Cahit Zarifoğlu Çocuk Hikayeleri Dosyası: Masal Anlatıcısından Rüya Kahramanlarına “Ağaçkakanlar”
Cahit Zarifoğlu'nun şair kimliğinin dışında pek çok eser verdiği malumunuzdur. Zarifoğlu için özellikle çocuk dünyasına girmek, o dünyanın içinden yazı âlemine bazı parçaları katmak ve nihayetinde çocuk kitaplarını oluşturmak onun için kolay olmasa gerek.
1960 sonrası Türk edebiyatının önemli isimlerden biri olan Zarifoğlu, kısacık ömrüne pek çok tür sığdırmıştır. Çocuk edebiyatı ile uğraşması onun yazarlık kariyerindeki son merhalelere denk gelir. Bu nedenle mevcut çocuk kitaplarını, ustalık dönemi eserleri olarak değerlendirmek pek tabii yanlış olmayacaktır.
Çocuk edebiyatıyla uğraşmak, yetişkin edebiyatıyla hemhal olan kişiler için evvela dudak bükülen bir mesele iken özellikle günümüzde bu işin son derece önem arz ettiğinin farkına varılmıştır. Kitap fuarlarına bakıldığında yükü çocuk edebiyatı eserlerinin çektiği görülmektedir. Çocukluk çağı dimağların en temiz ve alıcı olduğu zamanlar olduğundan kaliteli eserlerle çocuklarımızın belleğinde yer etmek, esasında kalem tutan herkesin görevi hükmündedir. Muhtemelen Zarifoğlu 'da evvela bu dudak bükme meselesini yaşamış sonrasında kendi çocuklarına dair izlenimleri onun bu eserleri kaleme almasına yol açmıştır.
Zarifoğlu çocuk edebiyatı ile ilgili düşüncelerini, Konuşmalar isimli kitabında şöyle aktarır: "…büyüklerin meselelerinden kaçmakla suçluyordum onları. Meğer öyle değilmiş ve öyle olmayabilirmiş. Siz bir yazarsınız, tıpkı büyüklere yazar gibi aynı ciddiyet ve önemle demek istiyorum. Burada gözden kaçmaması gereken bir husus var. Büyüklere yazdığınız zaman bu sadece büyükler için olur. Çocuk kitaplarının okuyucularının yüzde ellisinden fazlasının büyükler olduğunu sanıyorum. Çocuklar için yazmakta, çocukça, katışıksız bir mutluluk vardır. Bir sorumluluğa evet demenin kahramanlığı vardır. Kıyasıya bir savaşta çocukları daha şimdiden kendi safımıza katmanın savaşçı karakteri vardır ve bütün bunlar çocukça öyle mi? Eğer bunu kelli felli adamlar söylüyorlarsa, bu adamları eğitmek, ayıktırmak için bir yayın türü daha geliştirilmeli."
AĞAÇKAKANLAR
Bu yazının esas konusu olan Ağaçkakanlar isimli kitabına bakacak olursak masal formunda yazılmış ancak modern edebiyatın olanaklarından yararlanarak, anlatıcı babanın ve dinleyici çocuğun da zaman zaman masala dâhil olduğu fantastik bir kurgu üzerinden yazılmış bir fabl örneğidir diyebiliriz.
Çocuk özlemi ile yanıp tutuşan Ağaçkakan çift, baba Ağaçkakanın gördüğü rüya, sonrasında gelişen olaylar… Kitap on iki başlıktan oluşmaktadır. Anlatıcı masala aslında pek de alışılagelmedik şekilde neredeyse ortadan başlar. Dinleyici yani çocuk itiraz eder ve burada türe dair Zarifoğlu'nun bir yenilik getirme, var olanı farklı kullanmaya çalışma gibi teknik bir bakış açsısına sahip olduğunu iddia edebiliriz.
Çocuk masalın başlangıcına itiraz eder. Bir masalın tekerlemesiz oluşunu garipser. Tekerlemesiz masala çocuğun itirazı vardır. Baba bir tekerleme uydurur sırf çocuğun gönlü olsun diye. Masaldaki bu tekerleme diğer masallardaki tekerlemelere benzemez. " Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde ilkbahar geldiğinde, ölü toprak dirildiğinde. Tohumlar çatladığında..." Klasik masal geleneğinde karşılaştığımız tekerleme burada çocuğun itirazıyla ve yazarın masala da sürekli müdahalesiyle aslında modern olanda gelenekselin nasıl gösterildiğini bize anlatmaktadır( Kaya,2007: 25).
Dinleyiciyi masala sürekli dâhil ederek onun itiraz ve eleştirilerini dinlemesi Zarifoğlu'nun okurun edebiyat içerisinde olması gerektiğini işaret ettiğini düşündürür. Hikâyede gerçek ve rüya iç içedir. Bu nedenle şahsen yorucu bir okuma serüveni sunar okura. Eserin çocuk kitabı etiketiyle çıktığını düşünürsek hangi yaş ortalamasına hitap ettiğini de kitap künyesinde görmek isterdim. Ancak böyle bir bilgi Ketebe Çocuk 'un 2020 baskısında mevcut değil. Rüya ve gerçekliğin iç içe geçtiği bu anlatım biçimi ve hikâyenin resimli haliyle yüz elli iki sayfa sürmesi, baskının epeyce kaliteli ama kullanılan kâğıt hamuru bakımından ağır olması, kitabı okuma sürecinde elde tutarak okumayı tercih eden okura zor anlar yaşatıyor. Bu nedenle okur bu kitabın hangi yaş aralığındaki çocuklar için olduğunu düşünmeye başlıyor.
Klasik masal anlatısının öğüt verme tekniğini sıkça kullanıyor yazar. Kitabın başarısı esasında burada saklı biraz. Didaktik olmayacak derecede serpiştirilmiş masal içerisine bu öğütler ve sürekli başını gösterip parmak sallayan ak saçlı bir dededen ziyade olay eksenli denk gelişlerin ardından bu öğütleri hikâye içerisine sıkıştırır yazar. Örneğin, "Başını ve sonunu dinlemeden kimseyi suçlama ( s.5).", gibi…
Dinleyiciyi de zaman zaman masal içerisinde konuşturur yazar. Küçük kız babasının uyumadan evvel anlattığı bu masalı sorgular, mesela babasının daha evvel ağaçkakan görüp görmediğini merak eder. Yazar bu kısmı "Tartışma" adlı bölümde sunar: "Ama sen hep " anne ağaçkakan", " baba ağaçkakan" diyorsun. Hiç çocukları olmamışsa nasıl anne ağaçkakan baba ağaçkakan oluyorlar söyle bakalım. Haa, gördün mü? (S.20) " Hiç duymadan mı ağaçkakan masalı anlatıyorsun? Bari uzaktan olsun gördün mü bir ağaçkakan?( s.23) Yazar burada masal anlatıcılığına dair de bir not düşünüyor, "Ne dersin, dedim biraz uydurmak gerekmiyor mu?"(s.22)
Baba ağaçkakanın kâbusa benzeyen rüyası, karısıyla çocuk isteklerini bir kez daha gözden geçirmelerine sebep olsa da kitabın içerisinde gerçekte mi yoksa rüyada mı olduğu tam ayrıştırılamayan bir kız çocukları olur ve adını "Upuy" koyarlar. Baba ağaçkakan rüyasında öylesine hayırsız bir çocuk görmüştür ki anneyle konuşmalarında çocuk isteklerinden vazgeçecek dereceye gelmişlerdir.
Bir çocukları olsa bile rüyasındaki bir nevi canavarlaşan çocukla aynısına sahip olacaklarını düşünmektedir. Burada rüya ile amel edilmez bahsi masala dâhil olur. Doğan çocuksa rüyanın aksine akıllı, terbiyeli ve herkes tarafından sevilen biridir. Ancak kitabın içerisinde rüya bir şekliyle zuhur eder yine de…
Ağaçkakanlar, bir şeyi tutkuyla istemenin doğru olup olmadığını, hayırlısını dilemenin unutulmaması gerektiğini, rüyaların ciddiye alınmakla birlikte bütün hayatımızı etkileyecek biçimde merkeze oturtulmaması gerektiği mesajını da verir okura. Aynı zamanda yavru ağaçkakanın terbiyeli ve kibar hali etrafına da aynı davranışların zuhur etmesine yol açar. Buradan hareketle güzellik güzelliği, iyilik iyiliği doğurur mesajı da okura verilmektedir.
İş bu kitap, Zarifoğlu'nun kaleminin çocuklar için de bir şeyler yapma gayretinin ispatı olup, soyut öğelerin fazlalığı ve hikâyede okurun doldurması gereken boşlukların yer alması sebebiyle on iki artı yaşa hitap etmektedir. Daha küçük yaşlar için kitap, hem uzun hem de yorucu bir anlatım içerdiğinden dikkat süreleri göz önüne alındığında verim düşecektir.
Ayrıca Cemile Ağaç Yıldırım'ın adını anmadan geçmeyelim çünkü kitabın çizimleri hakkını vermek gerekiyor ki çok iyi. Ketebe neredeyse özel baskı formatında basmış bu kitabı ancak kitap öylesine ağır ki insan okurken el bileğine bir miktar ağrı giriyor.
Son olarak rüyanızda ağaçkakanlar görmeniz dileğiyle, ceviz bahçelerini talan etmeyeninden tabii 🙂
Ağaçkakanlar
Cahit Zarifoğlu
Ketebe Yayınları
152 sayfa
Kaynakça
- Kaya, Vural. "Cahit Zarifoğlu'nun çocuk kitaplarında temel değerler." (2007).
Yazar: Gülnaz ELİAÇIK YILDIZ - Yayın Tarihi: 21.12.2024 09:00 - Güncelleme Tarihi: 19.12.2024 17:03