A-Kalemler Dergisi 3. Cildini Tamamladı

Tanınmış yazar ve şairlerimizden Selim Tunçbilek'in Yazar Okulu öğrencileriyle başlatmış olduğu aklamler dergisi 30. Sayısını yayınlayarak üçüncü cildini tamamladığını duyurdu.
"İnsanlık İçin Umut" takdimi ile yayınlanan dergi "Kültürün sanatın, medeniyetin ortak değerleri korumak adına sesini yükseltmesi gerektiği bu dönemlerde tüm insanlığın ölüm sessizliğine gömülmesi hayretten öte utanç verici." Vurgusu ile derginin insanlık içindeki duruşunu tanımlayan yazıda "Sanat, çirkinliklerden bıkmış, bunalmış insana bir nefeslik kirletilmemiş, tertemiz hava sunmaktır. Sanatçı vahşete taraf olamaz. Lakin savaşları ve soykırımı kutsamış birine ne yazık ki hicap duyulmadan Nobel Ödülü verilebilmiştir. Vahşetten yana tavır almalar bu ödülle birlikte sakıncalı olmaktan çıkarılıp özendirilmiştir." Denilerek dünyada sanatın politik bir işleve nasıl dönüştürüldüğüne dikkat çekiyor. Akalemler bu yönüyle kendini Türkiye sınırlarına hapsederek söz söyleyen bir yayın olmadığı üzerine okurun düşünmesini arzuluyor.
Yazarları adına da söz söyleyen dergi dünyadaki çirkinliklerden kendilerini korudukları bir sığınak olarak gösteriyorlar akalemler sayfalarını. "İnsanlık halini çerçeveleyip geleceğe taşıyan genç yüreklerle insanlık adına kaygı dolu yolculuğunuz devam edecek. Anadolu'dan tüm dünyayı aydınlatmasını arzuladığımız bu kandilin ışığını hiçbir çıkar gütmeden harlayan erdemli yüreklerin varlığı bize yetiyor." Diyerek birlikteliklerinin hedef ve ilgi alanı olarak geniş bir çerçeve sunuyorlar. Yalnızca bu işaretleri bağlamında bile takibinin gerekli olduğunu düşündüğümüz dergi. Gelecek için umutlu olmamızı fısıldayan bir ses anlamı da taşıyor. Selçuk Şamil ise akalemler'in duruşunu ele aldığı yazısında dergiyi "Fanus" olarak nitelemiş.
Ürün ağırlıklı olma özelliğini koruyan dergi bu sayısında "Hikâyeciliğimiz ve A-kalemeler" başlıklı A. Selim Kurtoğlu yazısında hikâyelere ve hikâyecilere dikkat çeken çok önemli bir görüşlere yer vermiş. Geleneğe eklemlenen akalemler hikâyecilerinin üslup ve karakteristik özellikleri üzerinde durulmuş. "Melike Çelik'in Ölü Soyucu isimli hikâyesi yalnızca kapitalizmin ciddi bir eleştiri olmaktan öte, at sineği göndermesi ile de eleştirinin içinde tarihi ve felsefi derinliği olan bir ürün olma özelliğini hep koruyacak gibi gözüküyor. Semboller üzerinden konuşan bir dilin çağrıştırdığı tek düze olamayan zengin metinlere dönüşüyor hikâyeler ve onları siz hangi zemine oturtacağınızı bilemiyorsunuz. Çok katmanlı anlatım yazarın bilinçli tercihi olarak bir kenara not ediyorsunuz elbette." nitelemeleriyle ayakları yere basan ve düşüncelerin örneklemelerle boşlukta kalmadığını gösteren bir yazı olmuş.
Şiirleri ile Burhan Kale, Friedrich Freiherr von Logau, Seçil Aksaraylı Özdin, Kurtuluş Çelebi, Emre Karasu zevkle kendilerini okutuyorlar. "Şairler ölümsüzdür sevgilim bil ki / Sonsuzluğu besleyen gözlerin kadar…" diyen Burhan Kale şiir ve şairler hakkında duygularımıza tercümanlık ediyor.
Selim Tunçbilek'in "Roman ve Yaradılış" başlıklı kısa ama doyucu yazısı ilerledikçe değişik düşüncelere kapı aralayan çok derinlikli bir yazıya dönüşmüş.
Zehra Meral Konşuk İvecan dergide düzenli ve sürekli yazanlardan "Geçmeye Mecbur Muydun" denemesiyle çocukluğumuzla yetişkinliğimiz arasında köprü oluşturan bir metin kaleme almış. Beste Bekir A-klamelerde yeni yazmaya başlayan yazarlardan "Leyla Saz"ı yazısına taşımış.
Pınar Alkış'ın "Uyanma Zamanı" yazısı saatle insan arasında tekdüze bir ilişkiyi ele almış. Hilal Kutlu "İncir Kuşları Üzerine" yazmış.
Zevkle okuduğumuz hikayecilerden Fatma Dağlı "Bu Da Geçer"i ve İbrahim Savar "On Para"yı kaleme almışlar.
A-kalemler edebiyatımızın genç kalbin attığı bir dergi olarak mutlak surette takip edilmesi gereken dergiler arasında özel bir yeri olduğunu okura hissettiriyor.
Yazar: Dergihaber - Yayın Tarihi: 08.11.2020 09:00 - Güncelleme Tarihi: 26.11.2021 15:02