Adım Adım Yokluğun, Edebiyat, Ülker GÜNDOĞDU

Adım Adım Yokluğun yazısını ve Ülker GÜNDOĞDU yazarına ait tüm yazıları Kitaphaber.com.tr sitemizden okuyabilirsiniz.

Adım Adım Yokluğun

16.08.2021 09:00 - Ülker GÜNDOĞDU
Adım Adım Yokluğun

“Şüpheler, düşmanlıklar, ertelemeler, alınganlıklar,

Savaşlar ve barışlar, oysa tüm güzellikler aşktandır.”

Etrarca

Sevgiler çiçekler gibidir. Soldurmayalım. Umudu boşluğa savurmayalım. Zaman tünelini kederle, hüzünle, acıyla yürümeyelim. Sabrın adımlarının sevince vardığını bilemedin mi? Bu öykü, bu değerlerin kıymetini bildirir. Zorluklar altında geçen bir hayatın, özgürlüğü ve karar alma hakkı ve toplumsal cinsiyetten; adım adım, ders çıkartmaktadır. Bölümlerden biri Müyesser; gizemin, umudun, sabrın hayallere olan etkisi hakkında. Bölümlerden ikincisi Muhsin; esrarın, kararlılığın bilinmez olana etkisi hakkında. Bilgiçlik taslayanların kendi öznel konumundan hayata dair evrensel bir bakış açısı oluşturmaktadır. Farklı ülkelerde olsalar da fikirlerimizi, hikâyelerimizi acımızı ve baskıdan kurtulmak için duyduğumuz isteği paylaşmaktadır.

Eser, bir kurgu ile gerçek arasında gidip gelen anlatımıyla kurgusal olanı gerçekle buluşturur. Burada okur, etken bir biçimde öykünün anlattığıyla bütünleşip, onun içerisinde olaylarla hemhal olur. Öyküden beklenen de bu değil mi zaten. Kendine çekmesi, kendiyle bütünleştirmesi, reel dünyada olan bitenle yüzleştirmesi, ne kadar hayali, fantastik olsa da ayakları yere basan bir anlatımla…. Bu öyküde de bu var, bir anda öyküye girip onunla bütünleşiyorsunuz, kahraman siz oluyorsun ve anlatıcının anlattığı eksende olayları zaman-mekân akışı içerisinde birleştirebilirsiniz. Öyle ki kişiler sizin açınızdan bir başka hale bürünüyor. Şöyle; açık pencereden çıkıp kaçmak arzusuyla tekrar camın önüne gelip derin nefesler aldı. Nereye dedi kendine. Muhsin’e diye cevap verdi kendine. Nerede o? “Bilmiyorum.” diyen sesindeki çaresizliğe acıdı. Belki de yoktur, demeye korktu. Gözlerini acıtırcasına ovalayıp tekrar uzandı, gözü dışarıda. Bahçe, sokaklar ve odası karanlıktı. Bir tek yüzüğünde aydınlık vardı. Gözleri ‘m’ harfinde. Edebiyat dersini hatırladı, âşıkların pir elinden bade içmesiyle rüyalarındaki kıza âşık olmaları ve diyar diyar saz eşliğinde o kızı aramaları geldi aklına. Kendine cevap verdi: Rüyada âşık olan bu sefer bir kız. Kızın adı Müyesser. Şiir söyleyemiyor, yazamıyor, ama Müyesser Muhsin’i seviyor. Bu sevgi hissi onu sancılandırdı, huzursuz etti... Birini sevmek fikri bile onu rahatlattı, evdeki her şeyi unutturmasa da hafifletti. Bütün aşk şiirlerini şairler onun için yazmışlar gibi bir sevinç kapladı içini. Rüyasında görüp sevdiği Muhsin’i bekliyordu. İçindeki çırpınıp duran kuş yol gösterirken, içindeki yanan mum o yolu aydınlatacaktı.

Evet; yalın bir aşk hikâyesi ve bu hikâyenin sonu… Yaşamın içerisinde hissettiren, okurken hissettiren ve hislendiren ifadeler. Bazı kitapları okurken kendinizi şanslı hissedersiniz. Bu kitap da öyle… Şanslıyım, bu kitabı okuduğum için… Bu saf ve masum uzun öykü iyi ki, beni buldu. Zeynep Sati Yalçın, samimi edebi diliyle içinize, sine sine işleyen Adım Adım adlı uzun öykü eserinde ele aldığı erkek ve kadın karakterlerin değerler üzerinden gördükleri baskıyı ustalıkla ele almaktadır. Hayallerin kadere dönüştüğü anlardaki seçimlerimizi yapma kararlılığını, aşk üzerinden anlamlandırarak ifade etmektedir. Bizi yönlendiren sezgilerimizin cıvıltılarını keşfederek, yaşamı doğru değerlendirerek zaman tünelinin umut ışığına sabırla ilerleyişi mümkün kılan öğüdü vermektedir yazar. Bunu yaparken her insanın, farklılıklarının doğuracağı baskıları; çözüm odaklı çıkarımlara ulaştırarak sorgulatmaktadır. İki farklı kültürün ortak yaşam değerleri üzerine kurulan hayatların birbirine çekilmesine tanıklığıyla sizin, nasıl da içinizden biri olduğunu göstermektedir.

Müyesser

“Sevildiğini hissetmek istediğini söyleyen birinin, bunun bedelini kendi sevgisiyle ödemesi gerekiyor.” Rasim Özdenören

Bazı kurgusal karakterler, bizim hayalimizle buluşmaya müsait olunca, biz onunla bütünleşiriz. Çünkü bize bizden birini anlatır, tanıdıklık hissidir bu. Müyesser de böyledir. Ve düşündürdükleri de bizi hülyalara daldırır. Şöyle ki;

Hayalin alın yazın mı? Hayalinin kaderi olduğunu sezer mi insan? Peşinden sürüklendiğiniz o kısacık an, varla yok düşle gerçek, uykuyla uyanıklık arası olan o an olan olur. Bilincimizde olan bizim, fark etmediğimiz anları hazırlayan başka anlar vardır kuşkusuz. Nerede olursan ol, varsın, lüks içinde sefalet var, ayrılık kadar kavuşmak, baskı nispetinden aşk vardı. Kalbindeki kuş susmaz mı hiç insanın, insan sussa da?

“Cenabı Allah Hz. Adem’i yarattı ve ona kendi ruhundan üfledi, sonra ondan Havva’yı yarattı ve ikisinin arasına bir sevgi koydu. İnsan o yüzden Allah’ı arar gördüğü her güzel şeyde. Erkek de kadının sılasıdır. Onda kendi toprağını görüp meyleder. Erkek kendinden bir parça olan kadını sevdiği için kavuşmak istemiştir. Kadında kendi yurduna aslına kavuşmak ister. Yani sevgi kavuşmanın bir aracıdır.” (s83)

Adım Adım zaman tünelinde umuduyla, sabrına ışık olan mum dediği aşka yürüyüşün anlatımıydı Müyesser.

Muhsin

“Aşk, vuslat iştiyakından ve vuslatın imkânsız halde bulunmasından doğuyor.” Rasim Özdenören

Bir başka karakter olan Muhsin, Müyesser’in bir karşı rengi. Müyesser ateşse Muhsin su, Muhsin ateş ise Müyesser su. Biri karanlık ise diğeri aydınlık, bir gündüz ise diğeri gece… Bu karakterler ile olay ve oldular farklı biçimlerde farklı bakış açılarıyla irdelenebilmektedir. Bir de hissettirdikleri vardır ki o da şöyledir;

Zaman hiç dinmeyen bir rüzgâr gibi eser geçer. Hayat Nil nehri gibi hızlı ve verimli akıyordu önünden. Diploması ve uzmanlığıyla döndü evine. Büyük hayallerinin bir kısmı gerçek oldu, artık annesi babası ve halkı için bir şeyler yapacaktı. Bu topraklar onun hamuru, özüydü. Evinden Nil’i izlerken duyduğu sonsuzluk hissiyle gönlü, çıktığı hayali seferden dönünce sonsuzluk ve fanilik duygusu zihnini sardı.

“Rüyamda bir doktor bulmuştuk, kadın doktor hem de. Uzun saçlı buğday tenliydi. Elimden tutmuştu, gülümsüyor ama konuşmuyordu. Kimsin diye soruyordum cevap vermiyordu. Omzunda bir kuş vardı, hiç ürkmüyordu. Kuşu çok önceden görmüşüm, kadını da çok eskiden beri tanıyordum sanki. Ey ihsanı bol olan! Kalbimi yaratan sensin, yolumu çizen sensin, kalpleri ısındıran da soğutan da sensin, bizi rüsva etme, rızan olmayan şeyleri yaptırma, irademe sen muhafaza ol.” (s113)

Aradığının bekleyenin olması ne güzeldi nasibini bulmak.

Varış

“Demek ki. Gerçek bir aşkın, insan yüreğinde yaşaması bedelsiz bir olgu olarak görünmüyor.” Rasim Özdenören

“Sabrettin, Allah seni müjdeledi bak kardeşim. Adım adım vardın isteğine.”

Müyesser ve Muhsin’in yaşamda sevgiye verdiği değerin sonucu ikisinin de gördüğü rüyalar üzerine birbirlerini; bekleyiş ve arayışla örülü hayalleri aracılığıyla zamanın, onları birbirine adım adım yaklaştırdığı dokunaklı öyküleriydi Adım Adım. Okur olarak benim için en önemli kazanım öyküyü okumadan önceki ben ile öyküyü okuduktan sonraki benin artık aynı maneviyata sahip olmadığını fark etmek oldu.

Yazar Hakkında: Zeynep Sati; Yalçın, Amasya’da doğdu. İlk ve orta öğrenimini Amasya'da tamamlamıştır. Atatürk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun olmuş, ardından özel ve resmî kurumlarda öğretmenlik yapmıştır. Yazar Ankara'da görevine devam etmekte olup, Hedef Radyo'da "Edebiyat Günlüğü" programını hazırlayıp sunmuştur. Zeynep Sati Yalçın, aynı zamanda şiir ve öykü dalında çok sayıda ödülün sahibi olmuş ve birçok antolojide yer almıştır. Yedi İklim, Ay Vakti, Edep, Esin Sanat, İnsanca, Yitik Düşler, Abbara, Sivas Kültür, Değirmen, Külliye, Dil ve Edebiyat, Hece, Heceöykü dergilerinde şiir, deneme ve öyküleri yayımlandı.

Zeynep Sati Yalçın

Adım Adım

Eşik Yayınları

Sayfa 143

Baskı Ekim 2017


Yazar: Ülker GÜNDOĞDU - Yayın Tarihi: 16.08.2021 09:00 - Güncelleme Tarihi: 13.08.2021 15:13
1800

Ülker GÜNDOĞDU Hakkında

Ülker GÜNDOĞDU

1977 yılının Ocak ayında Konya Ereğli’de dünyaya geldi.  Ereğli Lisesi’nde eğitimini tamamladıktan sonra iş hayatına; Ankara’da IBM Bilgisayar Satış Temsilcisi olarak atıldı. İstanbul’da kendi şirketlerini kurana dek çeşitli işlerde çalıştı. İstanbul’da yaşamakta. Kütüphanesini oluşturduğu yirmi üzeri alandaki, beş bini aşkın kitabının anlamını, canına okudu. 

Bilgisayar, dil, gitar, estetisyenlik alanlarında eğitimler aldı. Yurt içi ve yurt dışı olmak üzere yirmi şehri, kültürel gezme imkanı buldu. Kitaplara, yazmaya, tablolara, eski ve yeni objelere, tüm renklere ve dört sitil yüzmeye tutkun. “O kadar derinim ki” diyen okyanusu kıskanmakta.

18.08.2020 tarihinde Kitap Haber ailesine katıldı. Kitap Haber Kültür Sanat Editörü olarak biteviye yazmaya devam etmekte. Kitap Haber Dergisi, Yolcu Dergisi, Şehir ve Kültür Dergisi, Teferrüc Dergisi, Aydos Edebiyat Dergisi’nde yazdı ve yazmakta. İlk yazmaya amatör olarak bir roman ile başladı. Şu ana kadar bir roman, bir deneme, bir öykü, bir Kadıköy’ün Semtleri, iki değerlendirme dosyaları; en güzel haliyle gün yüzüne çıkmak için naçizane enikonu hazırlanmakta. 

1998’de evlendi. Bir oğul ve bir kız evladı var. Ailesi ve kitaplarıyla huzurlu bir yaşamın diğerkâm ve müptezel yolcusu. Bibliyomani değil sadece bir kitap daha okuyacak…

Ülker GÜNDOĞDU ismine kayıtlı 140 yazı bulunmaktadır.

Twitter Instagram LinkedIn Kişisel