Bir Saat Öyküsü; Bir Vakit Güncesi
İnsanın insan kadar hikayesi vardır. Birbirine benzeyen, bazen tıpatıp aynısı dediğimiz hikayeleri derinlemesine incelediğimizde, herkesin bir tarafıyla aynı hikayenin farklı bir parçası olduğunu görmeye başlarız.
Zaman, insanı insan kılan en önemli olgulardan biridir. İnsanın hiçbir zaman geriye dönemeyen yaşanmışlığa bıraktığı derin bir izdir. Bu iz insanı kendisi yapan nice detayı da içinde barındırır. Bu detayların her biri kendi cüzünden bir parça olarak yine insandır…
Kuğu boynu bu bilinç ekseninde oluşturulmuş bir eser. "Zaman"ın bozulmuş bir saatin kadranından fırlayan zemberek gibi, geçmişe dönmesi zor olan insanın zayıf yönlerini, kaybettiklerini ve yanlışlarını yine insanın yüzüne fırlatan bir eser.
Ayşegül genç, insanı yine insanın en güvenilir yanı olan samimiyetiyle kurguluyor dünyaya. Kendisini her tamamladığında bir daire oluşturan insana, kendi dairesindeki meçhul anına eğilmesi gerektiğini inceden fısıldıyor. Bildiği yerden dokumaya çalışıyor insanı; hayal kırıklığından...
Bir akrep gibi kendini tüketerek çoğalan Bülent, bir yelkovan gibi geçmişiyle kıvranarak beklediğinin anbean gelmesini bekleyen Celalli saatçi, bir zemberek gibi geçmişiyle yüzleşmekten kurtulamayarak geleceğe bakmaya çalışan Atilla, bir tulumba gibi hikayenin kendi enerjisinde sürüp gittiği Mualla ve kuğu boynu Murat usta...
Zamanın zamansızlığa hükmünü geçirmeye çalıştığı bir dönenceyi kurguluyor eserinde yazarımız. İnsanı dağıtan onca şeyden, insanın kendi kalbini dağıtmasının daha korkunç olduğunu hatırlatıyor.
Eserde kavramların tekdüze olması, anlamların çok boyutlu yapısını daha bir açığa çıkarıyor. İçine derinlemesine çeken konu bütünlüğü, detaylarda boğmak yerine detayları okuyana bırakan karakter planlaması romanı ön plana çıkaran en önemli hususlar olarak göze çarpmaktadır.
Dışarıdan görülen güzel bir tabloda yer alan ağacın, suyun ve maviliğin; aslında bir başkası tarafından karanlık, kömür kokusu ve katran siyahı olduğunu anlatıyor. Baktığınız yere göre gördüklerinizin de farklı olabileceğini, en azından yansımasının farklı olabileceğini belirtiyor.
İçimizin kokuşmuş yönlerini, hayal kırıklıklarımızı, bencilliğimizi, hırslarımızı, istek ve arzularımızı kısacası bizi insan yapan eksik ve fazlalıklarımızı bir saatin kadranına tutunan hikayelerle anlatıyor.
Dilini sade tutarak yapıyor bunu. Akıcı bir uslup kullanarak ve insanı içine çeken merak dürtüsünü hiç eksiltmeden her insandan bir pencere sunuyor yine insanın kendisine. Her karakterin üslubunu kendince değil karakterince konumlandırıyor. Bu, okuyanların karakterle bütünleşmesini kolaylaştırıyor.
Kısa ama bir o kadar derin bir iz bırakıyor yüreğinize. Okuduğunuzu anlamanız değil yaşamanız için bir saat ekseninde belirsiz ve sonu olmayan bir sonla bitiriyor eseri. Bunu belki de sonu gelmez duyguların sahibi olan insanın, zamanın kıyısında ancak son nefesi ile sonlanabileceğini hatırlatmak için yapıyor.
Kuğu Boynu
Ayşegül Genç
143 Sayfa
İz Yayıncılık
Yazar: Mustafa ATALAY - Yayın Tarihi: 18.02.2019 09:57 - Güncelleme Tarihi: 18.02.2019 09:57