Çocuk Edebiyatına İçeriden Bir Bakış: Tuğba Akbey İn, Söyleşi, A. Erkan AKAY

Çocuk Edebiyatına İçeriden Bir Bakış: Tuğba Akbey İnan yazısını ve A. Erkan AKAY yazarına ait tüm yazıları Kitaphaber.com.tr sitemizden okuyabili

Çocuk Edebiyatına İçeriden Bir Bakış: Tuğba Akbey İnan

30.11.2022 09:00 - A. Erkan AKAY
Çocuk Edebiyatına İçeriden Bir Bakış: Tuğba Akbey İnan

Sizi çocuklar için yazmaya yönelten nedir?

Ben çocuk kitaplarını da yetişkinlikle okuyan biri oldum. Çocukken kitaplarla aram pek iyi değildi ve neleri kaçırdığımı okumaya başladıkça fark ettim. Anne olunca kızlarıma okuduğum masallarla kaybettiğimi düşündüğüm hayal gücüne yeniden erişme arzusuyla ben de bir çocuk kitapları okuru oldum. Sonra çocukların duygularını ifade etmesinin ne denli önemli olduğunu da öğrendim ve bu sonradan edinilmiş ve içselleştirilmiş iki şey birlikte çocuk kitaplarına dönüştüler. Belki de kendi çocukluğumun ifade edilemeyen yanlarını başka çocuklar yaşamasın diye yazmaya başlamışımdır.

Çocuklar için yazmanın yetişkinler için yazmaktan daha zor olduğuna inanıyor musunuz?

Kesinlikle inanıyorum. Ama çocuğa dair her şey her zaman daha da işçilik ister. Zira bir şeyi onların yaşlarına, beğenilerine, duygularına hitap edecek hale getirmek hem daha zorlayıcı hem de çok daha fazla sorumluluk istiyor.

Çocuklara hitap eden metinlerinizde "olmazsa olmaz"ınız nedir? Sizce yazma sürecinizde bu ölçütünüz değişebilir mi?

Çocukların onurlarını kıracak hitaplar, durumlar olmaması önceliğim. Hem kendi kitaplarımda hem de editörlüğünü yaptığım kitaplar için önceliğim bu. Bu ölçüt benim tüm yazma ve anlatma serüvenimin en temel derdi olduğu için inşallah değişmez.

Çocuk edebiyatının ülkemizde ve dünyadaki gelişimini takip ediyor musunuz? Diğer yazarları okur musunuz? Gidişat nasıl?

t1

Büyük bir zevkle ve hayranlıkla takip ediyorum. Okur olmak yazmaktan çok daha fazla önemsediğim bir şey olduğundan bir çocuk heyecanıyla okurum. Bazen okuduğum tüm çocuk kitaplarını çocukken okuduğumda ne hissederdim diye merak ederek de okuyorum. Ben çok güzel işler yapıldığını görüyorum. Artık derdi olan işler büyük bir zarafetle ve estetikle çocuklarla buluşuyor. Tabii bu yapılanları görmeyenler de var. Sanırım görmeyi bir tür yenilgi gibi kabul ediyorlar.

Yazarken edebî kurgu ve dile mi yoksa öğreticiliğe mi ağırlık veriyorsunuz? Sanat mı eğitim mi?

Yetişkine eğitim çocuğa sanat. Ben çocuk kitaplarının yalnızca çocuk için yazılmadığını düşünüyorum. Hatta çocuğuna okuyan anneler ve babalar da aslında kitabın önemli muhatapları. Bu sebeple ben sanat ve işçilik kısmını çocuk için, meselenin öğretici kısmını anne babalar için kullanıyorum kendi kitap yolculuğumda.

Çocuk edebiyatı hakkında genel kabul görmüş ama katılmadığınız klişeler var mı? Rahat olabilirsiniz biz bizeyiz.

t2

Bu hususta haylazlığın yanında ama kabalığın uzağında bir yerdeyim. Yani çocuk kitaplarının bir görgü kuralları kitabı olmasını istemem ama kabalığı, yalanı, kötülüğü meşrulaştıran bir dili de olsun istemem. Bu sebeple klişelerin bile tam ortasındayım sanırım.

Çocuk kitapları yayıncılığında sizce en büyük eksiğimiz nedir? Bilgisayarda açtığınız boş dosyadan kitabınız okurun eline ulaşana kadar hangi basamak sizi en çok zorlar?

Yayıncılık birkaç yıldır bu anlamda hızla eksiklerini tamamlıyor bence. Hem metin hem çizim kaliteleri "Keşke bizim zamanımızda da böyle kitaplar olsaydı" dedirtiyor. Belki sadece güzel çalışmaların daha az okurla buluşması eksik olarak söylenebilir. Zorlanma meselesi benim için çok boyutlu aslında. Zira aynı zamanda editör de olduğum için yazarlar ve çizerler ile başlayan ve sonrasında grafiğe ve okura buluşmasına kadar olan süreçte pek çok unsur zorlayıcı olabiliyor. Mesela çocuk kitapları yetişkin kitabından süreç olarak hep daha uzundur. Ama yazarlar zaman zaman bu hususta daha sabırsız olabiliyor.

Bir de yetişkin zorlukları var. Zira çocuk kitapları kolay okunduğundan eleştirisi de çok daha çabuk olabiliyor. Ama yetişkinin paraya değsin, çocukta hemen bir değişime sebep olsun, okumayı sevdirsin, sınavlarda yüksek not aldırsın, hep iyi şeyler okusun algısı sebebiyle durum biraz karışıyor. Bir yazar olarak bu da beni daha az yazmaya götürüyor aslında…

t3

Yazdıklarınızla çocuklara erişebilmenin bir ön şartı var mıdır? Çocuk sevmek, çocuk sahibi olmak, çocuklarla iyi anlaşmak gibi.

Ön şartı mıdır bilmiyorum ama çocukları sevmeyenlerin bu işleri yapabilmesi çok da mümkün değil bence. Çünkü bir kitabı yazmakla bitmiyor ki süreç. Ondan sonrasındaki ilişkiler de belirleyici oluyor.

Çocuk kitaplarında ne görürseniz sizi rahatsız eder? Çocuk hayatının da gerçeklerinden olan olumsuzluklarla kitabınızın içeriği arasındaki dengeyi nasıl belirlersiniz?

Çocuğun onurunu kıran ifadeler, küçümsemeler, yalanın rahatça söylenmesi beni rahatsız eder. Gerçeklik konusunda yetişkinler olarak çelişki yaşadığımızı düşünüyorum. Acı söz konusu olduğunda hayatın gerçeklerinden söz edilirken diğer alanlarda yok. Ya da hayatın gerçeğinde mizah, eğlence de var ama onlar hep öğrenme olsunlar istiyorlar. Ben herkesin hayatının gerçeğinin de farklı olduğunu düşünüyorum. Bir çocuğun hayatın gerçeği diye algıladığı şey bir yetişkin gibi olmayacaktır. Dolayısıyla çıplak bir gerçeklik yerine zarif, nazik ve güzel üslupla yazılmış bir gerçeklik daha doğru geliyor bana.

Okuyan çocuğun daha iyi bir insan olacağına dair elimizdeki dayanak nedir?

İyilik bir seçimdir. Okuyan kişinin muhakeme gücü yüksek olacağından bu seçimde iyiliğin safında yer alması kolay. Ama hiçbir şey hayatımızda tek başına etken değil ki… Pek çok faktör var bizi belirleyen. Ama kişisel olarak kendisini kitapların iyileştirdiğine inanan biri olarak çoğu zaman reflekslerimi de "Onca kitabı okuyan birine yakıştığı gibi davranmalısın." Hatırlatması yapan biri olarak, en azından istatistikte tek bir kişi olarak bile yer alabilirim.

t4

Ebeveyn ve öğretmenlerin çocuk okumalarına katkısı gerekli veya yeterli mi? Çocuk bu konuda yönlendirilmeli mi, nasıl yönlendirilmeli, kitap nasıl seçilmeli ve okunmalı?

Yeterliden öte fazla buluyorum. Ben bu hususta hep "Neden çocuğunuzun okumasını istiyorsunuz?" sorusunu yöneltirim. Zira sınav için okusun diyen anne ve öğretmenlerin hayatlarında kitap o kadar da önemli bir yerde değildir. Ama hayatı anlamlandırsın diye okuyorsanız sizin kitabı anlatma biçiminiz bile değişir. Ona verdiğiniz değer, geçirdiğiniz zaman hepsi farklılaşır.

Yönlendirilmek ifadesi yerine rehberlik ifadesini seviyorum. Hayata biraz daha önce gelmişler olarak sonradan gelenlere dünyayı anlatırken bunun içine kitapları alarak elbette bir şeyler diyebiliriz. Kitaplarla olan anılarımız bile bir rehberlik bence.

Okurlarınızla buluşuyorsunuzdur. Hangi çocuk sizi heyecanlandırır? Çocuklardan beklentiniz nedir?

Meraklı ve ilgili çocuklar. Bir şeyler sormak için heyecanlanan, o parmağın hiç inmediği çocuklar yani.

t5

Modern pedagojiyle aranız nasıl? Geleneksel yöntemlerle modern pedagoji arasında nerede duruyorsunuz? Yazdıklarınızda hangisinin ağırlığı daha fazladır?

Psikolojiyi iç dünyamda modern ve geleneksel diye ayırmıyorum doğrusu. Yani "Bize bunları yaptık da kötü biri mi olduk?" culardan değilim. Ben ikisinden de insanın onurunu koruyan tarafları heybeme alıp yoluma devam ediyorum. Zira şu hayattaki dertlerimden biri de "insan onurunun kıymetini" anlatmak. Ki röportaj boyunca bile sıkça tekrarladım bunu.

Bugünün yazarları kalıcı eserler bırakabilecek mi? Sizce çağdaşlarınızdan kim yüz yıl (yüz çok olduysa elli diyelim) sonra da okunur?

Tabii ki bırakacak. Hele çocuk için yapılan işlerde bu çok daha mümkün olacaktır. Ama burada tek handikap seçeneğin çok olması. Bizim kişisel hafızamızda az kitap olduğundan onun gelecek zamana taşınması kolaydı. Toplumsal hafızada da böyle. Ama şimdi binlerce seçenek var. Bir yazarın bile yüzlerce kitabı oluyor. Eskinin gelecek zamana kalma kriterlerinden çok daha farklı kriterlerimiz de olabilir ilerde. O yüzden isim veremem, çokça isim zikretmem lazım bu durumda. Bu da benim temennim olur gibi duruyor.

Yetişkin bir yazarın bugünkü çocuğun diline, düşüncesine sahip olması mümkün müdür, gerekli midir? Farklı kuşakların bağını koruyabilmek için dünyalararası bir köprüye mi yoksa tek dünyalaşmaya mı ihtiyaç var?

Mümkünlüğün kriteri çalışmak diye düşünüyorum. Yetişkin ayakkabıları yapan birinin çocuk ayakkası yapabilmesi için bile başka inceliklere dikkat etmesi gibidir bu. Çocuk için yazmak da böyledir bence. Ben kendi yazdıklarımda çocuk diline değil de yetişkin diline yakın bulunanları atıp yeniden yazıyorum. Çocuk dili için daha çok düşünüyorum. Daha estetik cümleler kurmak istiyorum. Farklılık meselesine gelirsek; farklı kuşaklarla bağı yetişkin diliyle kuramayız ki… Onların anlayacağı bir yerden anlatmak bu bağı güçlendirir. Yetişkine bile hoyratça gelen dili nasıl çocuklara boca edebiliriz. Temennim önce yetişkinlerin bağının güçlenmesi elbet. Bu zaten çocuklara yansıyacaktır.

t6

Günün şartları ve çocuk edebiyatının ticarîleşmesi sizi korkutuyor mu? Okumak bir lüks, yazarlar marka, okurlar müşteri olmaya doğru mu gidiyor? Giderse ne olur?

Hayır korkutmuyor. Zira popülerlik bu zamana özgü bir şey değil ki… Her dönemde bu meyil vardı. Sadece evvelden sayı daha azdı. Bir de sanatla ilgili sürekli sanki ticari olan kötüymüş gibi yıllardır bir türlü yıkılamayan bir yargı var. Bu devam ettiği sürece benim söylediklerim bir anlam ifade etmeyecek ama benim için daha önemlisi çocuk edebiyatı ile ilgilenenlerin ahlakı… Orada yetişkin dünyasından sıyrılmamış hırs, nefret varsa bence bu ticarileşmekten daha zarar verici…

Sosyal medyada binlerce kitap değerlendirme hesabı var. Bunlar sizce okurları doğru yönlendiriyor mu, işe yarıyor mu? Kitap incelemeleri, değerlendirmeleri, eleştirileri noktasında neredeyiz? Takip ettiğiniz, çocuk kitaplarını değerlendiren bir mecra var mı?

Rahmetli Rabia Gülcan Kardaş'ın @cocuklarokuyor sayfasını takip ediyordum. Güzel işler yapıyordu Rabia sayfasında. Burada bu sayfalar için kıstas insanın içsel tutarlılığı bence. Yani o kitap yayınevinden geldi diye paylaşmak lüzumu hissediyorsa bir mecra, elbette bu işe yarar olmuyor. Ama diğer yandan bu işlerin mutfağında biri olarak her şeyi eleştiren bir kitle de olmaya başladı diye düşünüyorum. Bir resim anlamsız yerlere çekilebiliyor, bu açıdan söylediğiniz şeyler o kalabalıkta kayboluyor ve bu insanlar kendilerini yetkin de buluyorlar. Sanırım zaman içinde bir kıvam bulacaktır. Tüm bu işlerin tarafların ortak derdi çocuklar olduğunda inşallah güzel işler ortaya çıkacaktır. Çok teşekkür ederim.


Yazar: A. Erkan AKAY - Yayın Tarihi: 30.11.2022 09:00 - Güncelleme Tarihi: 01.12.2022 11:34
1.041

A. Erkan AKAY Hakkında

A. Erkan AKAY

1981 İstanbul doğumludur. İstanbul Teknik Üniversitesi Gıda Mühendisliği bölümünden mezun olmuştur. 2008 yılından bu yana Konya'da yaşamaktadır. İki evlat babası, iki evlat amcası, ikisinin de eniştesidir.

Spora, edebiyata ve küçükleri eğlemeye ilgisi çocukluğundan beri devam etmektedir. 2012-2020 yılları arasında Bilgin Atıcılık Spor Kulübü Kurucu Yönetim Kurulu Üyeliği, 2015-2020 yılları arasında Türkiye Atıcılık Federasyonu Teknik Kurul Başkanlığı, 2017-2020 yılları arasında Türkiye Olimpiyatlara Hazırlık Merkezleri Atıcılık Komisyonu Üyeliği ve İl Branş Sorumluluğu görevlerini yürüterek ulusal ve uluslararası düzeyde başarıya ulaşmış birçok sporcunun yetişmesine katkıda bulunmuştur. Destek AFAD gönüllüsüdür.

2017 yılında, kardeşinin bir hayali olan “Hayallerin Karın Doyursun” isimli kitaba katkılarından sonra, hep arzuladığı çocuk kitapları yazımının önü açılmıştır. Yayımlanmış 14 kitabı bulunmaktadır. Edebistan, Eğitim Her Yerde, Dilhane, Masal Dergisi gibi çeşitli sanal dergilerde, Hece ve MEB Özel Eğitim Çocuk Dergisi gibi matbu dergilerde deneme, makale ve şiirleri yayımlanmıştır.

Farkındadır ki her yazılan okunmaz ama okunanlar da ancak yazılanlardır. Yaşadıkça anlamını kaybeden sonsuz sözler arasından zarurî olanlara tutunuyor.

Dualarınızı bekler.

Yayınlanmış Kitapları

- Yüzyılın Nefesi, Tulu Kitap, 2024
- Sundarban, Tulu Kitap, 2023
- Perdem Yelken Olsa, TDV Yayınları, 2023
- Bambaşka Bir Sabah, TDV Yayınları, 2023
- Sıfır Atık, TDV Yayınları, 2023
- Helalühoş, Tıfıl Kitap, 2021
- Sağlıklı Beslenme Hikayeleri Seti (5 Kitap), Hayy Kitap, 2020
- Kara Kapan, 2019, Morena Yayınları
- II. Abdulhamidʼin Hafiyeleri, Hayy Kitap, 2018
- Hayallerin Karın Doyursun, Çizgi Kitabevi, 2017

A. Erkan AKAY ismine kayıtlı 167 yazı bulunmaktadır.

Yazarımıza ait 10 kitap bulunmaktadır.

Twitter Facebook Instagram mastodon/Threads LinkedIn YouTube Kişisel Kitap Satış Sitesi Kitapyurdu.com