Çocuk Edebiyatına İçeriden Bir Bakış: Polat Onat
Sizi çocuklar için yazmaya yönelten nedir?
Bilimkurgu öyküleri, distopik romanlar yazmaktan yorulduğum vakitlerde dinlenmek için, kafamı rahatlatmak amacıyla çocuk kitapları yazıyorum. Doğrusu epey işe yarıyor.
Çocuklar için yazmanın yetişkinler için yazmaktan daha zor olduğuna inanıyor musunuz?
Benim için her iki alanda yazmak da ziyadesiyle kolay. Neticede beyin ameliyatı yapmıyoruz. Oturup yazıyoruz. Yazma sürecinin gereksiz yere idealize edilip çok külfetli bir şeymiş gibi gösterilmesini açıkçası pek anlayamıyorum.
Çocuklara hitap eden metinlerinizde "olmazsa olmaz"ınız nedir? Sizce yazma sürecinizde bu ölçütünüz değişebilir mi?
Yazma sürecinde kırmızı çizgilerim yoktur. Her ortamda ve her şartta yazarım. Ürettiğim dosyanın muhteviyatına göre ölçütlerim değişim gösterir.
Çocuk edebiyatının ülkemizde ve dünyadaki gelişimini takip ediyor musunuz? Diğer yazarları okur musunuz? Gidişat nasıl?
Çocuk edebiyatını açıkçası pek düzenli takip etmiyorum. O yüzden bu alandaki gelişmeleri sağlıklı biçimde değerlendiremeyeceğim, dolayısıyla fikir beyan etmem yanlış olur. Oğlumun ve kızımın beğenip bana tavsiye ettiği bazı çocuk kitaplarını okurum.
Yazarken edebî kurgu ve dile mi yoksa öğreticiliğe mi ağırlık veriyorsunuz? Sanat mı eğitim mi?
Çocuk edebiyatında kurguya, dile, öğreticiliğe ekstra önem vermem. Onlar zaten yazarın hamurunun mayasında doğallıkla bulunan unsurlardır. Ben ekstra olarak emsalsiz hayal gücüne değer veririm.
Çocuk edebiyatı hakkında genel kabul görmüş ama katılmadığınız klişeler var mı? Rahat olabilirsiniz biz bizeyiz.
Edebi klişelerin tamamı, sızdığı ürünü bayatlatan unsurlardır. Fakat unutmayalım ki klişelerden kaçma çabasının da rutin bir klişeye dönüştüğü uçuk bir çağdayız.
Çocuk kitapları yayıncılığında sizce en büyük eksiğimiz nedir? Bilgisayarda açtığınız boş dosyadan kitabınız okurun eline ulaşana kadar hangi basamak sizi en çok zorlar?
Çocuk edebiyatında ressamların, grafikerlerin ve tasarımcıların rolü bence çok önemli. İyi bir görsellikle vasat bir metin bile albenili hale gelebiliyor. Özensiz bir tasarımla harika bir metin heba edilebiliyor. Bunlar yazardan çok, yayıncının ekibi ve imkanlarıyla bağlantılı unsurlar.
Yazdıklarınızla çocuklara erişebilmenin bir ön şartı var mıdır? Çocuk sevmek, çocuk sahibi olmak, çocuklarla iyi anlaşmak gibi.
Bu konuda bir fikrim yok.
Çocuk kitaplarında ne görürseniz sizi rahatsız eder? Çocuk hayatının da gerçeklerinden olan olumsuzluklarla kitabınızın içeriği arasındaki dengeyi nasıl belirlersiniz?
Çocuk kitaplarında yer alan her türlü aşırılık beni rahatsız eder. Bilişim çağının kaçınılmaz şartları nedeniyle çocuklarımız zaten erken yaşta türlü olumsuzluklara muhatap olmaktan kurtulamıyor. Şimdiki çocuklar, doksanlı yıllardaki gençlerin ayarında bir enformasyon birikimine sahip. Peki bu iyi bir şey mi? Bence hayır. Fakat bu konuda dar kafalı ve yanlış düşündüğüm iddia edilirse itiraz etmem. Üzülerek kabul ederim.
Okuyan çocuğun daha iyi bir insan olacağına dair elimizdeki dayanak nedir?
Okuyan çocuğun iyi bir insan olup olmayacağı ne okuduğuna bağlı. Salt okuma eylemini idealize edip yüceltmek yanlış olur. Yoğun ve niteliksiz okumalar nedeniyle çocukların bilinç zehirlenmesine kapılması da pekala mümkün.
Ebeveyn ve öğretmenlerin çocuk okumalarına katkısı gerekli veya yeterli mi? Çocuk bu konuda yönlendirilmeli mi, nasıl yönlendirilmeli, kitap nasıl seçilmeli ve okunmalı?
Epeyce geniş çerçeveli, bir kitap oylumunda kapsamlı bir cevap gereksinen, muhteviyatlı bir soru yönelttiniz. Birkaç cümleyle bu husustaki fikirlerimi özetlemem mümkün değil.
Okurlarınızla buluşuyorsunuzdur. Hangi çocuk sizi heyecanlandırır? Çocuklardan beklentiniz nedir?
Okurlarımla buluşmuyorum. Fuar, imza vb. etkinliklerine hiç gitmedim. Ben üretmeye odaklı bir yazarım. Ürettiklerimin okurlarca nasıl algılandığı ve yankısının ne şekilde olacağıyla ilgilenmemeyi tercih ediyorum.
Modern pedagojiyle aranız nasıl? Geleneksel yöntemlerle modern pedagoji arasında nerede duruyorsunuz? Yazdıklarınızda hangisinin ağırlığı daha fazladır?
Pedagoji kavramıyla çocuk edebiyatı kavramı arasında sözü edilmeye değecek kadar yakın ve güçlü bir bağ olmadığı kanısındayım.
Bugünün yazarları kalıcı eserler bırakabilecek mi? Sizce çağdaşlarınızdan kim yüz yıl (yüz çok olduysa elli diyelim) sonra da okunur?
Günümüz çocuk edebiyatını yeterince düzenli, yoğun biçimde takip etmediğim için bu hususta isim zikretmekten ve fikir belirtmekten acizim.
Yetişkin bir yazarın bugünkü çocuğun diline, düşüncesine sahip olması mümkün müdür, gerekli midir? Farklı kuşakların bağını koruyabilmek için dünyalararası bir köprüye mi yoksa tek dünyalaşmaya mı ihtiyaç var?
Zaten hepimiz, o dönemi geçirmemiz sebebiyle çocukluğa yabancı değiliz. İçimizdeki çocuk, imkan oldukça ortaya çıkıp yetişkin davranışlarımızı yönlendirebilir. Kimimiz az çocuk, kimimizse fazlasıyla çocuk sayılırız.
Günün şartları ve çocuk edebiyatının ticarîleşmesi sizi korkutuyor mu? Okumak bir lüks, yazarlar marka, okurlar müşteri olmaya doğru mu gidiyor? Giderse ne olur?
Çocuk edebiyatı özü itibariyle sanatsal bir girişim değil, ekseriyetle ticari bir faaliyettir zaten. Okumak bir lüks, yazarlar marka, okurlar da müşteridir elbette. Bunda yanlış ya da tutarsız bir yön görecek denli idealist değilim. Kapitalist anlayışı elbette eleştireceğiz fakat yazık ki yok sayamayız. Kendi dar çevremi baz alarak söylersem kitap okumanın bir ihtiyaç mahiyetinde görüldüğü bir toplum, ziyadesiyle ütopik geliyor bana.
Sosyal medyada binlerce kitap değerlendirme hesabı var. Bunlar sizce okurları doğru yönlendiriyor mu, işe yarıyor mu? Kitap incelemeleri, değerlendirmeleri, eleştirileri noktasında neredeyiz? Takip ettiğiniz, çocuk kitaplarını değerlendiren bir mecra var mı?
Akıllı telefon ve dolayısıyla sosyal medya kullanmıyorum. Bu işler beni aşar. İlgili olduğum bir alan olmadığı için yorum yapamam.
Yazar: A. Erkan AKAY - Yayın Tarihi: 12.10.2022 09:00 - Güncelleme Tarihi: 21.08.2022 23:05