Çelişkilerle Dolu Bir Dünya Vatandaşı: Baudrillard
Baudrillard Okumaları
Dört.
İnsan ve zaman birbiriyle bağlı birbirini tamamlayan birbirinden etkilenen iki olgu olarak ele alınabilir. İnsan zamandan etkilenirken zamanı da etkiler. Zaman insandan etkilenirken insanı da etkiler. Bu durum karşılıklı bir ilişki biçimini zorunlu kılar. İlişki kurduğumuz bütün unsurlar, bütün olgular ve bütün varlıklar için geçerli bir durumdur bu.
İnsan, kat kat milyonlarca unsurdan oluşan ve bu unsurların hepsi ayrı bir inceleme konusu olmuş ağlar bütünlüğü ile bu dünyada yer edinmektedir. Tüm bilimlerin bir şekilde insan odaklı olması, insana faydalı yahut zararlı olması beklenilen bir biçimde ortaya çıkması ortak paydada fayda-zarar ekseninde bir biliş imkânı sunmaktadır.
Can Çekişen Küresel Güç
Baudrillard'ın 2005-2006 yıllarında verdiği konferanslar için yazdığı, okumalarından yola çıkarak bir araya getirdiği düşünce parçacıklarıyla oluşturulmuştur Can Çekişen Küresel Güç adlı eser. Baudrillard, düşünceyi işleme biçimi olarak ele aldığı kavramı tek bir bağlamda irdelemez. Ele aldığı kavramı, olayı yahut olguyu çok boyutlu bir biçimde, geniş açılardan ele ve kendini özgü yaklaşımıyla "düşünce parçacıkları" sunarak irdeler. O, bir meseleyi ele alırken temaya bağlı kalmaz, düşüncesinde savrulmalar, uçarılıklar, kimi zaman da çılgınlıklarla dolu fikirle okurun/dinleyicinin karşısına çıkar.
Can Çekişen Küresel Güç eserinde Baudrillard, hâkimiyet/hegemonya kavramı üzerinden meseleyi incelemeye başlar. "Hâkimiyet, denilen şey, kapital ya da hâkim/egemen sınıfların maddi hâkimiyetleri sürdürme biçimlerinin hepsinden başka bir şeydir" (Baudrillard, 2017, s. 13) ifadesiyle tam bir hegemonya tanımı yapmamakla birlikte yapılan, ortaya konulan tanımlamalara da bir itiraz getirir. Baudrillard, "hegemonya" kavramı üzerine yoğunlaşarak bu kavramın tesiri üzerine düşünceleri paylaşır. Ona göre hegemonya, "hâkimiyetin/egemenliğin bittiği yerde" (Baudrillard, 2017, s. 14) başlar. Bunun için terörizmin hegemonyasının kapsamı için uygun olduğunu belirtir. Bu görüşü daha önceki Sessiz Yığınların Gölgesinde: Toplumsalın Sonu eserinde de benzer bir biçimde sergilemiştir. Terörizm, etkisini toplum üzerinde arttırmak için medya/iletişim kanallarının yaptığı eylemi duyurmasıyla hegemonya kurduğunu, bu gün bütün iletişimcilerin uzlaştığı bir yaklaşımdır. Bugün bu yüzden bazı infial yaratan olaylar nedeniyle medyada "haber yasağı" adı altında bir uygulama yürürlüğe girmiştir.
Baudrillard bu eserinde "terörizm, hegemonyanın özgün görüntüsüne uygun bir biçimdir" (Baudrillard, 2017, s. 14) diyerek terörizmin "ekonomik zenginliklerin yanı sıra bizzat gerçekliği ele geçiren küresel güce karşı küresel boyutlarda gerçekdışı bir şiddettir" (Baudrillard, 2017, s. 14,) görüşünü ortaya atarak bir nevi küreselleşme karşısına terörizmi yerleştirmiş ve terörizmi olumlayan bir bakış açısı sunmuştur.
Baudrillard'a göre küresel güç, çok boyutlu bir şekilde insan hayatına dair her şeyi ele geçirmiş, insanların özerlik, dünya görüşü, dini görüşleriyle birlikte acı ve başkaldırı eylemselliğini bir simülasyona bürüyerek, şiddeti "reality-showlara" dönüştürmüştür. (Baudrillard, 2017, s. 14). Bu durum tıpkı "Amerikan Güreşi" şeklinde şiddetin pornografikleşmesi şeklinde bir örnekle açıklanabilir. Şiddetin hazırlanmış bir sahnede, ne yapacağı önceden planlanmış, bir şovmen edasıyla, hareket tarzıyla, haz elde edilmesi istenen bir kitleye karşı full hd ekranlarda bu oyun sunulmaktadır.
Her şeye Sahip Olmanın Yol Açtığı Çaresizlik
Hiçbir şeye Sahip Olmamanın Yol Açtığı Ferahlık
Günümüzde iyiliğimizi isteyen modern tüm unsurlar, bir şekilde bizi sömürmekte, bizden nemalanmakta, bizi kendine bir alet olarak kullanmaktadır. Kendini kullanılmış hissetmek ise pek mümkün görünmüyor artık. Bundan belki de gizli haz duyuyoruz. Bu yüzden iyiliğimizi isteyenlere vermemek için bir çabamız yok. İyiliğimizi isteyenlere karşı gönüllü bir birliktelik, gizli bir anlaşma içerisindeyiz. Çünkü iyiliğimizi istedikleri için bize tüm imkânlar sunuluyor. İyiliğimizi isteyenlerin istedikleri iyilik kalıplarına girmek, bir nevi sistemin bir parçası olmayı kabul etmekten geçmektedir. Baudrillard, buna karşı bir itirazla çıkıyor karşımıza, iyiliğimizi isteyenlere karşı bir mücadele, bir reaksiyon geliştirmenin gerekliliğini öne sunuyor. Hegemonyanın olumlama biçimselliğini burada sürdüren Baudrillard, bir şeyleri yıkma ve yeniden gözden geçirme imkânı sunduğu için hegemonyanın önemli bir unsur olduğunu belirtiyor.
Her şeye ve her imkâna sahip olan bireylerin ve bunlardan oluşmuş toplumların, bir şeylere karşı itiraz geliştirmesi çok kolay değildir. Birey, modernizmin ortaya çıktığı, hümanist düşüncede tanrısallaştırılmış kişi olduğu için kıymeti kendinden menkul bir biçimde çağa uyum sağlarken, hazzın ve hızın odağında geliştirmiş olduğu bir yaşam biçimiyle, konfor alanlarını genişletmekte, bu konfor alanlarının bozulmaması için de var gücüyle kapitalist çarklar arasına bedenini ve ruhunu koymaktadır. Her şeye sahip olmak, günümüz insanı için özgürlükle eş değer bir yaklaşım biçimidir. Haz alma özgürlüğü, düşünce özgürlüğü, basın özgürlüğü, kişisel haklar özgürlüğü, iletişim özgürlüğü… Bir tamlamalar zinciri içerisinde sonuna getirilen özgürlük modelleriyle çeşitli itirazlar geliştirerek konfor alanında dünyaya saldırır modern birey. Örneğin iletişim özgürlüğü adı altında yasaklı olana erişim için vpn'ler ile yasağı delme çabaları, konfor alanında anarşist ve çılgınca bir eylem olarak anlam bulur onda.
Baudrillard, J. (2017). Can Çekişen Küresel Güç. Ankara: Doğu Batı Yayınları.
Baudrillard Okumaları 1: https://www.kitaphaber.com.tr/seytana-satilan-ruh-uzerine-anlamlar-k5213.html
Baudrillard Okumaları 2: https://www.kitaphaber.com.tr/neden-her-sey-hala-yok-olup-gitmedi-ki-k5410.html
Baudrillard Okumaları 3: https://www.kitaphaber.com.tr/modernizmin-patolojisi-karnaval-ve-yamyam-k5454.html
Yazar: Bilal CAN - Yayın Tarihi: 13.03.2023 09:05 - Güncelleme Tarihi: 14.03.2023 09:46