Başarılı Bir İlk Kitap: ❝Tuhafiye❞
Anlaşılmak hepimizin arzusu. Bazılarımızın takıntısı, bazılarımızın yoksunluğu, yarası, ihtiyacı. Dinlemeksizin anlatmak, duymaksızın konuşmak, umursamaksızın beğenilmek ise anlaşılmamaya karşı olgunluk göstereceğini beklediğimiz yetişkinlerin tutulduğu bir hastalık. Ve bu hastalığın sebebine dair şüphelerin önemli bir kısmı çocukluk çağında önemsenmemeyi işaret ediyor. Düşünen ama düşüncelerini dile getirmekte, onlara karşılık bulmakta zorlanan çocuk hayatı anlamlandırma çabasını henüz yolun başındayken terk ediyor, bencilleşiyor, haz odaklı yaşıyor ve nihayetinde önemsenmeyen yeni çocuklar yetiştiriyor. Ailesiyle konuşabilen, duygu ve düşüncelerinin etkilerini başkalarında görebilen çocuk ise bu imkânı kullandığı gibi yansıtarak başkalarına da sunan bir birey oluyor. Bu diğerkâmlık daha huzurlu bir toplumun temelini oluşturuyor.
Betül Yeşil Çelik'in "Tuhafiye" isimli ilk kitabı çocuk zihninin labirentlerini haritalandırma niyetiyle yazılmış eğlenceli bir metin. Hep çocukların aleyhinde olan deyimler, ara sıra yardıma yetişen büyük şair dizeleri, bir nesil yukarıdan atasözleri (anne-baba dırdırı) gölgesinde geçen, günlüğe sızan yakınmalarla, gündelik olaylardan fışkırma düşüncelerle bezeli bir deneme okuduğumu hissettim. Bu kitabı bir türe dâhil etmek kolay değil. Çünkü Betül Yeşil Çelik kendisini sınırlamıyor ve üzerinde durmak istediği kavramları birkaç farklı biçimle ele alıyor. Yetişkinin çocuk gözündeki tuhaflığını, çocuğun yetişkin dünyasını anlamlandırma çabasını anlatır gibi yapıyor ama belki de bunlardan daha çok kendisini haklı hisseden akıllı bir çocuğun, sıradan düşüncelerin biraz daha ilerisine geçen iddialarını dile getiriyor. Anlatıcımız Zeynep her çocuğun yaşadığı insan ilişkileri üzerine okuruyla konuşurken zaman zaman muhatabına hak veriyor, zaman zaman ona karşı geliştirdiği düşünceleri savunuyor, mümkün olduğunca adil bir hakem oluyor ve işin içinden çıkamadığında da doğal bir seyirle hakkı olan limana; bilememeye, anlayamamaya sığınıyor.
İlk beş bölümde Zeynep bize anlaşılamadığını hissettiği anlardan örnekler veriyor. Yazar iki nesil arasındaki iletişim kısıtı üzerine yoğunlaşmış. Bu bölümlerin odağında "zaman" ve "tecrübe" kavramları var. Zamanın akış hızının bir yetişkinle bir çocukta oldukça farklı olduğunu bildiğimiz hâlde bunu bir türlü kabullenemeyiz. Ve tabii her insanın kendi tecrübesini edinmek isteyişini de. İnsanoğlunun, daha doğrusu insanla oğlunun kaçınılmaz çatışması bu iki alanda neredeyse hiç kesintiye uğramaz. Yazarın bu çatışmayı Zeynep'in gözünden görebildiğini ve onun dilinden anlatabildiğini rahatlıkla söyleyebilirim.
Altıncı bölümden itibaren, kendisi de bir kız annesi olan yazarımız, hem kızıyla hem de annesiyle olan ilişkilerinin harmanını demleyerek anne-kız ilişkisinin inceliklerine dokunmaya başlıyor ve bilgiç annenin yeri geldiğinde öğrenci rolünü de kabullendiğini, böylece ikilinin arasının ısındığını görüyoruz. Her insanın zayıf ve kuvvetli yanları olduğunu görmek hem okuru hem de Zeynep'i rahatlatıyor. Ortak noktalarımızın dost olmak için yeterli olmadığını, ilişkilerin daha derinden bağlarla kuvvetlenebileceğini öğrenmekse bize ömürlük bir arayışın kapısını aralıyor.
Son bölümde özgürlük-haklar-kurallar üçgeninin güzel bir tanımı yapılmış. Ancak bu çerçevenin dışına çıkmadan yaşanacak bir hayatın herkese huzur sağlayacağı, aksi hâlde anlaşmazlıkların baş göstereceği oldukça somut örneklerle ortaya konmuş. Bu bölümde Zeynep'in sorduğu felsefî sorular ve anne-babanın cevapları küçük bir "çocuklar için felsefe" pratiği olarak nitelenebilir.
Kitabın en kuvvetli yanı yazarın aynı zamanda çizer olması ve anlatmaya çalıştığı düşünceleri yerli yerinde, özgün soyut-somut çizimlerle ifade edebilmesi. Bu çizimlere iliştirilmiş, metinden alınmış kısa notlar eminim ki önermelerin okurun aklında kalmasına oldukça yardımcı olacaktır. Çizimler siyah beyaz ve esnek; bölümden bölüme değişen tarzlar kullanılmış. Odakta mesaj var ve mesajları aktarma kabiliyeti oldukça yüksek.
10+ yaşa uygun, genel olarak mizahî, yer yer duygulu, akıcı ve sarıcı metin, genel olarak temiz olmakla birlikte birkaç küçük hata barındırıyor. Bu hataları bir sonraki baskıda düzeltilmesini umarak not düşelim: "Çünkü herkes beni bir başka bir kelimeyle çağırır." cümlesinde fazladan kelime ve ilerleyen kısımda bağlaç olan -ki'den sonra konmuş bir virgül (S. 10), "denirmiş" yerine "denilirmiş", "yenir" yerine "yenilir" şeklindeki çifte edilgen kullanımları (S. 13 ve 38), "Annem her zamanki soğukkanlı ve umursamaz gibi görünen bir sesle..." ifadesindeki düşüklük (S. 34), "farklarımız" yerine "farklılıklarımız" kullanımı (S. 82).
Betül Yeşil Çelik'e yazın hayatında başarılar diliyor, özgün anlatım tarzıyla yeni eserler vermesini merakla bekliyoruz.
Tuhafiye
Betül Yeşil Çelik
Mecaz Çocuk
2023
115 sayfa
Yazar: A. Erkan AKAY - Yayın Tarihi: 22.03.2024 09:00 - Güncelleme Tarihi: 22.03.2024 11:02