Aşıkların Baharıdır Bahar Olan
Emre Bulur KitapHaber için kaleme aldı.
Ulaşılmak istenen her amaç bir yolu ve bu yolda da bir yöntemi gerektirir. Çünkü "usulsüz vusul olmaz." Kavuşmanın ana şartı yolun şartlarını yerine getirmek yani yolun hakkını vermektir. Eğer tasavvuftan bahsediyorsak ana şart Kur'an-ı Kerim'e ve sünnet-i seniyyeye uymaktır. Ahmed Rifâî hazretleri bu bahsi şöyle açıklar: "Allah Teâlâ ile olan muamelenizde takvaya, insanlar ile olan muamelenizde dürüstlük ve güzel ahlaka, nefisleriniz ile olan muamelenizde muhalefetle hareket ederek şeriat çizgisinden ayrılmayın."
Tasavvuf yolunun usullerinden biri de kişinin kendi acizliğini anlaması ve kibirden uzak durmasıdır. Çünkü kibir kişiyi Allah'a karşı müstağni olduğu yanılgısına götürür. Ahmed Rifâî hazretleri "Bütün dervişler ve bu tarikatın sufileri benden hayırlıdır. Ben hiçbir şey olmayan Ahmetçiğim, ben hiçin de hiçiyim" derken hem kendi acizliğine hem de fena makamına işaret etmektedir. Fena, "müridin kötü huy ve vasıflarını yok edip onların yerine iyi hasletler kazanması" anlamına geldiği gibi kişinin kendinde irade görmemesi ve her fiilinin arkasında Allah'ı görmesidir ki bu tasavvufta gayet yüksek bir makamdır. Bunun için öncelikli kişinin iç âlemini varlık kirlerinden temizlemesi gerekir. Masivaya dalan bir kalbin Allah'a yaklaşmasına ise hiçbir yol yoktur. Ahmed Rifâî hazretleri bu konuda; "Arzuların en kötüsü, başkalarına meylederek hâlık olan Allah'a ibadetle meşgul olmayıp masivaya dalmaktır. Nitekim az veya çok, külli veya cüzî her eserde Allah Teâlâ'dan başkasının tesiri olduğunu söylemek şirktir." buyurmaktadır.
Tasavvuf yolunun usullerinden bir diğeri de vaktin kıymetini bilmek ve vakit hangi ameli gerektiriyorsa onu yerine getirmektir. Çünkü insanın en kıymetli hazinesi vakittir. Her boşa geçen saniye ömrün zayi edilmesidir. Ahmed Rifâî hazretleri "Sufinin her bir nefesi kırmızı altından daha değerlidir. Öyle ise zamanınızı zayi etmekten sakının. Çünkü zaman kılıç gibidir. Sufi onu kesmezse (değerlendirmezse), o sufiyi keser." diyerek hem her nefesin ne kadar önemli olduğunu hem de bu önemin farkında olmanın gerekliliğini anlatır. Sufi sürekli zikir halinde olmalı ve böylece vaktini boşa geçirmemelidir. Ama zikrin de usulü vardır. Ahmed Rifâi hazretleri zikrin adabını şöyle açıklar: "Samimi bir niyet, tam bir tevazu ile boyun eğmek, mahlukattan soyunmak, sağlam bir ihlas ile kulluk basamağında durmak ve heybet zırhını giymek."
Sözün özü tasavvuf bir yol olup kişiyi kalp ayağı ile Hakk'a ulaştırır ve bunun için de usul gereklidir. Ahmet Rifâî hazretleri Âşıkların Baharı (El-Burhânü'l-Müeyyed) kitabında bu usullerin özetini ve en doğrusunu ise şöyle açıklar: "Hakikat yolunda nefsimi feda ettim, yürümediğim bir yol kalmadı. Her yolun doğruluğunu niyet ve mücahede ile anladım. Fakat Allah rızasına giden yolda, sünnete ittibadan, tevazu ve boyun büküklükten, hayret ehlinin ve muhtaçların ahlakına uymaktan daha yakın, geniş ve sevimlisini görmedim."
Ahmet Rifâî
Âşıkların Baharı
Çeviren: Muhammed Danışman
Semerkand Yayınları
Yazar: Misafir Köşesi - Yayın Tarihi: 05.03.2020 11:44 - Güncelleme Tarihi: 11.01.2025 19:55