Bir Nasihatname Klasiği: Gençlerle Başbaşa

"Çalış genç arkadaşım çalış. Namerde muhtaç olmak, ölmekten beterdir."
"Gençliğini eğlenmekle geçiren, ihtiyarlığını ağlamakla geçirir."
Daha kitabın ilk sayfasını açar açmaz karşımıza çıkan bu iki güçlü cümle, Prof. Dr. Ali Fuat Başgil'in kaleme aldığı Gençlerle Başbaşa kitabının ruhunu özetler nitelikte.
Kitaba geçmeden önce birkaç önemli noktaya değinmek istiyorum. Hepimizin hayatta farklı yolculukları, farklı hikâyeleri var. Hedefe giden yollar değişse de herkes kendi hayatının yazarıdır. Prof. Dr. Ali Fuat Başgil de, kendi fikir dünyasına ve tecrübelerine dayanarak gençlere bir rehber sunma amacıyla bu eseri kaleme almış.
Aslında bu eser, doğrudan kitap yazma niyetiyle ortaya çıkmamış. İlk olarak Eminönü Halkevi yöneticilerinin davetiyle, "Gençliğe Öğütler" başlığı altında bir konferans veriyor. Konferans, gençler arasında büyük ilgi görüyor ve talepler üzerine, bu metni genişleterek dönemin gazetelerinde makale olarak yayımlıyor. Bu süreçten iki yıl sonra, bu kez Üsküdar Halkevi tarafından bir başka konferansa davet ediliyor. Konu ise: "Terbiyenin Karakter Üzerindeki Etkileri."
Bu birikimlerin sonucunda Başgil, "Zaten az çok malzeme toplanmıştı" diyerek bu eseri meydana getiriyor. Kendisi kitabı "naçiz bir esercik" olarak tanımlasa da, arka kapakta ifade edildiği gibi, bu eser yalnızca genç çıraklara değil; aynı zamanda tecrübeli ustalara da rehberlik edebilecek nitelikte.
Kitabımız 80 sayfa ve beş bölümden oluşuyor. Hacim olarak küçük olsa da içerik olarak oldukça dolu. Başgil'in sade ve doğrudan üslubu, her yaştan okuyucuya ulaşabilecek bir anlatım sunuyor. Kitapta başarı, ahlak, irade, çalışma azmi ve hedefe ulaşma yolları gibi birçok temel konu ele alınmış.
Başgil, bireyi etkileyen çevresel koşullardan, arkadaş çevresinin önemine; disiplinli çalışmanın gerekliliğinden, kişisel karakterin inşasına kadar birçok başlık altında gençlere rehberlik ediyor. Eser, özellikle gençlerin hayatta karşılaşacağı zorluklara karşı hazırlıklı olmaları adına bilinç kazandırmayı amaçlıyor.
İlk basım yılı 1949. Bu da önemli bir detay. Çünkü o yıllar, I. ve II. Dünya Savaşları'nın ardından, insanların umutsuzluk ve kararsızlık içinde olduğu, gençliğin savrulma tehlikesi yaşadığı bir dönem. Başgil, bu ortamda "kötü bir neslin yetişmesine engel olmak" amacıyla harekete geçiyor.
Kendisinin hayatına dair dikkat çeken bir detay da şu: Vatanî görevini I. Dünya Savaşı sırasında Kafkas Cephesi'nde yedek subay olarak yapmış ve 4,5 yıl boyunca cepheden cepheye koşmuş. Bu tecrübeler, onun nasihatlerine derinlik ve gerçeklik katıyor.
Kitabın dili her ne kadar eski Türkçe izleri taşısa da, anlatımı sade ve yormayan bir tarzda. Hacminin küçük olması sayesinde çok sayıda okura ulaşabilmiş. İlk okuduğumda önemli gördüğüm yerlerin altını çizmiştim. Şimdi dönüp baktığımda, hâlâ aynı etkiyi hissediyorum. Kısa sürede, hatta bir günde bitirilebilecek bir kitap ama etkisi uzun süre kalıcı.
Milli Eğitim Bakanlığı'nın "100 Temel Eser" listesinde yer alan bu kitap, aynı zamanda İskender Pala tarafından da "Cumhuriyet Dönemi'nde yazılmış modern bir nasihatname örneği" olarak tanımlanıyor.
Eğer okuduysanız ya da okumayı düşünüyorsanız, yorumlarınızı bizimle paylaşabilirsiniz.
Bir sonraki kitapta görüşmek üzere.
Ali Fuat BAŞGİL
Gençlerle Başbaşa
Yağmur Yayınevi
141. Baskı Ocak 2022
İstanbul
80 Sayfa
Yazar: Muhammed Fatih Coşgun - Yayın Tarihi: 02.07.2025 09:00 - Güncelleme Tarihi: 18.06.2025 13:55