Bilbao’yu Bilir Misiniz?, Kara Tahta, Pelin YİĞİT

Bilbao’yu Bilir Misiniz? yazısını ve Pelin YİĞİT yazarına ait tüm yazıları Kitaphaber.com.tr sitemizden okuyabilirsiniz.

Bilbao’yu Bilir Misiniz?

11.10.2023 09:00 - Pelin YİĞİT
Bilbao’yu Bilir Misiniz?

Bir şehir barındırdığı bir müze sayesinde binlerce insanın ziyaret ettiği yer olabilir mi? Evet oluyor… Biz de o müzeyi görmek için 2016 yılının soğuk şubat ayında dört saatlik bir uçuşla İspanya'nın Bilbao şehrine gittik. Buraya gidiş nedenlerimizden biri de muhteşem Guggenheim Müzesini görmekti. Bilbao, İspanya'nın kuzeyinde ki Bask Bölgesinde bulunan gelişmiş bir sanayi şehri. Avrupa'nın endüstri kentlerinden herhangi biriyken Guggengeim Müzesi yapıldıktan sonra kaderi değişmiş ve yılda 20 milyon turistin geldiği turizm kenti olmuş. Müze Nervion Nehri kıyısında yer alıyor. Biz de gittiğimizde müzeyi yakından gören Hotel Miro'da kaldık. Bavullarımızı otelin dördüncü katına çıkarıp odamıza koyar koymaz pencereye gidip müzeyi gördüğüm o ilk dakikayı unutamıyorum. Kış güneşi müzenin devasa titanyum kaplaması üzerinde parlıyor, bina tüm ihtişamıyla karşımda duruyordu. Amerikalı Guggenheim Vakfı'nın New York ve Venedik'ten sonra ki üçüncü müzesiymiş. Ünlü Mimar Frank Gehry tarafından tasarlanan müze 1997 yılında tamamlanmış. "Onu ilk gördüğümde aman Tanrım, ben bu insanlara nasıl bir şey yaptım böyle dedim. Tasarladığım bir yapıyı ilk gördüğümde böyle oluyor, battaniyenin altına saklanmak istiyorum.'' diyen Gehry aslında dış cephe kaplamasında kurşun ve bakır karışımı bir alaşım kullanmak istemiş ama birçok ülke de bu malzemenin yasaklanmış olmasından dolayı titanyumu seçmiş. Titanyum yağmurda altın rengi alıyor. Nehre bakan yüzeyleri titanyum ve çinko alaşımından levhalarla kaplanması uygun görülüyor. Kavisli titanyum yüzeyler güneş ışığını yansıtarak cephenin dalgalanmasını ve içeride bulunan galeri alanlarına giren ışık ve havanın kontrolünü sağlamakta.

Bu sürreal yapının sadece çevresini gezerken bile başınız dönebilir.1997 yılında İspanya'nın en önemli sanayi şehirlerinden biri olan Bilbao'da inşa edilen Guggenheim Müzesi'nin önünde Jeff Koons'un anıtsal heykeli "Puppy"ve Louise Bourgeois "Mother" adlı örümcek heykeli de bulunmakta. Çiçeklerden oluşan meşhur "Puppy" de şehrin önemli simgelerinden biri haline gelmiş. Yılda iki defa değiştiriliyormuş bu çiçekli örtü. 1997'de bahçıvan kılığındaki 3 ETA'lı, müzeyi havaya uçurmak üzere bu heykele bomba yerleştirmeye kalkmış. Neyse ki bir polis tarafından durum önlenmiş. Bu meydana da olayda hayatını kaybeden bu polisin soyadı (Aguirre) verilmiş. Müzenin iç mimarisi de dışı kadar ilginç. Müzenin lokantası Michelin yıldızlıymış ama biz göremedik. Müzenin önünde Mama adlı dev bir örümcek var ve bu örümcek anneliği temsil ediyormuş. Bir araya gelmiş 73 çelik küre de ilginç bir görünüme sahip. Dünyanın faniliğini, gelip geçen zamanı simgeliyormuş bu küreler. Aynı zamanda yedi renkli lale de ayrı bir güzellik vermiş müzeye.

Müzenin güzelliğini otelde bulunduğumuz her saat seyretmek bir ayrıcalıktı ama şehri de keşfetmenin heyecanını içimizde artarak duyuyorduk. İlk gün dinlenir dinlenmez dışarı çıktık ve üç gün süren Bilbao gezisi yaptık. Bilmediğimiz bir şehre geldiğimizde yavaş yavaş sokaklara açılarak gezmeyi, ayaklarımız şişene kadar yürümeyi çok seviyorum. İlk olarak merkezdeki yapıları keşfediyoruz. Bilbao'da Unesco miras listesinde bulunan Zubizuri Köprüsü şehrin ortasından sakin sakin akan nehrin üzerinde. Köprüden sonra meydan da birbirinden değerli sanatçılara ait eserler var, sanki burası açık hava müzesi. Barok tarzında inşa edilen Belediye binasını görerek yolumuza devam ettiğimizde Punta Del Arena köprüsünden karşıya geçerek 1890 yılında yapılan Teatro Arriaga varacaksınız. Karşısında ise barok kilise bulunuyor. Şehrin böyle tarih dolu sokaklarını gezerken küçük mekânları da fark ediyorsunuz. Buralarda tapa denilen atıştırmalıklar yeniliyor. İspanyolca Pincho, Baskça Pintxo deniyor. Birbirinden lezzetli deniz ürünlerinden çoğunlukla yapılan tapaları hiç unutamadım. Cafe Bilbao, Victor Montes ünlü yerlerde. 1930 yılında inşa edilen sonrasında renkli cam ve fayanslarla yenilenmiş kapalı yemek pazarı Mercado de la Ribera içinde dolaşmaktan çok keyif aldığımız bir yer oldu.

Bilbao sanayi şehrinden çok daha fazlası. Bizde şehirde dolu dolu üç gün gezip sonrasında yakın beldelerine gidip seyahatimize devam etmiştik. Kış aylarında gitmemize rağmen birçok şeyi yaptığımız gezi oldu. Beklediğimizden fazlasını veren bu şehirden tatlı anılarla ayrıldık.

bilba


Yazar: Pelin YİĞİT - Yayın Tarihi: 11.10.2023 09:00 - Güncelleme Tarihi: 12.10.2023 13:55
847
Yorumlar
  • Sonat Şen 2023.10.15 18:47

    Bir müze, bir şehrin kaderini değiştiriyor... Guggenheim olmasaydı gezginler Bilbao'yı görmek ister miydi bilmiyorum. Ne iyi yapmışsın gitmekle ve ne güzel yapmışsın burada da şehrin sende bıraktığı izleri anlatmakla... Daha nice gezilere!

Pelin YİĞİT Hakkında

Pelin YİĞİT

1973 Kocaeli doğumlu. Gazi Üniversitesi Mesleki Eğitim Fakültesi Çocuk Gelişimi Bölümü mezunu. 29 yıldır MEB'de okul öncesi öğretmenliğine devam ediyor.

Pelin YİĞİT ismine kayıtlı 15 yazı bulunmaktadır.