Çok Satmaması Gerekli Bir Kitap
Kitap gündemini takip etmek adına, belirli aralıklarla yeni çıkan kitaplar hakkında birkaç kelam söyleme hakkını kendimde bulunduruyorum.
Ülkemizdeki yayın dünyasının tuhaflığı ve bir o kadar da giz dolu hareketleri çoğu okurun bilmediği kadar derinlikli ilişkiler ile örüntülüdür. Bu örüntüler biçimi yayın dünyasının aslında hiç de masum olmadığının göstergesi olarak okunabilir.
Dayısı olan ile parası olanı mümkün mertebe ön plana çıkartan yayınevlerinin birçoğu sözde ilkeli yayıncılık adına ormanlarımızı katletmektedir. Tonlarca kâğıtın nasıl da bir anda çöp haline geldiğini görmek istiyorsanız kitap mağazalarında çok satanlar listelerindeki bol resimli, bol makyajlı kitaplarına bakabilirler.
Çok satanlar listelerinde yerini en üst sıralara taşıyan bir kitap genellikle şişirilmiş ve sinsi planlarla okurun karşısına çıkmaktadır. Bu sinsi planlar genellikle yayınevlerinin makyevelist tavırlarınca her şeyi mübah görmelerinden kaynaklanmaktadır. Kitabın masraflarından daha fazla reklam parası bir kitaba ödeniyorsa – yatırım yapılıyorsa- o kitapta bir bit yeniği vardır.
Değerli okurlar, kıymetli müdavimler, sevgili ponçikler önünüze sunulan her kitaba kanmayın. Bir kitap çok satıyor diye bu, o kitabın bir şaheser olduğu anlamına gelmiyor, burada anlaşalım. Biliyorum, biraz dayatmayla, biraz “benim onlardan neyim eksik, elbette ben de alabilirim bu kitabı, kafelere takılır, kitabımı masaya kor, kahvemle birlikte iki instabooks çeker, kendimi mutlu edebilirim”, diyebilirsiniz. Bu sizin tercihiniz. Ama size önerim; bu tür kitaplarla zihniniz löblerini boşuna kirletmeyin. O kıvrım kıvrım olan, o tatlı hülyalara daldıran, o munis ve temiz zihninizi ne dediği belli olmayan fantezilerle doldurmayın.
Seri olarak planladığım bu yazımda bahse konu olan kitabı direkt olarak, gevelemeden söylüyorum: Sen Gittin Ya Ben Çok Güzelleştim.
Kitabın yazarı Nilgün Bodur, Nobel cesaret ödülüne layık bir yazar kanaatimizce. Çünkü hem bu kadar berbat cümleler kuracaksın hem de buna cesaret edip yayınlayacaksın. Daha ilk kitabının şokunu atlatmadan ki ismi bile insanı farklı boyutlara sürüklüyor: “Sıradaki Teşekkürüm Bana Yanlış Yapanlara” olan Nilgün Hanım’ın neden bize eziyet ettiğini bir türlü anlamış değiliz.
Nilgün Bodur’a yeni kitapları için isim önerileri:
- Sen sustun ya ben kustum
- Sen unuttun ya ben çubuktum
- Sen koştun ya ben bakıyordum
- Sen bir kuştun ben seni kafese koymuştum.
- Sen kapımın önündeki paspastın. Ben de her gün sakız çiğniyordum.
Yazar: Can KURSİK - Yayın Tarihi: 31.08.2018 11:55 - Güncelleme Tarihi: 31.08.2018 11:55
Sen unuttun ya ben çubuktum -çok güldüm -