Aşk ile Kim Kardeştir

“Biz kendi ayaklarımızın kanıyla çölün bedelini ödeyene dek, bütün kuyular zehirli kalacak”
Kitap 126 sayfadan oluşmaktadır. Gazetede yazdığı yazıları topladığı eseridir.
38 başlık altında toplanmıştır.
Giriş: Âdemoğlu’nun ağır safraları vardır O kartal bakışlı, elzem olanın ne olduğu hususunda kördür, tedariki hususunda aldanmış müşteri, biriktirmek ve çoğaltmak hususunda aceleci ve haris. Çokluk uyku verir. Dönüp dönüp aynı şeyi söylemekle, aynı şeyi yazmakla, evvela kendi yüzüme bir avuç su serpmeyi murad ettim. Çer-çöp, olduğuna kanaat getirdiğim her şeyi ayıklayınca, geriye iki şey kaldı: aşk ile hain kardeş. Aşk’ı anlatmak yakışık olmaz. O onbir kardeşin yapıp ettiklerinin arasında yahut dışındadır.
Tekrar ederim ki, eğer şaşırmış bir topluluk isek ve eğer elimizin dokunmadığı bir yerde bir “kehf” kalmışsa yazıya mağaranın Kıtmır’i olmak düşer. Tabii, okuyacak olduklarınız da.
Demek kadar sesli sözlerle kitabına yazdığı bu önsüz mahiyetinde yazı içten bir seremonin berrak ifadeleri… Kitap her ne kadar başlıklarla bir bütünlük arz etmese de okuduğumuzda, biz kitabı başlıkları sırasına göre okuyoruz. Bu yüzden de bunu da görmezden geliyoruz. Çünkü her yazı başlı başına bir anlam bütünlüğüdür. Başlı başına bir düşünce ürünüdür.
Bildiğimiz makale türünden uzakta-her ne kadar günlük ve yahut haftalık yazılardan olmuş olsa da- daha çok deneme türünde. Ve zaten bir kitap toplamında da bu hava gayet oturaklı bir şekilde yerine bir parke taşı gibi oturmuştur. Bu yüzden de sevimli ve okumu gayet akıcı ve sade bir kitap.
Kitaptaki başlıkların bazılarını kısacık açacak olursak ve notlarımızı da bu başlığa sıralayacak olursak aşağıdakiler gibi oluyor
1. bilgelik üzerine nutuk: ” bir mum’un aydınlattığı mutmain bir çehreyle usul usul yazmak demek olan bilgelik, felaket ertesinde tabutlar geçip gittikten sonra höykürmemektir, saadetlerin aydınlattığı günler ve gecelerde vakarını kaybetmemektir.
- Bu yazıyı yazan kişi bu yazıyı endişeli parmaklarını kancık bir klavyede gezdirerek yazmıştır!
2. kavgacı turna: herkesin bir turna geliş türküsü vardır kendi sesince yazar da bu turnaya kendi kavgacı diliyle kavgacı turnayı buyur etmiş diline ve turnanın kavgayı kazanmasıyla “insanlık içinden çıkartılmış en hayırlı ümmetin” gezindiği bir berzah olur’a bağlamış.
3. aşk ile hain kardeş: biraz Yusuf masalı hükmünce sıralanmış sözcükler bir zeliha anekdotuyla dilimize girip kalbimize yerleşmektedir bu bölüm. İyi bir seçim olmuş kitabın başlığı için. Aşk dolu bir kitap ve alımlı çelimli bir cümle olarak da: “eh işte, aşk hususunda ne derseniz boş… Aşk bizim Gutenberg çağımıza pek uğramamış görünüyor. Yahut geldi de biz duymadık. Ne elimizde gümüş saplı kamçı var ne de içimizde körük gibi bir ateş. Babamız Yakup değil, yârimiz Zeliha değil. Bize kala kala bir gün nadim olması umulan hain kardeşler olmak kalıyor.
4. koç katımı fırtınası: “koç katımı haftası’nda açık oturum tertip eden köylü görülmemiştir. Yaprak aşısında hiçbir kültürel ve sportif etkinlik düzenlenmez. Bu haftalar altmışyedibin yıl önce nasıl idiyse öyle geçer gider.
Ama 1 ekim günü koç katımı fırtınası yüzümü çatlatsın… yağı çalınmamış bir süt içeyim, kurşun ve karbon sızmamış bir nefesim olsun… demek kadar cesaretli ve istekli aslında doğal olmanın ve gerçek havayı solumanın kavgasını veriyor bu başlıkta.
Ve diyor ki: - aslında hepimizin dilinde olması gereken bir ciklet gibi, gevelemeden- FIRTINAN KUTLU OLSUN…
Kitap sahih bir rüyadan alınmış gerçek hayat anekdotları ile önümüze dizilmiş. Raflarda biraz tozlanmış olsa da yine de içimizdeki tellerden içli bir türkü çalacak kadar cesur ve bizden. Yazarının sivri dili ile ve kelimeleri kıvırmadan kurduğu cümleleri şiirsel bir bütünlük arz ediyor.
Aşk ile Hain Kardeş
Süleyman Çobanoğlu
Şule Yayınları
Merdiven Kitapları
2. baskı. 1999
Yazar: Bilal CAN - Yayın Tarihi: 15.02.2011 18:33 - Güncelleme Tarihi: 07.12.2015 16:45