Attar Dükkanının Biyografisi ve Üsküdar, Kara Tahta, Elif MERT

Attar Dükkanının Biyografisi ve Üsküdar yazısını ve Elif MERT yazarına ait tüm yazıları Kitaphaber.com.tr sitemizden okuyabilirsiniz.

Attar Dükkanının Biyografisi ve Üsküdar

24.03.2025 09:00 - Elif MERT
Attar Dükkanının Biyografisi ve Üsküdar

Bugün "attar" kelimesi, baharat, parfüm ve bitkisel ilaçların satıldığı mağazaları tanımlar. Ancak geçmişte "attar" dükkanları, sadece bu ürünlerin satıldığı yerler değil, aynı zamanda toplumsal, kültürel ve manevi açıdan önemli buluşma alanlarıydı. Ahmet Yüksel Özemre'nin Üsküdar'da Bir Attar Dükkânı adlı eserinde, yazar Üsküdar'ın adeta bir biyografisini sunar. Bu dükkân yalnızca baharatlar ve şifalı bitkilerle dolu bir mekân değil, aynı zamanda birçok önemli şahsiyetin katıldığı, manevi ve ilmi sohbetlerin yapıldığı bir yerdir. Hoca, imam, hezarfen, şeyh gibi ünlü isimler, bu dükkândaki sohbetlere katılmış ve burada oluşan atmosferin bir parçası olmuştur.

Üsküdar'da Bir Attar Dükkânı, günlük yaşamın ilk bakışta sıradan gibi görünen ancak aslında derin anlamlar taşıyan yönlerini ortaya koyuyor. Kitap, insanın iç dünyasını, değerlerini, manevi yaşamını ve toplumsal yapıları sorgulayan düşündürücü bir perspektif sunuyor.

Hakimiyet-i Milliye Caddesi'ndeki bu küçük dükkân, Üsküdar'ın manevi, ilmi ve sanatsal kalbi haline gelmiştir. Yazar Özemre, çocukluğunda etrafını saran attar dükkânının çevresindeki atmosferi ve o dönemin Üsküdar'ını hikâyeler aracılığıyla anlatıyor. Özemre'nin anlatımı, bizlere o dönemin Üsküdar'ını sanki deneyimliyormuşuz gibi hissettiriyor ve hiç tanık olmadığımız bir zamanı derin bir özlemle hatırlatıyor.

Sohbet Ehlinin İrfan Yuvası

Attar dükkanının küçük olmasına rağmen her gün sohbet ehliyle dolup taşması, ticari başarıdan çok, manevi bir ortak paydada birleşen insanların bir araya gelmesinden kaynaklanmaktadır. Bu dükkân, farklı tarikatlar ve cemaatlerden gelen müridlerin ve mürşitlerin buluşma noktası haline gelmiştir. Neyzen Niyazi Sayın gibi ünlü sanatkârlar, şeyhler, sofiler ve arifler de burada sohbet etmek için bir araya gelmişlerdir. Yazar Özemre, bu irfan yuvasını "adeta bir akademi gibi bir yerdi" şeklinde tanımlar. Hatta Niyazi Sayın bir gün yazarına şöyle demiştir: "Yüksel'ciğim, biz bu dükkândan geçmemiş olsaydık, şimdi yedi dükkân süprüntüsünden beter olurduk.

Birine bende ol ki binine bende olasın!

Tarikatlar ve şeyhler arasındaki farklılıklar olsa da geçmişte insanlar bu ilkeye sadık kalarak, birbirlerine hürmet ve muhabbetle yaklaşarak farklı yolları izleyebilmişlerdir. "Birine bende ol ki binine bende olasın" şeklinde ifade edilen bu veciz söz, tarikatların temel öğretilerinden birini özetler. Bu anlayışa sahip olanlar, kendi yollarını takip ederken diğerlerine de saygı ve sevgi göstererek, ortak bir manevi paydada buluşmuşlardır.

Aidiyet ve Kalbi Bağlılık

Yazar Özemre'nin eserinde dikkat çeken bir diğer tema, aidiyet duygusunun ön plana çıkmasıdır. Geçmişte kalbi bağlılık ve samimiyet ön plandayken, günümüzde aidiyet duygusu giderek daha büyük bir önem kazanmıştır. İnsanlar artık kim olduklarından ziyade, hangi cemaat veya tarikat grubuna ait olduklarına daha fazla odaklanmaktadırlar. Bu durum, konformizmin bir yansıması olarak, bir dini grup ya da cemaate katılmayı bazen daha kolay bir yol haline getirmiştir. Bir topluluğa ait olmanın, aidiyet hissini tatmin etmenin ötesinde, o cemaatin sunduğu avantajlardan da faydalanmayı içerdiği görülmektedir.

Farklılık ve Ayrışma

Yazar Özemre'nin eserinde, o dönemde farklı tarikatlardan olan muhibban, dervişan ve mürşit efendilerinin birbirlerini tanımalarına olanak sağlayan elverişli bir ortamdan söz edilmektedir. O dönemdeki şehir yapısı, Osmanlı medeniyetinin bir parçası olarak tasavvuf kültürüne dair derin bir hafızanın varlığı ve insanların tasavvufla ilgili bilgi ve kültür seviyelerinin yüksekliği, böyle bir ortamın oluşmasına zemin hazırlamıştır. Tasavvufun temel amacı olan "bir olma", yani Tevhid bilincinin kitleler tarafından idrak edilmesi, bu güzelliklerin zamanla devam etmesine imkân tanıyabilirdi.

Tasavvuf Eğitimi ve Doğru Anlayış

Eser, tasavvuf merkezli bir bakış açısıyla, Üsküdar'daki attar dükkanının yalnızca bir buluşma noktası olmadığını, aynı zamanda sanat, müzik ve ilim gibi alanlarda gelişmeye açık bir ortam sunduğunu gözler önüne seriyor. Bu yönüyle eser, bizlere geçmişin izlerini, manevi değerleri ve kültürel derinliği hatırlatmaktadır.

Üsküdar'da Bir Attar Dükkânı

Prof. Dr. Ahmed Yüksel Özemre

Kubbealtı Neşriyat

120 Sayfa


Yazar: Elif MERT - Yayın Tarihi: 24.03.2025 09:00 - Güncelleme Tarihi: 05.03.2025 11:13
1.691

Elif MERT Hakkında

Elif MERT

Üç kuşak İstanbullu bir aileden geliyor. Eğitim hayatını İstanbul’da tamamladı. Marmara Üniversitesi Fransız Dili ve Eğitimi ile İstanbul Üniversitesi Çocuk Gelişimi bölümlerinden mezun. Kısa bir dönem Saint Joseph Lisesi'nde öğretmenlik yaptıktan sonra gönüllü kuruluşlarda çocuklarla çalıştı. Düşünen, sorgulayan, barışçıl, kendi iç yaratıcılığını harekete geçiren, farklı dil ve dinlere saygılı, özgüvenli çocukların yetişmesine destek olan bir vakfın eğitim ve yönetim departmanlarında görev aldı. Kitap editörlüğü, içerik oluşturma, metin yazarlığı ve çocuk gelişimi alanlarında çalışmalarına devam ediyor. Türkiye'nin yetmişe yakın ilini gördü ve farklı renklere sahip Türkiye’nin çocuklarıyla çalışmak, çocuk ve insan sevgisini daha da geliştirdi.

Hayatın güzelliği bakış açısında gizlidir. Eğer hayata güzel bakarsanız, hayatın size akacağına, iyiliğin ve güzelliğin hep sizinle olacağına inanıyor. Okumayı, deneme ve makale yazmayı, öykü kaleme almayı, tasavvufu ve manevi değerleri, bendir çalmayı, tarihi, yeni yerler keşfetmeyi, farklı kültürleri, doğayı, insan psikolojisini ve yabancı dilleri seviyor. Ayrıca bu dilleri konuşmayı ve çeşitli eğitimlere katılmayı da önemsiyor. Nefes eğitmenliği yolunda çalışmalarına devam ediyor ve İndigo Dergisi'nde çocuk gelişimi üzerine yazılar yazıyor.

Elif MERT ismine kayıtlı 47 yazı bulunmaktadır.

Instagram LinkedIn