Yazıyı Sanat Haline Getirmek, Edebiyat, Ülker GÜNDOĞDU

Yazıyı Sanat Haline Getirmek yazısını ve Ülker GÜNDOĞDU yazarına ait tüm yazıları Kitaphaber.com.tr sitemizden okuyabilirsiniz.

Yazıyı Sanat Haline Getirmek

08.11.2021 09:00 - Ülker GÜNDOĞDU
Yazıyı Sanat Haline Getirmek

Nasıl daha iyi yazabilirim? Sorusunu sormadan geçen bir günü olmayan biri olarak: yazmayı bir sanat haline getirmenin bir usulü var mıdır? Kurmaca yazmanın incelikleri nelerdir? Kurmaca dışında yazarken gerçeği nasıl kaleme almalıyım? İçimde oluşan her karakter, kendini yazmamı söylediğinde kurmacanın inceliklerini daha iyi nasıl sanata dönüştürebilirim? Yazımı düzenlerken izlediğim yolun püf noktası var mı? İçimden geldiği gibi yazdığımda duygularımı, yazı aracılığıyla okura geçirebilir miyim? İçimdeki ritmi oluşturan ses, şiir yazmamın nedeni mi? Eli kalem tutan herkes yazabilir mi? Benim aklımda oluşan bu sorularımın yanıtı varmış meğer. Yazma uğraşları veren herkesin, mutlaka ama mutlaka okuması gereken; bir sohbet eğitimi olan eser olan Yazma Üzerine Sohbetler.

Eser, kurmaca, şiir ve kurmacadışına odaklanan üç ayrı söyleşi bölümlerinden oluşmaktadır. Bu sohbetlerde, yazmanın çetrefilli zorlukları ve huzurlu ödüllerini tanımaktadır, okur ya da yazar adayı. Sanatsal incelikleri ve püf noktaları üzerine diğer yazarlar ve yazılanlar üzerinden David Naimon aracılığıyla Ursula K. Le Guin'in tartışmalarına dikkatle tanık olmaktadır okur. Bunu yaparken de yazar olarak birikimlerinden, yaşadığı bilgeliğin tecrübelerinden, duygularından ve analizlerinden birçok konuya değinmektedir. Yazma zanaatının teknik detaylarından, dilin ahlaki meseleleri yansıtma ve kullanma biçimlerine inanılmaz çıkarımlarla baş başa kalan okuru işin aslının keşfinin heyecanıyla yazmaya motive olmaktadır.

Yazının Ritmi

Yazının ritmi olduğunu biliyor muydunuz? İşte yazının ritmiyle tanışmanızı sağlayan yazının sanata ulaşmış biçimi nedir? Şiirin müziğine nasıl erişilir? Şiir insanca konuşmaya çalışabilen insan dili midir? "Bilim dışarıdan isabetli bir tasvir yapar, şiir ise içeriden. Bilim açıklar, şiir ima eder. İkisi de tasvir ettiği şeyden övgü ve takdirle bahseder. Hem bilimin hem de şiirin dillerinin bizi, cehaletimize veya sorumsuzluğumuza derman olmayan sonsuz "enformasyonu" salt istiflemekten kurtarmasına ihtiyacımız var." derken yazar, şiirin öneminin etkisinin oluşumuna dikkati önemle arz etmekte çaba harcamaktadır.

Yayıncılık piyasasından kadın yazarların edebi kanondan dışlandığını ifade edilir. Kendi yaşadığı sıkıntılara değinerek kadın yazarların çektiği zorluklarla yılmadığını kanıtlamış güçlü bir yazar olarak, kadın yazarlara örnek bir deneyim açmaktadır. Ötekinin perspektifinden yazmaktan, siyaset, bilim ve doğaya bakışının geniş yelpazesiyle düşündürme biçimini okurlarına, tüm gerçekçiliğiyle ve samimiyetle sunmaktadır.

Eser; giriş: Söyleşi Dehşeti, Kurmaca Üzerine, Şiir Üzerine ve Kurmaca Üzerine başlıkları altında toplanmıştır. Söyleşi Dehşeti başlığı altında; yazar olarak cehaletinin muazzam boyutlarını biliyor olması, onu sergilemekten hoşnut olmadığı anlamına gelmediğini söyler. Söyleşinin bilgisinin ve idrakinin sınırlarına saygı duyan kişilere minnet duyduğunu belirtmektedir. Kurmaca Üzerine başlığıyla; kurmacanın iyi olmasıyla eserin hakiki bir eser olduğunu belirtir. Gerçeklikten ne kadar uzağa götürürlerse kendini gerçeğe o kadar yakın hissettiğini aktarmakta. Dilbilgisi, sözdizilimi, cümle yapısının arkalarındaki ve ötelerindeki görünmez, büyülü bir şey tarafından hayata geçiriliyordu. Cümlelerin uzunluğu, temposu, tınısı, kullanıldığı kipler, bakış açıları, zamirler bunların hepsi kendi tarihleri, hikâyeleri, siyasi ve kültürel içerimleri olduğunu ve her biri, hayal edilen bir geleceğin inşasında iyi ya da kötü yönde birer yapıtaşı olabildiğini belirler. Dilbilgisi zanaatının yazının temel aracı olduğunu vurgulamaktadır. Eğitimimizin hayal gücümüzü nasıl terbiye ediyor ve geliştiriyor? Sorusu bu başlık altında düşündürdükleri arasında yer alır.

Şiir Üzerine başlığıyla: Gizemle, mucizeyle bilmediğimiz şeylerle, bilemeyeceğimiz şeylerle nasıl bir ilişki kurmalıyız? Şiirlerin dünyaya yönelttiği dikkate ve bunu hala yapabilme yollarını nasıl sunar? Şiirin sunduğu özgürlüğü değişimin sanatta, çoğunlukla da kelimelerin sanatında başladığını söylediği şiire olan zengin görüşleri bu başlık altında yer almaktadır.

Kurmacadışı Üzerine başlığıyla; Felsefeyi aklında tutamadığını ve bir hikâye olması lazım geldiğini söyler. Fikir yazısının sonunda kapıyı açık bırakmaya çalışmak gerektiğini düşünmektedir. Sevdiği hakkında yalın bir zevk duyar. Açık olmayı, anlamlı olmayı ve gerçekten ne söylemek istediğini bulmayı ister. Bir sanat eserinin kelimelerle ifade edilebilen sözel düşüncelerden fazlasını içerdiğini ve tek bir kavramsal anlama indirgenemez olduğunu söyler. Duygusallık için hayvanlarla temas halinde olmamızı düşünür. Bir anlama teşebbüsü ne zaman asimilasyon haline gelir? Sorusunun cevabına odaklar. Bütün yapabileceğimiz, hayal gücümüzle ötekine ulaşmakta olduğu çıkarımını kazandırır. Farklı bir şeyle temas halinde olduğun hissi, romanların yaptığı harikulade şeylerden biri olduğunu söyler. Bu söyleşinin bitmesini istemezdim ben de. Kendi eserlerinin etkileşimlerinin yanı sıra, eleştirdiği, etkilendiği ve ilham aldığı bazı eserlerden alınan bölümlerle eserin içeriği zenginleştirilmiştir. Bir hayranı olarak daha yakından tanımam daha çok hayranlığımı sağlarken okuduğum ve okuyacağım eserlerini daha iyi anlamama katkı sağladı. David Naimon, seçtiği sohbet konularıyla; okur ve yazar için Yazma Üzerine Sohbetler eseriyle en doğru yerinden yazarlığın bilgeliğini bizzat edinmiş olacak olan okurların yararlanacağı ve keyif alacağı sohbetler sunmaktadır.

Sonuç olarak eser, kurmaca, şiir ve kurmacadışı üzerinden dilin yazıya adaptasyonunda duygunun verilmesi üzerine durmaktadır. Duygunun yazıya aktarım hususlarında incelikleri ve püf noktalarıyla konuyu ele alarak derinlemesine ve çok geniş bir yelpazeden ele alma biçimiyle okurların ilgisine sunmuştur. Bu kitapta elde edilecek temel kazanımı hangi hikâye ve dillerin nesilden nesile aktarılmaya değer olduğunu belirleyenlerin, gizemle, mucizeyle, bilmediğimiz şeylerle nasıl ilişki kurmamız gerektiği düşünce yollarını sunduğu bir kaynaktır. Düşünerek söyleme alıştırmaları çalışmalarının, enerjiyi fiil ve isimlere yönelterek zengin bir yalınlık sağlamaktadır. Zanaata hâkim olmanın tek hayat damarı olduğunu, böylece dünyayı kimin gözüyle gördüğünü bilip bir yerlere savruluyormuş hissine kapılmayacağını aktarır. Bakış açısında püf nokta farkındalıktır. Bakış açısını değiştirmenin yoğun bir farkındalığın yanı sıra pratik ve beceri gerektirdiğini ekler. Faydalı bakış açısının yazarı özgürleştireceğini belirtir… Bu ve bunun gibi hususlar; duru bir şekilde yazma, konuşma ve düşünmenin dilbilgisi ve noktalamanın gücüyle toplumu yeniden yapılandıracağı çıkarımını sağlamaktadır.

"Sevgili Sümeyra Çelebi ile aynı kitabı okuyup değerlendirdik. Bu benim için güzel bir kazanım olmakla birlikte bir kitabı paylaşmanın çok keyifli bir deneyim olduğunu yaşattı. Sümeyra'nın değerlendirmesini okuduktan sonra eserin başka bir anlamını daha keşfetmiş oldum. Kitaplar her insanda başka başka büyülü bir oluşum kaynağı adeta. Düşüncelerine ve kalemine sağlık sevgili Sümeyra Çelebi."

Yazma Üzerine Sohbetler
Ursula K. Le Guin
Söyleşi: David Naimon
Metis Yayınevi
118 Sayfa
2020 İstanbul


Yazar: Ülker GÜNDOĞDU - Yayın Tarihi: 08.11.2021 09:00 - Güncelleme Tarihi: 27.11.2021 15:17
936

Ülker GÜNDOĞDU Hakkında

Ülker GÜNDOĞDU

1977 yılının Ocak ayında Konya Ereğli’de dünyaya geldi.  Ereğli Lisesi’nde eğitimini tamamladıktan sonra iş hayatına; Ankara’da IBM Bilgisayar Satış Temsilcisi olarak atıldı. İstanbul’da kendi şirketlerini kurana dek çeşitli işlerde çalıştı. İstanbul’da yaşamakta. Kütüphanesini oluşturduğu yirmi üzeri alandaki, beş bini aşkın kitabının anlamını, canına okudu. 

Bilgisayar, dil, gitar, estetisyenlik alanlarında eğitimler aldı. Yurt içi ve yurt dışı olmak üzere yirmi şehri, kültürel gezme imkanı buldu. Kitaplara, yazmaya, tablolara, eski ve yeni objelere, tüm renklere ve dört sitil yüzmeye tutkun. “O kadar derinim ki” diyen okyanusu kıskanmakta.

18.08.2020 tarihinde Kitap Haber ailesine katıldı. Kitap Haber Kültür Sanat Editörü olarak biteviye yazmaya devam etmekte. Kitap Haber Dergisi, Yolcu Dergisi, Şehir ve Kültür Dergisi, Teferrüc Dergisi, Aydos Edebiyat Dergisi’nde yazdı ve yazmakta. İlk yazmaya amatör olarak bir roman ile başladı. Şu ana kadar bir roman, bir deneme, bir öykü, bir Kadıköy’ün Semtleri, iki değerlendirme dosyaları; en güzel haliyle gün yüzüne çıkmak için naçizane enikonu hazırlanmakta. 

1998’de evlendi. Bir oğul ve bir kız evladı var. Ailesi ve kitaplarıyla huzurlu bir yaşamın diğerkâm ve müptezel yolcusu. Bibliyomani değil sadece bir kitap daha okuyacak…

Ülker GÜNDOĞDU ismine kayıtlı 140 yazı bulunmaktadır.

Twitter Instagram LinkedIn Kişisel