Bedensel Engelli Sahabilerin Hayatı, Edebiyat, Misafir Köşesi

Bedensel Engelli Sahabilerin Hayatı yazısını ve Misafir Köşesi yazarına ait tüm yazıları Kitaphaber.com.tr sitemizden okuyabilirsiniz.

Bedensel Engelli Sahabilerin Hayatı

30.09.2011 13:39 - Misafir Köşesi
Bedensel Engelli Sahabilerin Hayatı

Esma Meşar yazdı...

Ali Seyyar, 1960"da Sakarya"da doğmuş,1967"den 1993"e kadar Federal Almanya"da yaşamış ve doktorasını "Almanya"da Bakıma Muhtaçların Sosyal Güvenliği" konusu üzerine yapmış sosyal bilimci. Halen Sakarya Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinde sosyal siyaset ana bilim dalında öğretim üyesidir. Başbakanlık-Özürlüler İdaresi Başkanlığı"nın kurum danışmanlığını da yapmış olan ve aynı zamanda Özürlüler Yüksek Kurulu üyesi Ali Seyyar, Türkiye"ye özürlüler politikası hakkında ilk bilgileri getiren kişi olarak anılır. Binaenaleyh şu anda Türkiye"de özürlülük kapsamında bilirkişi konumundadır.

Ali Seyyar, sosyal olayların açıklanmasında dini, temel unsurlardan biri olarak kabul eder."Yıldızlar Engel Tanımaz" isimli bu kıymetli eser de bu çerçevede yapmış olduğu ilk çalışmasıdır. Özürlüler konusunda gerek akademik ve gerek fiili anlamda gayretli çalışmalarının olduğunu bildiğimiz Ali Seyyar, bu eserini akademik kaygılardan uzak olarak ve özürlülerin ruh güçlerini artırmak gibi önemli bir amaca hizmet etsin diye kaleme almıştır. Ayrıca hayatları güzel ahlak örnekleriyle dolu olan özürlü sahabilerle muhataplarını tanıştırmak, onların sevgi ve örnekliklerini kalplerde ve hayatlarda filizlendirmek düşüncesiyle hazırlamıştır.

"Bedensel özürlü sahabilerin biyografileri, Peygamberimiz"in (sav) özel ihtiyaç sahibi insanlara gösterdiği şefkat ve ilginin boyutunu da ortaya çıkarmaktadır." der Ali Seyyar. Abdullah ibn-i Mes"ud(ra) bunun örneklerindendir. Abdullah İbn-i Mes"ud(ra) ince bacaklı ve çok kısa boylu birisidir. Hatta bacakları görünmesin diye hep uzun elbiseler giyer. Bir gün, bahçede bir grup sahabiyle otururken, Efendimiz(sav) ondan meyve getirmesini ister. O da hemen koşar ve hurma ağacına tırmanmaya başlar. Bir ara açılan zayıf bacakları, dikkatleri çektiğinden hafif bir gülüşmeye yol açar. Oradakiler, onu küçümser bir tavır takınırlar. Bu duruma fevkalade üzülen Peygamberimiz(sav), onlara şu ikazı yapma gereği duyar:

"Yarın mizanda(ahirette sevap ve günahların tartıldığı günde) onun ince bacağı, Uhud Dağı"ndan ağır gelir. Mahşerde sevabı Uhud Dağı"ndan daha ağır gelecek biri için, neden böyle gülüyorsunuz""

Bu sözleriyle Rasulullah(sav) kalıptan ziyade, kalbin ve düşüncenin özürlü olmamasının ehemmiyetine işaret eder. Abdullah İbn-i Mes"ud (ra)"ın Rasulullah"ın(sav) bu sözlerine ne kadar layık olduğunu anlamak için hayatına bakmamız yeterli olacaktır. O,henüz İslam"a açıktan davetin başlamadığı zor günlerde, Kâbe"de aleni olarak Kur"an-ı Kerim okuma cesareti gösterir ve şirke cılız bedeniyle meydan okur.
Rasulullah(sav) tarafından yapılan tüm gazalara katılır ve önemli fedakârlıklar gösterir. Hz.Ömer(ra) döneminde fetih hareketlerine iştirak eder ve Kûfe"ye kadı olarak tayin edilir. Hz.Osman (ra) döneminde de Kûfe görevi devam eder ve Kûfe"de baş gösteren karışıklıkları Efendimiz"den(sav) gördüğü hassasiyetle çözümler. Her gün çıkan yeni problemlere yaptığı içtihatlarla cevap verir ve böylece Hanefi ekolünün temelleri atılır. İşte, sevabı Uhud Dağı"ndan ağır gelecek bir yiğit...

Celaleddin Vatandaş üstadın deyimiyle "iman söyleminin hakikati ifade edip etmeyeceğini ortaya çıkaracak ölçü, imtihandır; ama kapsamlı ve tüm hayatı kuşatan bir imtihan..."
İmran bin Hüseyin(ra) İslam"a ilk giren bahtiyar sahabilerdendir. İmran(ra) kalıcı ve ağır bir hastalığa yakalanır ve son nefesine kadar bu hastalıkla imtihan olur. Hekimler hastalığına çare bulamaz ve o derdinin Allah"tan geldiğine inandığı için sabreder. Otuz yıl bir sedirde yatmasına rağmen, hastalıktan dolayı Allah"a hiçbir zaman gücenmediğini, tam tersine otuz yıldır kendinde bir sabır ve huzur bulduğunu söyler. Bu haliyle İmran(ra) çağlara uzanan bir sabır ve metanet dersi verir.

Peygamberimiz(sav), özürlülüğün hem Allah"a kul olmaya, hem de toplum hayatına katılmaya bir engel olmadığını, özürlülere aktif ve etkin roller vererek göstermiştir. Muaz b.Cebel (ra)"ı Yemen valisi olarak tayin etmesi bunun göstergelerinden biridir. Muaz b. Cebel (ra) İkinci Akabe Biatı"nda, daha on sekiz yaşında iken Müslüman olur. Topal olması onun ilmi, ahlaki ve ameli meziyetler sahibi olmasına engel olmaz. Arkadaşları onu, Allah"a ve Rasulü"ne itaat etmede Hz.ibrahim"e benzetirler ve tek başına bir cemaat olarak görürler. Hayatıyla kendinden sonrakilere bıraktığı paha biçilmez ölçüler gibi bir de vasiyet bırakır bizlere: "İnsanlarla az, Rabbinle çok konuş; belki o zaman kalbin Rabbini görür!"
Bu sözler vasiyetinin zirvesidir.

Engel tanımayan bir başka yıldız da Itban b. Malik(ra).Gözleri zor görmesine rağmen Bedir Savaşı"na katılır. Mahalle halkına namazı o kıldırıyordur. Ancak gözleri iyice görmemeye başlayınca mescide gidip namaz kıldıramaz olur. Bunun üzerine ne yapmıştır dersiniz" Engelini görevini üzerinden kaldıracak bir bahane olarak görmeden hemen Rasulullah"a(sav) gider ve evinde namaz kıldırmak için ricada bulunur. Efendimiz(sav) ertesi sabah Itban(ra)"ın evine giderek orada namaz kıldırır. Böylece onun evinde mescidin ilk temeli atılmış ve Itban(ra)"a kolaylık sağlanmış olur.

Sahabiler; Peygamberlerden sonra insanlığın en büyükleri... İlk hidayet önderleri ve doğru yolun ilk rehberleri olarak sahabi efendilerimiz, inandıklarıyla hayatlarını bir bütün kılmışlardır. Hatta sahabi söz ve davranışları, dini bir delil olarak kabul edilmiştir. Görüldüğü gibi onlar imanlarını en büyük imkân kabul etmişlerdir. Bu yüzden imanlarının önünde maddi veya manevi hiçbir olumsuzluk engel teşkil edememiştir. Bedensel engelli sahabiler kazandıkları maddi ve manevi mertebelerle, asıl engelin kalıpta değil, kalplerde ve düşüncelerde olduğunu göstermişlerdir. Dolayısıyla hak yolunda irşad eden yol işaretleri, Efendiler Efendisi"nin(sav) deyimiyle göğümüzdeki "yıldızlar" olmuşlardır.

Düşüncem o ki bu kıymetli eser sadece fiziksel bir engeli bulunanlarımıza değil, engeli kalplerinde ve düşüncelerinde olanlarımıza da yol gösterecektir. Zira çoğu zaman adımlarının önündeki en büyük engel insanın kendisidir!

İstifadeli okumalar dilerim.

Yıldızlar Engel Tanımaz: Bedensel Özürlü Sahabilerin Hayatı
Ali Seyyar
Rağbet Yayınları


Yazar: Misafir Köşesi - Yayın Tarihi: 30.09.2011 13:39 - Güncelleme Tarihi: 07.12.2015 16:45
4250

Misafir Köşesi Hakkında

Misafir Köşesi

Kitaphaber ailesine misafir olmuş konuk yazarların yazılarını bu profilde bulabilirsiniz.

Misafir Köşesi ismine kayıtlı 1014 yazı bulunmaktadır.