Çocuk Edebiyatına İçeriden Bir Bakış: Fatma Zehra Ayde, Söyleşi, A. Erkan AKAY

Çocuk Edebiyatına İçeriden Bir Bakış: Fatma Zehra Aydemir yazısını ve A. Erkan AKAY yazarına ait tüm yazıları Kitaphaber.com.tr sitemizden okuyabil

Çocuk Edebiyatına İçeriden Bir Bakış: Fatma Zehra Aydemir

05.03.2025 09:00 - A. Erkan AKAY
Çocuk Edebiyatına İçeriden Bir Bakış: Fatma Zehra Aydemir

Sizi çocuklar için yazmaya yönelten nedir?

Karşı koyamadığım çok büyük bir arzu, kendi sesimi duymak. Bunu nasıl tanımlarsınız derseniz kelimelere dökerek dört başı mamur bir cümle kurmam zor. Sorunun tam karşılığı olmasa da şöyle diyebilirim belki: Bir çocuk için. Bu çocuk yaşına hitap eden kitabımı okuyor, gözleri parlıyor, eğer şanslıysam gülüyor. Sonra karşıma geçip kitabımı değerlendiriyor. Şunu beğendim, bunu beğenmedim diyor…

Çocuklar için yazmanın yetişkinler için yazmaktan daha zor olduğuna inanıyor musunuz?

İkisini kıyaslamayı tercih etmiyorum. Bana göre bu soru anneni mi daha çok seviyorsun babanı mı gibi bir şey. İki alanın da kendine göre zorlukları var. Fakat çocuklar için yazmayı zor kılan bir nokta var. Bilinçliyseniz, yazarsanız, ebeveynseniz, eğitimciyseniz çocukları "yetiştirmek" noktasında kaygı taşıyarak yazıyorsunuz. Yetişkinlere yazdığınızda ise genelde böyle bir kaygınız olmuyor. Sanki daha özgürsünüz. Çocuk kitaplarını değerlendirme ölçütlerinden pay biçin, olumsuz davranışa teşvik var mı, argo kullanım var mı, hırsa özendiriyor mu vs. Yetişkin için yazılan metinlerde bu kaygı daha geri planda kalıyor.

Çocuklara hitap eden metinlerinizde "olmazsa olmaz"ınız nedir? Sizce yazma sürecinizde bu ölçütünüz değişebilir mi?

Olmazsa olmazım onları şaşırtmak. Bir de anlatımı kurgularken sıkmamak. Kendimi okur yerine koyup düşünüyorum, ben olsam bunu okurken sıkılır mıyım? Metin sıkıcı bir hal alıyorsa hemen dümeni kırıyorum.

Çocuk edebiyatının ülkemizde ve dünyadaki gelişimini takip ediyor musunuz? Diğer yazarları okur musunuz? Gidişat nasıl?

Evet takip ediyorum. Yüksek lisans bölümüm gereği ve edebiyat alanına girişimin çevirmenlik olması bunu gerektiriyor aslında. Arap çocuk edebiyatı alanında çalıştığım için oradaki yazarlarla mümkün olduğunca iletişim halindeyim. Çevirisini yaptığım kitapların yazarlarıyla da muhakkak iletişim kurarım. Sosyal medya veya başka şekillerde yayınevlerini, yeni çıkan kitapları takip ederim. Ülkemizde düzenlenen Arapça fuarına katılım sağlamaya çalışarak hangi kitaplarını buraya getirmeyi tercih ettiklerini gözlemek de buna dahil. Uzakdoğu edebiyatına da özel bir ilgim var. Tabii ki sadece bu ikisi değil, Feride Sönmez ile Kitap Kulisi adında bir podcastimiz var ve ikinci sezonumuzda Dünya'daki çocuk edebiyatlarını inceliyoruz. Bunun için de her birine özel olarak hakim olmak gerekiyor. Bir kıyaslama yapmak gerekirse geriden başlasak da özellikle son zamanlarda gelişmeleri hızlı takip edip kendimizi yurt dışında göstermenin katkısıyla aşağı yukarı yakın yerlerde olduğumuzu düşünüyorum.

Yazarken edebî kurgu ve dile mi yoksa öğreticiliğe mi ağırlık veriyorsunuz? Sanat mı eğitim mi?

Sanat diyelim, ara ara değişiyor ama şimdilik bu beni daha çok etkiliyor açıkçası. Bunu ne kadar başarabildiğimden bağımsız olarak tabii, önemli olan niyet.:)

Çocuk edebiyatı hakkında genel kabul görmüş ama katılmadığınız klişeler var mı? Rahat olabilirsiniz biz bizeyiz.

Bunu söylediniz ya içime su serpildi. Her dönemin kendine göre bir genel kabulü var aslında. Yani benim klişe bulduğum genel kabul bir süre sonra kendini yeniliyor zaten. Alana taze kan geldikçe, genç yazarlar piyasaya çıktıkça -temel olanlar hariç- genel kabuller de değişiyor. Bu yüzden açıkça şudur veya budur diyeceğim bir durum yok. (Kusura bakmayın ama dertsiz başıma dert açmaya hiç niyetim yok.: ) )

Çocuk kitapları yayıncılığında sizce en büyük eksiğimiz nedir? Bilgisayarda açtığınız boş dosyadan kitabınız okurun eline ulaşana kadar hangi basamak sizi en çok zorlar?

Beni en çok zorlayan konu eğer çok prestijli bir yazar değilseniz ancak dosyanızı bitirdikten sonra editör ve çizerle çalışmanızın mümkün olması. Örneğin çizgi roman çalışmak istiyorsanız ve maalesef çizim konusunda Cin Ali'den öteye geçemediyseniz bir çizerle eş zamanlı gitmeniz daha sağlıklı olur. Ya da kurgu dışı çalışacaksanız editörle birlikte çalışmanız daha keyifli olur. Bu biraz ütopya, istisnaları da var ama genel olarak böyle. Dosyayı tamamlayana kadar -yayıneviyle iletişim halinde de olsanız, dosyanızın geleceğini bilseler ve sonrasında editoryal çalışmayla basılacağını da bilseniz- çok yalnız bir iş çıkarmanız gerekiyor. Bu da motivasyonu düşürebiliyor.

Yazdıklarınızla çocuklara erişebilmenin bir ön şartı var mıdır? Çocuk sevmek, çocuk sahibi olmak, çocuklarla iyi anlaşmak gibi.

Çocuk sevmek kesinlikle. Bana kalırsa yazar hitap ettiği yaş aralığını sevmiyor ve onlarla anlaşamıyorsa kendisiyle çelişiyor demektir.

Çocuk kitaplarında ne görürseniz sizi rahatsız eder? Çocuk hayatının da gerçeklerinden olan olumsuzluklarla kitabınızın içeriği arasındaki dengeyi nasıl belirlersiniz?

Çocuklara uygun olmayan içerikler, temel inanç esaslarımıza uygun olmayan içerikler, cinsiyetçi yaklaşımlar ve tabii bunların görsele dökülmüş hali. Pek çok değerlendirme ölçütü var. Öte yandan daha büyük yaşlar için mükemmel ebeveyn, mükemmel hayat, insanın insan olma yolunda içinde iyiliği de kötülüğü de barındırması çelişkisini hiç yansıtmamak. Bunlar beni rahatsız eden konular.

Okuyan çocuğun daha iyi bir insan olacağına dair elimizdeki dayanak nedir?

Biraz yüzeysel bir cevap olacak ama kitabımızın oku emri. Bu okuma sadece kitabı okuma değil, hayatı okumayı da kapsıyor. Okumak insanın sanat ihtiyacını besleyen bir şey. Sanatı doğru anlayan ve seven insan hassas olur. Hassas insan empati kurar, empati kuran düşünmeden hareket etmez vs..

Ebeveyn ve öğretmenlerin çocuk okumalarına katkısı gerekli veya yeterli mi? Çocuk bu konuda yönlendirilmeli mi, nasıl yönlendirilmeli, kitap nasıl seçilmeli ve okunmalı?

Ebeveynlerin ve öğretmenlerin katkısı elbette gerekli. Ama belli bir seviyede. Çocuğumuzu özgür bırakalım, istediği kitabı seçsin istiyoruz fakat reelde bunun karşılığı pek yok gibi. Çünkü maalesef her kitapçı satışını yaptığı kitaplar konusunda hassas değil. Her yayınevi de öyle. Çocuğunuzla hassas olmayan bir kitapçıya gitseniz, es kaza az evvel beni rahatsız ettiğini söylediğim türde çizimleri olan bir kitap seçse, okusa? Bununla birlikte bizim bazı bağımsız kitapçı dostlarımız var. Seçtikleri kitaplarda çok hassas olduklarını biliyorum. Sıkıntılı içerikleri varsa zarar etme pahasına listelerinden çıkarıyorlar. Bu gibi yerlerde çocuğu özgür bırakın kendisi seçsin derim. Ha çok kalın bir atlasla da gelebilir ve size pahalıya patlar ama olsun, değer: )

Okurlarınızla buluşuyorsunuzdur. Hangi çocuk sizi heyecanlandırır? Çocuklardan beklentiniz nedir?

whatsapp_image_2025-01-10_at_20-22-56

Gözleri parlayan çocuklar beni heyecanlandırıyor. Örneğin geçenlerde Darmut kitabım için Malatya'daki bir köy okuluyla söyleşi yaptık. Oradaki bir soru beni çok terletti ve heyecanlandırdı. Kurguya dair bir soruydu, filanca karakterin başına gelenlerin sorumlusu diğer filanca karakter miydi, gibi bir soru. Müthiş etkilendim.

Modern pedagojiyle aranız nasıl? Geleneksel yöntemlerle modern pedagoji arasında nerede duruyorsunuz? Yazdıklarınızda hangisinin ağırlığı daha fazladır?

İkisinin de iyisini alıyorum diyelim. Bunlar çok değişken konular. Bugün biz konuşurken bile kuralları değişen disiplinler…

Bugünün yazarları kalıcı eserler bırakabilecek mi? Sizce çağdaşlarınızdan kim yüz yıl (yüz çok olduysa elli diyelim) sonra da okunur?

Bu o kadar doğru yerde doğru işi yapmakla ilgili ki. Sözüm ona yirmi sene önce bütün yayınevlerinden red yiyen bir eser sırf yayınevi sahibinin çocukları beğendi diye basılıyor ve sonra da bazı bilinçli desteklerle kült olabiliyor. Öyle ki hakkında tezler makaleler yazılıyor. Bu yüzden benim iyi bir eser olarak gördüğüm kitaplar bazen talihsizlik yaşıyor ve okunmuyor. Sırf iyi şeyleri iyi şekilde yazdınız diye bu iş olmuyor yani. Doğru yerde doğru zamanda ortaya çıkıp da bir şekilde desteklenen eserler elli yıl sonraya kalabilir.

Yetişkin bir yazarın bugünkü çocuğun diline, düşüncesine sahip olması mümkün müdür, gerekli midir? Farklı kuşakların bağını koruyabilmek için dünyalararası bir köprüye mi yoksa tek dünyalaşmaya mı ihtiyaç var?

Çocuğun düşüncesine yakınlaşabilir diye düşünüyorum. O zamanki kadar saf ve net duygular olmasa da, bütün kaygılarını bırakıp da çocukluk yıllarındaki anılara tutunarak belki bazı yaşları yakalayabilir. Zaten hangi yaşı yakalarsanız oradan yazmaya devam ediyorsunuz gibi bir durum var. Bunu kaçıran metinler kendini çok belli ediyor. Tatsız tutsuz hissettiriyor.

Sosyal medyada binlerce kitap değerlendirme hesabı var. Bunlar sizce okurları doğru yönlendiriyor mu, işe yarıyor mu? Kitap incelemeleri, değerlendirmeleri, eleştirileri noktasında neredeyiz? Takip ettiğiniz, çocuk kitaplarını değerlendiren bir mecra var mı?

Son sorudan başlıyayım. Yayın Dedektifi oluşumunu takip ediyorum. Okuduğum her kitabı oradan seçmiyorum elbette ama işimi büyük oranda kolaylaştırıyor. Kitap değerlendirme sayfalarından kimisi bunu mesleğe dökmüş. Bunu eleştirmiyorum açıkçası. Herkes kendi ekmeğini kazanma derdinde. Zaten reklam veya reklam değil ibaresinden kitapların neden paylaşıldığını anlayabiliyorsunuz. Takip etmekte fayda var yine de, dikkatli bir şekilde.


Yazar: A. Erkan AKAY - Yayın Tarihi: 05.03.2025 09:00 - Güncelleme Tarihi: 05.03.2025 10:43
1.548

A. Erkan AKAY Hakkında

A. Erkan AKAY

1981 İstanbul doğumludur. İstanbul Teknik Üniversitesi Gıda Mühendisliği bölümünden mezun olmuştur. 2008 yılından bu yana Konya'da yaşamaktadır. İki evlat babası, iki evlat amcası, ikisinin de eniştesidir.

Spora, edebiyata ve küçükleri eğlemeye ilgisi çocukluğundan beri devam etmektedir. 2012-2020 yılları arasında Bilgin Atıcılık Spor Kulübü Kurucu Yönetim Kurulu Üyeliği, 2015-2020 yılları arasında Türkiye Atıcılık Federasyonu Teknik Kurul Başkanlığı, 2017-2020 yılları arasında Türkiye Olimpiyatlara Hazırlık Merkezleri Atıcılık Komisyonu Üyeliği ve İl Branş Sorumluluğu görevlerini yürüterek ulusal ve uluslararası düzeyde başarıya ulaşmış birçok sporcunun yetişmesine katkıda bulunmuştur. Destek AFAD gönüllüsüdür.

2017 yılında, kardeşinin bir hayali olan “Hayallerin Karın Doyursun” isimli kitaba katkılarından sonra, hep arzuladığı çocuk kitapları yazımının önü açılmıştır. Yayımlanmış 14 kitabı bulunmaktadır. Edebistan, Eğitim Her Yerde, Dilhane, Masal Dergisi gibi çeşitli sanal dergilerde, Hece ve MEB Özel Eğitim Çocuk Dergisi gibi matbu dergilerde deneme, makale ve şiirleri yayımlanmıştır.

Farkındadır ki her yazılan okunmaz ama okunanlar da ancak yazılanlardır. Yaşadıkça anlamını kaybeden sonsuz sözler arasından zarurî olanlara tutunuyor.

Dualarınızı bekler.

Yayınlanmış Kitapları

- Yüzyılın Nefesi, Tulu Kitap, 2024
- Sundarban, Tulu Kitap, 2023
- Perdem Yelken Olsa, TDV Yayınları, 2023
- Bambaşka Bir Sabah, TDV Yayınları, 2023
- Sıfır Atık, TDV Yayınları, 2023
- Helalühoş, Tıfıl Kitap, 2021
- Sağlıklı Beslenme Hikayeleri Seti (5 Kitap), Hayy Kitap, 2020
- Kara Kapan, 2019, Morena Yayınları
- II. Abdulhamidʼin Hafiyeleri, Hayy Kitap, 2018
- Hayallerin Karın Doyursun, Çizgi Kitabevi, 2017

A. Erkan AKAY ismine kayıtlı 161 yazı bulunmaktadır.

Yazarımıza ait 10 kitap bulunmaktadır.

Twitter Facebook Instagram mastodon/Threads LinkedIn YouTube Kişisel Kitap Satış Sitesi Kitapyurdu.com