Bir Belgesel Okuması: Ahtapottan Öğrendiklerim,
Sümeyye Ergün yazdı.
En ilginç arkadaşınız kim? Bu soruyu okuyunca aklınızdan arkadaşlarınız geçiyor, zihni bir süzme eyleminden sonra bir isim beliriyor. Aklınıza hiç ilginç bir arkadaş olarak ahtapot gelir miydi? Evet, bu hikâye Craig Foster ve onun Atlas Okyanusundaki ahtapot arkadaşının hikâyesi… Craig, film çekimlerinde geçirdiği yoğun iki yılın ardından bedensel ve ruhsal olarak yıpranıyor, ailesine karşı olan sorumluluğu, mesleğine karşı bir anda beliren ilgisizliği onu yoğun bir baskı altına alıyor ve bu durumun kendisini hastalandırdığını ifade ediyor. Belgeseli izlerken bu kısımda aklıma İmam Gazzâli hazretlerinin arayışı, geçirdiği sancılı süreç ve nihayetinde her şeyi geride bırakarak Şam Emevi Cami'sinde kendini inzivaya çekmesini düşündüm. Zamanlar, mekânlar, isimler değişiyor ama insan türüne has arayış değişmiyor. Craig de hastalanmıştı ve şifa arıyordu. Yalnız o kendisini Atlas Okyanusunun Güney Afrika kıyılarında çocukluğunu geçirdiği evlerinin önündeki yosun ormanında bir nevi inzivaya çekiyor. Her gün dalış tüpü olmadan okyanusun soğuk sularında, yosun ormanının diplerinde bambaşka âlemlere kapı aralıyor. Belgeseli izlerken eşşiz manzaralar, capcanlı bir yaşam ve huzur sizi içine çekiyor.
Ahtapot arkadaşıyla tanışmasını Craig: "Her şeyin başladığı o günü hatırlıyorum." diye anlatıyor. İlk karşılaşmalarında ahtapot Craig'den korksa da merak duygusuyla onu uzaktan seyrediyor. Onun bu halinden etkilenen Craig her gün denize dalıp onu izlesem ne olur diye merak ediyor ve yaklaşık bir yıl sürecek arkadaşlıkları başlamış oluyor… Her gün denize dalışında ilk başlarda her şeyin kendisine aynı göründüğünü daha sonra ayrıntıları ve farklılıkları fark ettiğini ifade ediyor. Bu bizler için de böyle değil midir?
Sürekli Yer Değiştirmek
"Rutinin hakikatini kavramak; zaman ve dahi çok çok rutin ister. Kişi sadece olduğu yerde derinleşebilir. Sürekli yer değiştiren birinden derinlik beklenemez." Bir şeyi tüm yönleri ile keşfetmek istiyorsak ısrarla ona doğru bakmalıyız. Craig bu ısrar ve kararlılıkla 26 günün sonunda ahtapotun kendisine alıştığını söylüyor. "Çok ilgili ve meraklıydı." Ahtapotu bu şekilde tanımlıyor. Öyle ki bu meraklı hayvan vantuzları ile Craig'e dokunuyor ve onu keşfediyor. Zamanla ondan korkmuyor ve onunla birlikteyken yani etrafta o varken de rutin yaşamına devam ediyor. Böylece Craig onun dansını, balıklarla olan oyunlarını, renk değiştirmesini, avlanmasını, uyumasını, merakla etrafı keşfini yakından izleyebiliyor. Ahtapotun onu yadırgamamasını onun kendisiyle birlikte etrafta yüzmesine izin vermesini onun merak duygusuna bağlıyor Craig. Craig'in de böylece ahtapotlara olan ilgisi artıyor ve hem hâlihazırdaki çalışmaları inceliyor hem de tecrübeleriyle bu çalışmalara katkı sağlıyor. Ahtapotların bilişsel yeteneklerinin çoğunun kollarında olduğunu, 2000 tane vantuzuyla keşifler yaptığını, düşünmek, keşfetmek ve hissetmekten oluştuğunu, gece avlandıklarını ve yaklaşık ömürlerinin 1 yıl gibi bir süre olduğunu öğreniyor. Craig'in bu ahtapota karşı ilgisi o kadar artıyor ki gece ve gündüz onu düşündüğünü söylüyor. Bir şeyin tamamına vakıf olmak için onunla sürekli hemhal olmak böyle bir şey olsa gerek.
Craig bu arkadaşıyla geçirdiği zamanı, yaşadığı anıları anlatırken onu özlediğini fark edebilirsiniz: "Bu onunla son fiziksel temasımızdı." Bu cümleyi kurarken gözleri doluyor. Craig, ahtapot arkadaşıyla geçirdiği zamanlar sonucu kendisinin değiştiğini söylüyor. Başka canlılara karşı hassasiyetinin arttığını belirtiyor. Çünkü onu tüm ayrıntılarıyla uzun bir süre boyunca izledi. Yaşamına tanık oldu. Eğlenmesine, avlanmasına, uyumasına, yaralanmasına, köpekbalıklarından kaçışına, kendince yaşam mücadelesine, üremesine ve en nihayetinde ölümüne… Evet, arkadaşı belgeselin sonunda ölüyor ama Craig'i hayata döndürerek ve yavrularını bırakarak… Bu belgesel tabiata, farklı yaşam formlarına bakışımızı iyileştirebilir. Malumun ilanına gerek yoktur ama kendimizle birlikte her şeyi tükettiğimiz bu zamanda özellikle tabiata verdiğimiz zarar açıktır. Oysa görülüyor ki tabiatın kendisi büsbütün bir öğretmendir. Hatırlayalım ki yeryüzünde ölen ilk insanın toprağa gömüleceği de bir kargadan öğrenildi. Eğer ki canlılık hakkını sadece kendimiz, kendi türümüze has görmezsek başka âlemlere, başka âlemlerde yaşanılan mücadelelere, sevinçlere ve acılara tanık olabiliriz. Bu da tıpkı Craig de olduğu gibi bizim de hassasiyetimizi arttırır bizleri de iyileştirir. Baktığımızla kalmayız görmeye başlarız. Capcanlı bir yaşam ve atan kalpler… Böylece tabiatın bize karşı olan cömertliği ve toprağın merhametini görür ve anlarız. Umulur ki kendimizle birlikte diğer her şeyi de zayi etmekten vazgeçer ve kıymet biliriz.
Ahtapottan Öğrendiklerim
Yönetmenler: Pippa Ehrlich, James Reed
Yapım yılı: 2020
Neftlix Orijinal Yapımı
Yazar: Misafir Köşesi - Yayın Tarihi: 08.03.2021 08:00 - Güncelleme Tarihi: 12.12.2023 11:34
Düşüncelerinizin güzelliği kaleminize yansımış ????
Benim en iyi arkadaşlarımdan biri hiçbir zaman arkadaşım olamayacak biri idi.