Entelektüelden İnkılâba: Mağaradakiler, Düşünce, Resul OLCAY

Entelektüelden İnkılâba: Mağaradakiler yazısını ve Resul OLCAY yazarına ait tüm yazıları Kitaphaber.com.tr sitemizden okuyabilirsiniz.

Entelektüelden İnkılâba: Mağaradakiler

10.11.2021 09:00 - Resul OLCAY
Entelektüelden İnkılâba: Mağaradakiler

"Quid rides? De te fabula narratur./
Ne gülüyorsun? Anlattığım senin hikayen." [Horatius, Hiciv I]

"Bazı insanlar karanlık bir mağaraya zincirlenmişlerdir ve bu insanlar başlarını sağa ve sola çeviremezler sadece karşılarındakini görebilmektelerdir. Doğuştan beri bu mağarada bulunan insanlar mağaranın girişinden yansıyan nesnelerin gölgelerini görür ve bunları gerçeklikleri olarak algılarlar. Nihayet bir gün bu insanlardan bir tanesi zincirlerinden kurtulur ve mağarayı terk eder. Mağarayı terk eden bu insan, mağaranın dışında yeni bir gerçeklik ile tanışır ve duvarda gölgelerini gördüğü nesnelerin gerçek olmadığının farkına varır. Bunu mağaradaki arkadaşları ile paylaşmak üzere mağaraya geri döner. Mağaradaki arkadaşları ise mağaranın dışında farklı bir gerçeklik olduğuna inanmazlar. Ve bu insanlara mağaranın dışındaki gerçekliği aktarabilmek de imkânsızdır."

Metin, Platon'un Devlet'nden muktebes meşhur mağara alegorisinin özetidir. Eserimizin Giriş'inden bu 'Mağaradakiler'in tam metniyle geçilir. Cemil Meriç'in usulüdür, eser veya eserlerindeki konu başlıklarını, Doğu'dan ve Batı'dan fikir seleflerinin isimlendirmelerinden seçer ekseriyetle. Bu eserine verdiği isim, Platon'un 'Devlet'inde hocası Sokrates'in ağzından anlattığı mağara metaforundan muktebestir. Diğerlerine yeri geldiğinde değinilecektir inşallah.

"Kimi başında taçla doğar, kimi elinde kılıçla.. Ben kalemle doğmuşum" diyen Meriç, elindeki kalemle beraber birçok kimliğe bürünür: Müellif, münekkid, mütercim, muhakkik. Bu eserin ilk bölümünde, "Mağaranın Dışı"ında konuşan Meriç, daha çok muhakkik Meriç; ikinci bölümdeki Meriç ise, münekkid Meriç.

Mağaradakiler

Meriç'in kendi deyimiyle Mağaradakiler: Eflâtun'un mağarası bu. Ancak içinde biz varız; Ali Suavi'den Hilmi Ziya'ya Türk aydınının yüz yıllık dramı. Batı aydını ve Rus İntelijansiyası. Eser, ikisi de kendi içinde birçok alt başlıktan oluşan iki ana bölümden müteşekkil: Mağaranın Dışı; ve Mağaradakiler. İki türü birden barındıran eserimiz: Mağaranın Dışı araştırma-inceleme; Mağaradakiler ise deneme türüne girer. Mağaranın Dışı, her ikisi de birçok alt-başlıktan oluşan 'Entelektüel Yahut Avrupa'da Aydın' ve 'İntelijansiya Yahut Rusya'da Aydın' diye iki kısımdır. Mağaradakiler ise, gene kendi içinde alt-başlıklara ayrılan on üç kısımdır: 1-) İhtilâl Mi, İhtilâl-i Şuur Mu; 2-) Sarıklı İhtilâlci; 3-) Anarşi Değil, Anomi; 4-) Eski Bir Put: Terakkî; 5-) Hürriyet Peşinde; 6-) Avrupa'daki Hayalet; 7-) Neden Bir Dünya Görüşümüz Yok; 8-) Şiirden Düşünceye; 9-) Önce Hiciv; 10-) Hasbî Tefekkür: 11-) Bitmeyen Bir Rüya: Taşer'in Büyük Türkiye'si; 12-) Suçlu Kim; 13-) Dosto Ve Biz.

Mağaranın Dışı

Dipnotlarının biyografik bir esere büründürdüğü bu bölümde, tabiri caizse, teşrih masasına yatırdığı, anavatanı Fransa olan 'Entelektüel' [münevver]ile Batı dillerine Rusya'nın armağanı olan 'İntelijansiya'nın otopsisini yapıyor, Meriç. Suffert Georges'in [1927-2012], entelektüeli eleştirel bir gözle okuduğu 'Şezlongtaki Aydınlar' eserinden özgün ve esaslı iktibaslar epeyce bir yekûn tutar bu bölümün birinci kısmında; ikinci kısımda ise, Marx'ın onu okumak için Rusça öğrendiği, 1860'larda komünizmin ve sosyalizmin gerçek öncülerinden olan Çerniçevski [1828-1889]'nin görüşleri. Müellifimizden, bölümün hülasası olan bir tesbit: "XIX. asrın Rusları için varılacak son amaç: Batı Avrupa medeniyeti, İngiliz parlamentarizmi, Fransız edebiyatı, Alman felsefesi. Batı, homo-sapiens'in ülkesiydi, Rusya, bozkır barbarlarının. Tarihin ne garip cilvesidir ki, yirmi yıl sonra Batı intelijansiyası Rus komümizmi ile büyülenecek, bu komünizmi, çöken kapitalizm karşısında insanî bir ütopyanın gerçekleşmesi sayacaktı. [Sh. 106]

Mağaradakiler [Mağaranın İçi]

Bu bölümün kavram olarak mihverinde "liberaller için bir fetih, kralcılar için bir felaket" olan "Révolution" ["İhtilâl"]vardır. On beşinci yüzyıldan kendi gününe kadar, fizikten siyasete, astronomiden sosyal hayata bir çok farklı alanda kullanılan kavramın peşine düşer, Meriç. Révoluttion'un karşılığı olarak Türkçe'de kullanılan kavramın "ekânim-i selâse"si: İhtilâl, inkılâp, devrim. Türk şair, yazar, siyâsî ve aydınlarınca çorbaya çevrilen, aydınlatalım derken karanlığa gömülen kavramın istismarına fazla dayanamaz: "Öğrendiklerimizi hülasa edelim: İhtilâl devrimdir, devrim inkılâptır, inkılâp ıslahattır. Şair ne güzel söylemiş: "Hem kadeh, hem bâde, hem bir şuh sâkidir gönül" [Sh. 136]diyerek işi gırgıra alır kimi zaman, Meriç. Bölümdeki incelikli ve istifhamî tenkidlerden bir parça: "Milliyet'in yayımladığı Ansiklopedik Sözlük [1971]: "İhtilâl: Bir devletin mevcut siyasal yapısını, ideolojik temellerini, iktidar düzenini değiştirmek için, bu konudaki hukuk kurallarına başvurmaksızın, ortaya atılan cebrî hareketler." Allah..Allah! "Siyasal yapı"yla "iktidar düzeni" ayrı ayrı şeyler mi? "İktidar düzeni" ne demek? Siyasal yapıyı değiştirmek için hukuk kuralları da mı var? Cebrî hareketler ortaya atılır mı?" [Sh. 135]

Ecce Homo

Ecce Homo (Latince: "İşte [bakın]İnsan"), Friedrich Nietzsche'nin kitabının ismi. Bu bölüm diğer iki bölümden bağımsız olarak 'Yapraklar' başlığıyla, "Marksistim dediğim zaman bir işçinin elini sıkmış değildim" itirafıyla başlayıp, "Spinoza kırk dört yaşında ölmüş, Nietzsche kırk dört yaşında delirmiş. Ben yolumu kırk dört yaşından sonra buldum." diye noktaladığı otobiyografik anlatımla, fikrî tekâmülünün kronolojisini sıralar.

Sonuç: "Bitirirken"

"Bitirirken", Anatole France'ın 'Penguenler Adası' kitabından iktibasla biten kitabın son başlığıdır aynı zamanda. İktibasta motamot cümle olarak bunu söyemez, ancak hülasası: "Yeni fikirler, yeni düşmanlar doğurur!" anlamına gelir. Gözlerine inen karanlık, fikirlerindeki aydınlığa nüfuz edemez. Cemil Meriç, "Her aydınlığı yangın sanıp söndürmeğe koşan zavallı insanlarım" diye sitem ettiği "Mağaradaki" milletinin gözlerinin kamaşmasını, dışarının aydınlığına alıştırmaya devam eder, ortaya koyduğu eserleriyle.

Mağaradakiler
Cemil Meriç
İletişim Yayınları
23. Baskı, 2013

287 sayfa


Yazar: Resul OLCAY - Yayın Tarihi: 10.11.2021 09:00 - Güncelleme Tarihi: 11.11.2021 19:33
1259
Yorumlar
  • Ramazan Uyanık 2021.11.10 18:17

    Allahım razı olsun üstadım

  • Rabia Dalkılınç 2021.11.12 17:52

    Emeğine sağlık.

Resul OLCAY Hakkında

Resul OLCAY

75'de Gölbaşı'nda doğdu, Gölbaşı'nda mukim ve muammer. Muhibbi kitap, müebbet talip, okur-yaşar abd-i âciz. 27 Ağustos 2023 yılında vefat etmiştir.

Resul OLCAY ismine kayıtlı 15 yazı bulunmaktadır.