyucunun bizden birilerinin var oluşu düşüncesini hissettiren, duygularımıza hitap eden, sıcacık, samimi öyküleriyle keyifli bir yolculuğun başlangıcını yapmamızı sağlamaktadır. Ah Mercimeğim isimli kitabı İletişim Yayınları tarafından 2017 yılında çıkmıştır. Çiftçi’nin öykülerinde sade, anlaşılır bir dille okuyucuyu yormayan, herkesin anlayabileceği, kendisinden bir parça bulabileceği, Anadolu insanının umudunu, samimiyetini, hayallerini, taşra insanının hırsına, öfkesini, öykülerinde yer vermektedir. Düşen taşra insanımızın kalkışındaki kıvılcımlarını, o çalkantılı hayatında ki huzuru, memleket insanımızın sembolünü yansıtmaktadır.
Yazarın da dediği gibi “herkese yetecek kadar sefillik hikâyemiz var.”
Bir selam, bir yürek sızısı.. Derman Aslı.
Kitabın adını alan “Ah Mercimeğim” adlı öyküsün de yazarımız, aşkı en içten ve en samimi duygularla bizlere anlatmaktadır. Aşksız bir yuva olmayacağı gibi aşksız bir öykü de yazarımız için düşünülemezdi. ‘’Ah Mercimeğim ‘’ adlı öyküsünde bulunan Aslı’ya olan aşkını şu cümlelerle anlatmaktadır:
“Cevizin dibinde doluşan kızların bir kenarda çayları kaynardı. Börek çörek olurdu. Her gün ama her gün bu cevizin dibi böyle kalabalıktı. Benim Aslı’ya tutkunluğum da bu cevizin dibinde başladı. Kızların göremeyeceği, gölge bir yere kuşlar gibi tünerdim. Oradan Aslı’yı seyrederek günler, haftalar geçirdim. Aslı bir okul, bir kurs oldu. Ben de o gizli yerimde talebe oldum. Aslı’yı okudum. Aslı’yı yazdım. Aslı’yı ezber ettim. Aslı uğruna dirsek çürüttüm. Aslı konuştu, güldü, gülümsedi, bazen daldı gitti. Hepsini bir bir aklıma yazıp Aslı okulundan diploma aldım. Bazen o gizli yerimde içim dolar, sonra dayanamaz ağlardım. Ona bakarak ve onun uğruna gözyaşı dökerek çok gizlendim”[1]
Bana selam ver, yollar açılsın meramıyla ilerleyen yazar, birçok anlamı selama yüklemektedir. Şu cümleleri yazarın itiraf edemediği aşk acısını bizlere göstermektedir: “Herkes bende bir hal olduğunu seziyor da bir sen Aslı, bir sen anama babama selam gönderiyorsun!” Taşra umudu ve zorluklarından sürekli bahsetmek isteyen yazar, geçim sıkıntısı ve ailevi dertler arasında yeşeren bir tohum misali, gökyüzüne açılan kapılar gibi yüreğimize su serpen, hayallere kavuşmanın yollarında bahsetmektedir. “ Baba Nerdesin?” adlı hikâyesi buna örnektir. Hikâyede mekân olarak Kırklareli ismi aşikâr olarak kullanılmıştır. Yan mekânlarla bu desteklenerek ortaya konulmuştur. Mustafa Çiftçi hikâyelerinde yer yer konuşmalara da yer vermektedir. Anadolu insanımızın konuşmalarına sıkça başvurmaktadır. Halkımızın dilini bizlere yaşatarak sunmaktadır. “Bahar Eyyamında Bülbül Sesinde” adlı öyküsün de bunu görmekteyiz. “Bacanaklar” hikâyesiyle betimlemeleri bizleri hikâyeyle baş başa bırakan yolculuk tadı vermektedir. Yer yer yüzümüzden tebessümler bıraktıracak, keyifli bir öyküsüdür.
Günümüz problemlerin de görülen Anadolu insanı ve batı çatışması, batı düşüncesi ve doğu düşüncesi arasında sıkışmış hayatlar. Düzeni bozulmuş duygular, kalp kırıklarıyla dolu camlar ve camlar üstünde yürümeye çalışan Anadolu insanımızın hüznü, vardır. Yazar, hikâyelerinde camlar altında ezilen insanların öyküsünü bizlere anlatmaktadır. Toplum ve coğrafyanın dertleriyle hemhal olmuştur. ‘’Köfte Ekmek’’ buna örnektir. Hep biz varız, bizden eksik. Mustafa Çiftçi kapitalist sistemin huzurlu, mutlu bir ailenin çöküşünü bizlere bu öyküsüyle anlatmaktadır.
Mustafa Çiftçi, öykülerin de hayatın gerçekliği ve yaşamın her alanın da görülecek sıkıntıları ele almaktadır. Sevgi kavramının önemini, umudun hep bir yerlerde var olduğunu, pes edilmemesi gerektiğini okuduğumuz öykülerin de görmekteyiz.
Denilmelidir ki, ümit var olunuz.
Ah Mercimeğim
Mustafa Çiftçi
İletişim Yayınları
107 Sayfa
[1] Mustafa Çiftçi syf.8
Yazar: Misafir Köşesi - Yayın Tarihi: 22.01.2018 09:00 - Güncelleme Tarihi: 19.01.2018 09:24