Bilginin İslamileştirilmesi ve İslam sosyolojisi, Düşünce, Ferhat ÖZBADEM

Bilginin İslamileştirilmesi ve İslam sosyolojisi yazısını ve Ferhat ÖZBADEM yazarına ait tüm yazıları Kitaphaber.com.tr sitemizden okuyabilirsiniz.

Bilginin İslamileştirilmesi ve İslam sosyolojisi

23.06.2021 09:00 - Ferhat ÖZBADEM
Bilginin İslamileştirilmesi ve İslam sosyolojisi

Felsefe ve düşünce ekollerinin en fazla üzerinde durduğu konu bilgi konusudur. Bilgi nedir? Bilginin kaynağı nedir? Doğru bilginin mümkünlüğü ve bilginin kapsamı gibi meseleler binlerce yıldır üzerinde tartışılan konulardır. Bilginin dönüştürülmesi konusu ise bilgi alanında üzerinde en az durulan konulardan biridir. Asıl itibari ile felsefenin konusu olan bu meselede bizim üzerinde duracağımız kısım; bilginin dönüştürülmesinin mümkünlüğü içinde bilginin İslamileştirilmesinin mümkünlüğü ve İslam sosyolojisinin mümkünlüğü meselesidir.

Bilginin İslamileştirilmesi dendiğinde akla ilk gelen kişi İsmail er Raci Faruki’dir. Kavramsal olarak Er Raci’den önce kullanılmış olsa da bir disiplin olarak konuyu ilk ele kişi Er Raci’dir. Anadolu Müslümanlarının daha çok Tevhid adlı kitabı ile tanıdığı Er Raci’nin Bilginin İslamileştirilmesi adlı kitabı da Türkçe yayınlanmıştır. Ayrıca eşi ile birlikte hazırladığı İslam Kültür Atlası adlı çalışması da Türkçe yayınlanmıştır. Filistin doğumlu olan Er Raci Harvard üniversitesinde felsefe dalında yüksek lisans yapmıştır.

Er Raci’nin “bilginin İslamileştirilmesi” kuramında en önemli vurgusu bilginin her yönü ile “tevhid” ilkesi üzerinden yeniden değerlendirilip tanımlanması vurgusudur. “Bilginin İslamileştirilmesi” esas olarak Batı’nın bilgi anlayışına bir itirazdır. İçinde bulunduğumuz an itibari ile tanımı ve metodolojisi tam olarak netleşmemiş olsa da (şu an oluşum sürecinde diyebiliriz) İslam düşüncesinin yeniden okullaşması ve evrensel kabul gören düşünce olması konusunda önemli bir adımdır.

“Bilginin İslamileştirilmesi”, İslam düşüncesinin içinde bulunduğu yüzyılda ortaya çıkan yenilikler karşısında kendini yenilemesi, geliştirmesi, karşılaştığı sorunlara çözüm getirmesi, bilginin etki alanını yeniden tanımlaması ve bilginin idrak ve tahkik seviyesini genele yaymak gibi bir amaç ile ortaya çıkmıştır.

“Bilginin İslamileştirilmesi” kuramı ile ilgili Er Raci önde görünmek ile birlikte Seyyid Hüseyin Nasr ve Nakib al-Attas da bu alana katkıları olan düşünürlerdir. Er Raci daha çok bilginin İslamileştirilmesini sosyal bilimler açısından ele alıp siyasal açıdan değerlendirirken Seyyid Hüseyin Nasr ise “İslam bilimi” kuramı merkezinde bilgininin İslamileştirilmesinin zemin üzerinde durmuştur. Tabir yerinde ise alt yapı çalışması yapmıştır. Al- Attas ise er Raci ve Nasr arasından bir yerde ikisinin harmanlanmış görüşlerini savunan biri pozisyonunda durmaktadır. Al- Attas’ı bu konuda önemli kılan esas yönü bilginin İslamileştirilmesi ile ilgili teorik zemini oluşturmuş olmasıdır.

Er Raci Müslümanların içinde bulunduğu durumu şu cümleler tanımlıyor: “Müslümanlar yenildi, kitleler halinde kıyıldı, toprak ve servetleri, hayat ve umutları çalındı. Aldatıldılar, sömürgeleştirildiler ve sömürüldüler; misyonerlerin tecavüzüne uğradılar, zorla veya rüşvetle başka dinleri kabullendiler. Düşmanlarının iç ve dış ajanlarınca batılılaştırıldılar ve İslam’dan uzaklaştırıldılar. Bütün bunlar, İslam âleminin hemen her ülkesi ve köşesinde görüldü. Her anlamda adaletsizlik ve saldırı kurbanı olan Müslümanlar, iftiralara, rezilce yergilere de hedef oldular. Bugün dünyada tasavvur edilebilecek en kötü imaja Müslümanlar sahip. Dünya iletişim araçlarında Müslüman, saldırgan, yıkıcı, kanun tanımaz, terörist, medenileşmemiş, gözü dönmüş, tutucu, köhne ve çağ dışı bir mahlûk olarak gösterilmekte…” (Faruki, 2012, s.21)

Durum tespiti yaptıktan sonra olması gereken çözüm önerilerini de ortaya koyuyor. Batı dünyasının sömürgeciliğine karşı, bütün zulümlerin ortadan kaldırılıp yaşanabilir esenlik dolu bir sürecin başlamasının tek yolunun eğitim olduğunu ifade etmektedir. Mevcut bütün imkânların bu eğitim için seferber edilmesi gerektiğine vurgu yapar. Müslümanların içinde bulunduğu bunalımlı durumdan kurtulması için eğitim tek çözüm olmasa da temel çözüm yolu olarak önümüzde durmaktadır. Her alanda tam donanımlı tevhid merkezli bilgi ve bilinç ile verilecek eğitimler zamanla ortamın yaşanabilir esenlik dolu bir ortam olmasını sağlayacaktır.

Anadolu’daki İslami yapıların bu meseleye acilen eğilmeleri gerekmektedir. Toplumun her katmanında bulunan bireylerin her alanda eğitime tabi tutulmasına yönelik teoriler ve planlar üretmelidirler. Bu alanlarda çalışacak bireylerin yetişmesi için düşünce okulları ve düşünce akademileri açılması evveliyetli meselelerdendir. Her statüdeki bireylere seviyelerine göre eğitim verebilecek İslam düşüncesi merkezli eğitim kurumları ile donanımlı bireyler yetiştirilecek ve bu bireyler bulundukları ortamlarda insanları düşünsel ve eylemsel olarak imar ve inşa edeceklerdir.

Bilginin İslamileştirilmesinin mümkünlüğünü kabul etmeyenlerin başında Said Ramazan el Buti ve Fazlurrahman gelir. Bu her iki zat da bu konudaki itirazlarını yayınladıkları makalelerde uzun uzadıya ortaya koymuşlardır. Buti ve Fazlurrahman’ın bu konudaki itirazları kendi içinde çelişkiler barındırmak ile birlikte konunun daha derinlemesine ele alınmasına vesile olan itirazlar olmuştur.

Bilginin dönüştürülmesinin mümkünlüğü konusu ele alınırken değinmeden geçemeyeceğimiz diğer bir konu ise yetmişli yıllarda ortaya çıkan İslam sosyolojisinin mümkünlüğü konusudur. Kavramsal olarak İslam sosyolojisini kullanan kişi Ali Şeriati’dir. İslam Sosyolojisi üzerine adı ile Türkçeye tercüme edilen kitabında İslam sosyolojisi tezi ile ilgili görüşlerini ortaya koymuştur. Din bilim ilişkisi ve İslam bilimi üzerine görüşlerini beyan ettiği konferans konuşmalarından oluşan kitap kendi alanında önemli bir yer tutmaktadır.

Kur’an kavramları ile ilk dönem ve yeni dönem felsefik meseleleri yeniden tanımlama gayreti içinde olan Şeriati bunu yaparken yerlileşme ile İslamileşmeyi aynı çerçevede değerlendirmekte ve yerliliği Batı anlayışına karşı duran bir anlayış olarak tanımlamaktadır. İslam sosyolojisi alanında teorik zemin ile birlikte tarih ve toplum algısı ile ilgili bir diyalektik ortaya koyma çabası sonucunda sosyolojinin ana kavramlarına İslami tanımlar getirmek sureti ile yeni bir alan açmıştır. İslam sosyolojisi meselesi de mümkünlüğü tartışılabilecek bir mesele olmak ile birlikte mümkünlüğünün mümkün olduğu kanaatinde olanların Ali Şeriati, Seyyid Kutub ve Mustafa Sıbai’nin bu konudaki yaklaşımlarını etüt ederek bu düşünce binasını inşa etmek için acilen harekete geçmeleri gerekir. Şeriati daha çok sosyolojinin kendisinin İslamileştirilmesine yoğunlaşıp bu alanda eserler ortaya koyarken Kutub ise siyasi yönden sosyolojik vakıaları İslamileştirme alanında yoğunlaşmıştır. Kendi döneminin önemli edebiyatçı ve sosyologu olan Kutub İslami etütler adlı kitabında ve İslam’da sosyal adalet adlı kitabında derinlemesine olmasa da bu konulara değinmiştir. Sıbai ise “İslam Sosyalizmi” adlı eserinde sosyolojinin alanına giren birçok konuda materyalist anlayışa itiraz edip gerçek ve öz olanın İslam’da olan şekli olduğuna vurgu yapmıştır. Burada önemli olan mesele sadece bu düşünürlerin fikirlerini etüt etmek değildir. Bu fikirler üzerine yeni fikirler inşa etmektir.

Netice itibari ile bilgininin dönüştürülmesinin mümkünlüğüne inanan biri olarak bilginin İslamileştirilmesi ve İslam sosyoloji üzerine yapılacak bütün çalışmaların değerli olduğuna inanıyorum. Yarının dünyasını inşa ve imar etmek istiyorsak bu alanlarda derinlikli ve donanımlı çalışmalar yaparak bu alanda uzman olan bireyler yetiştirmek zorundayız. Düşünce ve kültür mirası üzerine bir şeyler eklemek, arttırmak için vardır yoksa tüketmek için değil.

Kaynakça

Faruki, İ. R. (2012). Bilginin İslamileştirilmesi. İstanbul: Risale Yayınları.


Yazar: Ferhat ÖZBADEM - Yayın Tarihi: 23.06.2021 09:00 - Güncelleme Tarihi: 21.06.2021 22:50
1.305

Ferhat ÖZBADEM Hakkında

Ferhat ÖZBADEM

1979 yılının bir Haziran günü Adıyaman’da dünyaya geldi. İlk, orta ve lise öğrenimini Adıyaman’da bitirdi. Gül Eğitim Yardımlaşma Dayanışma İlmi Araştırmalar Ve İnsan Hakları Derneği kurucu üyesidir. Özgün İrade, Vuslat, AbıHayat ve Yolcu dergisinde şiir ve makaleleri yayınlanan yazar evli dört çocuk babasıdır.

haberdurus.com, zeynepder.org, dunyabizim.com, kitaphaber.com.tr web sitelerinde belli periyotlar ile yazı yazmaktadır.

YAYINLANMIŞ ESERLERİ

Düşünce: 40 Esas 40 Düstur, Cennetin Anahtarı, Cennetin Yolu, Kur’an’ı Nasıl Okumalı, Kur’an’ın Gölgesinde Hz. Muhammed

Araştırma: Dünden Bugüne İslami Hareket, Edebiyat Gemisinde Düşünce Adamları

Roman: Brezilya, Muaz, Muhammed Mursi, Saffan Bin Muattal

Şiir: Ebrulim.

Deneme: Ortalama Bir Âşık Olmamı Bekleme Benden.

SERİ ÇALIŞMALARI

Tavsiyeler Serisi (10 Kitap):

Aliya İzzetbegoviç, Fethi Yeken, Hasan El Benna, Hasan En Nedvi, Malcolm X, Mevdudi, Mustafa Meşhur, Said Havva, Seyyid Kutub, Yusuf El Karadavi

Roman (Beşir Serisi, 6 Kitap):

Beşir ve Sultan Abdulhamid, Beşir ve Fatih Sultan Mehmet, Beşir ve Gazali, Beşir ve İbn Haldun, Beşir ve Osman Bey, Beşir ve Selahaddin Eyyubi.

Biyografik Roman (Öncülerin İzinde, 21 Kitap):

Aliya, Cadallah Kuran, Hasan el Benna, Japonya, Malcolm X, Mehmet Akif, Mehmet Akif İnan, Meryem Cemile, Metin Yüksel, Mevdudi, Muhammed Ali, Necip Fazıl, Ömer Muhtar, Rufeyde, Said Halim Paşa, Said Havva, Salih el-Aruri, Selman, Seyyid Kutub, Şeyh Şamil, Zeynep Gazali.

Mesajlar Serisi (15 Kitap)

Ali Fuat Başgil, Aliya İzzetbegoviç, Cemil Meriç, Fethi Yeken, Hasan El-Benna, Hasan En-Nedvi, Malcolm X, Mehmet Akif Ersoy, Mevdudi, Mustafa Meşhur, Necip Fazıl Kısakürek, Nurettin Topçu, Said Havva, Seyyid Kutub, Yusuf El-Karadavi

Ferhat ÖZBADEM ismine kayıtlı 239 yazı bulunmaktadır.

Yazarımıza ait 18 kitap bulunmaktadır.

Twitter Kitapyurdu.com