Gazze'ye Yolculuk - Sümeyye Ertekin, Edebiyat, Misafir Köşesi

Meryem Betül Altuntaş, kitaphaber okurları için kaleme aldı.

Hakkında ne kadar okusam da, dinlesem de asla usanmayacağım nadir konulardandır Gazze, Filistin... Tıpkı Kâbe gibi, İstanbul gibi...

Hep derin, hep aziz...

Hele ki, şu bir hafta içinde günde iki kitap bitiren beni ve hepsinin -ki tamamen tevafuk- muhtevasının Filistin'e dair olduğunu bir düşünün. Bir de ara vermeden, sürekli paranoyak İsrail Devletini okumaktan, psikopat olmaktan korkmaya başladığımı da unutmayın. Fakat, bunca şeye rağmen halâ bıkmadım Gazze'yi okumaktan.

Yalnız zulme ve zalime nefretim arttıkça arttı ve öfkem iyice bilendi! Kitaplar hakkında değerlendirmelerimi, okumaktan fırsat buldukça yazmaya çalışacağım inşaAllah.

Bu kitap " Gazze'ye Yolculuk"; bir gazetecinin 3 Gazze yolculuğunun mecmuu...

Gazze Sergüzeşti.

Bir kitap düşünün! 21. Yüzyılın medeni dünyasında, açık hava hapishanesi Gazze'ye 2008, 2010, 2011 yıllarında onca zorlukla yapılan 3 yolculuğun günlüğe dökülmüş hali, vicdan sahibi bir bayan gazetecinin kaleminden...

Bir ülke düşünün! Kendine ait bir para birimi bile edinemeyen...

Bir şehir düşünün! Halkın, benzin alabilmek için bir yığın evrak dizmesi ve Ulaştırma Bakanlığı'ndan izin alması gereken... Ve yemek yağının litresine 15 dolar ödenen...

Bir halk düşünün! Tapusu kendi elinde kalsa bile, kafayı taktığı araziye yerleşen İsrail'e karşı: canı pahasına arazisini mi, yoksa çocuklarına bile birer ev vermeyi vaad eden İsrail'i mi tercih etmekte kararsız kalan... Ve sonunda çocuklarının geleceğini tercih eden...

Yollar düşünün! Yahudi yerleşimcilerine aitse, oradan geçen Filistin'linin sorgusuz sualsiz vurulması emri verilen...

Bir aile düşünün! 5 yıl süren tedavi sonucu doğan Muhammed'in bu cefakar dünyada daha 5. ayını yaşadığı demlerde, siz oturma odasında oturuyorsunuz. Bir gürültü kopuyor ve arka odaya bir füze düşüyor. Ve 5 aylık Muhammed'iniz taşlar altında kanlar içinde can veriyor... Lütfen bir düşünün. Yalnızca 2 dakika... Ve bundan sonra kimse benden, katillere -kim olursa olsun- sempati duymamı beklemesin.

Bir ırk düşünün! Amcaoğullarının baskını ile sıcak çorbalarını bile yarıda bırakıp, gasbedilen evlerine, hatıralarına gözü yaşlı veda eden ve vatandaşı olduğu ülkesinde ya terörist, ya da mülteci damgası yiyen...

Bir ırk daha düşünün! "Biz yahudiler seçilmiş milletiz! Allah'ın bütün insanlığı bize hizmet için yarattığına inanırız." diyecek kadar megolaman, askerlerine; " önce vur sonra düşünürsün." diyebilecek kadar psikopat tavırlar sergileyen...

Bir gemi düşünün! Tek bir gemi... Adı Mavi Marmara. Nazlı nazlı Akdeniz sularında süzülen... İçinde yalnızca insanlık götüren... Ve etrafını saran zodyaklar, hücum botları ve helikopterler... Ve saldırı... İsrail'in özel komandoları tarafından... Savunma... Barış gönüllüleri ve aktivistlerce soğan, maden suyu şisesi ve vileda sopalarıyla olan... Ve 9 şehit... 9 bedel... 9 can... 9 anaya paylaştırılan gözyaşı ve hicran... 9 ocağa kıyamet gibi çöken acı ama, sonu cennette Allah'ı seyran... Ve aktivistler... Ve piskoposlar... Ve sanatçılar... Ve gazeteciler... Ve Sümeyye Ertekin!

Demet Tezcan hanıma göre: atom karınca tabirini hak edecek kadar hareketli ve aktif. Habercilik de başarısından mıdır bilinmez, adını bilmeyenler tarafından işiyle, "TV NET" diye seslenilen... Her şeye rağmen siyonistlerle son âna kadar mücadele eden... Ve dönünce hatırasını kaleme döken... İyi ki siyonist zihniyetin maske arkasını tarihe yazmışsın! İyi ki kayda almışsın Sümeyye abla!

Ve bitirirken, dilimde Tevrat'tan bir dua: "Seni unutursam Ey Kudüs sağ elim hünerini unutsun!"

İyi Okumalar!

Gazze'ye Yolculuk
Sümeyye Ertekin
Pınar Yayınları
235 Sayfa