Allah'ın Elçisi Filmindeki Sorunsallar

Yıllardır sinema sektöründe bir eksiklik olarak görülen bilinçli Müslüman sinemacıların azlığı, üretim alanında kendini göstermekteydi. Sinema üzerine yazılan çeşitli tez konuları, sinemadaki din algısı üzerine yazılan yüzlerce makale ve eleştiri yazısını ortak paydada buluşturan sonuç; sinema sanatının din ile olan etkileşiminin sonuç olarak çok fazla ürün verememiş olmasıydı. Bu amaç doğrultusunda yapılan filmlerde teknik ve senaryo bakımından çok kusurlu ve bir önem arz etmeyen filmlerdi. Müslüman kimliğiyle öne çıkmış bazı yönetmenlerin çektiği ufak tefek bütçeli filmleri saymazsak, onlarca yıldır dünyada geniş etki bırakmış İslami filmler bir elin parmaklarını geçmeyecek kadardır.
İslam dini öğretileri ve felsefesinin, sinemanın işleyişindeki bazı olgularla zıtlık göstermesi bu iki kavramın birleşmesiyle yapılanan filmler hakkında sürekli eleştiri toplanmasına neden olmuştur. Bu eleştiri hep yapıldı ve yapılmaya da devam edilecektir. Aynı kara döngüde aynı eleştirilerin devam ediyor olması, sinemada son yıllarda yapılmış dini filmlerin azlığıyla paralellik gösteren bir sonuçtur. Bu sonuca yeni bir cümle, yeni bir paragraf açan gelişme ise; dünya sinemasına çok değerli yapıtlar vermiş, sinema endüstrisinde genel kitlelerin övgüsünü almış ve kendine has bir sinema dili yakalamış İranlı yönetmen Majid Majidi’nin; büyük bütçe harcayarak, sinemanın son teknolojilerini de kullanarak yaptığı filmi "Muhammed: The Messenger of God" tir.
Film, beş-altı yıl önce daha bir proje safhasındayken; benim gibi Majidi’yi yakından takip eden insanlar tarafından heyecanla karşılanmıştı. Majid’i sinemada kendine özgün bir dil yakalamış ve yaptığı filmlerle geniş kitleler tarafından sempati kazanmış bir yönetmendi. Bu farkındalıklarıyla yeni çekeceği filmin Peygamber Efendimizin hayatıyla ilgi olması ona duyduğumuz ilgiyi biraz daha arttırmıştı. Daha filmin “castları” yapılmamışken ve filmin bütçesi açıklanmışken yapılacak filmle ilgili büyük umutlar bağlayan bizler, filimle ilgili tüm gelişmeleri yakından takip ediyorduk.
Filmin daha başlangıç aşamasında bir haber sitesine verdiği röportajda Majidi; Hz. Muhammed’i canlandıracak oyuncuların araştırıldığına dâhil bir demeçte bulunmuştu. Aslında bu açıklama, filmin neler vaat ettiğiyle ilgili ipuçlarını vermişti bize. Çoğu Müslüman ülkede bu açıklamayla beraber Majidi’ye karşı linç girişimleri başlatılmış ve ölüm tehditlerine varan açıklamalar yapılmıştı.
Kamuoyunun verdiği tepkiler Majidi’ye geri adımlar attırmış. Ağlayarak verdiği başka bir röportajında Peygamber efendimize övgüler dizerek; H.z Muhammed’in filmde gösterileceğiyle ilgili haberlerin, tamamen bir spekülasyon olduğunu söylemişti. Bu kadar büyük bir bütçeyle yapılacak filmi riske atmayacağına dair demeçler vermişti.
Filme Genel Bir Bakış:
Majidi geçmişte yaptığı filmlerden tanıyanlar bilir ki, genel olarak ele aldığı konuyu görsellik ve imgelerle anlatmayı seven bir yönetmendir. Baran ve Cennetin Rengi filmlerinde bu iki olguyu hakkını vererek işlemiştir. Sanatsal sinemanın sıkmadan da izleyiciyi içine alabileceğini kanıtlamıştır.
Bu filmle ilgili öngörülerimizin hepsinin altüst eden ayırıcı unsur ise; Majidi’nin daha önce çektiği filmlerinde konuyu derinlemesine tahliller yaparak işlerken, konu Peygamber Efendimizi anlatmaya gelince neden bu kadar sığ kaldığıdır. Hz. Muhammed’in hayatının doğum öncesi ve 13 yaşına kadar olan evresini konu edinen Majidi, genel olarak dönemin putperestlik anlayışını ve ritüellerini çok iyi işlemiş. Ancak garip olan Peygamber efendimizin hayatının anlatıldığı filmin büyük bir kısmına, bu ritüellerden gelen sahnelere ayrılmış olması.
Konu olarak çok dar bir dönemi kapsayan film, Hz. Muhammed’in tüm hayatının sanki mucizevî ve doğaüstü olayların akışıyla paralel seyir eden bir evre olarak anlatılma çabasına girilmiş. Müslüman kimliği sahip her insan bilir ki Hz. Muhammed’in hayatı başlı başına mucizedir. Bunun için doğaüstü olaylara ve yahut insanları etki altına almak için kurgulanmış hayal dünyasından ibaret olan hikâyelere ihtiyaç yoktur. Majidi Hıristiyan sinemasının o abartılı sinemografik atmosferinin etkisinde kalmış olmalı ki; çoğu görsel kurgu, çoğu kompozisyonda Protestan anlayışının izleri görülmektedir.
Müslüman coğrafyada adı milyonarca insana konulan, hayatının milyarlarca insana örnek olduğu bir şahsiyetle ilgili film çekilirken, bazı hassasiyetlerin çok dikkatli bir şekilde işlenmesi gerekiyor. Majidi bu hassasiyetleri filminde göz ardı etmiş ve içinde art niyet aradığımız birçok biyografik kusuru filminde konu edinmiş. Bu kusurlar çok konuşuldu ve daha da konuşulmaya devam edilecektir. Biz bu konuları eleştirecek kadar siyer ve fıkhı bilgiye sahip olmadığımız için o kısmın eleştirisini, işin ehillerine bırakıyoruz. (Bknz: http://www.diyanet.gov.tr/tr/icerik/basin-aciklamasi/39214)
Filmin Cast, Prodüksiyon ve Teknik Yönlerine Bir Bakış:
Film cast-ının ince bir titizlikle yapıldığı ve seçilen oyuncuların işlenen dönemin karakteristik özelliklerini yansıttığını söyleyebiliriz. Özellikle başrol oyuncularının seçiminde Majidi başarı bir profil yakalamış diyebiliriz. Filmin işlendiği mekânlar, dönemin sosyal ve toplumsal yapısını çok iyi yansıtmış. Müzikler filmin içine çok iyi yedirilmiş olsa da "Çağrı" filmindeki artık kültleşmiş diyeceğimiz jenerik müziklerinden oldukça uzak bir kalitede. Kurulan platodaki atmosfer büyük bir emeğin sonucu ortaya çıkmış. Gerek sahnelerin çekildiği mekânlar, gerekse mekânın içindeki dönemin ruhunu yansıtan eşyalar, yerinde ve tadında kullanılmış.
Majidi’nin diğer filmlerinde alışık olduğumuz o görsel ahengin, bu filmin de belirli bölümlerinde kendini gösterdiğini söyleyebiliriz. Kurgusal anlamda genel bir kopukluk olmasa da H.z Muhammed’in hayatında duymadığımız ve kaynağına da ulaşamadığımız bazı olayların filmin belirli yerlerinde kendini göstermesi, filmin akışı içerisinde bizi rahatsız eden kurgusal abartılardan bir tanesiydi. Film çekiminde kullanılan görsel efektler dünya standartlarına yakın bir seviyede diyebiliriz. Ama bu kadar fazla kullanılmasına gerek var mıydı derseniz? Bizce yoktu. Abartılı görsel efektlerin kullanımı, filmi yunan mitolojisindeki o absürt ve hayali atmosfere sokmaktadır.
Sonuç Olarak
Film toplumun birçok kesiminden büyük tepkiler almış ve izlenmemesi konusunda uyarılarda bulunulmuştur. Yönetmenin sahip olduğu mezhepsel farklılığın da etkisiyle filmle ilgili çeşitli analizler yapılmıştır. Bazı eleştirilerin haklılık payı olsa da şu sebeplerden dolayı filmin izlenilmesi gerekliliğinden yanayım;
- İslami yaşayış olarak bu coğrafyanın İslam anlayışına ters bir görüşe sahip olsa da, yönetmeni Müslüman olan birinin yaptığı büyük bütçeli bir film olması,
- z Muhammed’i anlatan bir filmin kim tarafından çekildiğinin bir önemi olmaksızın, Müslüman kimliğe sahip insanlar tarafından eleştirilmek için de olsa izlenmesi gerektiği,
- z Muhammed’i anlatan bu filmin "Çağrı" dan sonra yapılmış en ciddi prodüksiyona sahip film olması,
- Hollywood sinemasındaki ne idiği belirsiz mesajlarla dolu filmleri izleyen toplumun, en azından konusu H.z Muhammed olan bir filmin ilettiği mesajların ne olduğunu anlaması gerektiği,
- Türk sinemasındaki saçma sapan bir o kadar da ahlaksız filmlerinin, repliklerine kadar ezberleyen bir kitlenin, bu filmle ilgili en azından alacağı birkaç mesajın olacağı gerçeği için bile bu film izlenebilir.
Yazar: Enes CAN - Yayın Tarihi: 14.11.2016 09:00 - Güncelleme Tarihi: 19.11.2021 12:42