15 Maddede Mimar Sinan
1. Hıristiyan bir ailenin çocuğu olarak Kayseri'nin Ağırnas Köyü'nde doğan Mimar Sinan'ın doğum tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Kaynaklara göre Sinan, Yavuz Selim padişah olduktan sonra 1512 yılında devşirme olarak Kayseri'den alınıp İstanbul'a getirilerek Acemi Oğlanlar Ocağı'na teslim edilir. Bu Ocakta, bir zanaat öğrenme kuralına uyarak mimarlık üzerine çalıştı. 1514 yılında Çaldıran Savaşı'nda, 1516-1520 yılları arasında ise Mısır seferlerinde bulundu. Kanuni döneminde Belgrad, Rodos seferlerine katıldı. Mohaç seferinde Zemberekçibaşılığına terfi edildi. Daha sonra Viyana, Almanya, Bağdat, Tebriz seferlerine katıldı. Van Gölü'nde kullanılacak üç geminin yapımını başarıyla tamamlaması üzerine kendisine Haseki Ünvanı verildi. 48 yaşındayken katıldığı Moldovya (Karabuğdan) seferi sırasında Prut Irmağı üstüne 13 günde yaptığı köprüyle dikkatleri üzerine çekti. Kendisinden önce Mimarbaşının vefat etmesi sonucunda Sermimaran-ı Hassa (Saray Baş Mimarı) oldu. Sinan'ın doğum tarihi kadar ölüm tarihi de çok net değildir, bu konuda türbesindeki kitabeden başka bilgi/belge bulunmamaktadır. Adına düzenlenmiş olan vakfiyeye göre Sinan'ın eşi Mihri Hatun olup üç çocukları olmuştur. Biri Sinan hayatta iken şehit olan oğlu Mehmet, diğerleri Neslihan ve Ümmühan isimlerinde iki kızdır.
2. Türk mimarlık tarihinin en büyük ismidir. Sadece Osmanlı döneminin değil dünyanın en büyük mimarları arasında kabul edilir. 48 yaşında başladığı Mimarbaşılık görevini vefatına kadar sürdürür. Mesleğini hayatıyla bütünleştirerek ortaya koyduğu üç yapıyla tanıtmaktadır. Birinci "çıraklık eserim" dediği Şehzade Camii'dir. İkincisi, "kalfalık eserim" dediği 1557'de tamamladığı Osmanlı İmparatorluğunun en muhteşem eserlerinden olan Süleymaniye Külliyesi'dir. Üçüncüsü, "ustalık eserim" dediği II. Selim adına Edirne'de 83 yaşındayken inşa ettiği Selimiye Camii'dir.
3. (5) Padişah döneminde yaşamış, (3) Osmanlı sultanına mimarbaşılık yapıp 50 yıl boyunca çalışmıştır. Ortaya koyduğu eserlerin -ihtilaflı da olsa bir sayı vermek gerekirse – 452 olduğu söylenmektedir. Mimar Sinan'ı sadece bir mimar olarak anmak kanaatimize göre eksik olacak. Onun hayatını inceleyenler görecektir ki; o ayrıca bir mühendis, yönetici, asker, şehir tasarımcısı, lojistikçidir. İsmini dünya mimarlık tarihi konusunda bir döneme verecek kadar büyük ve heybetli olan bir ismi bu yüzden 15 maddede anmak çok zor olacaktır.
4. Sinan hakkında bilgiler içeren ve onun hatıralarını aktaran iki önemli eser mevcuttur. Bunlar Tezkiretü'l Ebniye ve Tezkiretü'ül Bünyan'dır. Tezkiretü'l Ebniye Sinan'ın ağzından Sai Mustafa Çelebi tarafından nazım ve nesire dökülen bir eserdir. Tezkiretü'ül Bünyan ise bir nevi kaynakça gibi olup Sinan ve mimarlık üzerine oluşturulmuş bir eserdir. Ayrıca Türkiye ve dünyada hakkında ciltler dolusu kitaplar yazılmış, binlerce araştırma yapılmış ve yapılmaya da devam etmektedir. Bu araştırmalar arasında önemli gördüğümüz birkaç çalışmayı sumamız gerekirse:
- Mimar Sinan – Prof. Dr. Oktay Aslanapa (Kültür Bakanlığı Yayınları)
- Mimar Sinan – Turgut Cansever (Albaraka Türk Yayınları)
- Sinan – Abidin Dino (Can Yayınları)
- Osmanlı Altın Çağının Mimarı Sinan – Ernst Egli (Arkeoloji ve Sanat Yayınları)
- Mimar Sinan Camileri ve İslam Sanatında Geometrik Desenler – Serap Ekizler Sönmez (Klasik Yayınları)
- İstanbul'da Mimar Sinan Eserleri (İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş. Yayınları)
5. Mimar Sinan'ın en çok bilinen belli başlı eserlerini şu şekilde sıralayabiliriz:
- Şehzade Mehmed Külliyesi
- Rüstem Paşa Külliyesi
- Barbaros Hayrettin Paşa Türbesi
- Hayrettin Paşa Hamamı
- Mihrimah Sultan Külliyesi
- Rüstem Paşa Medresesi
- Süleymaniye Külliyesi
- Zal Mahmut Paşa Külliyesi
- Sinan Paşa Külliyesi
- Kırkçeşme Su Yapıları
- Haseki Hürrem Sultan
- Rüstem Paşa Kervansarayı
- Mihrimah Sultan Külliyesi
- Sokullu Mehmet Paşa Külliyesi
- Büyükçekmece Köprüsü
- Selimiye Külliyesi
- Piyale Paşa Camisi
- Sultan II. Selim Türbesi
- Sokullu Mehmet Paşa Camii
- Valide Sultan Külliyesi
- Murat Köşkü
- Şemsi Ahmet Paşa Camisi
6. Orduda istihkâmcı olarak çalışan Sinan, geleceğin Mimar Başı olarak görevine uzun dönem devam eder. Ortaya koyduğu eserler, seferler dolayısıyla gezip gördüğü yerlerin muhayyilesinde yer etmesiyle farklı boyutlara ulaşmıştır. Kendi mimari tarzının oluşması için, başka eserleri inceleyerek ortaya çok özgün çalışmalar koymuştur. Bir kubbe mimarıdır Sinan. Oktay Aslanapa'ya göre "İtalya'da Rönesans mimarlarının ideali olan merkezi kubbeli yapı problemini büyük kubbe üstadı ve mekân yaratıcı olan Mimar Sinan tam bir başarı ile gerçekleştirmiştir."
7. Mimar Sinan, Tezkiretü'ül Bünyan'da, Süleymaniye Camii'nin yapımı için büyük emeklerin sarfedildiğini, bu devasa yapı için farklı coğrafyalardan farklı farklı taşlar ve mermerler getirildiğini uzun uzadıya anlatmıştır. Tezkiretü'ül Bünyan'da Süleymaniye'nin dört büyük somaki mermer sütunun bulunma ve yerine dikilme mevzusu ilgi çekici bir biçimde anlatılmıştır: "Cümleden biri ol sütun ki, Kıztaşı Mahallesi dedikleri mahalle bir kız dikmiş. Kız-taşı demekle ma'ruf bir amûd-i yekpâre- menâremisâl idi." Diğer sütunlar için ise "ve bir sütunun dahi İskenderiye'den mavna ile getirdiler ve bir sütunun Baâlbek'ten deryâ kenarına indirüp mavna ile getirdiler ve bir sütunun Saray-ı âmire'de hazır bulundu" diye aktarmaktadır.
8. İstanbul'daki sayısız çeşme, Kanuni Sultan Süleyman tarafından Mimar Sinan'a yaptırılan Suyoluna bağlanmıştır.
9. Suphi Saatçi'ye göre; "Mimar Sinan olmasaydı günümüzde Ayasofya olmazdı. O tarihi yapının dev kubbesi de Sinan'ın eseridir."
10. Mimari eserlerindeki küçük nüansları bugün büyük bir icat olarak konuşulmaktadır. Örneğin Süleymaniye Camii'nin akustiği, havalandırma sistemi hâlâ ilgiyle incelenmektedir.
11. Kayseri'deki doğduğu ev müze olarak ziyaretçilere açılmıştır.
12. Vefatından sonra çok saçma bir mesele olan "ırkı neydi", "Mimar Sinan sizdendi, bizdendi" tartışmalarına cevap bulmak amacıyla mezarı kazılarak kafatası çıkartılır. Türk Tarih Kurumu üyeleri Hasan Ferit Çambel, Atatürk'ün manevi kızı Afet İnan ve Şevket Aziz Kansu tarafından Mimar Sinan'ın mezarı kazılır ve kafatası çıkartılarak ölçüm yapılır. Antropoloji müzesi kurulup kafatasının oraya konulacağı söylenir fakat ne tekrardan mezara konuluyor, ne de Antropoloji müzesine. 1935'ten bu yana Mimar Sinan'ın kafatasının kayıp olduğu biliniyor.
13. Yetiştirmiş olduğu öğrencilerle ortaya koyduğu ekolu devam ettirmiştir. Örneğin Tac Mahal, öğrencileri İsa Muhammed Efendi tarafından, Sultanahmed Camii, Sedefkâr Mehmet Ağa tarafından yapılmıştır.
14. Uluslararası Astronomi Birliği tarafından Merkür'deki bir kratere Mimar Sinan ismi verilmiştir. Sinan Krateri, Çaykovski ve Rodin kraterleri arasında bulunmaktadır.
15. 1584'te hacca gittiği bilinen Sinan'ın hac dönüşünde de görevini sürdürdüğü bilinmektedir. Süleymaniye Külliyesi'nin sol ucunda bulunan türbesindeki mezar taşı kitabesinde, Tezkiretü'l Ebniye'nin yazarı ve yakın dostu Sâî Mustafa Çelebi tarafından şu cümleler yazılmıştır:
"Geçti bu demde cihandan pîr-i mi'mârân Sinân."
Yazar: Bilal CAN - Yayın Tarihi: 21.08.2024 09:00 - Güncelleme Tarihi: 12.06.2024 16:33