Lüzumsuz Adam: Masum Dünyada Bir Garip, Edebiyat, Ülker GÜNDOĞDU

Lüzumsuz Adam: Masum Dünyada Bir Garip yazısını ve Ülker GÜNDOĞDU yazarına ait tüm yazıları Kitaphaber.com.tr sitemizden okuyabilirsiniz.

Lüzumsuz Adam: Masum Dünyada Bir Garip

08.02.2021 09:00 - Ülker GÜNDOĞDU
Lüzumsuz Adam: Masum Dünyada Bir Garip

Büyümenin her atılımıyla ilgilidir kitaplar. Gelişimin büyük desteğidir. Birliğin türevsel bir olgusudur. Büyümenin içinden geçirerek, sürecin güvenilir bir göstergesi kabul edilebilir. Sait Faik Abasıyanık, inandığı ve samimiyetle yazdığı fikre verdiği değeri kitaplarla atfetmektedir.

Sait Faik, ilk basımı 1948’de yaptığı Lüzumsuz Adam ile okuru sarsan alışılmadık anlatımıyla şaşırtan fikirleri, büyümenin gerçeğini görünmeyen yönüyle çizmektedir. Edebiyattan hoşlanacak bir okur topluluğunu hazır bulmadı. Okurunu yetiştiren, eğiten, okuruyla birlikte oluşan bir yazardır. Bütün bir sevdası herhangi bir insan izlenimi oluşturmaktır. Yazılarındaki o anlatılmaz sıcaklık, ilk cümleyle insanı hemen kuşatıvermektedir. Bir bakıma duyguyla düşüncenin gerçeğini yakalamak için kendiyle yaptığı mücadelenin sonucudur. Tanımadığı, gerçek yüzünü bilmediği, ne bir duygu ne de bir düşünceyi anlatmaktadır. Öykülerinin karakterleri içli dışlı olduğu bir ortamın insanlarıdır. Yeryüzüne bir yazar gözüyle bakmaz, bildiği gibi yaşar ve yaşam deneyiminin yükü ağırlığını duyurunca yazar. Sait Faik, yaşamın bin bir görünümüyle dolan birikiminin fikir yoğunluğunu duymadan sanatsal eylemi, çok ince duyarlılıkla, doğayla iletişimini sürdüren, yaşamı özleştiren bir sanatkârdır.

Sait Faik’te Mahalle

Sait Faik, hikâyelerinde en çok değindiği mekân, olan mahalle ve kültürü, toplumsal olguların, kendine özgü bir doğaya sahip oldukları, en küçük topluluktan oluşan yapı halinde yansıtılmaktadır. Kendi içinde yasaları bulunan en küçük sosyolojik alanı oluşturur. Bilinmeyen bir dünyanın, incelenmesi için gerçeklikler sistemine sahip olmaktadır. Toplumlarda var olanları, mahallenin özel nedeni olduğu olguları, o olmadığında var olmayacak olguları ve toplumum o şekilde oluştuğu var olan olgularının ortaya çıktığı yerin mahalle olduğunu vurgulamaktadır Sait Faik. Ayrıca birey üzerinde etki icra etmeye muktedir, bireysel tezahürlerden bağımsız kendine özgü bir varlığı olup, belli bir toplum çerçevesinde genellik taşıyan olguyu savunmaktadır. Toplumsal hayatın bireysel bilinci, mahallede oluşup büyür. Birey, psikolojisinin motivasyonunu belirleyen mahalle yaşamı; yumuşak, besleyici olgularıyla anlayışı geliştirmektedir. İnsanlar, bir arada güven içinde yaşarlar. Mahalle, farklı kültürlere sahip olsalarda aynı kültürü paylaşmalarıyla bir arada bulunmayı başarırlar. Yazılı olmayan kurallara tüm mahalle riayet etmektedir. Mahalle yapısıyla, aile yapısı yakından benzemektedir. Yardımlaşma ve dayanışma en üst düzeydedir. Mahalle ortak bir bilinçte buluşarak haraket etmektedir. Türkiye’nin yaşayan değerinin mahalle olduğuna önem vermektedir.

Lüzumsuz Adam Bir Olgu mu?

Lüzumsuz Adam, kimseyi görmek istemiyor, yedi senedir mahalleden çıkmıyordu. Dostları nerde olduğunu bilmiyordu. Yaşadığı mahallesi; üç sokağı diklemesine kesen dördüncü sokaktan ibaretti. Önemliliklerine göre numaralandırmıştı. Oturduğu dar sokağı numarasızdı. Apartmanın altında sütçü ve iki marangoz dükkânı vardı. Temiz kahvenin sahibi Frenk, Yahudi kırması dünya tatlısı bir kadındı. Her sabah kapuçina der, peki derdi. Sonra küçük yokuşu çıkar, tramvay yolundan kütüphanenin önüne düşerdi. Sokağına varınca rahatlardı. Sokağının insanı başkaydı. Temiz bir işkembeci vardı. Gezinti saati evinden çıkar 1 ve 2 nolu sokakta bir bar, bir ekmekçi, bir de lokanta vardı. Sağa dönünce yemişçi kadına, merhaba derdi. Bu sokakta hoppa mı hoppa Yahudi bir kızcağız vardı. Karşısındaki marangoz bir gün; bir daha burdan geçerse gözünü patlatacağını söyledi. O günden sonra sokaktan geçme dileği dayanılmaz oldu. Çarpıntılarla geçer nabzı tek vuruş fazla atmazdı. Her gün her şeyi saydığı gibi her gün nabzını sayardı. Mahallede oturanların yarısı Lavanten’le Yahudi olan ne iyi, ne tatlı, ne civcivli, ne hayatı sever insanlar yaşardı. Mahallesini seviyor, başka bir yerde garip hissediyordu. İnsanlar birbirine bakardı. Akşam olunca madamın sarı tatlı ışığı yanar. Portakal veren Salomon, mum yakar, Lakerdacı üç yüz voltluk ampulü yakardı. Siklemen dudak boyası, tırnak cilası güzelliğiyle parlardı.

İntiharın eşiğine gelmiş bir adam, şehrin tüm çirkin yüzü ona görünmektedir. Tahammülü kalmamıştı. Var olan değerleri çözülmüş, kayıpların telafisi mümkün olmayan noktalara ulaşmıştı. Sevmeyecek olduktan sonra şehirleri neden yapmışlardı? Birbirini küçük görmeye, boğazlamaya, kandırmaya mı?

Değersizlik hissi içinde olan Lüzumsuz Adam, umutsuzluğun eşiğindedir. Kendi kendini suçlama, kendini beğenmeme eğilimindeydi. Hayata isteksiz davranıyordu. Mahallesine bağımlılık duyuyordu. Yetersizlik duygusuyla mücadele etmeliydi, kendini sevmeliydi ve hayatın merkezine kendini koymalıydı. Boğaziçi vapurundan denize kendisini bırakıvermeden önce; yuva bildiği mahallesi, hayata olan bağını kurmasını sağlayabilecek miydi? Peki Lüzumsuz Adam bu gün nasıl anlaşılabilirdi? Hayat lazım olan unsurlarla lazım olmayan unsurların bir çarpışması mıydı?

Sait Faik Abasıyanık

Lüzumsuz Adam

Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları

Sayfa 108


Yazar: Ülker GÜNDOĞDU - Yayın Tarihi: 08.02.2021 09:00 - Güncelleme Tarihi: 19.01.2021 13:33
3835

Ülker GÜNDOĞDU Hakkında

Ülker GÜNDOĞDU

1977 yılının Ocak ayında Konya Ereğli’de dünyaya geldi.  Ereğli Lisesi’nde eğitimini tamamladıktan sonra iş hayatına; Ankara’da IBM Bilgisayar Satış Temsilcisi olarak atıldı. İstanbul’da kendi şirketlerini kurana dek çeşitli işlerde çalıştı. İstanbul’da yaşamakta. Kütüphanesini oluşturduğu yirmi üzeri alandaki, beş bini aşkın kitabının anlamını, canına okudu. 

Bilgisayar, dil, gitar, estetisyenlik alanlarında eğitimler aldı. Yurt içi ve yurt dışı olmak üzere yirmi şehri, kültürel gezme imkanı buldu. Kitaplara, yazmaya, tablolara, eski ve yeni objelere, tüm renklere ve dört sitil yüzmeye tutkun. “O kadar derinim ki” diyen okyanusu kıskanmakta.

18.08.2020 tarihinde Kitap Haber ailesine katıldı. Kitap Haber Kültür Sanat Editörü olarak biteviye yazmaya devam etmekte. Kitap Haber Dergisi, Yolcu Dergisi, Şehir ve Kültür Dergisi, Teferrüc Dergisi, Aydos Edebiyat Dergisi’nde yazdı ve yazmakta. İlk yazmaya amatör olarak bir roman ile başladı. Şu ana kadar bir roman, bir deneme, bir öykü, bir Kadıköy’ün Semtleri, iki değerlendirme dosyaları; en güzel haliyle gün yüzüne çıkmak için naçizane enikonu hazırlanmakta. 

1998’de evlendi. Bir oğul ve bir kız evladı var. Ailesi ve kitaplarıyla huzurlu bir yaşamın diğerkâm ve müptezel yolcusu. Bibliyomani değil sadece bir kitap daha okuyacak…

Ülker GÜNDOĞDU ismine kayıtlı 140 yazı bulunmaktadır.

Twitter Instagram LinkedIn Kişisel