Akdeniz Dünyasında Osmanlı’nın Serhaddin Gazileri

Umut İdiz yazdı...
Korsan kelimesi, Latince 'de ''Corsaro'' dan türetilmiş olarak günümüzde İngilizce de ''Pirate'' kelimesi yaygın bir halde kullanılmaktadır. Aynı zamanda korsan kelimesinin anlamı ''Derya Haramisi'', ''Deniz Haydudu'' veya Türkler tarafından ''Deniz Gazileri'' olarak isimlendirilmektedir.[1] Akdeniz coğrafyasında korsanlığın tarihi çok eskilere dayanmaktadır. Akdeniz'in sakin sularında ticaret gemilerin savunmasız yüzmesiyle başlayan korsanlık faaliyetleri kısa sürede etkili ve hızla yükselmiştir.
Akdeniz'deki korsanlık faaliyetleri hızla ilerlerken, Osmanlı Devleti'nin bu sularda faaliyet göstermesi I. Selim döneminde başlamış ve Hızır, Oruç, İlyas ve İshak kardeşler aracılığıyla hız kazanmıştır. Aynı zamanda Kaptan Hayreddin Paşa emriyle yazılan Gazavât-ı Hayreddin Paşa, her ne kadar tarihi bilgiler içerdiği düşünülen bir eser olsa da tarihçi E. Safa Gürkan, kaleme almış olduğu ''Sultanın Korsanları'' adlı eserinde, bu eserin bir edebiyat eseri olduğunu belirtir. Gazavât-ı Hayreddin Paşa hakkında E. Safa Gürkan, eserinde okurlarına şu pasajı aktarmaktadır: ''Merceği hep gazilerimizin kahramanlığı üzerinde tutmaya özen gösteren eserimiz aslında sözlü ortamlarda okunmak için kaleme alınmıştır. Biraz da bu yüzden kronolojik bir bütünlük verme gibi bir derdi de yoktur; olayları tarih ve bağlam verilmeden karman çorman bir şekilde aktarmaktadır.''[2]
Eser, korsanların gündelik yaşamlarında ilginç ve merak uyandıran olayları da içermektedir. Eser; farklı başlıklar altında konuların işlenmesine ve okurların bilgilendirilmesi üzerine gerçekleştirilen bir çalışma olmuştur. Eser, sekiz bölümden meydana gelmektedir.
- Korsanlar
- Gemide
- Savaş
- İdare
Osmanlı Devleti, kısa sürede Akdeniz'i kendi egemenliğine alarak bölgenin en önemli güçlerinden biri haline gelmiştir. Akdeniz'in sakin sularında korku bilmeyen korsanlar hem birbirleriyle hem de Akdeniz devletlerine karşı mücadelede bulunmuşlardır. Korsanlar her ne kadar savaş ruhlu bir yapıda olsalar da onların inançları hem zafere hem de kendilerini tarihe yazdıran araç olmuştur. Din, İbadet ve Bâtıl İnançlar adlı başlığın altında okura şu ifadeleri yer veren tarihçi E. Safa Gürkan kendi eserinde şu şekilde ifadelere yer vermektedir: ''Herhangi bir saldırı durumunda ise gazilerimiz yaz kış demeden soyunup gusül abdesti alır[3] ve kendi dini âdetleriyle paralellik kurmadan duramayan Hıristiyan gözlemcilerimizin deyimiyle ''günahlarından arınırdı''[4]Gerçekte ise korsanlarımız belki de son namazlarını kılmakta ve birazdan nûş eyleyecekleri şehâdet şerbetine hazırlanmaktaydı. Yine uzun süre vurgun yapılamadığında abdest alınıp namaz kılındığını biliyoruz.[5]''
Özellikle savaş zamanında Akdeniz'in korkusuz korsanı olan Hayreddin'in planlamış olduğu planla ve geliştirmiş olduğu strateji sonucuyla düşmanın gemisini ya batırır ya da ganimet olarak alırdı. Osmanlı Korsanlarının savaş zamanında düşmanlarına karşı sergilemiş oldukları saldırıları, eserinde yer veren E. Safa Gürkan, okurlarına şu şekilde aktarmaktadır: ''Salvago'ya göre Osmanlı arkebüzcüleri güverte üzerinde iki sıra oluştururken, subayları da bunların çekilmesini önlemek için elde kılıç arkalarında dururdu. Arkebüzcülerin ne siperlikleri ne de göğüs ve kollarını kapatan zırhları vardı.[6] İşte bu cehennem gibi ortamda, kılıç, yatağan ve hançer taşıyan askerler de düşman güvertesini ele geçirmek için itişe kakışa kanlı bir mücadeleye girişirlerdi.''[7]
Tarihçi E. Safa Gürkan, ''Sultanın Korsanları'' adlı eserinde, Korsanların macera dolu serüvenini anlatmıştır. Bunun yanında tarihçi E. Safa Gürkan; ticari, hukuki, savaş, coğrafya, edebiyat ve diğer bilim dallarından yararlanmış ve eserine renk katmıştır. Tarihçi kimliğiyle bilinen ve halk arasında popülerliği hızlı bir şekilde artan Emrah Safa Gürkan, kendisinin bizzat kaleme almış olduğu ''Sultanın Korsanları'' adlı eserin hem okurlara hem de akademi camiasına yönelik yararlı bir çalışma sağlayan akademisyendir. Sonuç olarak Osmanlı Devleti'nin Akdeniz'in sakin sularında korku bilmeyen korsanları, deniz hareketlerinde kısa sürede fetihler gerçekleştirerek İslam sancağını Akdeniz'in sakin sularında dalgalandırmışlardır.
Sultanın Korsanları
Osmanlı Akdenizi'nde Gazâ, Yağma ve Esaret,1500-1700
Emrah Safa Gürkan
Kronik Kitap
1.Baskı, Ekim 2018, İstanbul
s.568
[1]https://islamansiklopedisi.org.tr/korsan
[2] ''Rhoads Murphey'nin yakın bir zamanda belirttiği gibi eser erken dönem Osmanlı korsanlarının değer yargıları, motivasyonları ve bağlılıklarını incelemek açısından eşsiz bir kaynaktır. Müverrih haklı bir şekilde özellikle 1515-1535 arasındaki dönem için sözlü kaynaklara dayanmak zorunda kalan Seyyid Muradî'nin kronolojik bir tutarlılık gösteremediğini ve olayların detaylarına inemediğini belirtir. Murphey, ''Seyyid Muradî,'' 21.'' Sultanın Korsanları Akdenizi'nde Gazâ, Yağma ve Esaret, 1500-1700, Emrah Safa Gürkan, Kronik Kitap, 1. Baskı, Ekim 2018, İstanbul, s.59.
[3] ''…se mettans presque tous nuds, soit en est, soit en hvyer, il se font verser plusieurs seaxus d'eaus sur la teste& sur le reste du corps.'' Dan, Historie de Barbarie, 325. ''… despouillez tous nuds, se Laurent sur les bords du naurie, depuis le haut de la teste, iusques- a la plante des pieds, puis firent leur oraison.'' De Breves, Relation des Voyages, 297.'' A.g.e., s.242.
[4] ''…ils se purifient&qu'ils reçoivent une abollition general de tous leurs crimes.'' Dan, Historie de Barbarie, 325; ''…purgez de leurs pechez,'' a.g.e., 327; ''…purifie& remet l'ame en estat de grace,'' De Breves, Relation des Voyages, 297.'' A.g.e.,242.
[5] Dan, Historie de Barbarie, 325'' a.g.e., s.242.
[6] ''Sacerdoti (yay. haz.), ''Africa overo Barbaria'' s.60.'' A.g.e., s.314
[7] A.g.e., s.314
Yazar: Misafir Köşesi - Yayın Tarihi: 18.10.2024 09:00 - Güncelleme Tarihi: 11.10.2024 10:10