Aşkın Merhametli Kanatlarında Közlü Seferler

Ayşe Daştan Çıtak kitaphaber için yazdı.
Aşk name Aşk name Aşk name
Bir kitabın ismi eğer dolanmışsa dilinize, yüreğinize vakti gelmiştir artık yeni bir yolculuğun. Belki de buna sefer demeliyiz. Sebebi ise hikâyelerin yüzyıllar öncesinden ülkeler aşıp okyanus fırtınalarından kurtulup avuçlarınıza bir inci gibi dökülmesi ve oradan da yüreğinizin en müstesna köşesine kuruluyor olmasındandır. Azığınızı sıkı tutun zorlu bir sefer başlıyor öyleyse
Bu dünyada kaç kişinin bahtına aşk düşer, kaç kişinin kaderine maşukluk yazılır bilemeyiz elbette; lakin Aşkname'den bizim de payımıza düşen bir beyit olur umudu ile satırların arasında gezinmeye başlıyoruz. Çünkü biliyoruz; seyyah olmak ruhunun kanatlarında emek ve aşkın yolculuğuna çıkarak büyümek saltanatıdır. İşte biz de tam bu anlamda payımıza düşecek hazinenin ışığına bırakıyoruz yüreğimizi aşk ile.
İskender Pala'nın "Aşkname" adlı elimizdeki eseri Kapı Yayınlarının Cep boyda 3. Baskısıyla 23. Baskıya ulaşmış bir eser. Kitabın kapak tasarımı bize divan şiirine yakışır bir gravürle göz kırpıyor. Özenle seçilmiş gravürler hikâyeler arasında gezinirken kendinizi dönemin içerisinde bulmanıza vesile oluyor.
Beş hikâyeden oluşan eser yazarımızın tarzına yakışır bir şekilde okuyucunun kalp kapılarını aralıyor. Hikâyemiz Şehnaz Bestenin bir beytin sahibiyle yıllar sonra tambur eşliğinde karşılaşmasıyla kapılarını bize açıyor. Zaten aşk bir kapı değil miydi ne zaman çalınacağı ve ne zaman açılacağı bilinmeyen? Ve aşk, eşiğinde yorgun soluklar ağırlayan bir anahtarın kilitli susuşlara çığlık sürme merasimi değil miydi?
"Feryâd ki feryâdıma imdât edecek yok Efsûn ki gamdan beni âzâd edecek yok Tesîr-i muhabbatle yıkılmış güzel ammâ Virâne dili bir dahi âbâd edecek yok"
Dilşekerin dilinden dökülen bu nağmeler haminnesinin kabuk bağlayan aşk yarasını yeniden kanatmaya ve ömrünün son günlerini bu beyitlerin yazılmasına vesile olan o anları tekrar tekrar yaşayarak geçirmesini konu ediniyor. İnsanın içinden geçmiyor değil yaralar kanadıkça mı iyileşir insanın öksüz ruhu" diye.
Hayâl Hatunun acısıyla bir gece geçirmedikçe sanmayın ki diğer hikâyelere hemen sokula bileceksiniz. Acının omzuna başını yaslayabilenler dokunur şiirin o kutsal soluğuna. Şairin gülümsemesi ne demektir? Şair acı ve tebessümün harmanında hangi renk ile yoğurur manayı? Bu soruların ardı Hayâl Hatunun da yıllar sonra işittiği beyitlerin devamı olarak geliyor. Satırlar arasındaki keşfe göz kırpan kelimeler sizi bekliyor.
İsmi anıldığında bizi yasa boğan bir şehzadenin eteklerinde, savaşın ortasında kalmış başka bir aşk hikâyesi Yollarda. Şehzade Cemin halde haldaşım, yaşta yaştaşım, yolda yoldaşım ve dahi gönülden karındaşım." diye hitap ettiği Sadi Çelebinin santur nağmeleriyle gönlüne düşen Cemilenin hayaliyle geçen bir ömrün, şairin kalbine satır satır nasıl işlendiğine tanık oluyoruz.
Dedik ya yolculuğumuz çetin hazırlıklı olun diye. Yazıcı hikâyenin bahtını okuyucuya bırakarak, mektuplarla örülmüş bir aşk hikâyesinin fırtınalarından kaçıyor İnsanın gönlünün çok geniş olduğunu ve orada aşk şehirleri kurulabileceğini, bir diğer hikâyemiz olan Aşk ve Şiir de anlıyoruz. Aşkî İlyas Muhteşem Süleymanın önünde Piyade Cemilenin aşkıyla pervane Cemilenin çığlıkları kaplarken boğazın serin sularını gece matem gecesi olarak geçiyordu halkın diline. Aşk bir kulluk imtihanıydı ve bunu anlayan aşık ne bahtiyar idi. Ve hünkârım gün akşamlıdır diyen Aşkî İlyasın sırlarına müştâk olmak var ise kaderinizde buyurun Aşknamenin aşk iklimine
Aşkname
İskender Pala
Kapı Yayınları
225 sayfa
Yazar: Misafir Köşesi - Yayın Tarihi: 03.01.2014 09:33 - Güncelleme Tarihi: 24.11.2021 13:28
Ayşe hanım bir kitap ancak bu kadar güzel anlatılabilr insanın kitabı hemen alası ve okuyası geliyor
TEŞEKKÜR EDERİM AYFER HANIM KİTABI OKUDUKTAN SONRA DÜŞÜNCELERİNİZİ BİZİMLE PAYLAŞIR MISINIZ..