Absürdistin Kaleminden Bir Yabancı
Ferit Genç, Kitaphaber için kaleme aldı...
Albert Camus, bir yazar olmanın ötesinde bir filozof kimliğine de sahiptir. Bazı eleştirmenler Camus'u kategorize etmeye çalışarak onun bir "Varoluşçu" ya da "Absürdist" olduğunu söylerler. Yazar ses getirecek birçok eser çıkarmıştır ve "Yabancı" adlı bu eserinde 1957 yılında Nobel Edebiyat ödülüne de layık görülmüştür.
"Yabancı, büyüleyici gücünü, içinde barındırdığı trajedi duygusuna borçludur: Bir türlü ele geçirilemeyen anlamın sürekli aranması, toplumdan ve dış dünyadan kopuk bir bilinç, topluma yabancı duran kahramanın Çevresiyle ve toplumla arasındaki çatışmadır."
Yabancı adlı eserin konusu basit olmakla birlikte olay örgüsü okuyucu çok çabuk bir şekilde bir meraka sürüklemektedir. Yani romanın kısa olmasının yanında her şey bir anda olup bitiveriyor. Mersault eserin başkahramanıdır. Yani yabancı olan şahıstır. Tabi kitap ismini buradan almıyor. Mersaulta bir gün bir telefon gelir ve annesinin vefat ettiği haberini alır. Ritüeller gereği Mersault annesinin cenazesine gider ve geri döndüğünde hiçbir şey olmamış gibi sosyal hayatına devam eder ve (toplumsal nazarında bayağı bir sosyal davranıldığı görülmektedir.) bir sevgili bulur. Mersault, annesinin cenazesinden çok kısa bir süre sonra sevgilisiyle birlikte sahile giderler ve orada komşusu olan Raymondun peşine takılan biriyle karşılaşırlar. Bu birisi Raymonda kafayı takan bir şahıstır. Roman Mersaultun kendi iç dünyasında devam ederken bir anda sahilde bir gerginlik oluşur ve Mersault, Raymondun belası olarak gösterilen şâhısı öldürür. Olay örgüsü buradan sonra Mersaultun mahkemeye çıkmasıyla ve ardından Mersaulta idam cezası verilmesiyle devam eder.
Kitaba ismini veren yabancı, Mersaultun mahkemenin idam cezası vermesiyle şekil almaya başlamaktadır. İlk önceleri adam öldürmekle suçlanan bir bireyin davasından sonra topluma nasıl yabancı kaldığını gözler önüne sürmektedir. Bu da mahkeme heyetinin Mersaultun annesinin cenazesinde ağlamadığından dolayı toplumsal bir suç olarak görülür. Bu durum Mersaultta uyandırdığı düşünce ile kendi iç dünyasına olan kayıtsızlığına anlam veremeyerek nasıl bir yabancı kimliğe büründüğüne yönlendirmektedir. Mahkeme kısmında geçen olaylar yazarın kahraman üzerinden duygusal ve sorgulayıcı bir ruh betimlemesini anlatan cümleler kurması varoşçuluğun ve absürd (saçma) olan tezlerini desteklemektedir.
Nobel edebiyat ödülüne layık görülen ve hala da günümüzde çok okunanlar listesinde yer bulan bu eserin teması, insanların bireysel varlıklarının toplumsal düzendeki hayatlarına, eylemlerine, duygu ve düşüncelerine, çevresinde olup bitenlere insanların kendilerine bazen ne derece yabancı kaldıklarını göstermektedir. Bu tür eylemlerin insan psikolojisinde getirdikleri kabullenmişlik hissi, yalnızlık, önyargı, ölüm gibi temalara vurgu yapmaktadır.
Eserdeki olaylar başkahraman Meursaultun penceresinden aktarılmaktadır. Meursault, gözlemci özelliğiyle kendini olaylar karşısında bazen umursamaz bulan bazen dış olaylara karşı kapalı olan bazen de kendi kendisinin ne yaptığının ahlaki ölçülerinden habersiz olan birisidir. Yani Meursault, kendinden uzakken bir birey vasfına sahip, ölüm gibi bir gerçek ile karşılaşınca kendi farkındalığının farkına varan bir bireydir.
Yabancı
Albert Camus
Can Yayınları
110 sayfa
Yazar: Misafir Köşesi - Yayın Tarihi: 27.12.2013 09:23 - Güncelleme Tarihi: 12.05.2022 00:45