Arthur Rimbaud ile Cehennemde Bir Mevsim ve Illuminations, Edebiyat, Faik ÖCAL

Arthur Rimbaud ile Cehennemde Bir Mevsim ve Illuminations yazısını ve Faik ÖCAL yazarına ait tüm yazıları Kitaphaber.com.tr sitemizden okuyabilirsiniz.

Arthur Rimbaud ile Cehennemde Bir Mevsim ve Illuminations

07.03.2025 09:00 - Faik ÖCAL
Arthur Rimbaud ile Cehennemde Bir Mevsim ve Illuminations

Şair ve kâhin arasında kalıyorsun; şair tarafın buradasın, kahinliğinle bir başkasında. Kendini hep başkalarında aradın, başkalarında inkâr ettin, cehennemde cennetten yüz çevirdin. Başkalarının hikayelerinde yer almak istemedin, kendi hikâyenin mutlak bir sessizlik, kesin bir kayıptın. Başlangıcı ve sonu, yeri ve zamanı olmayan komünal bir siluet. Kim gelip kim gidiyordu; hiçbir önemi yoktu. Önemli olan bir başkasında kendini yalnızlığını yaratmaktı. Yalnızlıkların hırsızı olmuştun, başka hayatların gölgesinde. Her defasında dışlayan ve dışlanan bir ben'in oluyordu, sürülen ve sürünen bir ben, yakılan ve yıkılan bir ben.

Damarlarında kötü kan, uçuk mavi gözlerinde, Galyalı atalarından miras kalan. Galyalılar yarıştırıyor içinde putculuğu, günahı, öfkeyi, şehvetperestliği, yalancılığı, tembelliği. Kutsuyorsun şiddeti, Galyalı atalarından geri kalmamak için.

Cehennem Gecesi'nde "yüklüce bir zehir" yuttun, yine de kendini susturamadın, içindeki ben'lere hükmedemedin. Cehennem Gecesi'nde ben'lerinin ateşine uyandın, kayıplarının hesabını tutamadın, şeytanına kulak verdin; "yanlış düşünceler" alıp başını gidiyor, "büyü"ler büyüyor kalbinde, "düzmece kokular" aklını başından alıyor, "çocuksu mimikler" olmayan bir cenneti anımsatıyor sana.

Sayıklamaların hiç kesilmedi. Her yerine dolanmıştır cehennem alevinden ipler. Her gece "deli bakirelerini yitiren çekilmez koca" gelir ve çeker ruhunu darağacına. Öylece kalakalırsın, hiçbir şey yapamazsın. Kendi ellerinle kurban etmişsindir masum çocukluğunu, çılgın gençliğine.

Büyüsünü yitiren sözler sayıklıyorsun. Bütün harflerin renklerini, biçimlerini ve devinim haklarını yitirmişlerdi. "Kuşlardan, sürülerden ve köylü kadınlarından uzakta"ydın. En Yüksek Kulenin Türküsü'nü okurken "hasta susuzluklara" bağlamıştın bütün umutlarını.

Meleklerin ağladığını görmüştün Olanaksızlık'ın soyağacını çıkarırken. Olanaksızdı Kuran ile İncil'i bir araya getirmek, Olanksız'dı din ve bilim adamlarını aynı çatı altında bir araya getirmek, Olanaksız'dı Verlaine ile Rimbaud'u İsa'nın son yemeğinde buluşturmak. Monsieur Proudhomme yüz çevirmişti İsa'sından. Olanaksız'dı Doğu ile Batı'yı Aden'de bir araya getirmek. Filozoflar kulağına hep aynı gerçeği fısıldıyorlardı: Yaşı yoktur dünyanın, yası yoktur insanın, dönüşü yoktur yayından çıkan yayın. Özgür değildin ama özgürlüğün kölesi olmuştun. Özgürlüğe mahkum etmiştin bilincini. Artık istediğin gibi uyandıramıyordun bilincini.

Ruhun şahit, sonsuzluk duygusunu yitirdiğinde içinde kopan fırtınalardan. Kutsal kokulara hepten uzak kaldığında, yanında kimseler yoktu, yanında kimseler hiç olmamıştı. Ne soytarılar soytarılıklarını yapıyordu ne dilenciler ruhunu satıyordu ne sanatçılar sanatlarını pazarlıyordu ne haydutlar kapıları aşındırıyordu ne papazlar günah çıkarıyordu ne de şairler aykırı aşklarının peşinden gidiyordu. Hiç kimseler yoktu ve her defasında bir ben'in kurban oluyordu ben sunağında kanda yüzen.

Beklediğin, muhtaç olduğun, bütün umutlarını bağladığın o "Sabah" hiç gelmeyecek. Bütün bir ömrün bir cehennem gecesi olacak. Ötekilerine açılan pencerelerinde hep bir ben'ini yitirdin. Gençliğin ben'lerinin tarihsiz, talihsiz ve tarifiz mezarlığı. İsa çıkıp gitmişti kalbinden. Meryem'in merhametli bakışları yoktu üzerinde. İblis'e kalmıştın, İblis'e kaptırmıştın bütün ben'lerinin sırlarını.

Ölümün ve yaşamın, gecen ve gündüzün ben'inden ç/alınmıştı. Doğmayacaktı güneş, okunmayacaktı "göklerin türküsü", hiç başlamayacaktı "halkların yürüyüşü." Bütün kömünlerden kovdurtmuştun gençlik düşlerini. "Elveda" demiştin "aşk ve insan, eski alışkanlıklar, yeni başlangıçlar, dünün dünyası ve yarının hülyası. Elveda içimdeki çocuk şair, genç kahin." Ne zaman ki "iyilik ölümün kız kardeşi" oldu, o zaman buralara ait olmadığını anladın. Batı ziyadesiyle kaçkın bir cehennem kültü, Doğu uzak bir cennet düşü.

Verlaine hiç olmadı, babansa hep bir kayıp, annen korkulu bir dağ. Kimsenin yasını tutmadın, başkalarında yitirdiğin ben'lerinle karşılaşmamak için. Yazgına söz geçirmemek yazgın olmuştu ve kaderinin iplerini İblis'e kaptırmıştın.

Şiirlerin ve sözlerin sana isyan eden benlerinin toplamı.

Şiirlerin, Cehennemde Bir Mevsim. Sözlerin ışığını ve aydınlığını yitiren Illuminations'lar. Sözlerin Tufandan Sonra gelen, Çocukluk'u ve Masal'ı olmayan, Göstermelik, Eskil.

Sözlerin Güzel Yaratık'lara ve Yaşamlar'a hasret.

Arthur Rimbaud
Cehennemde Bir Mevsim ve Illuminations
Can Yayınları
Çev. Özdemir İnce
Sayfa 184
İstanbul, 1993


Yazar: Faik ÖCAL - Yayın Tarihi: 07.03.2025 09:00 - Güncelleme Tarihi: 13.03.2025 15:20
1.270

Faik ÖCAL Hakkında

Faik ÖCAL

2000’de Cumhuriyet Üniversitesi Sosyoloji mezunu... 2004 yılında Franz Kafka’nın Romanlarında Birey ve Devlet İlişkisi üzerine yaptığı tez ile yüksek lisansını yaptı.

Çeşitli sitelerde ve dergilerde yazıları çıkmakla birlikte 2008’den beri düzenli olarak Yolcu Dergisi’nde yazılar yazmaktadır.

Yayımlanmış Kitapları:

- 101 Kürtçe Roman 2. Cilt Sitav Yayinevi, 2024
- 101 Kürtçe Öykü, Sitav Yayınevi, 2024
- Alacakaranlık Filozofu Nietzsche, 2024
- Deprem Günlüğü, KDY, 2023
- Yeni Bir Aydınlanma Felsefesi, Zilan Akademi, 2023
- Beyaz Hüzün, Az Kitap, 2022
- 101 Kürtçe Roman 1. Cild, Sitav Yayınları, 2022
- Uzaktaki, Az Kitap, 2021
- Dört Mevsim Beş Vakit Hüzün, Roza Yayınları, 2012
- Yitik Anılar Şehri, Erguvan Yayınları, 2008
- Aziz ve Aciz Emanetçi, Erguvan Yayınları, 2008

Faik ÖCAL ismine kayıtlı 113 yazı bulunmaktadır.

Yazarımıza ait 9 kitap bulunmaktadır.

Twitter Instagram Kitapyurdu.com