Adonis’in Hestia ve Hermes’i

Adonis Kitap, Hitap ve Hakikat kitabında bize ne söylemeye çalışıyor?
Öncelikle bizi 'dini metinler'in boyunduruğundan çıkarmaya davet ediyor. Bunu da özgürlük ve yaratıcılık ile yapabiliriz, diyor. Dini metinlerde gerçek ölüdür, dini olmayan metinlerde hayal hep diridir ve dirilttirir özgürlük ve yaratıcılık ile. Bunu nasıl yapabiliriz? Akıl ile. Adonis akıl en değerli mülkümüzdür ve bunda kimsenin hissesinin olmaması gerektiğini söylüyor. Soğuk ve donmuş metinler bizi Tanrıdan uzaklaştırırlar, peygamberleri çarmıha gerdirirler; ama dini olmayan metinler insanı yaşatırlar, peygamberlere hak ettikleri değerleri verirler. Hangi insan? Özgürlük ve yaratıcılık ile kaim insan.
Adonis diyalog ve hoşgörü konusunda da bütün ezberleri bozuyor. Şöyle ki birilerinin kendi çıkarları için içini doldurduğu ve piyasa sürdüğü bu iki kelimenin yerine, siyasi ve toplumsal önyargıları besleyen din temelli önyargılardan kurtulup eşit, yaratıcı ve insani bir diyaloga girmek gerektiğini söylüyor.
Yazar İslam'da yenilik hakkında ise dinde yeniliğin yorumlama ile olabileceğini söylüyor. Burada şaire, şiire ayrı bir rol/görev veriyor. Şair gaipten görünmez olanları kovalayan kişidir. Dindar adam gerçeğin peşindendir ama şair hakikati kovalamaktadır. Ne yapmak lazım? Dini kültürel, sosyal ve siyasi bir rejim olmaktan çıkarmak, vahyi enstrüman olmaktan kurtarmak gerekir.
İslam'ın yenilenmesi, Müslümanların çağı yakalaması için de sürekli bakış açılarını değiştirmeleri gerekir. Bakış açılarını ancak özgür Müslümanlar değiştirebilir. Allah özgürdür ve Allah'ın dinini özgür Müslümanlar değiştirebilir, yenileyebilir. Allah özgürdür ve Allah'ın dinini özgür Müslümanalar yaşayabilir, yaşatabilir. Adonis bunu Mevlana Celaleddin-i Rumi örneği ile gösterir ve şöyle der: "Din ne kadar özgürleşirse ve bütün alanlarda özgürlüğü ne kadar tesis ederse o kadar ilahi olur." (Sayfa; 52).
Adonis, İslam ve geleceğinin dilinin ölümle içeride kalarak değil, yaşam ile dışarıya açılmakla mümkün olabileceğini söylüyor. Yaşam nedir? Kendine güvenen, öz değerlerini bilip özgüven sahibi olan, iradesini tam kullanandır. Bu da tam bir özgürlüğü ve özgünlüğü getirir beraberinde. İnsanı içeriye kapatan korkuya dayalı taklitçiliktir.
Birileri bizi içeride tutmak için korkularımızı besliyor, korkularımızdan faydalanıyor. Suçlu ya da sorumluyu dışarıda değil, içeride aramak gerekir. İçeride biz kendimizi tahkim edersek, dışarıdaki düşman ne kadar güçlü olursa olsun bizi yenemez. İş gelip akıl ve özgürlüğe, irade ve özgüvene dayanıyor. Buna göre her şey insana hizmet için olmalı. Eğer biz içeride insanımıza hizmet edemezsek dışarıda birilerinin kullanışlı kölesi oluruz.
Yazar İslam ve demokrasi ilişkisi üzerine bize şunları söylemektedir. İlk İslami otorite olan Sakîfe biatini şiddete dayalı siyasi bir darbe olarak görmektedir. Bundan dolayı da ilk Arap otoritesinin demokrasiye değil şiddet üzerine kurulu olduğunu söylemektedir.
Öncelikle burada şu sorun ortaya çıkıyor: İslam ile Arapları birbirinden ayırt edebilir miyiz? Ya da şöyle soralım: Araplara has kavmiyetçilik ve insani gerçekleri nasıl, hangi yöntemle İslam hakikatinden ayırt edebiliriz? Çünkü bu ikisi (İslamiyet ve Arap) birbirine karışmış vaziyetteler. Bu da neden her zaman önce şiddete başvurduğumuzu ya da şiddete maruz kaldığımızı açıklıyor.
En büyük şiddet insansızlıktır, ötekisi olmadan yaşamaktır. Şiddet kendini tanımayarak ötekilerine giden yolları kapamaktır; çünkü insan öteki olmadan kendi tanıyamaz. Kendini tanımayan insanlar başkalarına şiddet uygularlar, başkalarını ötelerler.
İktidarlara hizmet veren fetvalara göre hareket edenler, güvenlik kültürünün esiri olanlar, zihinsel ayarlarını slogan-fikirlere göre kuranlar, görünenin güzelliğiyle görünmeyenin cazibesini birleştiremeyenler, dini siyasallaştırıp kutuplaştıranlar, gerçekliğin ve gaybın hakkını birlikte düşünemeyenler kendilerini tanıyamazlar, kendindeki ötekinin fakrında olamazlar, öteki sesleri yaratamazlar.
Öteki Hestia ve Hermes'in birlikte yaşamasıdır; insan aynı anda hem Hestia hem de Hermes'tir. Kişi bunlardan biri eksik olmadan insan olamaz, insanca yaşayamaz.
Hestia yoldur, Hermes yolcu. Hestia burada olandır, Hermes orada olandır.
Hestia yakın olmaktır, Hermes uzak olmaktır. Hestia evdir, Hermes eve dönen ev sahibidir.
Kitap, Hitap, Hakikat
Adonis
Çev. Mehmet Hakkı Suçin
Everest Yayınları
Sayfa 157
İstanbul, 2022
Yazar: Faik ÖCAL - Yayın Tarihi: 14.02.2025 09:00 - Güncelleme Tarihi: 30.01.2025 11:16