Bir Yazarın "Aksülamel" Çalışması..., Edebiyat, Sait ALİOĞLU

Bir Yazarın "Aksülamel" Çalışması... yazısını ve Sait ALİOĞLU yazarına ait tüm yazıları Kitaphaber.com.tr sitemizden okuyabilirsiniz.

Bir Yazarın "Aksülamel" Çalışması...

11.06.2021 09:00 - Sait ALİOĞLU
Bir Yazarın "Aksülamel" Çalışması...

Yaşanılan hayatta; insan tekinin ve toplumun, kendileri dışında var olan, varlığı bilinen canlı, cansız, soyut, somut ve "öte"de bulunup ta mahiyeti konusunda spesifik bilgilerini söz konusu olduğu varlıkları ve durumları adlandırdıkları bilinen bir vakadır.

Öyle ki, insanlar, kendilerinden olmayan farklı kavimleri dahi isimlendirirken, onlara sormadan, çoğu kez, ya onları bilinen iyi ya da kötü hasletlerine bakarak onları adlandırdıkları görülür. Örnek vermek gerekirse, klasik dönemde yaşayan bazı Arap ilim ehlinin Türklere yönelik onların ana yurtları olan Türkistan'dan ayrılıp başka diyarlara göçmelerine istinaden "terk etme" fiilini (Türk-Terk) onlara isim olarak verdiklerini kaynaklardan öğrenmekteyiz...

O tanımlama bir hakikat içeriyor muydu; indirgemeci mantıkla yaklaşıldığında evet, ama var olan "Türk" kelimesinin dil bilgisi içerisindeki durumuna bakıldığında ise hayır!

Aksülamel kelimesi sözlükte "tepki, reaksiyon" anlamına geliyor. İstenilen şeyin zıddı hasıl olması. Tersine oluş, yani reaksiyon, karşı tepki...

Yazımızın başlığını " Bir Yazarın "Aksülamel" çalışması" olarak belirledik. İfademizden de anlaşılacağı üzere yazar Ali Ercan Kılıç'ın yayımlanmış olan çalışmasının adı "Aksülamel" idi.

Aksülamel tamlaması burada, yazar tarafından, hem kendinin faili olduğu ve hem de işin dışında bulunan kişi ve kişilerin hal, hareket ve davranışlarına binaen oluşan tepki/lere yönelik bir tamlama olarak kendine kitap ismi olarak yer bulmuş. Zaten, hayat, bir açıdan karşıya tepki vermeyi de içerirdi!

İyi e yerinde bir isimlendirme olmuş; Aksülamel...

Biz bu eseri, daha yayımlanmadan önce okuma sadedinde bulunmuştuk. Okurken, kitap ile ilgili kanaatlerimizi de yazarına iletmiştik.

Kitabın "Başlarken" bölümünde kişilere yapılan atıflara bakıldığında, bu eser daha yayımlanmadan önce, her biri kendi sahasında nitelik sahibi ve "işin uzmanı" kişiler tarafından, anlaşıldığı kadarıyla detaylı bir şekilde okunmuş olmalı Ki, biz öyle bir imaja sahip olduk.

Daha... Hani derler ya " daha" Dahası, Şam'da kayısı...

Böyle bir durum eserin hemen hemen her aşamasında önemsediğini göstermektedir. Bu da ister istemez, eser için büyük bir şans ve tabiri caizse "çift dikiş" demektir.

Yukarıda belirtiğimiz üzere yazar, bu eseri okuyan, görüş, kanaat ve duygularını kendisi ile paylaşan arkadaşları tanımlarken, galiba yerinde bir tanımlama yapmış, ama bu fakiri tanımlarken, bu fakirin hak etmediği bir vasfı, ona, yani bize uygun görmüş. Öncelikle teşekkür ederiz, ama biz henüz daha o safhaya gelmedik! Keşke gelebilseydik...

Bizi tanımlarken üstad Ali Ercan; "Makale yazma ve okuma uzmanı" ifadelerini kullanmış. Böyle bir tanımlama yeni bir tanımlama olsa gerek. Bir de Ali Ercan kardeşimiz, mesleği gereği sosyolojik verileri kullanıp böyle bir tanımlana yapmış olabilir.

Zira marangoz içerisine girdiği mekanın ahşap işlemelerine, kunduracı ise insanın ayağına bakar" misali, yazar da işe sosyolojik açıdan yaklaşmış.

Ne diyelim...

Eser, arı, duru bir dille; kişinin, yani yazarın hem içerisinde yaşadığı dış dünyada var olan olaylara, olgulara ve hem de derununda bulunan duygu ve düşüncelere bağlı kalarak gözlemleme yoluyla bir denemede bulunmaktadır.

Eser, salt roman olmanın yanında, kendiliğinden akıp giden ifadelere bakıldığında şiirimsi bir hava içerdiği gibi, hatıra(anı), deneme formunu içerdiği gibi sosyolojik ve psikolojik tahliller ile de kendine farklı bir tür olmayı hak ediyor.

Yer, yer uzun cümleler, makale boyutunda tespitler ve yer, yer de anekdot şeklinde ifadeler eserde kendine yer bulmaktadır.

Yazarın sosyolog olarak uzun bir dönemdir belediye ortamında mesleği icabı görev alması; bunun yanında, sosyolog olması hasebiyle bir müddet bir yakını vefat eden insanların, ölen kişinin defin işleminin belediye tarafından yapılmasına koşut olarak, sosyoloğluğu ile birlikte, iyi bir gözlemci sıfatıyla işe psikolojik açıdan da bakması, beraberinde bu durumun onun eserine tecrübe olarak yansımasını da söz konusu kılmıştır.

Yazar, çokça konuşulan özgürlük olgusuna, ona yönelik tartışmalara bağlı olarak, ondan ziyade fıtratı öne almakta; "... özgürlük fıtrata dair olanda ifadesini bulur. Fıtrata dair özgünlükse, "irade tercihi" diyerek hür kılar tercih alternatifçilerini. Ne var ki aynı şeyi özgürlükten söz edenlerde göremeyiz. Zira önyargıya fıtratın ve eşyanın özgünlüğünü anlatmak oldukça güçtür..."

Aksülamel davranmak...

Yazar, Aksülamel davranarak, insanlığın ortak aklından sadır olan iyilikler(maruf) ile yine insanın, dünyanın geçiciliği gerçeğine rağmen, makam mevki, gelecek korkusu, kaygısı; bunlara bağlı olarak hakimiyet kurma adına büyük ve küçük ölçekli davranışlarını da, haklı olarak eleştirmektedir.

"...milyonlarca Afrikalının köleleştirilerek Avrupa'ya ve Amerika kıtasına üretim kalemi olarak satılması, çoğunun soyunun tükendiği Kızılderili kabileleri, Aztekler, Mayala..." ifadelerini kullandıktan sonra, sömürüden elde edilen kaynaklarla müreffeh bir hayata sahip olan -,Hollanda örneğinde olduğu üzere- ülkeleri kasdedip ve 'mecburi' bir ironi yaparak; "Bal dök yala, kan dök yala ve de ki, "insanlığımı kaybettim, hükümsüzdür." (s. 64)

Kim? Onlar mı, kaybettikleri insanlılarını arayacaklardı! Ah, nerede o ahlaki tutum, tavır ve duruş!

Ali Ercan Kılıç'ın bu çalışması, yukarıda da belirtmeye çalıştığımız üzere salt bir roman olmanın yanında, yer, yer şiirimsi bir özü barındırdığı gibi, konusu, üslubu ve bir çırpıda akıp gidici özelliğinden dolayı deneme ve anı olarak da kendini farklı bir tür olarak belirgin kılıyor.

Bu eser, tarihi bir olayın, o olay vuku bulduğunda, işin özüne uygun olarak gereği oluşan ve açıklanması gereken bir içeriğe sahip...

Tarih seven ve buna ilaveten fantastik bir yolu tercih eden okuyucular için bir hazine Aksülamel'de var, hem de bol ve en anlaşılır tarafından...

Okunması dileğiyle...

Aksülamel

Ali Ercan Kılıç

Cinius Yayınları


Yazar: Sait ALİOĞLU - Yayın Tarihi: 11.06.2021 09:00 - Güncelleme Tarihi: 08.06.2021 13:50
905

Sait ALİOĞLU Hakkında

Sait ALİOĞLU

Araştırmacı yazar. haberdurus.com'un editörlüğünü yapmakta olup çeşitli konuları içeren yazı ve araştırma çalışmalarını sürdürmektedir.

Sait ALİOĞLU ismine kayıtlı 79 yazı bulunmaktadır.

Twitter Facebook