Arif Ay’ın Şiirleri Üzerine Bir Bakış
Hayrettin DURMUŞ yazdı...
Hira ve Dosyalar kitaplarıyla tanıdık ilkin. Şehrimin Şiirlerini okurken İslam coğrafyasında acı ve ıstıraplarla dolu bir yolculuğa çıktık. Şairin vakur duruşu şiirlerine de yansıyor ve su serpiyordu acılı yüreklere. Sonra Dipköşe kitabıyla bir yandan bilincimizi uyandırırken bir yandan da çağa tanıklığı devam etti.
O kitapta yer alan "Yüksek Tansiyon" şiiri hâlâ kulaklarımızda:
"yüksek tansiyonum varmış
hızlı çalışıyormuş yürek
bir tarafta senin aşkın
bir tarafta karanlık ve zulüm
bir de şu kör talih
hızlı çarpmasın da ne yapsın
dursun mu bu yürek" (AY, 2016: 101)
İnsanın tansiyonu yüksek olacaksa bunun için olmalı.
Bir de;
"rüzgâr esmeye, çiçekler açmaya
Sular akmaya kuşlar uçmaya durdu
Öyle bir baktın ki" (AY, 2016: 110)
dizeleri unutulacak gibi değil.
Arif Ay'ın yeni kitabı Puslar İçinde Muhit Kitap'tan çıktı. Kitaba da azadını veren Puslar İçinde şiirinde "katlansam bir mendil gibi ellerinde" (AY, 2020: 13) diyor. Aşk, sevda, hasret, ayrılık, umut ve adanmışlık bu dizeden daha güzel nasıl anlatılır ki?
Annelerimizin başındaki yazmalarda açan çiçeklerin çocukları kendine çektiğini ne kadar güzel anlatmışsa ilkyaz delişmenliğindeki kızları da o kadar güzel anlatmış.
Erzurum şiirinde beni en çok etkileyen mısralar;
"hırkasına bürünmüş bir derviş
suskunluğunda gelir kış
…
Biz ceylanı vurulmuş dağdık" (s.25)
oldu.
Bir insan sevdiğinden ayrılınca ne yapar? Yemeden içmeden mi kesilir? Uykuları mı sürgün eder gözünden, ince hastalığa mı tutulur bilmiyorum. Şairimiz bu durumda ne yapıyor derseniz işte cevabı:
"gittin rüzgârlar da gitti
elimde hâlâ elinin sıcaklığı
dumanlanıp duruyor yüzüm
bezgin bir gece vakti." (s.42)
İnsan sevdiğinin yanında olsun yeter ki. Her şeye razı olur. Tıpkı:
"nasıl da istiyorum bir bilsen
bir bardak su gibi
başucunda olmayı" (s.44)
dizelerinde söylendiği gibi.
"gözlüğü kitap çarşısı" dizesinden daha güzel bir kitapçı, sahaf nasıl tarif edilebilir.
Biz ölünce yasımızı kim tutar? Anamız bizden önce göçmüşse bu dünyadan kim yanar bize?
"öldüğümde kuşlar uçacak yasıma
çayırları okşarcasına yayacak yağmur
solgun bir yaprak düşecek toprağa
dağları duman bürüyecek
elbiselerim öksüz kalacak öldüğümde
yasımı kuşlar tutacak" (s.55)
Şairin bu dizeleri söylemesi boşuna değil elbet.
"bilmem ki ne derdi var kuşların
dönüp duruyor başımın üstünde
yüreğimin çığlığından habersiz" (s.67)
Arif Ay kuşların, çiçeklerin dilini bilenlerden olsa gerek. Gönül diliyle konuşmak, çevremizdeki varlıklarla halleşmek, onlarla hemhal olmak en çok şairlere yaraşır.
Arif Ay'ın kitabında aşk var, umut var. Yürek coğrafyamız, ülkemin yoksulları, üstatlar, dışarıda yaşanan mevsim, içimizdeki bahar, bağrımızda konaklayan kahır ve çocukluğumuz. Kısacası ne çok şey barınmış "Puslar İçinde."
AY, Arif (2016) Dipköşe, Hece Yayınları, Ankara.
AY, Arif (2020) Puslar İçinde, Muhit Kitap, İstanbul.
Yazar: Hayrettin DURMUŞ - Yayın Tarihi: 23.08.2023 09:00 - Güncelleme Tarihi: 04.10.2023 23:19