Bir Amerikan Çok Satanı; Atomik Alışkanlıklar
Yazımın başlığından da anlayacağınız üzere, hem kişisel gelişim kategorisinde yer alan hem çok satan, bir de üstüne üstlük Amerikan menşeili kitaplara mesafeli duracak, temkinli yaklaşacak yaşlara gelmiş bir okur olarak, çok merak ediliyor olduğu için kitabı okuma listeme aldım. Neden temkinliyim; çünkü parıldamayla aydınlanma arasındaki farkı idrak edebiliyorum. Ama uzun zaman sonra böyle bir kitap okuyunca bir kez daha gördüm ki bu coşkulu parıldamalardan haz alan Amerikan tarzı boşuna oluşmamış. Nefs tüm insanların ortak noktası olduğu için ve "Amerikan rüyası" sistemi de tam olarak ona hitap etmenin kitabını yazmış olduğu için, benimki gibi bir önyargıyla dahi kitabın etki alanına giriyorsunuz. Bu kitaplarda insanı harekete geçiren bir coşku, merakı ve okuma şevkini canlı tutan bir hava olduğunu yadsıyamıyorum. Kitabın konusu başlı başına bir irade terbiyesi ve uzun vadeli bir nefs mücadelesi olmasına rağmen yine nefsi hoş tutarak, kısa vadede bu işin halledilebileceğine inandırarak bunu yapıyor olması belki de bu kitapların hem ikilemi hem de başarısının sırrı.
James Clear bu kitapta iyi alışkanlıklar edinmenin ve kötü alışkanlıklardan kurtulmanın sistemini kurgulamaya çalışmış. Psikoloji, sosyoloji, fizyoloji, tıp, tarih, spor, siyaset alanlarından örneklerle desteklemeye çalıştığı bu sistem, doğru eylemi görünür kılmaya, cazip kılmaya, kolaylaştırmaya ve tatmin edici kılmaya dayanıyor. Aksi de geçerli.
Kitabı okurken, hepimizin faydası için her birimizin kendiyle mücadele etmesini istediğim bir konu aklımı kurcalıyordu ve önerilen sistemi buna nasıl uyarlayabilirim diye düşündüm. Kafama taktığım konu sosyal medyada olumsuz (çirkin, gayrıahlaki) görüntülerin yayılmasında sergilediğimiz rahatlıktı. Bunu önlemek için yazarın "kötü alışkanlığı görünmez kılın" öğüdü ile işe başlanabilirdi. Çünkü on bir milyon duyusal alıcımızın on milyonu görme ile ilgiliymiş ve beynimizin kaynaklarının yarısı görme için kullanılıyormuş. Davranışlarımızda en büyük katalizörün görme yetisi olduğu gerçeğinden hareketle, gördüklerimizde yapacağımız küçük bir değişikliğin davranışlarımızda büyük bir kaymaya neden olacağını söylüyor. Üretken işaretlerle dolu ve üretkenlikten uzak işaretlerden arındırılmış ortamlarda yaşamanın ve çalışmanın önemine işaret ediyor. Buradan, eleştirmek veya yermek niyetiyle de olsa paylaşma isteği uyandıran her olumsuz görüntü yerine bir olumlu görüntü paylaşma ve bunu her gün tekrarlayarak bir alışkanlığa dönüştürmenin toplumsal bir fayda sağlayabileceği fikri doğuyor. İlaveten, karşınıza olumsuz görüntüler çıkaran hesapları takipten çıkmak, her gün bir olumsuz hesaptan kurtulmak ve yerine faydalanabileceğiniz bir hesabı takibe almak da düşünülebilir. Bu uzun zamandır savunduğum ama pek karşılık bulamadığım fikir, tam bir "atomik alışkanlıklar" düsturu. Az çok demeyip her gün en küçük bir iyileştirmeyle yola devam etmek! Kitapta bu sürekli ve küçük iyileştirmelerin matematiksel sonucu gayet açık ve net gösterilmiş.
Hayatımda uyguladığım ve her zaman sonuç veren bir diğer yönteme daha kitapta rastladım. Sık sık iradeye başvurmak ve bir gün içerisinde defalarca zorlanmak yerine iradeyi gerektirecek durumları ortadan kaldırmak. Özellikle kötü alışkanlıklardan uzaklaşmak için akıllıca bir hile olarak sunuluyor. Canınızın çekeceği bir atıştırmalık evinizdeyken onu yememeye çalışmak yerine evinizde bulunmamasının size sağlayacağı kolaylık, paylaşıp yereceğiniz bir görsel önünüze geldiğinde bu faydasız hareketten kaçınmak yerine o görüntünün hiç karşınıza gelmemesini sağlamak, dedikodu ortamında bulunup konuşmamaya gayret etmek yerine orada hiç bulunmamak, ihtiyaç olmayan alışverişlerin cazibesine kapılmak yerine AVM dolaşmamak gibi örneklerle bu durumları hayatımıza uyarlayabiliriz.
Sonraki bir basamakta "Daha iyi alışkanlıklar inşa etmek için yapabileceğiniz en etkili şeylerden biri, arzulanan davranışın normal davranış olduğu bir kültüre katılmaktır. Etrafınızı sizde olmasını istediğiniz alışkanlıklara sahip insanlarla çevreleyin." öğüdü verilmiş. Bu öğüt de bugünlerde ilk adımlarını atmakta olduğumuz "Kitaphaber Okuma Hareketi" ile özdeşleşti. Kazanmak istediğiniz bir alışkanlığa sahip, bir davranışı çoktan benimsemiş insanlarla birlikte olmak bizim cemiyet kültürümüzde de olan, işler bir düstur. Aksi de malum; "Çoğu zaman tek başımıza haklı olmaktansa grupla birlikte yanılmayı tercih ederiz." İnsanlar yanlış hareketi benimseyen grubun içinde yanlışa meylediyorlar. Bu konuyla ilgili deneysel çalışma örnekleri oldukça ilginç. Dolayısıyla çevre-ortam seçimi, alışkanlıklarınızı olumlamanın ilk ve en önemli adımı. Olumsuz bir gruptaysanız hemen çıkın. Kitap, "hayırlılarla birlikte olmak" diye özetlediğimiz, "iyilerle karşılaşmak" duasıyla zikrettiğimiz olguların birer seçim olduğunu da bize hatırlatıyor ve bu seçimi her fırsatta yapmamız için bizi teşvik ediyor.
Alışkanlık edinmenin temeli, davranışı tekrara oturtmaktan geçiyor ve bu aşamada işin içine "nicelik" kavramı giriyor. Nicelik üzerine farklı bir yaklaşımla karşılaşıyoruz. Nicelik-nitelik kıyası ortaya geldiği zaman, özellikle edebiyat dünyasında niteliğin önemi vurgulanır; oysa kitabın iddiası, niceliği artırdığımızda ortaya çıkan işlerden en iyi olanın, niteliği artırmaya çalışarak ürettiğimiz bir işten daha iyi olacağı yönünde. Yazmak, zayıflamak, bir işte uzmanlaşmak fark etmez; kilit kusursuzlukta değil, tekrarda diyor. Tekrar sayısını artırarak, daha fazla üreterek en iyi sonuca ulaşılabileceğini gösteriyor.
Alışkanlıkların sosyolojideki karşılığından bahseden "Medeniyet, üstünde düşünmek zorunda olmadan gerçekleştirebildiğimiz operasyonların sayısı arttıkça ilerler." tespiti ne kadar doğruysa "Otomasyonun olumsuz yanı şudur: kendimizi daha zor ama nihayetinde getirisi daha büyük olan işlere zaman ayırmadan, bir kolay görevden diğerine atlarken bulabiliriz." tespiti de o kadar doğru ve bu ikilemde yaşayan günümüz insanına uyarlar mevcut.
Önemli bir başka tüyo: asla iki kez atlama! Edinmeye çalıştığın alışkanlık bir sebeple sekteye uğrayabilir ama asla üst üste iki kez yoldan çıkma. Bu öğüt tanıdık geldi mi? Özellikle ibadetleri aksatmamak konusunda aşina olduğumuz bir uyarıdır bu. Sektelerin sayısı arttıkça alışkanlığın kaybedilmesi an meselesi hâline gelir. Bu nedenle amansız bir takip gerekmektedir. Hemen akabinde bir ifade daha bizi aynı noktadan yakalıyor. Alışkanlığın sonunda elde edeceğin büyük ödül beklentisinin yerini alışkanlığın kendisi aldığında başarmışsın demektir. Ödül, iyi alışkanlığın kendisidir.
Kitap bu minvalde, uygulandığında fayda sağlayacak, uygulanmadığında bu kitabı diğer benzerleriyle birlikte bir kenarda unutulmaya mahkum edecek öğütlerle devam ediyor. Son elli sayfası dizin ve notlardan oluşuyor. Not kısmı dikkatimi çekti çünkü kitabı çarpıcı kılan olay, kişi, bilgi öğelerinin kaynaklarını detaylıca vermiş. Bu kırk sayfalık kaynakça bölümünü muhtemelen okumayacaksınız ama diğer bölümlerde verilen örneklerin gerçekliğine ikna olmanıza yardımcı olacak. Ayrıca birçok bölümde kitaba sığmamış etkinliklerin, formların, kaynakların, başvuru sayfalarının bağlantıları verilmiş. Örneğin ebeveynlerin faydalanabileceği bir site, iş insanlarının faydalanabileceği faaliyetler, testler, bültenler vb. Yabancı dil sorununuz yoksa bunlar da sizin için birer kazanım olabilir. Yazarın teşekkür bölümünde adını andığı kişilerin çokluğu, çalışmanın ne kadar geniş bir alandan beslendiğini ve bir çeşitlilik ortamının ürünü olduğunu gösteriyor. Bu bölümde hissedilen yazarın duygusal yönü, kitapta bahsedilen duygu-düşünce, arzu-akıl, itki-sebat eşgüdümleriyle çağrışım yapıyor ve benim için bir samimiyet göstergesi oluyor.
Spor yöneticiliğim sırasında sporcuların hayatlarında, iş hayatım sırasında şirketlerin faaliyetlerinde tanık olduğum, öğrencilik ve okuma-yazma serüvenlerim boyunca öznesi olduğum durumlar kitapla birebir örtüştüğü için bu okumam bir onaylamaya dönüştü. Özellikle "başka kimsenin aklına gelmez" dediğim ve zaman zaman uyguladığım kendini mecburiyet kapanlarına kıstırma taktiklerinin bile yazarın sisteminin bir parçası olması hayli hoşuma gitti. Kitabın öğütlerinin yerinde ve faydalı olduğu şüphesiz ve fakat bu faydayı elde etmenizde, serdedilen fikirleri eyleme dönüştürme dirayetinizin payı daha fazla olacaktır. Parıldamayla kalmayıp aydınlanmaya dönüştürecek adımları atabileceğinizi, kendinizi kötü alışkanlıklardan sakındırma ve iyi alışkanlıklara teşvik etme yönünde kitabın öğretilerine tutunabileceğinizi düşünüyorsanız, her gün bir küçük adım atarak uzunca bir yolda yürümeye hazırsanız kitabı okumanızı tavsiye ederim.
Atomik Alışkanlıklar
James Clear
Çev.: Sevinç Seyla Tezcan
Pegasus Yayınları
2020 Mayıs
352 Sayfa
Yazar: A. Erkan AKAY - Yayın Tarihi: 23.09.2022 09:00 - Güncelleme Tarihi: 24.12.2022 21:32