Çağa İlham Olan Sistem
Büşra TEKTAŞ yazdı...
Toplumlar varlıklarıyla ne kadar büyük bir etkiye sahiplerse yokluklarıyla da o denli ıssız bir boşluk oluştururlar. İnsanlar gibi toplumlar da doğar, büyür ve yaşlanır. Her toplumun yaşadığı olaylar kendine has ve biriciktir. Ancak "Tarih tekerrürden ibarettir," sözünü de unutmamak gerekir. Bu bakımdan cemiyetlerin süreçleri benzerlik göstermektedir. Ayet-i Kerime'de geçen: "…Biz o günleri insanlar arasında döndürür dururuz…" beyanı da bu duruma işaret etmektedir. Nasıl ki zifiri karanlık yaşanmadan güneş doğmuyorsa toplumlar için de sancılı dönemler olmadan kurulum sağlanamamaktadır.
Çağ ve İlham dörtlemesinin ilk kitabında "Metafizik Gerilim Şartı" derken bundan bahsetmektedir Karakoç. Bu gerilimi anlatırken önceki toplumları ve "izm"leri incelemekte bunların cemiyetlere olan yan/etkilerini anlatmaktadır.
Çağın kötülüğünden uzun uzun bahsedip şikâyet etmektense yazar, bu kötülüğü gözler önüne serip çözüm arayışına girmeyi yerinde bulmuştur.
İlk kitapta yapılan durum analizlerinden sonra umuda dair ışık yakan yazar İkinci kitabında "Sevgi Devrimi"yle değişimin ayak seslerini duymamızı sağlıyor. Karakoç: "Ruhumuzun içinde bir kurtuluş savaşı sürüp gidiyor." (Çağ ve İlham 2/ s.82) cümlesiyle özgürlük için "Bitmeyen savaşımızı," anlatıyor. Ruhunda bu sıkıntıyı yaşamayanlar yenilenme ihtiyacı duymayanlardır. Oysa üzerimizdeki ölü toprağı aşikâr içimizdeki diriliş ihtiyacı ise kaçınılmazdır.
Gelecek Zamanın Karşısında, Değişme, Devriliş, Dönüşüm gibi başlıklarla cemiyetlerin yapısını incelemeye devam eden Karakoç reçeteyi Sevgi Devrimi olarak sunmuştur. Yazar: "Yüreğinde aşk ve sevgi taşımayan insanlar yeni bir dünya kuramazlar." (Çağ ve İlham 2/ s.153) cümlesiyle bu devrimin ne kadar elzem olduğunu ifade etmektedir. Fakat her eserinde olduğu gibi burada da kavram kargaşasına sebebiyet vermek istemeyen Karakoç aşkı ve sevgiyi kendi cümleleriyle yeniden tanımlıyor. "Tanrı için sevmektir asıl sevgi. Bunun dışındakiler, egonun, nefsin açılımları… Nefs şımartma sevgi olamaz. (Çağ ve İlham 2/ s.154).
Dönemin kişisel gelişim algılarının tersine Karakoç: "Evet! İnsan, gerçek sevgiye ulaşabilmek için, önce kendini sevmekten vazgeçmek zorundadır. (Çağ ve İlham 2/ s.155) ifadesine yer verirken "Sevgi aptallık değildir; zekayı aşan bir zeka, duyguyu aşan bir duyarlıktır" (Çağ ve İlham 2/ s.156) cümleleriyle de sevginin durumunu ortaya koymaktadır.
Yazar sevgiyi kendi tabiriyle anlattıktan sonra "Merhametin Ruhu" başlığıyla bizi merhamet tacirlerine karşı da uyarıyor. Zira en güzel kavramlarımız en hunharca darbelerle anlamını yitirmiş ve içi boşaltılmıştır. Bize düşen kavrama anlamını yeniden yüklemek olacaktır: "Bilincin dirilişi: tek sorun budur aslında." (Çağ ve İlham 2/ s.222)
Yazgı Seçişi kitabında Sevgi Devrimi'ne uygun sistemin İslam olduğundan bahsediliyor. Karakoç "izm"lerden ve göstermelik sistemlerden sıkıldığını eserlerinde şu cümlelerle ifade ediyor: "Umutsuzluğu umut, çaresizliği çare olarak sunuyorlardı." (Çağ ve İlham 2/ s.172) "Çağımızda ise, insan, ideolojiler için ancak bir obje olabilirmiş gibi düşünülüyor ve davranılıyor." (Çağ ve İlham 2/ s.210) İster hümanizm ister feminizm olsun insanın nesnesi olduğu bu sistemler kimseyi mutlu etmiyor bilakis yeni sorunlara gebe bir halde toplumu ifsat ediyorlar.
Kapitalizm ve komünizm derinlikleriyle incelenirken bu eserde esas olarak şunu vurguluyor Karakoç: Evet kader planı su götürmez bir gerçek olarak insanın karşısındadır ancak unutulmaması gereken nokta milletlerin başlarına gelenleri kendi seçimleriyle oluşturduklarıdır. Kitaba Yazgı Seçisi başlığının konması kuşkusuz bundandır. Bu durum şu ayeti kerimeleri akıllara getirir:
"Başınıza gelen her musibet kendi ellerinizle işledikleriniz yüzündendir." Şura Suresi 30. Ayet
"Bir topluluk kendi durumunu değiştirmedikçe Allah onların durumunu değiştirmez." Ra'd suresi 11. Ayet
Dörtlemenin son kitabı "Kuruluş" başlığıyla okurlara sunulmuş. Bu kitapta diğerlerinden farklı olarak bir devletin unutmaması ve yabana atmaması gereken hususlar özetlenmiş Ortadoğu'ya dair iki yazı Avrupa ve Biz isimli değerlendirme ve sonrasında da siyasi pek çok noktaya değinilmiş. Siyasi konulara girmeden önce "Varolma Sancıları," isimli yazısıyla Karakoç: "Bunalım sadece siyasi olmadığından, çözüm içinde sadece siyasi önlemler yeterli değildir." (Çağ ve İlham 4/ s.21) diyerek siyasetten önce yapılması gerekenleri dörtlemesin ilk üç kitabında gözler önüne sermiştir.
Bir devletin küllerinden yeniden doğabileceğine inanan yazar: Geçmişi göz ardı etmeden ve İslam'a sarılarak yeni düzenin kurulabileceğini ve sürdürüleceğini delilleriyle ispat etmektedir. Çağa ilham olan düzen ve hayat sistemi İslam'dan başkası değildir. Ondan gayrı hangi sistemi aradıysak hüsranda oluşumuz hep bu nedenledir.
Çağ ve İlham 1-2-3-4
Sezai Karakoç
Diriliş Yayınları
Yazar: Misafir Köşesi - Yayın Tarihi: 31.07.2023 09:00 - Güncelleme Tarihi: 16.07.2023 15:57
Kaleminize sağlık 🌸
Yazı sahibi öz'leri fark etmekte başarıdır. Yazının başındaki "boşluk"teması, izleği gibi..