Çocuk Edebiyatına İçeriden Bir Bakış: Müzeyyen Çelik, Çocuk, A. Erkan AKAY

Çocuk Edebiyatına İçeriden Bir Bakış: Müzeyyen Çelik K. yazısını ve A. Erkan AKAY yazarına ait tüm yazıları Kitaphaber.com.tr sitemizden okuyabil

Çocuk Edebiyatına İçeriden Bir Bakış: Müzeyyen Çelik K.

02.04.2025 09:00 - A. Erkan AKAY
Çocuk Edebiyatına İçeriden Bir Bakış: Müzeyyen Çelik K.

Sizi çocuklar için yazmaya yönelten nedir?

Ben çocukları çok severim. Çocuk yazınına girişimin bununla ilgisi olsun isterdim ama benim hikâyem öyle değil. Beni çocuklar için yazmaya yönelten isim Vural Kaya'dır. Çocuk yazınına planlı programlı bir başlangıç serüvenim olmadı yani. İlk zamanlar Vural Ağabey'im ne isterse onu yazıyordum. Süreç içerisinde bu alana karşı ilgim ve gayretim arttı. Yazdıkça da bu işi sevmeye başladım. Zaman içerisinde beş kitap sahibi oldum. Şu an da çocuk yazını eleştirisi üzerine kafa yormaya başladım.

Çocuklar için yazmanın yetişkinler için yazmaktan daha zor olduğuna inanıyor musunuz?

Kesinlikle çocuklar için yazmak daha zor ve sınırlayıcı. Mecazların kullanımı, imge ve imajlar, pedegojik gerekçeler, yazma amaçları, verilmek istenen mesajlar, dil ve anlatımın seviyeye göre ayarlanması derken liste uzayıp gidiyor. Yetişkinler için de belli sınırlar ve gereksinimler var ama asla çocuklarınki kadar karmaşık beceriler gerektirmiyor. Çocuklar için yazarken daha ağır bir sorumluluk taşıyorum. Yetişkinler için de elbette sorumluluk var ama onlar iyiyi kötüyü ayırt edebilirler. Çocuklar için kötü bir örnek olmak ya da onlara kötü bir mesaj vermek beni çok korkutur. O yüzden çok dikkatli olmaya çalışıyorum. Çocuklar için yazmak keyifli olduğu kadar stresli de bu yüzden.

Çocuklara hitap eden metinlerinizde "olmazsa olmaz"ınız nedir? Sizce yazma sürecinizde bu ölçütünüz değişebilir mi?

Çocuklar için yazarken olmazsa olmazım dil ve anlatım. Çocuklar için yazılan bazı kitaplarda dil kullanımının önemsenmemesi beni çok üzüyor. Tanıştıkları ilk kitaplarda kötü bir dille karşılaşan çocukların ileride dil zevki oluşturmaları ve hatta okuduklarını tam anlamaları oldukça zor. Bu yüzden birinci sırada her zaman dil var. Elbette yazma sürecimde değişiklikler yeni denemeler vs. olabilir. Buna rağmen dilden taviz vermeyi asla istemem.

Çocuk edebiyatının ülkemizde ve dünyadaki gelişimini takip ediyor musunuz? Diğer yazarları okur musunuz? Gidişat nasıl?

Takip etmeye çalışıyorum. Gidişatı da genel olarak iyi buluyorum. Çocuk edebiyatına ilginin her zamankinden fazla olduğunu düşünüyorum. Yeni yayınevleri var. Baskılar kaliteli. Çizim anlamında da büyük gelişmeler var. Çok beğendiğim çalışmalar okuyorum. Denk geldikçe ilgimi çeken yabancı yazarları da okuyorum. Ülkemizdeki yazarları da takip etmeye çalışıyorum. Gidişat bu noktada iyi diyebilirim. Buna rağmen tekelleşme, telif sorunları, özensizlik, klikler gibi beni üzen durumlar da var.

Yazarken edebî kurgu ve dile mi yoksa öğreticiliğe mi ağırlık veriyorsunuz? Sanat mı eğitim mi?

Edebî kurguyu çok istiyorum yazmayı da deniyorum ama öğretmen ve anne kimliğimden bir türlü kopamıyorum. Biz nasihatleri, öğreticiliği geri plana atıyoruz artık. Çocuk sezsin istiyoruz ama bu da pek işe yaramıyor bence. Doğrudan söylemek lazım bence hakikati. Üstü kapalı anlatmak, işaret etmek çoğu zaman yetersiz kalıyor. Çocuklar bir kitabı sadece okumuş olmak ve bir olayın içinde yaşamak için okuyor. Sayısız kitap okuyorlar ama onlara genel kültür ya da kişilik gelişimi anlamında pek bir şey katmıyor okudukları. Bunun örneklerini çok görüyorum. Bu da obur ve yararsız bir okuma oluyor ne yazık ki. Bu yüzden sanat da eğitim de diyorum. İkisinden de vazgeçmek istemiyorum. Hakikati güzel bir şekilde öğretmek şeklinde yazma felsefemi özetleyebilirim.

Çocuk edebiyatı hakkında genel kabul görmüş ama katılmadığınız klişeler var mı? Rahat olabilirsiniz biz bizeyiz.

Hayatın içinden olan aşk, acı, ölüm, ayrılık, boşanma, fakirlik gibi konuların çocuk edebiyatında yer alamayacağı düşüncesi beni rahatsız ediyor. Sürekli ders verip, harika şeylerden, ilginç maceralardan bahsetmemiz bekleniyor. Çocuklar da bu hayatın içindeler. Aileleri neler yaşıyorsa onlar da işin içindeler. O yüzden konular konusunda daha gerçekçi olmamız bence gerekli artık. Çocuklar için ideali istiyor olmamız ideal bir toplum yaratmaya yetmiyor. Gerçekçi olmayı deneyebiliriz artık.

Çocuk kitapları yayıncılığında sizce en büyük eksiğimiz nedir? Bilgisayarda açtığınız boş dosyadan kitabınız okurun eline ulaşana kadar hangi basamak sizi en çok zorlar?

Bence yayınevlerinin iş ahlakı burada önemli bir eksiklik olarak karşımıza çıkıyor. Ben bununla ilgili ciddi sorunlar yaşamadım ama bazı yazar arkadaşlarımın dosyaları editör yüzü görmeden basıldı. Basit hatalar gözden kaçtı. Büyük hatalar da oldu. Yazarın da telifini zamanında alamadığı için hevesi kırıldı. Editörlükte de aynı durum söz konusu. Ne kadar ekmek o kadar köfte şeklinde gidiyor bazı işler. Editör olarak birinin adı muhakkak yazıyor ama kitap hatalarla dolu. Bu gerçekten büyük sorun. Emeğin karşılığını alamamak yazarı da çizeri de editörü de olumsuz etkiliyor ve motivasyon kaybına sebep oluyor.

Beni edit kısmı zorluyor, dürüst olacağım. Kendi hatalarımla yüzleştiğim için olduğunu düşünüyorum bunun da. Yazarken harika yazdığımı düşünüyorum. Editörüm diyor ki bu nasıl cümle? Sonra farkına varıyorum durumun, kendime kızıyorum. Onun dışında zorlandığım bir aşama yok.

Yazdıklarınızla çocuklara erişebilmenin bir ön şartı var mıdır? Çocuk sevmek, çocuk sahibi olmak, çocuklarla iyi anlaşmak gibi.

img-20240404-wa0018

Bende bu saydığımız üç şey de mevcut. Çocukları çok severim, çocuklarla iyi anlaşırım ve çocuğum var. Lakin bunlar olmasa da çocuk kitabı yazılabilir. Bu bir iş. Dili yeterince iyi kullanabilen ve kurmaca yapabilecek yeteneğe sahip herkes çocuk kitabı yazabilir. Bende üçü de olduğu için kendimi biraz şanslı hissediyorum açıkçası. Çocuk dünyasını az çok anlayabiliyorum ve komik olabiliyorum. Bu da çocuklara ulaşmamı kolaylaştırıyor bence. Mutlu Dinozor Tontinosorus'um çok sevildi.

Çocuk kitaplarında ne görürseniz sizi rahatsız eder? Çocuk hayatının da gerçeklerinden olan olumsuzluklarla kitabınızın içeriği arasındaki dengeyi nasıl belirlersiniz?

Çocuk kitaplarında beni en çok dile önem verilmemesi rahatsız ediyor. Çok acemice yapılan dil hataları çıkıyor karşıma. Çocuk için yazılıyor diye dili önemsememe durumuna çok kızıyorum. Bilakis çocuk edebiyatının dili daha etkili ve sağlam olmalı diye düşünüyorum. Bir diğer husus da verilen bazı olumsuz mesajlar. Çocukların fıtratına yapılan müdahaleleri kabul edemiyorum. Avrupa'da bu çok yaygın ve bazı eserler bizim dilimize de çoktan çevrildi. Bu nasıl denetlenmez aklım almıyor. Mesela çok satan bir çocuk kitabında alenen LGBT propagandası yapılıyor. Kabul edilemez buluyorum.

Ben yazdıklarımda çocuk hayatının da gerçeklerinden olan olumsuzluklardan bahsetmek istiyorum. Çünkü niye bahsetmeyeyim? Hayatta her şey insan için. Hitap edilen kesimin yaşına uygun olarak hayatın bir gerçeğini ele almak isterim. Bu durumlardan bahsederken yaşanan durumların hayatın sonu olmadığı ve yaşadığımız hayatta acılara göğüs germeyi, bazı kayıpları kabullenmeyi, şükretmeyi, sabretmeyi öğretmek istiyorum. En mükemmel ve müreffeh hayatı yaşayan insanların bile yaşamında zorluklar ve kayıplar vardır. Bunlar hayatın içinde ve doğaldır. Bunları acıyı kutsallaştırmadan işleyerek dengeyi sağlamak isterim.

Okuyan çocuğun daha iyi bir insan olacağına dair elimizdeki dayanak nedir?

Okumayı tercih ediyorsa kendisi için de iyi bir yol tercih etmiştir. Okumak erdemli bir iştir. Hayatı ve dünyayı daha iyi anlayıp, empati kurabilen insanlar aynı zamanda okuyan insanlardır. Bu iş de doğal olarak çocuklukta başlamalı. Keşke her çocuğun bir kütüphanesi olsa ve zorlayarak değil de severek okusalar. Elimizdeki dayanak ise daha bilge, derin duygular ve düşünceler besleyen insanların okuyan insanlar olduğunu bilmemizdir.

Ebeveyn ve öğretmenlerin çocuk okumalarına katkısı gerekli veya yeterli mi? Çocuk bu konuda yönlendirilmeli mi, nasıl yönlendirilmeli, kitap nasıl seçilmeli ve okunmalı?

Ebeveyn ve öğretmenlerin elbette çocuklara okumakla ilgili katkıları var. Öncelikli olarak örnek olmaları gerekiyor. İyi kitaplarla çocukların tanışması için okuma kültürü olan aileler ve öğretmenler şart. Çocuk da bu konuda yönlendirilmeli. Hele şu zamanda daha çok yönlendirilmeli. Piyasada kötü niyetli çalışmalar da mevcut ve onlar her zaman daha popüler. Bilinçli ebeveyn ve bilinçli öğretmen gelişmiş toplumun en önemli iki aparatıdır bence. Kitap önerirken de çocukların seviyesine ve zevkine uygun kitaplar tercih edilmeli. Zararlı içerikler önceden okunup tespit edilmeli.

Okurlarınızla buluşuyorsunuzdur. Hangi çocuk sizi heyecanlandırır? Çocuklardan beklentiniz nedir?

Meraklı ve dikkatli çocuklar beni çok heyecanlandırıyor. Nasıl sorular soruyorlar aklım almıyor. Şaşırıp kalıyorum. Helal olsun size, diyorum. Onlar sayesinde mutluyum. Çocuklardan beklentim bağımlı olmamaları ve iyi kalpli olmaları. Bağımlılık ve kötülük çağındayız. En büyük korkum türlü bağımlılık çeşitleri içinden birine düşmeleri. Allah hepsini korusun.

Modern pedagojiyle aranız nasıl? Geleneksel yöntemlerle modern pedagoji arasında nerede duruyorsunuz? Yazdıklarınızda hangisinin ağırlığı daha fazladır?

İkisiyle de aram iyi aslında. İkisinden de işime yarayacak olanları alıyorum. İçinde insana sevgiyle yaklaşan hangi uygulama varsa onu tercih etmeye çalışıyorum yazdıklarımda da.

Bugünün yazarları kalıcı eserler bırakabilecek mi? Sizce çağdaşlarınızdan kim yüz yıl (yüz çok olduysa elli diyelim) sonra da okunur?

Elbette bırakabilecekler. Nesiller her zaman kalıcı yazarını da kaybolup gidecek yazarını da yetiştirmekte mahirdir. Şu an yapılan pr ve network çalışmaları bence köpük. Asıl iş dediğiniz gibi elli yüz yıl sonra belli olacak. Hem çocuk hem de yetişkin edebiyatı için durum aynı. Kısa vadede çok para kazanmak için piyasayı memnun edecek çok iş yapılıyor ama bu, yapılan işin kalıcı olacağı anlamına gelmiyor. Ben Gülten Dayıoğlu ve Cahit Zarifoğlu'nu çağdaşım olarak değerlendirebilirim. Onlar yüz yıl sonra da yaşayacak.

Yetişkin bir yazarın bugünkü çocuğun diline, düşüncesine sahip olması mümkün müdür, gerekli midir? Farklı kuşakların bağını koruyabilmek için dünyalararası bir köprüye mi yoksa tek dünyalaşmaya mı ihtiyaç var?

Yetişkin bir yazar yeterince iyi gözlem yaparsa ve analiz noktasında da yetenekliyse bugünkü çocuğun diline sahip olabilir elbette. Lakin yazar mevcut dil imkânlarıyla değil de ideal olan dil imkânlarıyla hareket ederse bence daha iyi olur. Yeni neslin dil becerisinin zayıf olduğu aşikar. Bu sebeple ülkede eğitim müfredatı değişti. Yazarın da okuyucusu olan çocuğun mevcut durumunu daha üst seviyeye taşımak için ideal dile yakın olması gerektiği kanaatindeyim. Tamamen güncel dilden kopmadan ideal bir dilin taraftarıyım yani. Tek dünyalaşmak tekdüzeliği de beraberinde getirecekse istemem. Dünyalararası bir köprü meselesini nasıl anlamam ve yorumlamam gerektiğini tam anlamadım ama küreselleşmek olarak yorumlayacak olursam küreselleştik ve bunun olumsuz sonuçları hepimizi çok üzüyor son zamanlarda.

Günün şartları ve çocuk edebiyatının ticarîleşmesi sizi korkutuyor mu? Okumak bir lüks, yazarlar marka, okurlar müşteri olmaya doğru mu gidiyor? Giderse ne olur?

Korkutmuyor. Niye korkutsun? Her çağın bir yayın modası var. Biz buna denk geldik. Okumak bence bu sebeple artık lüks değil. Daha erişilebilir bir hale geldi. Okurlar her zaman müşteriydi bence. Çünkü yayıncılık eskiden beri bir sektör. İnsanlar oradan ekmek yiyor. Bunu görmezden gelip romantize edemem. Yazarların marka olması da yeni değil. Bunun da sıkıntılı olduğunu düşünmüyorum. Gerçekten iyi bir okur iyi yazarı bir şekilde buluyor. Bu da bir gerçek. O yüzden bahsettiğiniz şeyler benim için kaygı oluşturmuyor. İnsanlar okuyorlar ve geçiyorlar o kadar. Eskiden bu konuda daha katıydım. Okuma ve yazma işi kendimce kutsaldı belki de. Artık sadece değerli bir uğraş. Dediğiniz şeyler şu an zaten oldu ve yazarlar da yayıncılar da okurlar da geçinip gidiyorlar.

Sosyal medyada binlerce kitap değerlendirme hesabı var. Bunlar sizce okurları doğru yönlendiriyor mu, işe yarıyor mu? Kitap incelemeleri, değerlendirmeleri, eleştirileri noktasında neredeyiz? Takip ettiğiniz, çocuk kitaplarını değerlendiren bir mecra var mı?

Bu sitelerin okurları doğru yönlendirdiğini düşünmüyorum. Çeşit çeşit bilgi birikimi, okuma kültürü ve zekâ var. Dolayısıyla yazılan şeyden herkes bambaşka şeyler öğrenebilir ya da bambaşka şeyler hissedebilir okur. Orada yazılan kişisel bir görüş iyi bir eseri suistimal ediyor. Eser hakkında bazen önyargı yaşanmasına sebep oluyor. Diğer yandan zayıf eserlerin de aşırı övülmesi söz konusu. Bu da bir çeşit reklam. Bazen masum gelmiyor bu aşırı övmeler. Dolayısıyla herkes kendi okuma zevkini kendisi bilir. Bence bu da okuya okuya gelişir. Kimisi bu reklamlar sayesinde para kazanıyor. O yüzden uyanık olmak ve her yoruma da kulak asmamak lazım. Sosyal medyada hakkıyla kritik yapan kişiler çok az. Dil anlatım değerlendirmesi ise neredeyse yok. Bu işi hakkıyla yapanlara saygı duyuyorum ama açıkçası saldırgan ve kötü niyetli yorumları da umursamıyorum. Ben Google aramalarında denk geldikçe kitaplarıma kim ne yazmış bakıyorum. Saplantılı şekilde her mecrada kitaplarım hakkında kim ne yazmış merak etmiyorum. Zaman da bulamıyorum buna. Çocuk kitabı değerlendirmeleri için KitapHaber büyük bir açığı kapatıyor ve bence tamamen gönüllük esasına göre yapılan bu iş oldukça önemli.

Benimle söyleşi yaptığınız için çok teşekkür ederim.


Yazar: A. Erkan AKAY - Yayın Tarihi: 02.04.2025 09:00 - Güncelleme Tarihi: 18.02.2025 10:06
998

A. Erkan AKAY Hakkında

A. Erkan AKAY

1981 İstanbul doğumludur. İstanbul Teknik Üniversitesi Gıda Mühendisliği bölümünden mezun olmuştur. 2008 yılından bu yana Konya'da yaşamaktadır. İki evlat babası, iki evlat amcası, ikisinin de eniştesidir.

Spora, edebiyata ve küçükleri eğlemeye ilgisi çocukluğundan beri devam etmektedir. 2012-2020 yılları arasında Bilgin Atıcılık Spor Kulübü Kurucu Yönetim Kurulu Üyeliği, 2015-2020 yılları arasında Türkiye Atıcılık Federasyonu Teknik Kurul Başkanlığı, 2017-2020 yılları arasında Türkiye Olimpiyatlara Hazırlık Merkezleri Atıcılık Komisyonu Üyeliği ve İl Branş Sorumluluğu görevlerini yürüterek ulusal ve uluslararası düzeyde başarıya ulaşmış birçok sporcunun yetişmesine katkıda bulunmuştur. Destek AFAD gönüllüsüdür.

2017 yılında, kardeşinin bir hayali olan “Hayallerin Karın Doyursun” isimli kitaba katkılarından sonra, hep arzuladığı çocuk kitapları yazımının önü açılmıştır. Yayımlanmış 14 kitabı bulunmaktadır. Edebistan, Eğitim Her Yerde, Dilhane, Masal Dergisi gibi çeşitli sanal dergilerde, Hece ve MEB Özel Eğitim Çocuk Dergisi gibi matbu dergilerde deneme, makale ve şiirleri yayımlanmıştır.

Farkındadır ki her yazılan okunmaz ama okunanlar da ancak yazılanlardır. Yaşadıkça anlamını kaybeden sonsuz sözler arasından zarurî olanlara tutunuyor.

Dualarınızı bekler.

Yayınlanmış Kitapları

- Yüzyılın Nefesi, Tulu Kitap, 2024
- Sundarban, Tulu Kitap, 2023
- Perdem Yelken Olsa, TDV Yayınları, 2023
- Bambaşka Bir Sabah, TDV Yayınları, 2023
- Sıfır Atık, TDV Yayınları, 2023
- Helalühoş, Tıfıl Kitap, 2021
- Sağlıklı Beslenme Hikayeleri Seti (5 Kitap), Hayy Kitap, 2020
- Kara Kapan, 2019, Morena Yayınları
- II. Abdulhamidʼin Hafiyeleri, Hayy Kitap, 2018
- Hayallerin Karın Doyursun, Çizgi Kitabevi, 2017

A. Erkan AKAY ismine kayıtlı 164 yazı bulunmaktadır.

Yazarımıza ait 10 kitap bulunmaktadır.

Twitter Facebook Instagram mastodon/Threads LinkedIn YouTube Kişisel Kitap Satış Sitesi Kitapyurdu.com