Bulutsu Yayınlarından Üç Resim Kitapla Merhaba, Çocuk, A. Erkan AKAY

Bulutsu Yayınlarından Üç Resim Kitapla Merhaba yazısını ve A. Erkan AKAY yazarına ait tüm yazıları Kitaphaber.com.tr sitemizden okuyabilirsiniz.

Bulutsu Yayınlarından Üç Resim Kitapla Merhaba

03.02.2023 09:00 - A. Erkan AKAY
Bulutsu Yayınlarından Üç Resim Kitapla Merhaba

Frankfurt Goethe Üniversitesi'nden sosyoloji alanında yüksek lisansa sahip Zeynep Bayrak, çocuk kitaplarına olan ilgisini ve hem Çocuk Yazını bünyesinde hem de yurt dışında edindiği birikimini iyi kitaplara dönüştürüp okurumuza aktarmak niyetiyle Bulutsu Yayınları'nı kurdu. Ayşe Şeker Kılıç ve Ayşegül Sözen Dağ gibi alanın emektarı isimlerle birlikte üç resim kitap hazırlayarak "Artık Biz de Varız!" dediler. Çocuk edebiyatını her yaşa hitap eden sınırsız bir kaynak olarak görüyor, nitelikli ve estetik değeri yüksek, modern ve yenilikçi eserler sunmayı hedeflediklerini belirtiyorlar. Kitaplarını elimize alır almaz ilk tespitimiz masraftan kaçınmadıkları oluyor. Her üçü de tasarımları, kapak ve baskı kaliteleriyle oldukça albenili. Aramızda kalsın ama Bulutsu ekibi bana yerli-yabancı yeni kitapların hiç zaman kaybetmeden sıraya gireceğini de fısıldadılar.

Nehir Olmak İsteyen Damlacık

"Çocuklar İçin Felsefe" sınıfında değerlendirebileceğimiz bu üç kitabın ilki olan "Nehir Olmak İsteyen Damlacık", bir kış resmi olmasına rağmen sıcak ve şirin görünmeyi becerebilen kapağıyla okurunu yakalıyor. Kitabın yazarı Ana Torma, kütüphaneci ve İngilizce öğretmeni, edebiyat meraklısı bir girişimci. İspanya'da başarılı illüstratörleri bir araya getirerek kurduğu çocuk edebiyatı ajansıyla renkli, eğlenceli kitaplar tasarlamış ve Bulutsu Yayınları da lisans haklarını kendilerinden alarak bu kitabı Türkçe'ye kazandırmış.

Kitabın kapağı ve sayfaları bir takvim gibi açılıyor. Yani soldan sağa değil, yukarıdan aşağıya bir okuma gerçekleştiriyoruz. Yatarak okumayı sevenler bundan hoşlanabilir. Zirvelerdeki bir kar tanesinin eriyip nehire karışması ve oradan da denize kavuşması hikâye edilerek aileden/anneden ayrılık, özgüven, belirsizlikle mücadele, yola çıkma kavramları ele alınmış, tedirgin eden belirsizlik hissi güvenli alana erişme ile karara bağlanmış. Çizimlerde keskin çizgiler kullanılmamış olması hikâyedeki belirsizlik hissini destekliyor ve okuru metnin de yaptığı gibi somut alandan soyut alana çekiyor. İlk sayfalarda soğuk renklerle ve daha az detayla başlayan çizimlerin giderek sıcak renklere ve bol desene dönüşmesi, damlacığın güçlü ve özgür karakter yapısına kavuştuğu güvenli alana yaklaşıldıkça ikonoteksin canlanması, metin-resim uyumunu güçlendiriyor. Metnin sadece ilk ve son bölümünü anlatıcıdan dinliyoruz; gövde ise damlacık ve anne damlacık arasında geçen konuşmayla yapılandırılmış. Bu karakterleri çizimlerde somut olarak görmüyoruz. Dolayısıyla metin, arabulucunun önemini artırıyor. Metni küçük okura aktaran anne-baba, zaman zaman araya girerek bazı desteklerde bulunabilir ki böylece bu tür kitaplardan beklediğimiz karşılıklı okuma hasıl olur. Metnin sonundaki soru üzerine yapılacak bir sohbet dinleyicimizin hayal gücünü tetikleyebilir.

Neden Ağlarız?

Mario ile annesinin ağlamak üzerine sohbetlerini anlatan ikinci resim kitabımız yumuşak renklerle bezeli biraz daha sade çizimler içeriyor. Mario'nun merakına cevap arayan annesi üzüntü, öfke, dünyayı anlamlandıramama, yalnızlık, duygularımızın farkına varma, rahatlama, bastırılmış duygularımızı açığa çıkarma, büyüme, iyileşme, zorluklarla karşılaşma, kendini ifade edememe gibi ağlamamıza sebep olan duygu durumlarını edebî birer cümle ile açıklamaya çalışıyor. Mario'nun teşekkürü üzerine bunu başardığını düşünmüş olacak ki bu defa da o, mutluluktan ağlıyor ve böylece son ve en güzel sebebi de anlatmış oluyor.

nedenaglarizkapak-1Hikâyeden sonraki iki sayfada gözyaşının tanımı, türleri, yapısı, şekli, ağırlığı hakkında ve kimlerin ağladığına dair bilgilendirici birer paragraf ve iki de tavsiye bulunuyor. Özellikle, gözyaşının ona sebep olan duyguya göre farklı moleküler şekiller aldığı bilgisini ilginç buldum ve her çocuk kitabının yetişkinlere öğreteceği ya da en azından hatırlatacağı bir şeyler olduğu gerçeğiyle tekrar karşılaşmış oldum. Kitabın sonunda İspanyol yazar-çizer ikilisinin çocukluk-ağlamak-yazmak-çizmek arasında dolanan hislerinden birer sunu yer alıyor. Okumamızın son durağında ağlamanın ustası kabul edebileceğimiz okurumuzdan (dinleyicimizden) ağlamak hakkındaki fikirlerini alabilir, belki de hiç duymadığımız sebepleri ondan duyabiliriz. Eğer kendisini açık ve özgün bir şekilde ifade edebilirse hem onun hem sizin bundan sonraki hayatınızda fark yaratacak bir an yakalamış olacaksınız. Mesele ağlamaksa, bazı sebepleri ortadan kaldırabilme fırsatı önemli bir çıktı olacaktır.

Güneşin Altındaki Deve

Kanadalı ve (bildiğimiz kadarıyla ve inşallah şimdilik) gayrimüslim bir yazarın kaleminden akıp dilimiz denizine de varmış olan hikâye, devesine gereğince merhamet göstermeyen bir tüccarla Hz. Peygamber Efendimiz (sav) arasında yaşanan olayın bir yeniden aktarımı. Aslı Ebu Davud'dan rivayet edilmiş olan olaya yazar, başta "İslam Hukukunda Hayvan Refahı" (Animal Welfare in Islamic Law, Stilt, K.A.) olmak üzere birkaç kaynakta rastladığını belirtmiş.

Malumunuzdur ki dinî öğeler içeren her çocuk kitabını edebiyatın bir parçası sayamıyoruz. İlmihal tarzında bilgi aktaran birçok çocuk kitabı bulunuyor ve elbette bu kitaplardan da faydalanıyoruz. Ancak devenin acısını ve yalnızlığını anlamayı gerektiren bir din anlayışını, öze dokunarak ve sanatla harmanlayarak başaran bu ve benzeri kitapların, temiz gönüllere nüfuz etmekte daha mahir edebî eserler olduklarını kabul edebiliriz.

gunesin_altindaki_deveDiğer ikisine kıyasla bu eserde metin hacmi daha fazla olmakla birlikte ana karakterler olan Halim ve devesini odağa alan çizimler de hikâyeyi canlandırma açısından daha etkin bir rol üstlenmiş durumda. Dolayısıyla metin-resim dengesi bariz şekilde bozulmuyor ancak uzun cümlelerine dayanarak, kitabın bir üst seviyeyi muhatap aldığı söylenebilir. Çöl tonlarıyla renklendirilmiş çizimler, geniş zamana dair belirteçleri ortaya koyarken hafif bir toz perdesinin arkasından gölgelerle görünüyor ancak somut olayları yansıtırken daha belirgin, net ve canlı olarak karşımıza çıkıyor. Benzer şekilde metinde de aşikâr bir durumun perdelenmesi söz konusu. Devenin yalnızlığının ardında Tüccar Halim'in yalnızlığı saklı. Halim, devesinin yalnızlığını ve derdini göremeyişinin mazeretini belki de çöllerde uzun yolculuklar yapan yalnız ve dertli bir adam oluşunda buluyor. Hepimiz kendi dertlerimizi görme, diğerlerininkini görmezden gelme eğilimindeyizdir. Ancak başkalarının dertlerini de önemseyebildiğimiz zaman kendimizinkinden kurtulmayı hak ederiz, o gücü kendimizde buluruz. Biz bunu beceremediğimiz zaman bir uyarıcı devreye girer ki bu bizi ya kızdırır ya da mahcup eder ve kendimize getirir. Eser göndergesinde okuruna bu uyarıya açık olmasını salık veriyor. Zira hikâye, Halim'in iç yakan, yüz kızartan mahcubiyetiyle ve hatasından dönüşüyle karara bağlanıyor. Merhametsizliği kabaca yerme hatasına düşmüyor ve merhametle donanan Halim'i övgüyü hak eden bir konuma yerleştiriyor. Doğrunun fark edilmesi/ettirilmesi için yanlışın acımasızca yerilmesine gerek olmadığını, bazen örnekliğin, bazense küçük ama yerinde bir sorunun yeterli olacağını anlıyoruz.

Baskısı çok, ömrü uzun olası kitaplara küçük dokunuşlar olması niyetiyle iki noktaya değinerek toparlayalım. Ekran görüntüsü ile matbu sayfa görüntüsü arasında oluşan beklenmedik farklar yüzünden çocuk kitaplarında sıkça rastlamaya başladığımız fon-yazı rengi yakınlığı, bu kitapların ikisinde birer sahneye nazarlık olmuş. Akşam okumalarında biraz zorluyor. Sonraki baskılarda "Ne kadar yavaş yürürsen su içmen o kadar uzun sürer." dedi ve tekrar devenin üzerine bindi. cümlesinde küçük bir değişiklik yapılabilir: "Ne kadar yavaş yürürsen suya kavuşman o kadar uzun sürer." dedi ve tekrar devenin üzerine bindi.


Nehir Olmak İsteyen Damlacık. Yazar: Ana Torma. Çizer: Vane Kosturanov. Çev.: Lola Türker. Bulutsu Yayınları. 2022, Ekim. 36 sayfa.

Neden Ağlarız? Yazar: Fran Pintadera. Çizer: Ana Sender. Çev.: Mehmet Kurtul. Bulutsu Yayınları. 2022, Aralık. 36 sayfa.

Güneşin Altındaki Deve. Yazar: Griffin Ondaatje. Çizer: Linda Wolfsgruber. Çev.: Zeynep Bayrak. Bulutsu Yayınları. 2022 Ağustos. 40 sayfa.


Yazar: A. Erkan AKAY - Yayın Tarihi: 03.02.2023 09:00 - Güncelleme Tarihi: 27.01.2023 22:40
804

A. Erkan AKAY Hakkında

A. Erkan AKAY

1981 İstanbul doğumludur. İstanbul Teknik Üniversitesi Gıda Mühendisliği bölümünden mezun olmuştur. 2008 yılından bu yana Konya'da yaşamaktadır. İki evlat babası, iki evlat amcası, ikisinin de eniştesidir.

Spora, edebiyata ve küçükleri eğlemeye ilgisi çocukluğundan beri devam etmektedir. 2012-2020 yılları arasında Bilgin Atıcılık Spor Kulübü Kurucu Yönetim Kurulu Üyeliği, 2015-2020 yılları arasında Türkiye Atıcılık Federasyonu Teknik Kurul Başkanlığı, 2017-2020 yılları arasında Türkiye Olimpiyatlara Hazırlık Merkezleri Atıcılık Komisyonu Üyeliği ve İl Branş Sorumluluğu görevlerini yürüterek ulusal ve uluslararası düzeyde başarıya ulaşmış birçok sporcunun yetişmesine katkıda bulunmuştur. Destek AFAD gönüllüsüdür.

2017 yılında, kardeşinin bir hayali olan “Hayallerin Karın Doyursun” isimli kitaba katkılarından sonra, hep arzuladığı çocuk kitapları yazımının önü açılmıştır. Yayımlanmış sekiz çocuk kitabı bulunmaktadır. “Edebistan”, “Eğitim Her Yerde”, “Dilhane” gibi çeşitli sanal dergilerde deneme, makale ve şiirleri yayımlanmıştır.

Farkındadır ki her yazılan okunmaz ama okunanlar da ancak yazılanlardır. Yaşadıkça anlamını kaybeden sonsuz sözler arasından zarurî olanlara tutunuyor.

Dualarınızı bekler.

A. Erkan AKAY ismine kayıtlı 140 yazı bulunmaktadır.

Yazarımıza ait 9 kitap bulunmaktadır.