Cahit Zarifoğlu Çocuk Hikayeleri Dosyası: Küçük Şehza, Çocuk, Ethem ERDOĞAN

Cahit Zarifoğlu Çocuk Hikayeleri Dosyası: Küçük Şehzadeʼnin Büyük Macerasına Dair yazısını ve Ethem ERDOĞAN yazarına ait tüm yazıları Kitapha

Cahit Zarifoğlu Çocuk Hikayeleri Dosyası: Küçük Şehzadeʼnin Büyük Macerasına Dair

13.12.2024 09:00 - Ethem ERDOĞAN
Cahit Zarifoğlu Çocuk Hikayeleri Dosyası: Küçük Şehzadeʼnin Büyük Macerasına Dair

Giriş

Türk şiirinde yaşadığı döneme damga vuran az sayıda şair vardır, diğerleri ortaya çıkan enerjiye eklemlenir. Bu anlamda en önemli isimlerden birisi Cahit Zarifoğlu'dur. Ancak onu biz sadece şairliği ile değil çalıştığı ve adından bahsettirdiği diğer alanlarla da biliriz. Bu alanlardan birisi de çocuk edebiyatıdır. Zarifoğlu, çocuklar için şiir, radyo oyunu, masal ve hikâyeler yazmıştır. İlginç olan bu yaptıklarının da tıpkı şairliği gibi gelenek dışı bir tarzda oluşudur. Bu alandaki çalışmalarının diğer önemli yanı da hem çocuklara hem yetişkinlere hitap ediyor olmasıdır.

Cahit Zarifoğlu, çocuklar için yazmayı bir mutluluk saymıştır. Bu aynı zamanda bir sorumluluğu bir görevi yapmanın kahramanlığıdır. Onun ilk eserinde bile vardır çocuk imgesi. (İşaret Çocukları) Zarifoğlu bu metinleri üretirken, sanırım kendisinden hiçbir zaman uzaklaştıramadığı bir çocuk safiyetini de ortaya koymuştur. Yarının büyükleri olan çocuklar Zarifoğlu'nun kendileri için metin ürettiği çocuklardır ve o çocukların yetişkinliklerine seslenir. Dolayısıyla onun bütün eserleri hem çocuklar hem de büyükler içindir.

Konu Cahit Zarifoğlu'nun masallarına gelmişken kısaca masalın çocuk eğitimine katkılarına değinelim: Değer ve erdemlerin sonraki kuşaklara aktarılmasında, edebi eserler başta gelir. Malum kişi aklı erdikten itibaren, ninni ve masallarla tanışır. Sözlü geleneğin sunduğu ninni ve masal, milletin inanç ve geleneğiyle harmanlanarak kültür ve değer aktarıcılığı görevini üstlenir. Bu ürünlerdeki değerler hayata yön vermek ve sürdürmek için de rehberlik eder.

Masal insanın vicdanıdır. Çünkü dinleyen ve anlatan herkesin iyilik duygusunu ortaya çıkarır. Masalda iyi ve doğrunun kazanması, adalet duygusunu güçlendirir. Anlatı unsurları zaman ve mekânın net olmaması da evrensel olarak bakılmasını gerektirir. Masal aynı zamanda insana bulunduğu şartlar, mekân ve zamandan öteye, hayalin sınırsızlığına ulaşmayı öğretir. Hayalin gerçeğin önünde olmasının sebebi budur.

Bu yazıda kahramanı Küçük Şehzade olan üç masal temel alınacaktır.

Küçük Şehzade Yazı Yazıyor

Cahit Zarifoğlu'nun Küçük Şehzade eseri, iyi huylu ama aceleci ve inatçı olan şehzade Süleyman'ın yaşadığı olayların; merhamet, iyi niyet, sorumluluk, azim, adalet gibi değerler ekseninde işlendiği bir eserdir. Anlatı şöyle gelişir: Küçük şehzade, ismi olan 'Süleyman'ı ustası Mahmut Efendi'yi geride bırakacak kadar güzel yazdığını düşünmüştür ve kâğıdın altına imzası olarak ismini özenle ekler, kâğıdı yuvarladığı gibi koltuğunun altına alır. "Ne de güzel yazıyorum Allah'ın izniyle. Oh, oh, bu gidişle hocam Mahmut Efendiyi de gerilerde bırakacağa benziyorum" (S. 12), "Şu kâğıt ve kamışlara, hokkaya kim olduğumu göstereceğim" (S. 24). Sarayın içerisinde yıldırım gibi koşarak babasına göstermeye gider. Ancak kapıdaki nöbetçi içeride toplantı olması dolayısıyla Küçük Şehzade'nin babasının odasına girmesine izin vermez. Şehzade, koltuğunun altındaki kâğıdı kapıdaki nöbetçiye gösterir ancak nöbetçi gülmeye başlar. Ne olduğunu anlayamayan Şehzade, isminin yazılı olduğu kâğıda baktığında mürekkebin dağıldığını görür ve çok üzülür. Aynı koridorları bu sefer daha hızlı koşarak odasına döner. Babasının toplantıda olmasına ve bu başarısızlığı görmemesine sevinir. "Yine talihim varmış dedi, ya dün babam bir de adımı görseydi. Ya hele bir de hocam Mahmut Efendi yazdığım bir şeye imzamı attığımı görseydi, nice olurdu, ben ne yapardım" (S. 22). Günlerce odasından çıkmaz, vazgeçmeden, hırsla, defalarca Süleyman yazmaya çalışır. Ancak ilk yazdığı güzellikte, adını tekrar yazmayı başaramaz. Saray sakinleri Şehzade'nin durumunu konuşmaya başlar. Bunu nöbetçi de duyar. Şehzade'nin odasına gider ve ona ustasından izin-icazet almadan yazısının altına imza atmasından dolayı bunları yaşadığını anlatır. Küçük Şehzade yaptığından pişman olur. Babası ve hocasının bu durumu görmemesinden dolayı kendini şanslı hisseder ve gözünden yaşlar dökülür. Küçük Şehzade, nöbetçiden bundan sonra sırdaşı olmasını ister. Nöbetçi, hırs ve kibirle gelecek bazı kötü olaylardan korumuştur Küçük Şehzade'yi. Şehzade ise hatasını görmüş ve dersini almıştır. Serinin ilk masalıdır bu. Şehzade'nin beş yaş civarı olduğunu, nöbetçinin isminin Abdullah olduğunu, Şehzade'nin hüsnü hat dersleri aldığını, inatçı, hırslı, bazen de kibirli olabildiğini öğreniyoruz. Masalda kahramanımız Küçük Şehzade ve ona yardımcı olan nöbetçi karakterleri var. Bu kahramanlar hayatın içinden, olağanüstü özellikleri yok. Mekân saray ve Küçük Şehzade'nin odasıdır. Masalda diyalog tekniğiyle olaylar geliştirilmiştir. Dil günlük konuşma dilidir.

Nöbetçi

Nöbetçi anlatısı Küçük Şehzade Süleyman'ın sarayın koridorlarında koşarak babasının yanına gitmesi ve karşısına nöbetçinin çıkmasıyla başlar. Küçük Şehzade sarayda çok fazla nöbetçi olduğu, babasının yanına her istediğinde girememesini sorgular ve anlamaya çalışır. Konuyu nöbetçiye sorar. Çünkü aralarında bir tanışıklık vardır. Şehzade nöbetçiye "seni geçen masaldan tanıyorum, bu sebeple önce senin fikrini almak istedim" (S. 51) ifadesi, nöbetçinin ona "Babanı mı görmek istiyorsun yine? (50) şeklinde mukabele etmesi, "Yeni bir çalışman falan var mı hat üzerine?"(S. 52) gibi soruları olayın aynı kahramanlarla şekillendirildiğini, Nöbetçi'nin ilk masalın devamı olduğunu gösteriyor. Küçük Şehzade, babasının konumunu, diğer görevlilerden farkını, onun kapısında bir nöbetçinin sürekli beklemesini, devlet işlerini anlamaya çalışır. Şehzadenin karakter dönüşümü ilginçtir. Asi, inatçı, aceleci, şımarıkken, zamanla sorgulama ve algılama seviyesine göre daha olgun tavırlarla karşımıza çıkar. Olay, nöbetçi ve Şehzade'nin diyaloglarıyla ilerler.

Kırk Bin Kapılı Hazine

Küçük Şehzade rüyasında bir köpek görür. Şehzade, dadısına rüyasını yorumlatmak ister ancak dadının tavrına kızan Şehzade babasına gitmek üzere harekete geçer. Odaya yaklaştığı zaman sarayın bahçesinde olanlar dikkatini çeker. Avluda hayvanların sırtındaki yükler, altınlar, elmaslar kantarla tartılmaktadır. Şehzade babasının yanına varıp bunların nereden geldiğini sormak ister. Nöbetçi daha önce olduğu gibi Şehzade'nin odaya girmesine yine izin vermez. Ona ne olduğunu sorar. Şehzade avludaki hayvanların sırtında bulunan altınların, elmasların nereden geldiğini ve nereye gittiğini öğrenmek istediğini söyler. Nöbetçi de ona bir giriş kapısının ve kırk bin çıkış kapısının olduğu bir hazineden bahseder. Anlamaz Şehzade. Nöbetçi yetimlere, memurlara, parasız kalan yolculara vb harcandığını, çok çeşitli çıkış yolları olduğunu söyler. Şehzade'nin yüreği titrer. Planladığı şeyleri yapamayan Şehzade her şeyi planlayanın Allah olduğunu idrak eder. Yöneticinin halkına eşit ve hoşgörülü davranması anlayışlı olması gibi değerler masalda öne çıkarılır.

Küçük Şehzade

Şehzade Süleyman'ın odasındaki balkona konan kuşla başlar masal. Şehzade doğadaki her şeyin insanlara seslendiğini düşünür. Derin düşüncelere dalan Şehzade hayal kurmaya başlar. Bu hayallerde süt imajı öne çıkar. Şehzade bir anda kendisinin gaflet uykusundayken padişahın dağıttıklarını düşünür ve yerinden fırlar. Yine telaşla saray koridorlarından babasına gitmek ister ve kapıda yine nöbetçi Abdullah'ı görür. Nöbetçi odada ricacıların olduğunu ve içeri girmeyeceğini söyler. Nöbetçi ona kendi durumunun zorluğunu anlatır. Gün boyu kimseyle konuşmadığını, vezirleri selamladığını, onları selamlarken pençesini göğsüne vurmak zorunda olduğunu… İçeriden ayak sesleri gelir ve kapı açılır, ilk defa içeriyi görme fırsatı yakalayan Şehzade odanın içini seyretmeye dalar. Yüzleri kızarmış kişiler selam vermeden çıkmaktadırlar. Nöbetçi, Şehzade'ye padişahın huzurunda bulunmak kolay mı diyerek çıkanların yüzlerinin neden kızardığını anlatmaya çalışır. Şehzade odada, padişahın etrafını saran, iri yarı insanları ve celladı görür. Heyecanla nöbetçiye onların orada ne iş yaptığını sorar. Nöbetçi ise "eğer o insanların kaftanlarının kürklü yakasında bir bit olabilseydin, şimdi huzurda olurdun" (S. 161) şeklinde cevap verir. Babasının odasına girmekten vazgeçen Küçük Şehzade nöbetçiden izin alarak "gördüğüm esrarlar için kırk yıl düşüneyim" (S. 161) deyip odasına gitmek ister. Nöbetçi ise "ille de bana ver demenin yolunu bulursan bana da belleteceksin" (S. 161) diyerek Şehzade'den sırdaş olmaları konusunda söz ister.

Şehzade, ilk masalda sergilediği kibirli tavırlardan utanmış, bu durumun nöbetçiyle arasında sır kalmasını istemiş ve Şehzade ile nöbetçi sırdaş olmuşlardı. Son masalda ise Şehzade, nöbetçi ile arasında geçenlerin yine sır olarak kalmasını ister. Son anlatı olan Küçük Şehzade masalında ilmî eğitimle donatılan Şehzade istemenin esrarını çözmeye, anlamlandırmaya çalışacak kadar olgunlaşmıştır.

Sonuç

Şehzade her masalda babasının odasına gitmeye çalışır. Ancak bu amacına bir türlü ulaşamaz. Nöbetçi Abdullah her defasında ona ibret olacak cümleler kurar. Cahit Zarifoğlu'nun Küçük Şehzade masal serisi insanın kendini bilme-bulma yolunu anlatır.

Modern özelliklerle bezenmiş olan Küçük Şehzade anlatıları çocukların ilgisini çekecek şekilde yazılmıştır. Olay diyaloglarla geliştirilmiş, sade bir dil kullanılmış, kahraman sayısı sınırlı tutulmuştur. Diğer masallarda olan dev, cadı, büyücü gibi olağanüstü varlıklara yer verilmemiştir. Olaylar hayatta karşımıza çıkabilecek kahramanlar ve mekânlar etrafında gerçekleşmiştir. Bu masallarında azimli olma, alçakgönüllü olma, sabır, ahlak, adalet, devlet yönetimi ve ilim gibi değerler ön plana çıkartılmıştır. Küçük Şehzade, kişinin gelişimine, olgun bir kişi olmasına özetle kendini gerçekleştirmesine yönelik kazanımları sağlayan olaylara dayalıdır.

Salt realite çocukların iç dünyalarına yatkın değildir. Çünkü o dünya renkli, hareketli, düşlerle doludur. Ayrıca doğrudan ders verilmemesi için de önemli sebepler vardır. Neticede masal, dinleyenin bir neticeye ulaşmasını öngörür. Bu netice iyi ve ahlâklı olmaktır. Öte yandan Masal tekerlemeleri çocukların dil becerilerini geliştirilmesi ve diksiyon eğitiminin temelidir. Masallar çocuğun hayal dünyasını geliştirir. Çocuklar yapısı gereği sabırsız, ele avuca sığmaz olurlar. Onlara seslenecek ürünün de (masal) dil ve anlatım bakımından kıpır kıpır, uçan kaçan bir yapıda olmasıyla çocukları yakalayabileceği açıktır. Cahit Zarifoğlu'nun Küçük Şehzade masallarında da yukarıda sayılanların hakkı verilmiştir. Hala okumayanlar varsa, çocukların ve gençlerin durumuna bakmalıdır. Durumun aciliyet kesp ettiği açıktır.


Yazar: Ethem ERDOĞAN - Yayın Tarihi: 13.12.2024 09:00 - Güncelleme Tarihi: 19.12.2024 17:03
1985

Ethem ERDOĞAN Hakkında

Ethem ERDOĞAN

Kütahya doğumlu. 1995 yılında Alkım edebiyat dergisini bir grup arkadaşıyla beraber çıkardı. Yazı ve şiirlerini Alkım, Kırağı, İpek Dili, Edebiyat Ortamı, Hece ve Yediiklim edebiyat dergilerinde yayınladı.

Yayınlanmış Kitapları

- Cari Şiir: Modern Şiir İncelemeleri, Hece Yayınları, 2025
- Türkçe'nin Çığlığı, Çıra Yayınları, 2024
- Hastalıklı Hikayeler, Hece Yayınları, 2024

- Modernite ve Beyaz Bayrak, Çıra Yayınları, 2024
- Anlatıya Giriş; Roman/Hikaye Öykü İncelemeleri, Ahenk Kitap, 2024
- Şiirden Şaire, Çıra Yayınları, 2021
- Şiirden Şuura, İzdiham Yayınları, 2021
- Ela Bentleri, Yedi İklim, 2017
- Yakaza-n / II Kılıçarslan, Mana Kitap, 2017

Ethem ERDOĞAN ismine kayıtlı 186 yazı bulunmaktadır.

Yazarımıza ait 9 kitap bulunmaktadır.

Twitter Kitapyurdu.com