Bizi İnsan Yapan Şey: Sevgi
"Aşk hayattır. Hepsi, anladığım her şey, sadece sevdiğim için anlıyorum. Her şey var, her şey sadece sevdiğim için var. Her şey yalnız onun tarafından birleştirilir. Aşk Tanrı'dır ve ölmek, aşkın bir parçası olan benim, genel ve ebedi kaynağa geri döneceğim anlamına gelir."
Leo Tolstoy
Leo Tolstoy, tüm zamanların en büyük yazarlarından biri olarak kabul edilir. Tolstoy, en çok "Anna Karenina ve Savaş ve Barış" romanlarıyla tanınır. Tolstoy, hayatının ilerleyen dönemlerinde kısa öykülerinin çoğunda dini temalara ve mesajlara odaklandı.
İnsanlar Ne ile Yaşar? bu hikayelerden biridir. En popüler öykülerinden biri olan ve mesel şeklinde yazdığı "İnsanlar Neyle Yaşar" isimli kitabı her biri unutulmaz dersler ve hayata dair derin anlamlar içeren üç kısa öyküden oluşuyor. Kitabın özü yoksul bir kunduracı ailesinin yanında yaşarken Melek Mikail'in öğrendiği hayatın özünü öğretse de, "İnsana Ne Kadar Toprak Lazım" isimli kısa öyküde bir Rus köylüsünü dünya hırsı ile yaşadıkları ve hazin sonunu enfes bir edebi üslupla bize aktarır.
Roman kahramanı Rus, zengin olma arzusu ile memleketinden ayrılır ve isteyene istediği kadar arazi bağışlanan başka bir diyara gelir. Burada kendisine, gün doğumundan gün batımına kadar etrafını dolaşabildiği araziye sahip olabileceği söylenir.
Rus köylü, önce bir süre batıya, sonra güneye, sonra doğuya, kuzeye ve tekrar batıya giderek gün batımına kadar çevirebildiği kadar büyük bir alanı yürümeyi planlar. Güneşin ilk ışıkları ile birlikte hakem heyetinin önünde imtihan başlar, Rus planladığı gibi başlar ama biraz daha gideyim derken başladığı noktaya günbatımından önce gelemeden, belki metreler kala deyim yerindeyse çatlayarak ölür. Evet, bu Rus köylüsü bitmek tükenmek bilmeyen hırsının kurbanı oldu.
Ne zaman ki, insani değerler ve onun bütün kavramları ile hayatımızı bütünleştirdiğimizde, tüm yaşamımızda başarı ve başarısızlıklarımızın Tanrı'dan geldiğini bilir, tevekkül edebilirsek daha mutlu bir hayat yaşamanın yolunu açmış oluruz.
Gelelim, kitabın özünü oluşturan İnsan Ne İle Yaşar" isimli öyküye. Hikâye, bir yabancının fakir bir kunduracı tarafından çıplak ve açlıktan ölmek üzere bulunmasının ardından gelen öğretilerle anlam kazanır. Simon, yabancıyı eve götürür ve onunla ilgilenir. Simon'un kendine ait ne evi ne de toprağı vardı, karısı ve çocuklarıyla bir köylü kulübesinde yaşıyor ve geçimini çalışarak sağlıyor. Daha sonra yabancı, kunduracının sanatını ve zanaatını öğrenir ve yerel bölgede ünlü bir kunduracı olur ve Simon ve karısına refah getirir.
Michael, Simon'la altı yıl yaşadı ve işini öğrendi ve iyi bir işçi gibi itaat etti. Kendisini ilgilendirmeyen hiçbir şeye asla karışmadı. Az yedi ve bütün gün çalıştı. O yıllarda üç kez dışında hiç gülümsemedi. Her gülümseyişinde soruların cevaplarını buldu. Tüm cevapları bulduğunda cennete dönmek zorunda kaldı. Daha sonra Simon ve karısına, üç gerçeği bulana kadar bir insan gibi yaşaması için Tanrı tarafından cezalandırılan bir melek olduğunu açıkladı. Artık cevapları bulduğuna göre aileye veda etti ve cennete yükseldi. Ayakkabıcıyla yaşadığı süre boyunca şu üç can alıcı sorunun yanıtını öğrenir:
İnsanın İçinde Ne Vardır?
Herkes sevgiye yer bırakmalıdır. Ana tema olmasa bile, bir aşk hikâyesi olmadan hiçbir olay örgüsü tamamlanmış sayılmaz. İnsanda yaşayan sevgidir. Ancak daha derine odaklanarak insanda gözlemlediğimiz öfke, nefret, kıskançlık, çekememezlik ve diğer tüm olumsuzluklar, kökü derinlerde olan korku duygusunun bir yansımasından başka bir şey değildir. Bu kaybetme korkusu (aşk kaybı, itibar kaybı, para kaybı, mülkiyet kaybı) insanı olumsuzluğa iten şeydir. Tolstoy, insan temel korkularının üstesinden geldiğinde geriye kalan tek şeyin sevgi olduğunu ifade eder. Kendin için sevgi ve herkes için sevgi.
İnsana Verilmeyen Nedir?
İnsana verilmeyen, "kendi ihtiyaçlarını bilmesidir". İnsan neye ihtiyacı olduğunu bildiğini varsayar. Ona göre dua eder, ona göre çalışır, dünyadan ona göre talepte bulunur. Hayatının kontrolünün kendisinde olduğunu hissediyor; her şeyi hallettiğini, sonsuza kadar yaşayacakmış gibi yaşıyor. Tolstoy, insanın kısa vadeli ve anlık tatmin arayışında olduğunu, burada gerçekten ihtiyacı olan şeyin uzun vadeli sevgi ve memnuniyet olduğunu belirtir.
İnsan Neyle Yaşar?
İnsanların yaşadığı şey, kendilerini önemsemek için değil, sevgi ve başkalarını önemsemektir.
Ne de olsa, başkalarına ilgi ve şefkat, tüm insani ihtiyaçların temelidir. Sevme ve karşılığında sevildiğini hissetme arzusu, insanın yaşadığı şeydir. Empati, acıma, mazlum için üzülme duygularının hepsi bir tür sevgidir. Şehvetin yönlendirdiği türden bir aşk değil, karşılığında bir şey isteyen aşk değil, herkese yönelik özverili aşk.
Leo Tolstoy'un kıssası, insan doğasına dair köklü bir anlayıştır. Geçmiş zamanları düşünür ve kara kara düşünür. İnsanların zenginliğin etkisiyle yozlaşmadığı ve insanın dürüst yollarla yaşamayı öğrendiği, hayatını ahlakla kazandığı zamanlar.
Zenginlik ve maddi varlığın hayattaki temel amacımızı unutturduğu farklı zamanlarda yaşıyoruz. Hepimizin içinde yaşayan Sevgiyi görelim, gerçek ihtiyaçlarımızı öğrenelim ve biri ve herkes için sevgiyle yaşayalım.
Leo Tolstoy
İnsan Ne İle Yaşar?
Sis Yayıncılık
94 Sayfa
Yazar: Elif MERT - Yayın Tarihi: 06.01.2023 09:00 - Güncelleme Tarihi: 01.01.2023 22:18
Gönülden sevenler