Samimiyete Samimi Çağrı; İhlâs Çağrısı
Günümüz dünyasında en temel sorunlardan biri "samimiyetsizlik" olsa gerektir. Bir işe kalkıştığımızda o işe ve kendimize saygımızın bir göstergesi olan samimiyet, bugün her şeyi geçiştirmeye çalışan insanlığın en temel zaaflarından birisi olarak görülmektedir.
Nefsin istekleri ile O'nun isteklerinin çatıştığı her alanda, bir başka şekilde ifade edersek iki dünyanın birbiriyle uyumsuzluğunda, vicdanımızın esas çizgisi olan İhlâs mefhumu, karmaşık zihinlerimizin karar verme aşamasındaki doğru-yanlış tercihinde önemli rol oynamaktadır. Zihinlerin yere sağlam bastığı bir inşa/hayal/umut sürecinde ihlâsın göz önünde bulundurulması hayatı yaşadığı gibi değil, yaşaması gerektiği gibi yaşayanlar, yaşamaya çalışanlar için de bir tutamak, bir kurtuluş dalı olacaktır.
İhlâsın bu önemli rollerine atfen"İhlas Çağrısı" adlı eserimiz, günümüz çıkmazlarından hareketle, İslami yaşamın temeli olan niyetlerimizin doğru istikamete ancak ihlâs ve samimiyetle kavuşabileceği tezi üzerine inşa ediliyor.
Yazarımız diğer eserlerinde olduğu gibi kavramsal zeminde kazılar yaparak, öncelikle doğru ve yanlış düşüncenin zuhur ettiği ana yatağa, yani tasavvurlarımıza hitap ediyor. Düşüncenin hakkını vermek kabilinden bu adımın, aslında kavram kargaşası yaşayan zihinlerimiz için vahiy temelli düşünmeye aralanan bir kapı olduğunu görebiliyoruz.
On üç bölümden oluşan eserimiz; insanı ve durduğu yeri, zaaflarını, eksiklerini, çevreye bakış açısını, merakını, suskunluğunu ihlâs penceresinden değerlendiriyor. Genel hatlarıyla ihlâsın karşı kutbuna da, (ihlâs ışığını söndüren riya, haset, sorumluluktan kaçmak gibi alanlara da) değinen eserimiz, bunu samimiyetsizliğin Kur'an'daki en çarpıcı örneği İsrailoğulları üzerinden gerçekleştiriyor.
Yine modern dünya ve insanın konumu, ihlâsın hayat sınavındaki rolü, ihlâslı yüreklerin çabaları, samimiyet için ihlâsın gerekliliği üzerinde de duran eser, hadisler ve ayetlerle bu konulara açıklık getirmektedir.
Bu aktardıklarımıza ek olarak eserde bir yol ve yöntem sunulduğunu belirtmeliyiz. Müellifin diğer eserlerini de incelediğimizde, her eserinin, insanın düşünme sürecine katkıda bulunacak tefekkür tohumlarıyla dolu olduğunu görmemiz bu savımızı kuvvetlendiriyor. Meyveleri elde etmenin ancak belirli bir çaba ile anlama kavuşacağından hareketle, bir fikir adamının temel sorunlara Vahyi esas alarak yaklaşım tarzını yola râm olanlar için bir fırsat olarak niteleyebiliriz.
Son söz olarak, dünyanın çekici cazibesi ve manyetizmasının Kemal Sayar'ın ifadesiyle "kalp adamlarını etkilemeyeceği" düşüncesi geleceğe dair umutları tazelese de, ihlâssız atılan tüm adımların ne kadar yapay kalacağı da bilinmesi gereken bir hakikat olarak karşımızda durmaktadır. Müellifin belirttiği üzere "tevhid ihlâs korumasında değilse, dalalete ramak kalmış demek(s.65)"se, ya diğer alanlar, olgular, nefesler, hayatlar... Bunları düşünmek bile insanı ürkütmüyor değil...
İhlas Çağrısı
Ramazan Kayan
Çıra Yayınları
160 sayfa
Yazar: Mustafa ATALAY - Yayın Tarihi: 06.07.2012 09:35 - Güncelleme Tarihi: 22.11.2021 22:36