Bizi İnsan Yapan Akıl mı, Güç mü?, Edebiyat, Elif MERT

Bizi İnsan Yapan Akıl mı, Güç mü? yazısını ve Elif MERT yazarına ait tüm yazıları Kitaphaber.com.tr sitemizden okuyabilirsiniz.

Bizi İnsan Yapan Akıl mı, Güç mü?

08.12.2023 09:00 - Elif MERT
Bizi İnsan Yapan Akıl mı, Güç mü?

Korkunun onlara hayallerden daha fazla zarar veremeyeceğini anlamalılar.

Sineklerin Tanrısı romanı, Pasifik'in ortasında meydana gelen bir uçak kazasıyla başlıyor. Bu uçağın yolcuları çocuk. Hayatta kalanlar bu nedenle hayatta kalmak ve kurtulmaya çalışmak için kendilerini organize etmek zorunda kalıyorlar. Hiçliğin ortasında, normların olmadığı, çocukların yaşadığı bir adada; yeni bir düzen ortaya çıkıyor. Roman boyunca, yaşı ne olursa olsun her bireyde iyiliğin de kötülüğün de nasıl ortaya çıktığını keşfediyoruz.

Aslında her karakterin bireylerin önemli bir yönünü temsil ettiği ve çocukların yoktan var ettiği bir toplumu araştıran insan doğasının bir alegorisidir. Roller nasıl atanır? Lideri nasıl seçersiniz? Etkili bir lider nasıl olunur?

Son yıllarda yönetim alanında en çok dikkat çeken konuların başında etkili lider nasıl olunur konusu gelmektedir. Pek çok alanda ve günlük yaşantıda sık kullanılan bir kavram olmakla birlikte, lideri ve liderliği tanımlamak ve sınırlarını belirlemek çoğu zaman zor olabilmektedir.

Günümüz, anarşi yaratmadan insanlara öğrenme ve gelişme fırsatları veren demokratik liderlik çağrısında bulunuyor. Liderliğin gücün uygulanması veya olağanüstü analitik beceriye sahip olunması olduğu fikrini reddeder. Bu romanda demokratik, insanı anlayan beceriden daha çok gücün uygulandığı bir liderlik modelinin baskın olduğunu görüyoruz.

Bu çocuklar bildikleri dünyadan esinlenerek bir hiyerarşi, bir düzen kuruyorlar; ama bu giderek bozuluyor ve radikalleşiyor. Korkuyla karşı karşıya kaldıklarında rasyonel bir lidere değil, onları korkularından koruyacak, yiyecek garanti edebilecek güçlü bir lidere ihtiyaçları var.

Adaya varan çocuklar, hayatta kalma ve bir an önce bulunma umuduyla bir araya gelirler. Böylece insanın doğası gereği sosyal olduğu gerçeğini kanıtlarlar. İster yetiştiği toplumdan gelen şartlanmalardan ister korku ve hayatta kalma içgüdüsünden; çocuklar demokratik bir şekilde bir lider seçmeye karar verirler. Lider bu nedenle Ralph'tır. Ralph, çeviktir, güçlüdür ve başkalarında belli bir güven yaratır. Demokrasiyi temsil ediyor, niyeti iyi ve çocukların birlik olmasını istiyor. Görülmek ve kurtarılmak umuduyla ateşi yakmaya karar verir. İyi niyetine rağmen sonunda kontrolü ve liderliği kaybeder. Romanın diğer ana karakteri ve Ralph' in muhalifi Jack ise, grubun en yaşlısıdır. Okulda Ralph'a göre daha az zaman harcadığı için lider olarak adlandırılmıyor ve bu onu rahatsız ediyor. Tutumu kibirli ve kötümserdir. Kurtulma umudunu kaybetmiş ve yavaş yavaş mantıksızlığa düşerek her seferinde daha da şiddete başvurmuştur. Diğer çocukları korkutarak onları kendisiyle birleşmeye zorluyor.

İlk başta bildikleri dünyanın, yetişkinlerin davranışlarını taklit etmeye çalıştıklarını görüyoruz. Demokratik bir simgeye dönüşecek ve başkalarının konuşmasını sağlayacak bir deniz kabuğu buluyorlar. Ateşi canlı tutmak, yiyecek bulmak ve birlikte çalışmak için kendilerini örgütleyecekler; ama bu demokratik ütopya önünde sonunda başarısızlığa dönüşecek. Bazı çocuklar adayı ebeveynleri olmayan, öğretmenleri olmayan bir rüya gibi görüyorlar. Neden itaat etsinler ki? Neden kurallara göre hareket etsinler ki? Liderler çok önemli bir rol oynayacak ve çocuklar savaş çıkana kadar kendi tarafını seçecek.

Adada bir canavarın yaşadığı söylentisi çocukları korkutacak ve onları en güçlüyü desteklemeye itecektir. Diğerleri ise gücün özgürlüğünün en çılgın içgüdülerini özgür bıraktığını hissedecek. Böylece ilk bakışta cennet gibi görünen ada, gerçek bir yıkım odağı haline gelecektir.

Siyasi partilerde de gördüğümüz gibi çocuklar da bölünecek. Tıpkı savaşlarda olduğu gibi karşı karşıya gelecekler ve rasyonelliği bir kenara bırakacaklar. Zekayı ve mantığı takip eden bir lider değil, onları korkularından koruyan bir lider ararlar. Bütün bunlar bize bildiğimiz dünyayı ve liderlerimizi seçme şeklimizi hatırlatıyor. Bu bizi demokrasinin gerçek ya da olası varlığını sorgulamaya itiyor. Demokrasi derken herkesin söz sahibi olduğu bu dünyadan, önce çocukların takip ettiği, sonra da yok ettikleri bu ütopyadan bahsediyoruz.

Amacı olası yardımları sağlamak için yangını sürdürmek ve barınaklar inşa etmek olan Ralph'ın liderliğindeki "akıllı"lar ile avlanmaktan başka hiçbir takıntısı olmayacak olan Jack'in liderliğindeki " avcılar " arasında çok hızlı bir şekilde gerilim başlar. Kurtulabilecekleri bir anda sönen yangın, ormanda sinsi sinsi dolaşan bir "canavar", miniklerin korku ve kâbusları arasında, giderek geri dönülmez noktaya varacak gergin bir iklim yerleşecek. William Golding, bu roman aracılığıyla bize, kanun ve düzen olmazsa kaosun yakında çirkin yüzünü ortaya çıkaracağını göstermek istedi. Başlangıçta masum olan bir çocuk, rehberlik veya yaşam deneyimi olmaksızın kendi haline bırakıldığında, birkaç hafta içinde gerçekten küçük bir vahşiye dönüşebilir. Bir geri dönüş gibi, çocuk vahşi duruma, doğanın evcilleştirilmesine, pagan ayinlerine ve barbarlığa doğru geriliyor. Sadece bir oyun olan şey, en güçlünün, en zayıfın ya da en makul olanın orada yeri olmayan acımasız bir yasaya dönüşüyor.

Ralph ile Jack arasındaki güç mücadelesi, topluluğun en kötüsünden korkmasına neden olur. Ama kim haklı? Onları kurtaralım diye ne pahasına olursa olsun ateş yakmayı isteyerek makullüğü savunan mı, yoksa eğlenirken bir an önce hayatta kalmaları için avlanmayı savunan mı? Bu edebi eser sadece Robinson Crusoe tarzı bir macera romanı değil, her şeyden önce toplumsal bir eleştiri ve ciddi ama çok etkili bir psikolojik analizdir. Kuralların yokluğu bizi doğrudan barbarlığa sürükler ve zulüm yetişkinlerin ayrıcalığı değildir, çocuklarımız bile doğanın yarattığı en ilkel varlık haline gelebilir ve cennet bahçesini cehenneme çevirebilir. Sinemada, edebiyatta, tiyatroda, hatta müzikte yaratılışın her katmanına ilham verecek, okunması gereken bir kitap. Bu kitabın neden bütün bir kuşağa damgasını vurduğunu ve psikolojik analizinin bugün hala geçerliliğini koruduğunu kolayca anlıyoruz.

Sineklerin Tanrısı

William Golding

Çev. Mine Urgan

İş Bankası Kültür Yayınları

248 Sayfa


Yazar: Elif MERT - Yayın Tarihi: 08.12.2023 09:00 - Güncelleme Tarihi: 01.12.2023 13:57
559
Yorumlar
  • Füsun Arzık 2023.12.08 22:40

    Merhaba Daha önce beğenerek okuduğum eserin içeriğini öyle güzel analiz etmişsin ki tekrar okumak istedim. Kalemine sağlık

Elif MERT Hakkında

Elif MERT

Üç kuşak İstanbullu bir aileden geliyor. Eğitim hayatını İstanbul’da tamamladı. Marmara Üniversitesi Fransız Dili ve Eğitimi ve İstanbul Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümlerinden mezun. Kısa bir dönem Saint Joseph Lisesi'nde öğretmenlik yaptıktan sonra gönüllü kuruluşlarda çocuklarla çalıştı. Düşünen, sorgulayan, barışçıl, kendi iç yaratıcılığını harekete geçiren, farklı dil ve dinlere karşı saygılı, özgüvenli çocukların yetişmesine destek olan bir vakfın eğitim ve yönetim departmanlarında görev aldı. Kitap editörlüğü, içerik oluşturma, metin yazarlığı, çocuk gelişimi alanlarında çalışmalarına devam ediyor. Türkiye'nin yetmişe yakın ilini gördü ve farklı renklere sahip Türkiye’nin çocukları ile çalışmak, çocuk ve insan sevgisini daha da geliştirdi.

Her şey sizin bakış açınızda gizlidir. Hayata güzel bakarsanız, hayatın size akacağına, iyiliğin ve güzelliğin hep sizinle olacağına inanıyor. Okumayı, deneme, öykü, makale yazmayı, tasavvufu, manevi değerleri, bendir çalmayı, tarihi, yeni yerler keşfetmeyi, farklı kültürleri, doğayı, insan psikolojisini, yabancı dilleri, bu dilleri konuşmayı, insanları seviyor ve eğitimlere katılıyor. Nefes eğitmenliği yolunda çalışmalarına ve İndigo Dergisinde çocuk gelişimi üzerine yazılar ve serbest olarak öykü yazmaya devam ediyor.

Elif MERT ismine kayıtlı 44 yazı bulunmaktadır.

Instagram LinkedIn