Cem Sultan - M. Turhan Tan

Özgür Atasoy, kitaphaber okurları için kaleme aldı.
Hikâyenin başından sonuna. Her nokta cümlenin başıydı ve olaylar noktadan sonra sefer der vatandı.
Üsküdar'a getirilen ordunun konaklamasını isteyen Nişancı Mehmet Paşa'ydı. Nişancı Mehmet Paşa Fatih'in birinci veziriydi. Fatih o sıralarda hasta ve ölmeyi bekler gibi bakışları Nişancı Mehmet Paşa'nın orduyu buraya getirmesinin nedeni olarak gösterilebilir. Bu sayede hem ordunun Fatih'in ölümünden habersiz bırakmak hem de Fatih'in oğullarına haber göndermektir.
Bu esnada vezir Fatih'in büyük oğlu Beyazıt ve küçük oğlu olan Cem sultan'a haber göndermiştir. Beyazıt Amasya'da bulunuyordu. Cem sultan ise Konya'dadır. Vezir Cem 'in tahta geçmesini istemiştir. Çünkü Beyazıt Cem Sultan kadar otorite sahibi değildi. Leylek murat diye anılan bu insan Cem sultan'a haber vermek için gönderilen elçidir. Ancak görevini tam olarak yerine getiremeyen bu kendini bilmez insan aşkın peşinden sürüklenmiş ve Cem Sultan'a haber veremeden öldürülmüştür. Veziri sevmeyen Karaman diyarının hükümdarlarından olan Hacı Çelebi'nin buna vesile olduğu göz ardı edilmemelidir. Eserde Leylek Murat'ın bu sorumsuzluğunun nelere mal olduğundan bahsedilmiştir. Belki de kanuniler, yavuzlar tarih sahnesinde baş göstermeyip başka padişahlar olacaktı.
"Cem Sultan yedi sene evvel Karaman valiliğine tayin olunarak Konya'ya gönderilirken henüz yirmi iki yaşındadır. Akıllıdır: En karışık meseleleri bir hamlede halletmeyi becerir. Cesurdur: Parslarla pençeleşir. Naziktir: gönül avlamayı bilir. Kuvvetlidir: Manda yavrularını sırtında taşır. Silahşordur: Sapandan gürze kadar her şeyi mükemmel kullanır. Nişancıdır: At nalını yüz elli metreden okla vurur. Yüzgeçtir: Coşkun suları, yürür gibi geçer. Bilgiçtir: Arapça anlar, Acemce söyler, fıkıhtan çakar, heyetten söz açar. İyi yazar iyi konuşur. "
Cem Sultan'ın padişah olması için tek engel Beyazıt'tır vardı. Ancak elçinin haberi getirme girişiminin bu şekilde acı sonuçlar doğuracağı bilinemezdi. Cem Sultan'ın Sırp karısı vardı. Bu güzeller güzelinin adı ise İren'dir. İren'in Cem Sultan'ın başına ne çoraplar öreceği o sırada tahmin bile edilmiyordu. Nihayet babasının ölümünü duyan Cem ordu hazırlatıp Bursa'ya saldırmış. Beyazıt'ın ordusunun başında bulunan kumandanın beceriksizliği yüzünden Cem Bursa'yı ele geçirmiştir. Yanında ona destek veren insanların da ona verdikleri gaz yüzünden Cem kendini padişah olarak görmüştür. Askerin kumandanı Lala Yakup Bey güçlü ordunun başındaydı. Ancak gönlü iki padişahın da birbirlerini üzmemesiydi.
Tarih e uzun yıllar sözünü ettiren Beyazıt 'a bela olarak gösterilen Cem Sultan ' nın bu hale düşmesine zemin hazırlayan İren ve babası Dimitriyos Sofyan 'dır. Bu iki insan Cem'i adeta mahvetmiştir. Lala Yakup Bey ile yakınlık kuran İren onu kendisine aşık etmiş ve savaş meydanında Cem'e ihanet etmekten çekinmemiştir. Cem bu yüzden Beyazıt 'a yenilmiş ve kaçmıştır. Asıl macera kaçtıktan sonra başlamaktadır. Güzeller güzeli İren Beyazıt 'ın kalbini de çalmıştır. Beyazıt savaştan sonra onu bizzat istemiştir.
Cem Sultan bu kadın ve babası yüzünden bu duruma düşmüştür. Cem yenildikten sonra dağlara kaçmış ve günlerce İren' i düşünmüştür. İren 'e duyduğu aşk ile yaşamaktadır. Ancak halen İren ve babasının ona hazırladığı tuzakları anlayamamıştır.
Eserde Dimitriyos'un oyunlarından söz etmiştir. İren de uzun bir süre sonra Cem sultan tarafından öldürülmüştür. Gedik Ahmet Beyazıt'ın başarılı kumandanlarından bir isnadı. Babasının emektarıydı. Dimitriyos 'u ihanet etmesi yüzünden öldürmüştür.
Zavallı Cem ondan sonra talihsizlikler başını bırakmamış ve Mısır, Rodos Şövalyelerine sığınmıştır. Fatih 'in oğlu ellerinde bulundurmaktan keyif alan bu insanlar bu sayede savaş başlatacak ve Beyazıt 'ı yok edeceklerdi. Fransa 'ya götürülen Cem sultan bir esir gibi oraya savrulmuştur. Fransa kralı daha sonra onu İtalya 'ya yolladı. Papa'nın karşısında eğilmeyen ve Türk usulü selam veren ilk insandı. Papa ile el sıkıştı.
Bu yolculular sırasında yaşadığı aşklardan bahsedilmektedir. Nis perisi, Sasönaj güzelleriyle, sarışın Mari ile yaşadıklarından bahsedilmektedir. Papa 'nın kızı Lukeras ile yaşadığı son aşk onu sersemleştirmiştir.
Siyasi emeller doğrultusunda ona yakınlık kuran bu insanların kötü emellerini anlamaması ve yaptığı bir hatadan dolayı artık kendi topraklarına dönememesi ve sürekli olarak kurbanlık koyun gibi o taraftan bu tarafa gönderilmesi Fatih gibi bir padişah'ın oğluna yakışmayacağını o da anlamıştır. Artık hiçbir şey düşünmeyip sadece ülkesinin topraklarına yüz sürüp ölmek istiyordu. Papa'dan sonra büyük bir nezaket gösteren ve Cem'e son günlerinde yanında olan Fransa kralı onu tekrar Fransa ' ya getirmiş o esnada rahatsızlanan ve yataklara düşen Cem vefat etmiştir. Rahatsızlanmasının nedeni ise yolda Papa'nın oğlu tarafından ikram edilen şekerli su onu bu felakete uğratmıştır.
"Cem Sultan'ın ölümünü gözyaşlarıyla karşılayan yalnız yanındaki altı Türk değildi. Kral Şarl da onlarla beraber ağlıyordu. "
Eserde padişahın neden bu durumlara düştüğünü detayları ile birlikte verilmektedir. Padişahlar bu siyasi emelleri bildikleri halde nasıl böyle davranabildikleri ise muammadır. Aslında eğer kaçabilseydi belki de Beyazıt 'a teslim olup kendi ölümünü kendi hazırlayacaktı. Ancak o imkân ona sunulmadı. On üç sene boyunca sürüklenen Cem Sultan'ın ölümüne en çok sevinen muhakkak ki kardeşi Beyazıt 'tır. Beyazıt'ı tahtan indirmek için yaptığı planlar az kalsın ülkesinin yok olmasına sebep olacaktı.
Hain diye adlandırılan Cem Sultan'ın hayatı böylelikle son bulmuştur. Padişahların bile gönlüne söz geçiremedikleri görülmüştür. Eserin dilindeki sadelik okuma hazzınızı uyandıracaktır. Ayrıca eserde bulunan betimlemeler ile okuyucuyu kendine iyice bağlamıştır. Hükümdar olmak için çaba harcayan Cem 'in hayatlarını ciddi anlamda öğrenmek isteyenlerin muhakkak ki okumaları gereken bir kitap olduğunu söyleyebilirim.
Cem Sultan
Mümtaz Turhan Tan
Çağrı yayınları
279 sayfa
Yazar: Misafir Köşesi - Yayın Tarihi: 02.02.2011 18:18 - Güncelleme Tarihi: 03.12.2021 10:18