Türkler satranç oynamayı ne zaman öğrendi?, Edebiyat, Misafir Köşesi

Türkler satranç oynamayı ne zaman öğrendi? yazısını ve Misafir Köşesi yazarına ait tüm yazıları Kitaphaber.com.tr sitemizden okuyabilirsiniz.

Türkler satranç oynamayı ne zaman öğrendi?

31.10.2012 08:10 - Misafir Köşesi
Türkler satranç oynamayı ne zaman öğrendi?

Ersin Kendir, kitaphaber okurları için değerlendirdi.

Artık bütün dünya biliyor ki İsrail zalim bir devlet ve Vatikan gizli işler çeviren Haçlı zihniyetinin önbelleği. İslamiyet ve Müslümanlara karşı kin ve nefretleri ile her fırsatta zulüm ve savaştan geri durmayan bu zihniyetler dünyada barış olursa ekonomimiz çöker biz biteriz diye düşünmektedir. Savaş olan bir dünyada şer güçler kirli oyunlar tezgâhlayarak varlıklarını devam ettirmektedirler.

Gül, Kan ve Şeytan çelişkili üçlü bir arada. Buradan anlaşılıyor ki karışık işler çapraz ilişkiler var bu romanda. Stratejik analizler gerçek olaylarla yoğrulmuş olarak sunulmakta. Türkiye'nin son on yılda nasıl bir satranç oyununa maruz kaldığını ve oyunu seyrederken şimdi oyun kuran olduğu resmediliyor. Hoca geldiği günden itibaren oyunlar ve oyuncular karışıyor Ergenekon deşifre ediliyor. İsrail kendi kabuğuna çekilmeye zorlanıyor.

Roman karakterlerinden kısaca bahsetmek gerekirse Hoca karakteri dengeleri bozan yeni oyun kurucu, Dışişleri Bakanı. Kaptan ise Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı yani Hoca'nın Kaptanı oluyor. Kızıl Kardinal ise Vatikan'da Papa yardımcısı, Papa'ya rağmen kendi oyununu kuran ajan. Mete, bağımsız çalışan Türk gazeteci, Vatikan'ın sırlarını çözüp mesleğinde altın vuruş yapmak isteyen başarılı bir araştırmacı gazeteci ayrıca özel istihbarat elemanı Serhan'ın arkadaşı ve Maria'nın sevgilisi. Ulia, Maria, Marco, Erick ise değişik güçler adına çalışan ajanlar. Hüseyin B., Evrim Y., Halim Ü. İse Su Kuşu silahlarını geliştiren TİKA mühendisleri. İzabellla adlı kaplumbağa da bu oyunun bir parçası, yani Amerika'dan getirilip doğal yaşama geri döndürülme bahanesiyle Vatikan'ın Akdeniz sularına bıraktığı uydudan kumandalı bombası. diğerleri ise Baturu C., Maşat Niksara Bendit, Fırat Albay, Azer, Essam, Ömer B. Karasu, Perez, Obama, Netanyahu, Merkel, Sarkozy,

Oyun Kuran Yeni Türkiye

Yazar 'sıra sizde' derken oyunun içine okuru da davet ediyor. Dengeler değişiyor, ASELSAN mühendisleri öldü mü? Su Kuşu projesi İsrail'i bitirir mi? Vatikan, ajanlarına güvenebilecek mi? İran ile İsrail nasıl bir plan hazırlıyor? Kız Kulesi'nin altındaki mezarda ne var? Ayasofya, Yere Batan Sarnıcı, Tüp Geçiş Projesi ile Kız Kulesi arasında nasıl bir ilişki var? Papa ve F. Gülen arasındaki sır neler? Mavi Marmara gemisine saldıran askerler Şahinler miydi? Ergenekon, One Minute, Mavi Marmara, Arap Baharı birer şifre mi? Ahid sandığından ne çıkacak?

Bir roman ile gerçeğe dokunuş fırsatı verilmiş okuyucuya. Romanı Okurken ne hayali bir roman ne de bir polisiye olmadığını fark ediyorum gerçeklerle yoğrulmuş kurgular var satırlarda. Satır aralarında ilerlerken bugünde yaşıyoruz bazen de geçmişteki oyunları açıyor yazar önümüze. Hoca "bir gün Doğu Kudüs Filistin'in başkenti olacaktır. Hep beraber orada namaz kılacağız" derken hangi hesaplarına göre bu sözü söylemişti, bunu satırlarda ilerlerken zihnimizde şekillendirebiliyoruz.

Eser sekiz bölümden oluşuyor. Her bölüm Kur'an-ı Kerim'den ayetler alıntılanarak yazılmaya başlanmış. Birinci bölüm Meryem sûresinin tamamı alınarak başlıyor. İkinci bölüm Yunus sûresinde tevhid inancı ile ilgili ayetle başlayıp dinler arası diyalog ve Pensilvanya ile Papa ilişkisine ve gelecekte Ahit Sandığına kadar gidecek yollar çizilmekte. Üçüncü bölüm Enfal, dördüncü bölüm Al-i İmran, altıncı bölüm Âlâk, yedinci bölüm Bakara sûresinden bir ayet ile başlıyor. Beşinci bölümde Kudüs, Süleyman mabedi, Hz. Nuh, İshak ve Yakub peygamberlerle ilgili 13 adet ayet ile başlıyor. Sekizinci ve son bölüm ise değişik sûrelerden dört adet ayet ile başlamakta olup Kudüs, Vatikan ve Türkiye üçgeninde dinler arası diyalog çalışmasının kurgusu ile üç dinin öncülerinin Konya'da Ahit Sandığını açmasıyla noktalanmaktadır.

Kar Tanesi yazılımı ile Su Kuşu projesini Türk Mühendisler Fil suresinden ilham alarak geliştiriyorlar. Hapishanedeki mahkûmlara imal ettirilen ve başbakanın doğalgaz depolayacağız diye kamuoyuna bildirdiği mağaralarda tutulan su kuşları son bölümlere yaklaşırken Türkiye'nin İsrail'e savaş ilan etmesi ile görevlerini icra etmek üzere havalanıyor ve İsrail'i bitiren silah olarak tarihe geçiyor.

Gül, Kan ve Şeytan
Ali Ulurasba
Destek Yayınevi
Temmuz 2012
319 Sayfa


Yazar: Misafir Köşesi - Yayın Tarihi: 31.10.2012 08:10 - Güncelleme Tarihi: 03.12.2021 16:43
3389

Misafir Köşesi Hakkında

Misafir Köşesi

Kitaphaber ailesine misafir olmuş konuk yazarların yazılarını bu profilde bulabilirsiniz.

Misafir Köşesi ismine kayıtlı 1014 yazı bulunmaktadır.