15 Temmuz Dosyası: Zaman Gazetesi, Düşünce, Misafir Köşesi

15 Temmuz Dosyası: Zaman Gazetesi yazısını ve Misafir Köşesi yazarına ait tüm yazıları Kitaphaber.com.tr sitemizden okuyabilirsiniz.

15 Temmuz Dosyası: Zaman Gazetesi

19.07.2024 09:00 - Misafir Köşesi
15 Temmuz Dosyası: Zaman Gazetesi

M. Hüseyin Özer yazdı..

MANŞET: SAMAN GAZETESİ!

15 Temmuz mevzubahis olduğunda bu coğrafyada sözü olmayan kesim zannımca yok. Zira bu hain kalkışma öyle bir gecede oturulup planlanmış yahut kısa vadeli bir süreç üzerinden harekete geçirilmiş olağan bir hamle değildi. FETÖ terör örgütü en kısa zaman diliminde ele alınacak olsa bile Cumhuriyet tarihimiz kadar bir döneme ışık tutarak değerlendirilmesi yapılabilir.

-Yaa hacı otobüsten sağ ayağımı indirdim, sol ayağımı indirmeden kucakladılar. O da ne, bir baktım ki kollarındayım sonra evlerinde, sofralarında, sohbetlerinde, planlarında... Haa Abi oldum bu arada, babam görse sevinçten ağlardı. Ne yapayım kardeşimle hep çekiştik çocukluğumuzda, kardeş değil düşmandı sanki mübarek. Şimdi büyüdüm geçti o günler, kocaman adam olduk sonuçta. Babam görseydi bugünleri gurur duyardı benimle. Gerçi görüyordur o beni ya. Görüyor mudur acaba?

Türkiye demokrasi tarihinde ilkleri gerçekleştirmiş, tüm vesayet odaklarına rağmen halk iradesini göstermiş ve on yıllardır inancı, dili, kültürü ve ideolojileri ile imtihan edilen, acı çeken tüm kesimler rahat bir nefes almıştı. Şimdi nereden başlanmalıydı? Sağlık, ekonomi, dış ilişkiler, yargı, tarım, eğitim… Hangi kesimlere koşulmalıydı? Kadın, işçi, öğrenci, dindar kesim, terör mağdurları, gazeteciler… İşte FETÖ bu yüzyılda, Ak Parti iktidarının yöneteceği yüzyılın ilk çeyreğinde nerede olmalıydı? Bir vaiz ile başlattığı ve bir cami etrafında genişletip bu etki alanına getirdiği sürecin verdiği rahatlıkla tabii ki her masada olmalıydı!

Örneğin öğrenci evi masası, berber masası, kahvehane masası, kumar masası; okul, iş hanı, kamu kurumu, işletme masası. Her masa ama her masada olmalıydı. Tıpkı Saman gazetesi gibi.

Çok kaliteli bir kâğıdı vardı Saman gazetesinin. Üzerinde her öğünü geçirebilirdin. Su sızmazdı. Yani Sızıntı olmazdı. Adamlar dergilerinin adını bile Sızıntı koymuşlar gerçi. Göz göre göre geliyorum diyen, kendini bu kadar afişe eden ama asla davalı olmayan hatta müşteki olan bir taraf. Çok ilginç ve bir o kadar da trajikomik. O gazetede nice edebiyatçılar, akademisyenler, siyaset bilimcileri okudu bu millet. Bir kısmı tiraj için, bir kısmı baskı ile bir kısmı da rüzgarın yönünü iyi hesap ederek rüzgardan yeni bir enerji üretme sevdasıyla yazdı, çizdi. Bizde okuduk, okuduk çünkü okumasaydık bizi de yerlerdi!

Babam bir gün "ben komünistim! Kızımı da size vermiyorum" demişti telefonda. Bunu diyen de 28 Şubat ve terör mağduru bir devlet memuru! Israr ve baskı bu örgütün temel yöntemlerinden sadece bir kısmı. Biz şanslıyız. Onları tanımayan veya o süreçte tanıyanlara nazaran FETÖ'den erken mağdur olan kesimler bu süreci kolay atlattı. Tabi önceki süreçlerde FETÖ'nün yaşattıklarına 15 Temmuz'daki destansı hikayeyi yazan aziz milletimize olan saygımızdan ötürü hayâ ederek değinmiyoruz ama o süreçte bu örgütün açıktan zulmettiği kesimlere karşı 3 Maymunu oynayan aşağılık kesimlere de bir çift sözümüz olsun değil mi? "Kinimiz diri, öfkemiz kavi. Kahrolsun FETÖ ve köpekleri…"

Talebeyi bile zorla gazete ve dergilerine abone yapan, öğrenci evlerinde hoca efendilerinin vaazlarını zorla dinleten, evi terk etmek isteyen talebenin okul hayatını bitiren (Akademide hala etkili ve var olmalarını da ayrıca değerlendirmek gerek), öğrenciye bile kod adı takan bu zihniyetten kurtulmak gerçekten zordu. Eski Türkiye'nin gerçeklerindendi bu kod adı. İşi daha gizemli kılardın, öğrenciyi daha hızlı kendine bağlardın, sonrası kolay. Anadolu insanının saf ve temiz duygularını bir şekilde kontrol ederek evlatlarını devşiren bu yapı insan kaynağını bu şekilde oluşturdu. Her yolu mübah gören her yöntemi kullanan ve hedeflerindeki tüm kesimlerle uğraşmayı görev edinen FETÖ bu insan konsolidasyonunu algı, manipülasyon ve medyadaki etki ve yönetişimi ile sağlıyordu.

Gündemi, medyayı, algıyı öyle veya böyle yönetmek konusunda kararlı olmaları belki de onları olduklarından da güçlü, vazgeçilmez ve cüretkâr kılmıştı. Yıllarca herkes onları okudu. Zihinlerimizi nasıl paklarız bilmiyorum ama akademi, medya başta olmak üzere yazın dünyamızın sirkeli su ile yıkanmaya ihtiyacı var. Aksi halde bu ölümcül etkileri olan virüslerden kurtulmak hiç de kolay olmayacak.

Direniş de diriliş de zihinlerde başlar. Gelin zihinlerimizi on yıllardır esir alan bu zihniyetten kurtarmaya bakalım. Kurtulamazsak, bu zihniyetin bugün FETÖ yarın başka bir isimle tevarüs edeceğini unutmayalım. Bu mücadele Hakk'tan yana olanlarla diğerlerinin mücadelesidir. Diğerleri Hakk'ın yanında yok hükmündedir. Ne güzel demiş Tabduk Emre: "Şu âlemde her ne var ise Hak'tandır. Hakk'tan gayri de bir şey yoktur".


Yazar: Misafir Köşesi - Yayın Tarihi: 19.07.2024 09:00 - Güncelleme Tarihi: 03.09.2024 22:43
677

Misafir Köşesi Hakkında

Misafir Köşesi

Kitaphaber ailesine misafir olmuş konuk yazarların yazılarını bu profilde bulabilirsiniz.

Misafir Köşesi ismine kayıtlı 1132 yazı bulunmaktadır.