Kutlu’nun Vicdana Seslenişi, Edebiyat, Ülker GÜNDOĞDU

Kutlu’nun Vicdana Seslenişi yazısını ve Ülker GÜNDOĞDU yazarına ait tüm yazıları Kitaphaber.com.tr sitemizden okuyabilirsiniz.

Kutlu’nun Vicdana Seslenişi

24.05.2021 09:00 - Ülker GÜNDOĞDU
Kutlu’nun Vicdana Seslenişi

Yoksulluk sizce nedir? Mal veya mamul eksikliği mi? Dünyanın maddi yükünden muaf olmak mı? Akşama ne yiyeceğini bilmeden bütün gün açlığını gidermek için dolanıp durmak mı? Karın tokluğuna yaşayarak bugün de doyduk, Allah Kerim demek mi? yoksulluk. Asıl yoksulluk vicdanını unutmak, değerleri unutmak, paylaşmayı unutmak, sevmeyi, hüzünlenmeyi, insan olduğunu unutmaktır. Yoksullar bizim iyiliklerimizi bekliyor. İzbelerde, harabelerde, barakalarda, küflü, rutubetli, karanlık viranelerde bekliyorlar. Karton yataklarda, naylon çatılarda, toprak damlı evlerde ve şehrin sokaklarında. Yalnız, sessiz, dalgın bekliyorlar. Ana babaları kan ağlayan çocuklar dargın. Babaların sıkılı yumruğu ve askerdeki oğullar, dedelerin ağzı kapalı, nineler ses vermiyor. Gelinler yaslı. Gökdelenlerin arasına sıkışan dükkanında, dağ başında, tarlada, kapısına kilit vurulan atölyelerin önünde; işsiz, umutsuz, aç, yorgun, hasta, küskün, sessiz ve kimsesiz bekliyorlar…

Yoksulluk, yaşanılan ve ancak yaşayanların anlatabileceği bir durum olduğu için yalnızlık ve suskunluk durumudur. Siyasi propagandalarda bazen, sosyal medyada, sosyal araştırmalarda ve raporlarda teknik bir kavram gibi karşımıza çıkmaktadır. Yoksulu gözetmek dini bir vecibe olduğu kadar toplumsal bir sorumluluktur. Aklınıza yoksul deyince çadırda veya gecekonduda yaşayanlar gelebilir lakin genel yoksulluk kavramında farklılıklar görülmektedir. Oysa çok yakınlarımızda yardıma muhtaç ve yoksul insanlar bulunmaktadır. Onları medyadan veya iletişim kanallarından üstü başı yırtık elbiseleriyle, sıvası dökülmüş evleriyle perişan bir halde görmeye alışığız… gerçekten alışık mıyız? Ya da alıştırıldık mı? Neye alıştık ve nasıl alıştık, alıştırıldık… bilmeden. Yoksulluk bir tür toplumsal gerçekliktir. Onu görmek için topluma inmek, topluma nüfuz etmek gerekir. Bütün örneklerden bağımsız olarak yanı başımızda derin bir yoksulluk yaşanmaktadır. Belki yan dairemiz, belki sokağımızda, üst katımızda, yan sokağımızda… Ama nedense göremiyoruz… Görmek için çabamız var mı?..

Yeter ki iyilik yap, at suya...

İnsanların günlük olarak nafakasını çıkarması, çoluk çocuğunun karnını doyurması her şeyin önüne geçmiş durumdadır. Vasıfsız vasıflı insanlar, işsizlikle boğulmakta, bu durum bir ülkenin ekonomik durumunun yansıması olmaktadır. Tüketime kışkırtan kapitalist sistem toplumlara ürün tüketimini sağladığı gibi zaman, kültür, kimlik gibi soyut kavramların da hızla tüketilmesinin yolunu açmaktadır. Savrulan ülke zenginliği, devlet imkanları, geçen yıllar içinde yamalı giysiyi, çarığı ve karasabanı kaldırdı. Memleketin her yerinde, her meslekten insanlar seslerini yükselttiler; adalet istediler, haksız gidişe dur denilsin istediler, sorumluları göreve çağırdılar. İş hayatının zayıf olduğu, köylünün mahsulünün para etmediği devirde memuriyet bir kurtuluş hedefi olarak görüldü. Ana babalar çocuklarına bir memuriyet kazandırmak için çırpındılar. Tüm bunlar, geçimi kolaylaştırmak, az da olsa sürekli olan bir gelir elde etmek ve belki de en önemlisi “yoksul” kalmamak adına… Oysa rızıklara Allah kefildir. Biz neden rızık delisi olduk acaba?

Kutlu’nun Çektiği Yoksulluk Fotoğrafı

Yoksulluk veya fakirlik, günlük temel ihtiyaçların tamamını veya büyük bir kısmını karşılayacak yeterli gelire sahip olmama durumundan kaynaklanmaktadır. Özellikle, yiyecek, içecek, barınma, giyim gibi temel ihtiyaçları zor bulmak veya karşılayamamak yoksulluğu tanımlayabilmektedir. Yoksulluk, ülkeden ülkeye veya coğrafyadan coğrafyaya değişik nedenlerle ortaya çıkabilir. Başlıca nedenler arasında çevresel nedenler, ekonomik nedenler, siyasi nedenler ve toplumsal nedenler sayılabilmektedir. Çevresel nedenler; yoksullaşmanın en bariz belirtilerinden olan çevresel nedenlerin başında, doğal afetler, çölleşme, kuraklık gibi doğal etkenler gelebildiği gibi; aşırı otlatma, ormanların tahrip edilmesi gibi insan tahribatı sonucunda oluşan doğal yıkımlar da yoksulluğa neden olabilmektedir. Bunun yanında, yoksulluğa, coğrafik özellikler de neden olabilmektedir. Örneğin; enerji üretimine veya tarıma elverişli olmayan bir bölgede yoksulluk görülebilmektedir. Kimi zamanlarda, tarımın elverişli olduğu bölgelerde kullanılan yanlış gübreleme, aşırı su israfı, bölgede kıtlığa ve yoksulluğa neden olabilmektedir. Zira suyun ve besinin yetersiz olduğu bölgelerde yoksulluk kaçınılmazdır. Ekonomik nedenler; yoksulluğun bariz nedenlerinden olan ekonomik nedenler arasında işsizlik en başta yer almaktadır. Koşulların yetersizliğinden seçilen kalitesiz yakıtlar, gıda israfları, yoksulluğu tetiklemektedir. Ekonomik yetersizlikler nedeniyle sulamada yapılan su israfları, açtığı tahribat sonucunda yoksulluğu tetiklemektedir. Siyasi nedenler; siyasi politikalar, büyük yoksulluklara neden olabilmektedir. Özellikle izlenen yanlış politikalar, tarıma ve ağaçlandırmaya yapılan düşük destek, sanayinin çarpıklaşması, kirlilik, yoksulluğu beslemektedir. Eğitime verilen desteğin çok az olması, yoksul bir nesil yetişmesine neden olmaktadır. Ülke yönetimlerindeki yozlaşmalar ve belirsiz politikalar, Nijerya gibi ülkelerde yaşanan yoksulluğun baş sebepleri arasındadır. Yolsuzluklar, yoksulluğun temel nedenlerinden biri olduğu gibi sömürge devletlerinin bir ülkede varlığı, halkın var olduğu kaynakların da sömürülmesine ve insanların bolluk içinde aç yaşamasına neden olmaktadır. Toplumsal nedenler; nüfus artışı yaşanan ülkelerde yoksulluğun önemli bir sorun olduğu bilinmektedir. Bu artış, çarpık kentleşmeye yol açabilmektedir. Beyin göçleri ve tarihteki yönetim biçimleri insanları ve toplulukları yoksul bırakabilmektedir. Ayrıca savaşlar, soykırımlar, toplumları uzun süre muhtaç bırakabilmektedir.

Bütün bunları gerçekçi yaklaşımıyla ele aldığı Kutlu’nun Yoksulluk Kitabı adlı deneme türünden yazılmış eseri, okuru vicdanıyla baş başa bırakarak içsel bir hesaplaşmaya yönlendirmektedir. Mustafa Kutlu, bu kitabında; yalnızlığa yoldaş olup suskunluğu çözmek ve yoksulluğun fotoğrafını çekerek yoksulluğa başka bir açıdan bakabilmemizi sağlamaktadır. Yoksulun ve yoksulluk mefhumunun zihinlerimizde bir karşılık bulduğunu ve yoksulluğun gerçekte nasıl yaşandığını anlama ve anlatma duyarlılığıyla kaleme aldığı Yoksulluk Kitabı’nı okurun vicdanına işlemektedir.

Mustafa Kutlu, toplumsal bilince dikkat çekme gayretiyle yoksulluğa geniş açıdan değinmektedir. Eser 49 denemeden oluşmakta, yoksulluğun yaşanan halini, sokakların durumunu canlı örnekleriyle önümüze sunmaktadır. Küreselleşen vahşi kapitalizme karşı vicdaniliği, insaniyeti haykıran bir eserdir. Her ne sebeple olursa olsun meselenin temelinde bir ahlak buhranı yaşandığını göstermekte bunun sade ülkemizi değil bütün dünyayı kavuran bir hadise olduğunun altını çizmektedir. İnsanlığı, merhameti yok etmeyen başka bir çözüm getirmeye yönlendirmektedir. Yoksulluğun altında maneviyat eksikliği olduğunu söylerken hizmet, hürmet ve merhamet hamlesine okuru davet etmektedir.

Yoksulluk Kitabı

Mustafa Kutlu

Dergah Yayınları

186 Sayfa


Yazar: Ülker GÜNDOĞDU - Yayın Tarihi: 24.05.2021 09:00 - Güncelleme Tarihi: 30.04.2021 14:28
3521

Ülker GÜNDOĞDU Hakkında

Ülker GÜNDOĞDU

1977 yılının Ocak ayında Konya Ereğli’de dünyaya geldi.  Ereğli Lisesi’nde eğitimini tamamladıktan sonra iş hayatına; Ankara’da IBM Bilgisayar Satış Temsilcisi olarak atıldı. İstanbul’da kendi şirketlerini kurana dek çeşitli işlerde çalıştı. İstanbul’da yaşamakta. Kütüphanesini oluşturduğu yirmi üzeri alandaki, beş bini aşkın kitabının anlamını, canına okudu. 

Bilgisayar, dil, gitar, estetisyenlik alanlarında eğitimler aldı. Yurt içi ve yurt dışı olmak üzere yirmi şehri, kültürel gezme imkanı buldu. Kitaplara, yazmaya, tablolara, eski ve yeni objelere, tüm renklere ve dört sitil yüzmeye tutkun. “O kadar derinim ki” diyen okyanusu kıskanmakta.

18.08.2020 tarihinde Kitap Haber ailesine katıldı. Kitap Haber Kültür Sanat Editörü olarak biteviye yazmaya devam etmekte. Kitap Haber Dergisi, Yolcu Dergisi, Şehir ve Kültür Dergisi, Teferrüc Dergisi, Aydos Edebiyat Dergisi’nde yazdı ve yazmakta. İlk yazmaya amatör olarak bir roman ile başladı. Şu ana kadar bir roman, bir deneme, bir öykü, bir Kadıköy’ün Semtleri, iki değerlendirme dosyaları; en güzel haliyle gün yüzüne çıkmak için naçizane enikonu hazırlanmakta. 

1998’de evlendi. Bir oğul ve bir kız evladı var. Ailesi ve kitaplarıyla huzurlu bir yaşamın diğerkâm ve müptezel yolcusu. Bibliyomani değil sadece bir kitap daha okuyacak…

Ülker GÜNDOĞDU ismine kayıtlı 140 yazı bulunmaktadır.

Twitter Instagram LinkedIn Kişisel