Bir Sürgün, İki Aşk, Edebiyat, Faik ÖCAL

Bir Sürgün, İki Aşk yazısını ve Faik ÖCAL yazarına ait tüm yazıları Kitaphaber.com.tr sitemizden okuyabilirsiniz.

Bir Sürgün, İki Aşk

22.03.2024 09:00 - Faik ÖCAL
Bir Sürgün, İki Aşk

Biz üç kişiydik. Ben haksız sürgün Dante Alighieri, Beatrice ve Floransa. Önce Beatrice'yi kaybettim, sonra Floransa'yı. Bundan sonra ezeli ve ebedi bir sürgün olacaktım, cennete uzak, cehenneme yakın, aşkımın ve vatanımın Araf'ında. Ezeli ve ebedi bir "exul immeritus" olacaktım, çok sevdiğim memleketim Floransa'nın göğünde ve hep de "haksız sürgün" olarak kalacaktım gençlik aşkım Beatrice'in gölgesinde.

Ben hayatımda iki şeyi sevdim: Floransa ve Beatrice. Floransa tek vatanımdı, Beatrice tek aşkımdı. Aklımı şehrime adamıştım bütün bir varlığımla, kalbimi aşkıma teslim etmiştim bir daha almamak üzere. Sonra her ikisini de kaybettim. 25 yaşında aşkımı, 36 yaşımda şehrimi kaybettiğimde her şey için çok geçti artık. İflah olmaz bir sürgündüm artık. Aşksız ve vatansız bir "exul immeritus" (haksız sürgün).

Beyaz Guelfolar'a çok umut bağlamıştım. Siyah Guelfolar Floransa'ya hâkim olduğunda sonumun başlangıcına ilk adımımı atmıştım: Ezeli ve ebedi bir sürgündüm. Ravenna bana el sallayacaktı uzak uzak. Bedenim bir yere, ruhum başka bir yere savrulacaktı. Beni bir arada tutan vatan ve aşk acısı olacaktı. Kalbimi kuşatan, içimi yutan vatan ve aşk acısı. Hiçbir şey düşündüğüm gibi olmamıştı. Siyasi komploların kurbanı olmuştum. Kader aşkımı, muktedirler vatanımı elimden almışlardı. Karanlık bir ormana dönmüştü bütün bir hayatım. Başı sonu olmayan karanlık bir orman.

Bedenimi yakmak istiyorlar, sevgili. Duyuyor musun? Düşmanlarım ferman çıkarmış, bedenimi yakıp beni ebediyen Floransa'mdan ayırmak istiyorlar. Buna güçlerinin yetmeyeceğini bile bile, böyle bir işe girişmek istiyorlar. Onlar ne beni ne de vatanımı tanımış sevgili. Yazık. Bilmiyorlar ki hiç kimse benimle vatanımın ve aşkımın arasına giremez. Ben İlahi Komedya ile kendimi, yani Dante Alighieri'yi, aşkım Beatrice'i, vatanım Flornsa'yı ölümsüz kıldım. Onlar Floransa'mı Cehennemin kapısında, beni Araf'ın kapısında bekletiyor olsalar da ben Cenneti Beatrice'de, Beatrice'yi Cennette buldum.

Cehennem kapısında bıraktım bütün dünyevi ve uhrevi umutlarımı. Beatrice ölmüştü, Floransa'dan kovulmuştum. Aşk ve vatan sürgünlüğüm başlamıştı. Uzakta bir başıma ölecektim ama ölmeden evvel onların cehennemine girecektim. Benimle Floransa'nın arasına girenlerin gerçek yüzünü yazacaktım. Dostum Virgil'in refakatinde Araf'ın yolunu tutacaktım. Gençlik aşkım Beatrice cennette beni bekliyor olacaktı. O benim yitik cennetimdi, gidecektim ve onu bulacaktım.

1300 yılının 7 Nisanında yola çıktığımda aklım Floransa'da kalmıştı. Ravenna'da son nefesimi vermeye 21 sene vardı. 21 yılda hep Floransa'yı ve Beatrice'i özleyecektim. Aklımı arkamda bırakmıştım. Yaralı bir kalbim vardı, ona da iki aşkımı (Floransa ve Beatrice) sığdıracaktım. İmkansızın şarkısını söylemek kadar zor bir işti bu. Yorulmuştum. Olur olmaz zamanlarda cennet ve cehennem düşleri görmekteydim. Aklımın ve kalbimin Araf'ın kalmıştım. Aklım yoktu, yaralı kalbim iki aşkı taşımaya ve yaşatmaya güç yetmiyordu. Apolllon'un rahipleri Sibylla'lar gaipten haber vermiyorlardı. Bu işin sonu bana iyi görünmüyordu. Göz göre göre yarı yolda kalacaktım.

Floransa'dan uzaktayken anlamıştım: Sürgünlüğün ekmeği hep tuzlu olacaktır; çünkü senin toprağından çıkmamıştır, kendi alın terini ve göz yaşlarını içinden gelerek, severek dökmemişsindir. Sürgünlüğün ekmeği hep acı ve tuzlu olacaktır.

Önümde kırk yıllık bir cehennem hayatı vardı. Bu yüzden bütün umutlarımı dışarıda bırakıp büyük eserim olan İlahi Komedya'yı yazmaya başladım. Birden "karanlık bir ormanda" bulmuştum kendimi. Kimseler yoktu ve karanlık ormana nasıl düştüğüm hakkında hiçbir fikrim yoktu. Beni asıl kahreden de buydu işte. Karanlık orman içimden mi çıkmıştı yoksa birileri bütün bir hayatımı karanlık bir ormana mı çevirmişti de benim bundan haberim yoktu. İnsan böyle kendinden habersiz yaşayabilir miydi? Yoksa beni böyle gaflete düşüren bedbaht aşkım mıydı?

Aklım ve kalbim arasında göçler kalkıyor. Sürgünlüğüm bir başka hal alıyor. Tanıyamıyorum insanları, şehrimi ve aşkımı. Nasıl bu hale geldim? Ben mi karanlık ormanın içindeydim yoksa karanlık orman mı benim içimdeydi? Neden ayırt edemiyorum? Aklımı tutamıyorum, kalbimi tanıyamıyorum. Cennetim cehenneme benziyor, Araf sürgünlüğüme çalıyor, ben başka dünyaların hayalini kurmaktayım, başka dünyaların özlemiyle yanıp tutuşmaktayım.

Başkalarının merdiven basamaklarıyla hayat yolunu yürüyemezsin. Senin ayaklarınla hayatının arasına başkalarının merdiven basamakları girmiştir. Ben Floransa'nın toprağında çıplak ayakla yürümeyi özledim. Bundan daha güzel bir şey olmazdı benim için. Tek hayalimdi: Ebedi ve ezeli aşkım Beatrice ile tek vatanım Floransa'nın bereketli ve kutsal topraklarında, özgür göğünün, aydınlık güneşinin altında çıplak ayaklarla yürümek, el ele. Nasip olmadı ama. Cehennem zebanileri aramıza girdi. Floransa daha garip, Beatrice daha öksüz, ben daha kimsesizim. Biliyorum benim için bundan sonra zaman hep yaralı, mekan hep kederli olacak.

İlahi Komedya
Dante Alighieri
Çev. Rekin Teksoy
Oğlak Yayınları
838 sayfa
İstanbul, 2021


Yazar: Faik ÖCAL - Yayın Tarihi: 22.03.2024 09:00 - Güncelleme Tarihi: 03.03.2024 17:26
571

Faik ÖCAL Hakkında

Faik ÖCAL

2000’de Cumhuriyet Üniversitesi Sosyoloji mezunu... 2004 yılında Franz Kafka’nın Romanlarında Birey ve Devlet İlişkisi üzerine yaptığı tez ile yüksek lisansını yaptı.

Çeşitli sitelerde ve dergilerde yazıları çıkmakla birlikte 2008’den beri düzenli olarak Yolcu Dergisi’nde yazılar yazmaktadır.

Yayımlanmış Kitapları:

Yitik Anılar Şehri, Erguvan Yayınları, 2008.
Aziz ve Aciz Emanetçi, Erguvan Yayınları, 2008.
Dört Mevsim Beş Vakit Hüzün, Roza Yayınları, 2012.
Uzaktaki, Az Kitap, 2021.
101 Kürtçe Roman 1. Cild, Sitav Yayınları, 2022.
Beyaz Hüzün, Az Kitap, 2022
Yeni Bir Aydınlanma Felsefesi, Zilan Akademi, 2023
Deprem Günlüğü, KDY, 2023 

Faik ÖCAL ismine kayıtlı 103 yazı bulunmaktadır.

Yazarımıza ait 8 kitap bulunmaktadır.

Twitter Instagram Kitapyurdu.com