Ah'lar Ağacı
Fatma Fidan, Kitaphaber için kaleme aldı.
"Bilirim kim dokunsa şiire
Eline bir kıymık batacak"
Biraz zor olacak gibi geliyor bu kitabı yazmak. Biraz ağır. Biraz durağan ve yutkunarak. Kalemin gündelik dille ne kadar derinleşebileceğinin bir örneğidir Didem Madak. Samimi söyleyişin ve hayatın, şiirde nasıl resmedilebildiğini gösterir. Kadın şâirler arasında en kadınsı olan, kadınsı duyguları en iyi aktaran, kadının dünyasını en iyi yansıtan şâirlerden biridir.
Garip geliyor. Bir ölünün ardından onu anlatmaya çalışmak. Varlığı kaybolmuş bir kadını şiiriyle yaşadığını yazmak. Edebiyat biraz da ölülerle bağ kurabilmek galiba. Ölmüş birinin ardından, bağ kurulabilmesini sağlamaya çalışmak.
"Sesimin tonunu emanet ettiğim Ahlat Ağacına." diye başlıyor şâir ve sonra Ahlat Ağacının Ah'lar Ağacı olduğunu söylüyor. İç sesini duyarlılıkla konuşturan, anlamlarını çoğaltarak ilerleyen bir şiir kitabı bu. Derin bir soluk almak gerekiyor okurken. Çünkü şâirin yaralarını pansuman etmek istiyorsunuz bir süre sonra yahut şâirin acısına ortak olmak, aynı duyguyu kendi hayatınızda bulmaya başlıyorsunuz, sözcüklerin gizemini hissediyorsunuz ve bir Ah da savuruyorsunuz boşluğa.
Çokomel kâğıtlarında görüyorsunuz çocukluğunuzu, mutfakta domates çorbası pişirmekte buluyorsunuz kadınlığınızı, en doğuda kalıyor kalbiniz, Pollyanna'ya anlatıyorsunuz mutsuzluğunuzu, sevinince reçel diziyorsunuz kalbinizin raflarına, içinizle konuşuyorsunuz, karıncaları kum taşırken görüyorsunuz, aşktan anlamayan adamlara bakıyorsunuz, yalnız kalmaya korkuyorsunuz paragrafın başında, müsveddelerin ortasında kalıyor yalnızlığınız, yüzünüzü nura indiriyorsunuz, gerçekten bağışlanmayı umuyorsunuz.
Fazla söze hacet yok belki de.
"iç ses diye söylendim...
gel!
ahlar ağacından sen de biraz meyve topla..."
Ah'lar Ağacı
Didem Madak
Metis Yayınları
73 Sayfa
Yazar: Misafir Köşesi - Yayın Tarihi: 03.11.2014 09:56 - Güncelleme Tarihi: 03.12.2021 09:20