Çocuk Edebiyatına İçeriden Bir Bakış: Vildan SERT

Sizi çocuklar için yazmaya yönelten nedir?
Temelde çocuklar için yazma konusunu ilahi bir vazife olarak görüyorum. Daha görünürlerde ise, çeviri eserlerde gördüğüm çeşitliliği ve niteliği, bize ait bir dünya tasavvuruyla harmanlayarak yerli bir edebiyat ürünü oluşturma ihtiyacı var. Okuduklarımızın ve yaşantılarımızın da birer motivasyon kaynağı olduğunu söyleyebiliriz.
Çocuklar için yazmanın yetişkinler için yazmaktan daha zor olduğuna inanıyor musunuz?
Kesinlikle. Çocuklar için yazmak sanılanın aksine oldukça meşakkatli. Anlatmak istediklerinizi sınırlı kelimelerle, çocuğa görelik ilkesini göz önünde bulundurarak anlatmalısınız. Bunu yaparken didaktizmden uzak durmalı aynı zamanda estetik kaygılar da duymalısınız. Pedagojik unsurlar da atlamamanız gereken bir konu. Kısacası engelli koşuda başarılı olmak gibi.
Çocuklara hitap eden metinlerinizde "olmazsa olmaz"ınız nedir? Sizce yazma sürecinizde bu ölçütünüz değişebilir mi?
Bu sorunun cevabı, günceli yakalamak olabilir benim için. Çocukların kullandıkları dil, ilgi alanları, meşguliyet biçimleri günden güne değişmekte. Onların hizasında yazılmış bir metnin bu değişimleri gözlemlemeye ve kullanmaya ihtiyacı var.
Çocuk edebiyatının ülkemizde ve dünyadaki gelişimini takip ediyor musunuz? Diğer yazarları okur musunuz? Gidişat nasıl?
Elbette. Okumadan yazmanın mümkün olmadığına inananlardanım. Okurluk, yazarlığı besleyen bir süreç. Haricen, çocuk kitapları okumak bana fazlasıyla zevk veriyor. Ülkemize bakıldığında olumlu bir tabloyla karşı karşıyayız. Son yıllarda ebeveynlerin çocuk kitapları konusunda farkındalık kazanması, yerli çocuk edebiyatında bir talep ortamı oluşturdu. Bu da, farklı edebi türlerde ürün verme ihtiyacını ve çeşitliliğini doğurdu.
Yazarken edebî kurgu ve dile mi yoksa öğreticiliğe mi ağırlık veriyorsunuz? Sanat mı eğitim mi?
Metinlerde bulunan didaktik unsurları yetişkinler ne derece yadırgıyorsa çocuklar da o kadar garip karşılar. Çocukların etrafı onlara ne yapması gerektiğini hatırlatan yetişkinlerle dolu. En azından kitaplarda bu öğreticiliğin olmaması gerektiği kanaatindeyim. Bana göre kitabın amacı, okurda okuma zevki oluşturmaktır.
Çocuk edebiyatı hakkında genel kabul görmüş ama katılmadığınız klişeler var mı? Rahat olabilirsiniz biz bizeyiz.
Önceki soruyla ilintili olarak, çocuk kitaplarının salt mesaj kaygısı güden, idealize karakterlerin bulunduğu metinler olarak görülmesine karşıyım. Çocuğun dünyasında var olan her şeyin çocuk edebiyatında karşılığını bulması gerektiğini düşünüyorum. İyisiyle, kötüsüyle…
Çocuk kitapları yayıncılığında sizce en büyük eksiğimiz nedir? Bilgisayarda açtığınız boş dosyadan kitabınız okurun eline ulaşana kadar hangi basamak sizi en çok zorlar?
Kitaplarda hayal gücünün sınırlarını zorlayan, bir sanat eseri olarak kabul görebilecek nitelikte görsellerin bulunmaması.
Yazdıklarınızla çocuklara erişebilmenin bir ön şartı var mıdır? Çocuk sevmek, çocuk sahibi olmak, çocuklarla iyi anlaşmak gibi.
Bir şekilde çocuğa temas etmek çok mühim. Bu konu sizi çocuk gerçekliği konusunda diri tutuyor.
Çocuk kitaplarında ne görürseniz sizi rahatsız eder? Çocuk hayatının da gerçeklerinden olan olumsuzluklarla kitabınızın içeriği arasındaki dengeyi nasıl belirlersiniz?
Çocuk kitaplarının en büyük kazanımlarından biri, verdiği örnekler yoluyla çocuğu hayata hazırlamasıdır. Sizin de söylediğiniz gibi "gerçek" olandan bahsediyoruz. Onu yok saymak, bu örneklerin varlığını hayatımızdan çıkarmıyor maalesef. Bu nedenle belli sınırlar içinde çocuklara her konudan bahsedebileceğimize inanıyorum.
Okuyan çocuğun daha iyi bir insan olacağına dair elimizdeki dayanak nedir?
Böyle bir teminatımız var mı? Sanatın her kolu şüphesiz ruhu inceltir, edebiyat empati yeteneğini kuvvetlendirir. Ancak bunlar bizleri iyi insan yapma konusunda yeterli olur mu, bilemem.
Ebeveyn ve öğretmenlerin çocuk okumalarına katkısı gerekli veya yeterli mi? Çocuk bu konuda yönlendirilmeli mi, nasıl yönlendirilmeli, kitap nasıl seçilmeli ve okunmalı?
Hepimizin taşıdığı ve sonraki nesillere aktardığı bazı değerler var. Bu unsurlar, ailelerin yaptığı seçimlerde süzgeç görevi görüyor. Bu nedenle belli yönlendirmeler yapmak gerektiğine inanıyorum. Buna mukabil, yapılan yönlendirmeler arasında çocuğun serbesti kazanması gerektiğine de inanıyorum.
Okurlarınızla buluşuyorsunuzdur. Hangi çocuk sizi heyecanlandırır? Çocuklardan beklentiniz nedir?
Her çocuk farklı bir renk, dolayısıyla her birinin sunacağı katkı ayrı ve biricik. Beni heyecanlandıransa kafasında kurguya dair soruları olan ve bunu yöneltmekten çekinmeyen çocuklar.
Modern pedagojiyle aranız nasıl? Geleneksel yöntemlerle modern pedagoji arasında nerede duruyorsunuz? Yazdıklarınızda hangisinin ağırlığı daha fazladır?
Gerek mesleğim gereği (öğretmenim) gerek modern dünyada çocuk yetiştirmeye çalışan bir ebeveyn olarak modern eğitim kuramlarını takip ediyorum. Geleneksel yöntemlerle yetişmiş olmam hasebiyle bu cenahtan uzak kalmam da mümkün görünmüyor. Her iki tarafın sentezlenerek müşterek bir sözün söylenebileceği kanatindeyim.
Bugünün yazarları kalıcı eserler bırakabilecek mi? Sizce çağdaşlarınızdan kim yüz yıl (yüz çok olduysa elli diyelim) sonra da okunur?
Şüphesiz. Bu konuda Özkan Öze ve Behiç Ak isimlerini telaffuz etmem gerekir.
Yetişkin bir yazarın bugünkü çocuğun diline, düşüncesine sahip olması mümkün müdür, gerekli midir? Farklı kuşakların bağını koruyabilmek için dünyalararası bir köprüye mi yoksa tek dünyalaşmaya mı ihtiyaç var?
Tabii olarak, bugünün çocuğunu anlama gayretimiz kesilmemeli. Kültür, bizi zenginleştirirken, kendisi de gelişen, dönüşen ve değişen bir yapı. Çağın gereklerine uygun biçimde bu değişimi yaşarken bir yandan da aktarılmaya ihtiyaç duyuyor. Yazın, dolayısıyla yazar, bu aktarımda büyük rol oynuyor.
Günün şartları ve çocuk edebiyatının ticarîleşmesi sizi korkutuyor mu? Okumak bir lüks, yazarlar marka, okurlar müşteri olmaya doğru mu gidiyor? Giderse ne olur?
Tespitiniz yerinde. Fakat ben bunu korkulacak bir durum olarak değerlendirmiyorum. Bir müddet sonra okur, nitelik peşinde olacaktır. Kalbur üstünde kalan eserler yola devam edeceğinden bu ticarileşme hareketinin etkisinin kısa süreli olduğunu düşünüyorum. Eklemek gerekirse modernitenin bize dayattığı tüketim ve haz ekseninde, bunun yaşanmasını olağan karşılıyorum.
Sosyal medyada binlerce kitap değerlendirme hesabı var. Bunlar sizce okurları doğru yönlendiriyor mu, işe yarıyor mu? Kitap incelemeleri, değerlendirmeleri, eleştirileri noktasında neredeyiz? Takip ettiğiniz, çocuk kitaplarını değerlendiren bir mecra var mı?
Öncelikle, benim de okumaktan mutluluk duyduğum kitapları paylaştığım bir hesabım var, dolayısıyla tarafım belli. Ancak sosyal medya genel manada her türlü içeriğe açık bir platform olduğundan burada belirleyici olan sizin ne aradığınız. Benim de faydalandığım ve takip etmekten çok hoşlandığım bazı hesaplar var.
Yazar: A. Erkan AKAY - Yayın Tarihi: 15.06.2022 09:00 - Güncelleme Tarihi: 19.06.2022 12:45