Bir Dönüşüm Öğretisi: Allah’ın Elçisi, Hz. Muhammed (s.a.v)
Sonsuz kudret ve merhamet sahibi olan Allah, bu uçsuz bucaksız kâinatı bir sevgi üzerine yarattı. Varoluşun sırrı sevgidir. Örnek insan, insan-ı kâmil Hz. Muhammed (s.a.v) uğruna kâinatı yaratıp sonra da kendisine "Biz seni âlemlere rahmet olarak gönderdik." (Enbiya Suresi 107. Ayet) buyurduğu o yüce şahsiyet, sevginin kaynağıdır. Bugün milyonlarca insanların kalpleri üzerinde tartışmasız bir etkiye sahip olan Allah'ın Elçisi, Hz. Muhammed'in hayatını Müslüman olmuş bir bilim adamının kaleminden okumak ruhumda derin etkiler bıraktı.
Batılı bilim adamları yüzyıllardır Hz. Muhammed'in (s.a.v) hayatı hakkında çalışıyor ve yazıyorlar. Ancak batıda Hz. Muhammed'in (s.a.v) hayatını objektif bir şekilde inceleyen çok az bilim adamı var. Ebubekir Siraceddin diğer adıyla Martin Lings de bu ünlü batılı bilim adamlarının arasında yer alıyor. Araştırmalarında ve yazılarında Hz. Muhammed'in (s.a.v) hayatının farklı yönlerini ele alan bir yazardır. Yazarın edebi dilinin yanı sıra, eserlerinde, sahih ve güvenilir kaynaklar kullandığını, sosyo-kültürel analizleri kutsal kitap ve hadis okumalarıyla birleştirdiğini, mucize hikayelerine yer verdiğini görürüz.
Kitabın yazarı, Ebubekir Siraceddin (Martin Lings) 1909 yılında İngiltere'nin Lancashire kentinde Protestan Hristiyan bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Oxford Üniversitesi'nde İngiliz edebiyatı okudu. Yirmi beş yaşlarında diğer dünya dinlerini incelemeye başladı. 1938'de tanıştığı Kuzey Afrika'lı müslümanlar vasıtasıyla büyük sufi Şeyh Ahmed Alevî eş-Şazelî ile buluştu ve Müslüman oldu. Ebubekir Siraceddin adını aldı.
Ebu Bekir Siraceddin İslam'a geçtikten birkaç yıl sonra vaiz oldu. Hem İngiltere'de hem de Avrupa'nın diğer yerlerinde çeşitli yerlerde dersler verdi ve hevesli bir yazar oldu. 12 Mayıs 2005'te İngiltere'nin Kent County-Westerham şehrindeki evinde vefat etti.
Yazar, kendisine belirlediği görevi yerine getirirken gösterdiği anlatım becerisi ve edebi çekicilik nedeniyle olumlu geri bildirimlere layık olduğunu düşünüyorum. Okuyucu olaydan olaya devam ediyor. Yazarın geniş tuvalinde düzinelerce karakter var; ama onların birey olarak öne çıkmasını sağlamayı başarıyor. Anlatılan sayısız olaydan, o dönemde Mekke ve Medine'de hayatın nasıl olduğu hakkında bir fikir ediniyorsunuz. Roman, öncelikle "Müslümanlar" için tasarlanmış olsa da gayrimüslim okuyucunun da Hz. Muhammed'in (s.a.v) Müslümanlar tarafından nasıl görüldüğüne dair bir fikir edilmesine olanak tanıyor.
Roman, birbiriyle bağlantılı 85 bölüme ayrılmıştır. Bölümler, Hz. Muhammed'in (s.a.v) hayatını çevreleyen olayların sırasına göre tek tek sıralanmıştır. Neredeyse hepsinin kronolojik bir tonu var, yani gerçekleşen olayların zaman sırasına dayanıyorlar veya zamansal dönemlere çevrilebilirler. Roman, Allah'ın Hz. İbrahim'e yakında çocuk sahibi olacağına dair verdiği sözle başlıyor ve Hz. Muhammed'in (s.a.v.) cenaze alayıyla bitiyor.
Peygamberimizin vefatından bir buçuk asır sonra Siyer kitabı ortaya çıkmaya başlıyor ve yarım asır sonra da Hz. Muhammed'in (s.a.v) söz ve eylemlerini ölümsüzleştiren hadislerle ilgili pek çok eser bulunuyor. Peki siyer ve hadis kitapları tamamen güvenilir midir? Ebubekir Siraceddin, kaynak sorunlarının farkındadır. Bu nedenle başından beri Hz. Muhammed'in hayat hikâyesini birbirine bağlayacak kaynakları seçerken dikkatli davranıyor. Yazarın yalnızca birincil kaynakları kullandığı söylenebilir. Bu yüzden bu kitaba bir alt başlık veriyor "En eski kaynaklara dayanan hayatı." Bu alt başlık, kitabında gerçekten güvenilir kaynaklar kullanıldığının bir göstergesidir.
Siyer, İslam biliminde çok önemli bir bilimdir ve İslam tarih yazımında biyografik yazının gelişmesinin başlangıç noktasıdır. Siraceddin'in güzel ve yoğun dili, özgün ve güvenilir kaynaklarla romanı oluşturması, kitaba değer katıyor. Otantik ve güvenilir kaynaklara güvenerek Peygamberi'in biyografisini güzel ve yoğun bir dille yazmış. Sosyo-kültürel analizleri kutsal kitap ve hadislerin kutsal metinlerden anlaşılmasıyla birleştiriyor ve doğru bağlamlar kurmasıyla doğrudan ve dolaylı nedenlerin önemini kabul ediyor,
Roman, Hz. Peygamberin (sav) kişisel, sosyal ve siyasi hayatı hakkında bilgilendirici ve kapsamlıdır. Hayatı, eşleri, arkadaşları ve yaşadığı dönemde yaşanan olaylar hakkında çok canlı ayrıntılar veriyor. Siyer, okunması çok duygusal bir edebiyat tır ve Siraceddin'in siyeri, Peygamber'in hayatındaki duyguları edebiyat boyunca hissetmenizi sağlıyor. Özellikle de kitabın sonunda Peygamber vefat ettiğinde ensarın derin etkilendiğine şahit oluyor ve gözyaşlarınızı tutamıyorsunuz.
Romanda İslam tarihinin genel olayları anlatıldığı gibi Hz. Muhammed'in (s.a.v) kişisel hayatı, alışkanlıkları ve özellikleri gibi ayrıntılar da anlatılmaktadır. Bu roman, İslam'a, Hz. Muhammed'e ( s.a.v )Peygamber'in ailesine ve Müslümanların fedakârlıklarına dair birçok şey sunmaktadır. Hz. Muhammed (s.av.) İslam'da mükemmel bir örnektir. Kur'an-ı Kerim'in Ahzab Suresi'nin 21. ayetinde şöyle buyurulur: "And olsun ki, Allah'a ve ahiret gününe ümit bağlayanlar ve Allah'ı ananlar için Allah'ın Resulünde çok güzel bir örnek vardır."
Hz. Muhammed (s.a.v), hayatın her alanında başarı için gerekli tüm liderlik özelliklerine sahipti O'nun liderlik özellikleri, İslam'ın mesajını dünyaya ulaştırma hedefine ulaşmada önemli bir rol oynadı ve gerçek hayatta uygulanabilen dünyevi bir yöntem olduğu aşikardır. Yüce Allah, Ahzap Suresi 21. ayette şöyle buyuruyor: "Şüphesiz ki, sizin Allah'ın elçisinde çok güzel bir davranış örneği vardır."
Hz. Muhammed'in isminin geçtiği her şeyde bir ruh var. Kitabı okurken de 1500 yıl öncesini yaşıyor gibisiniz. Peygamber'in sadeliği, son derece kendini geri planda tutması, ahitlere titizlikle uyması, dostlarına ve takipçilerine olan yoğun bağlılığı, gözü pekliği, korkusuzluğu, Allah'a ve misyonuna olan mutlak güveni gibi onlarca güzel hasleti örnek teşkil ediyor.
Hz. Muhammed (s.a.v) kavmi için parlak bir örnekti. Onun karakteri saf ve lekesizdi. Evi, elbisesi, yemeği hepsi nadir görülen bir sadelikle karakterize ediliyordu. O kadar gösterişsizdir ki, ashabından özel bir saygı işareti alamazdı. Kendisi için yapabileceği hiçbir hizmeti kölesinden kabul etmezdi. Herkes tarafından ve her zaman kabul edilirdi. Hastaları ziyaret ederdi ve herkese karşı şefkat doluydu. Yardımseverliği ve cömertliği sınırsız olduğu gibi kaygıları da sınırsızdı.
Kitabı okurken bana hissettirdiği en önemli husus, Yüce Allah'ın sonsuz merhameti. Hz. Muhammed (s.a.v) ve sahabenin karşılaştığı tüm olaylarda Allah bir ayet indiriyor. Ayetlerin her biri sevgiyi, yumuşaklığı, adaleti, merhameti ve hoşgörüyü barındırıyor. Allah'ın yüz rahmeti var. Bunlarda birini insanlar, hayvanlar ve cinler için indirmiştir. Bu şekilde, bu varlıklar birbirlerine karşı merhamet beslerler ve vahşi yaratıklar yavrusuna karşı merhametli olmaya yöneltir. Geri kalan doksan dokuz merhameti de Allah kendisine ayırmıştır.
Örneğin, Hz. Ebubekir (r.a), Mıstah isimli bir fakire devamlı olarak yardımda bulunurdu. Kızı Aişe'ye yönelik vuku bulan çirkin iftira hâdisesinde onun da iftiracılar arasında yer aldığını görünce, bir daha ona ve ailesine iyilik yapmayacağına dair yemin etti. Ebubekir (r.a.)'ın yardımı kesilince Mıstah ve ailesi perişan bir hâle düştüler. Allah, yardımın kesilmesinin ardından bu ayeti inzal buyurdu:
"İçinizden fazilet ve servet sahibi kimseler, bundan böyle akrabalarına, yoksullara ve Allah yolunda hicret edenlere mallarından bir şey vermeyeceklerine dâir yemin etmesinler. Affetsinler, hoş görsünler! Öyle ya, onları bağışlamanıza karşılık Allah'ın da sizi bağışlamasını istemez misiniz? Allah, çok bağışlayıcıdır, engin merhamet sahibidir. (Nur Süresi- 22. Ayet)
Günümüzde insanlara sevgi ve ilgiyi karşılıksız gösterme, saflık olarak nitelendiriliyor. Modern dünyanın sahnesinde, diğer insanlara ve doğaya yabancılaşmış bir tablo görürsünüz. İnsan sevgisi bir süs gibidir hayatlarda. Modern dünya insanı kendini yüceltmek isterken en aşağılara düşme durumuna getirdi. "Ben" merkezli yaşamların hâkim olduğu günümüz dünyasında insanlar, samimi dostluklar kurmada zorlanmaktadır. Çünkü gerçek dostluklar; empati, anlayış, saygı, dürüstlük ve güvenle oluşturulabilir. Beraberinde iç huzuru ve mutluluğu getirir. İşte bu noktadan hareketle, Hz. Muhammed'in Hayatı samimi dostluklar kurmanın ve muhabbet oluşturmanın yollarını sunuyor.
Örneğin selam vermek, hediyeleşmek, sevdiği kişiyi ziyaret etmek, sevdiği kişiye sevdiğini söylemek, sevdiği kişiyi ziyaret etmek, sevdiği kişinin yüzüne bakmak gibi yüzlerce güzel hasletleri hayatımıza entegre etmeyi, hal etmeyi bir borç bilmeliyiz.
Bu kitabın, Yüce Allah'a (c.c) ve O'nun elçisi Hz. Muhammed'e olan sevgiyi, muhabbeti, hayreti, hidayeti tüm kalplerde artırmasına vesile olmasını diliyorum.
Hz. Muhammed'in Hayatı
Ebubekir Siraceddin (Martin Lings)
İnsan Yayınları
504 sayfa
Çeviri: Nazife Şişman
Kaynakça/ Dip Not
[1]https://www.kuranvemeali.com/ [2]https://islamansiklopedisi.org.tr/ [3](s.a.v) sallallahu aleyhi ve sellem: Peygamberimize salat ve selam olsun, peygamberimize mahsus bir duadır. [4](r.a) radiyallahu anh: Allah ondan razı olsun. Sahabeler ve bazı büyük zatlar için söylenir. [5](c.c.); celle celaluhu: Cenab-ı Allah'ı i'la etmek ve yüceltmek için kullanılır. O'na mahsustur.
Yazar: Elif MERT - Yayın Tarihi: 12.02.2024 09:00 - Güncelleme Tarihi: 02.02.2024 15:54