Çocuk Edebiyatına İçeriden Bir Bakış: Zehra Nur Canpolat
Sizi çocuklar için yazmaya yönelten nedir?
Elbette ki; evladım. Onun çocukluk dönemlerini nitelikli kılacak eser yoksunluğu hissetmem ve onu yetiştirirken aldığım edebiyat formasyonumu harekete geçirme hedefim diyebilirim. Sonrasında ise bu büyülü dünyanın beni sarıp sarmalamasıyla çocuk edebiyatı sahasında üretmenin bana çok çok iyi geldiğini hissetmem elbette.
Çocuklar için yazmanın yetişkinler için yazmaktan daha zor olduğuna inanıyor musunuz?
Her iki sahanın da kendine has zorlukları var bana kalırsa. Kıyaslanabileceklerine inanmıyorum. Ancak şuna inanıyorum ki çocuklar için yazmak çocuksu bir duyarlılığı ta derinlerde hissetmekle gerçekleşebilecek bir eylem.
Çocuklara hitap eden metinlerinizde "olmazsa olmaz"ınız nedir? Sizce yazma sürecinizde bu ölçütünüz değişebilir mi?
Metinlerimin yalın, katmanlı ve hedef kitlem olan çocuk okurun deneyimini zenginleştirmek için yazılmak üzere yola çıktığını söyleyebilirim. Bu ölçütlerimin değişeceğini sanmıyorum ancak belki çok daha başka ölçütleri de yanına ekleyebileceğini öngörebiliyorum. Yazı serüvenimin en başına dönüp baktığımda düstur edindiğim çocuğa görelik ilkesinin yanına onları ince bir mizaha daha çok davet etmek, kök metinlerle irtibatlandırmak ve gündemin krizlerine dikkatlerini daha çok celp etmeyi eklemlediğimi görebiliyorum çünkü. Gün geçtikçe yazınımı disiplinler arası bir yönelimle zenginleştirme eğilimim de var.
Çocuk edebiyatının ülkemizde ve dünyadaki gelişimini takip ediyor musunuz? Diğer yazarları okur musunuz? Gidişat nasıl?
Evet, sıkı bir çocuk edebiyatı okuruyum. Hem dünya hem Türkiye'deki güncel üretimi takip etmek için çabalıyorum. Özellikle son beş altı senedeki gelişimi beni çok heyecanlandırıyor. Türkiye'deki çocuk edebiyatı ürünlerinde yükselen estetik duruş kendi yazı sürecimi de daha titiz kılmamı salık veriyor.
Yazarken edebî kurgu ve dile mi yoksa öğreticiliğe mi ağırlık veriyorsunuz? Sanat mı eğitim mi?
Çocuk edebiyatı söz konusu olduğunda öğreticiliğin bu denli öne çıkması beni biraz huzursuz ediyor açıkçası. Çünkü edebiyatın yetişkin ya da çocuk okur hedefli olması onu öğreticilikten bağımsız kılmıyor. Eli kalem tutan her yetkin yazarın hayata dair okuruna sunmak istedikleri olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle öğretici olmak hemen her yazarın mayasında az ya da çok, silik ya da belirgin mevcut bana kalırsa. Kurgu elbette çocuk edebiyatının belkemiği, dil ise onu kuşatan bir evren. Eğitimden ziyade hayatı yeni yeni alımlayan bir çocuğa belli bilgilerin sanatsal ve böylelikle estetik bir biçimde sunulmasında bir beis görmüyorum.
Çocuk edebiyatı hakkında genel kabul görmüş ama katılmadığınız klişeler var mı? Rahat olabilirsiniz biz bizeyiz.
Bu kabullerden biri çocuk kitabına yaş aralığı biçmek. Bu çok göreceli bir olgu. Bir yetişkin çocuk eseri okuru olarak her kitabı okumakta özgürüm, bunun çocuk için de öyle olması gerektiğinden yanayım. Diğer yandan çocukça yazmak ile çocuksu duyarlığın içinden yazmak çok farklı mefhumlar. Çocuk metni kaleme alan bazı yazarlar ne yazık ki çocukça yazıyor.
Çocuk kitapları yayıncılığında sizce en büyük eksiğimiz nedir? Bilgisayarda açtığınız boş dosyadan kitabınız okurun eline ulaşana kadar hangi basamak sizi en çok zorlar?
Özen eksikliği. Nitelikli çocuk yapıtına ulaşmak her ne kadar eskisine nazaran günümüzde daha rahat da olsa resimlenişinden yazı puntosuna, içeriğin kalitesinden kapağın albenisine kadar dört dörtlük bir çocuk edebiyatı kitabına rastlamak benim için mucizevi olabiliyor hâlâ.
Boş dosyanın için, kurmaca dünyamın notları ile doldurmak işin en eğlenceli, merakımı en kamçılayan, en deli dolu kısmı. Araştırmak yazım aşamalarının en heyecanlı ve bol motivasyonlu bölümü benim için. İş o notları belli bir hedefe göre düzenleyip kurmacanın ana taslağını oluşturma basamağında oldukça çetrefilleşiyor. Eleme, hedefe yönelik olanı seçme beni oldukça zorlayan kısmı. Yazı ise tırtıl misali; kozasından zorlukla çıkan ama özgürce uçan bir kelebek. Kendimi kitabımın öz satırlarını yazarken daha özgür ve iyileşmiş buluyorum.
Yazdıklarınızla çocuklara erişebilmenin bir ön şartı var mıdır? Çocuk sevmek, çocuk sahibi olmak, çocuklarla iyi anlaşmak gibi.
Bir önceki yanıtlarımda belirttiğim gibi çocuksu duyarlılığı yüreğinizin en derininde hissedebildiyseniz çocuklara o denli rahat erişebilirsiniz.
Çocuk kitaplarında ne görürseniz sizi rahatsız eder? Çocuk hayatının da gerçeklerinden olan olumsuzluklarla kitabınızın içeriği arasındaki dengeyi nasıl belirlersiniz?
Önyargı, radikal tutum ve tarafgirlik. Bunun dışında son dönemde özelikle boşanma ve ölüm gibi mevzuların bir çocuk eserinde nasıl olması gerektiğine dair tartışmalar dönüyor. Ben bu konuda hayata dair birçok durumun çocuk metninde kendine yer bulacağına inananlardanım. Burada yazarın iç görüsü, analiz ve sentez yeteneği ile çocuğun naif dünyasına yara açmadan ilerleyebilecek hassasiyette olması gerekiyor tabii.
Okuyan çocuğun daha iyi bir insan olacağına dair elimizdeki dayanak nedir?
Okuyan çocuk yaşamında belki de hiç deneyimleyemeyeceği birçok olay ve durumun muhatabıdır. Empati duygusunu bu şekilde geliştirebilmiş her çocuğun özünde de toplumsal yaşamda da doğru ve adil olandan yana olacağına inanıyorum. Her ne kadar üniversite yıllarımda Platon'un edebiyatın zehirli tarafına olan vurgusu bir dönem "Kitap okuyan kişi çok iyidir." ezberimi bozmuş olsa da niteliksiz, yararsız ve zehirli içeriğe rağmen çocukların da yetişkinlerin de er ya da geç doğru yola ulaşacağına eminim. İç sesim en güçlü dayanağım J
Ebeveyn ve öğretmenlerin çocuk okumalarına katkısı gerekli veya yeterli mi? Çocuk bu konuda yönlendirilmeli mi, nasıl yönlendirilmeli, kitap nasıl seçilmeli ve okunmalı?
Bu yanıtlaması oldukça müşkül bir soru. Neredeyse çocuk edebiyatı dünyasının en tıkandığı çıkmaz gibi. Kendimce şöyle yanıtlayabilirim sorunuzu; elbette henüz yolunu bulamayacak yaş aralığındaki çocukların ebeveyn ve öğretmenleri yol gösterici olmalı. Ama küçük bir azınlık hariç bu durum ebeveyn ve öğretmenler arasında henüz yeterli seviyede değil. Anne karnından gençliğine kadar çocuğun ailesi (bunu aile kurumundan mahrum çocukları göz önünde bulundurarak söylersem eğitmen ve destekçileri) etkin bir rol oynuyor, ülkemizde de dünya da. Bu nedenle çocuğun okuma pratiği onun ilgi ve heveslerine göre yönlendirme ile başlayıp nitelikli eserlerin de varlığı ile desteklenmeli.
Okurlarınızla buluşuyorsunuzdur. Hangi çocuk sizi heyecanlandırır? Çocuklardan beklentiniz nedir?
Elbette eserlerimi okumuş, kafasında kurmaca âlemime dair soruları, önerileri, beğenileri olan çocuk. Onlardan beklentim çok okumaları, böylece nitelikli eseri seçebilecek potansiyele kavuşmaları. E tabi benim kitaplarımı da özümseyerek geri dönüşlerde bulunmalarıJ
Modern pedagojiyle aranız nasıl? Geleneksel yöntemlerle modern pedagoji arasında nerede duruyorsunuz? Yazdıklarınızda hangisinin ağırlığı daha fazladır?
Gerek güncel okumalarım gerekse sosyal medya takiplerim var modern pedagoji ile ilgili. Bu anneliğimin bir uzantısı her şeyden önce. Bir çocuk edebiyatı yazarı olarak ise ayrıca dikkat kesiliyorum yetkin bulduğum isimlerin sözlerine. Ancak denilenlerin birebir uygulandığı bir dünya çok hayalî olur. Geleneksel ebeveynlerin ikaz ve önerileri de önemsiyorum. Yazdıklarımı bir sentez olarak yorumluyorum.
Bugünün yazarları kalıcı eserler bırakabilecek mi? Sizce çağdaşlarınızdan kim yüz yıl (yüz çok olduysa elli diyelim) sonra da okunur?
Kalıcı eser bırakmanın dinamikleri nedir? Gerçekten çok nitelikli bir eser yazmak mı? Şu an gün yüzüne çıkmamış binlerce iyi yapıt olduğuna eminim. Best-seller olmak mı? Zamanını sallamış birçok eser şu an demode. Ama içimizden, sonraki nesillerin delice seveceği eserler bırakacak olan yazarların varlığına inancım tam. Doğrudan bir isim zikretmek istemesem de edebiyatını çok değerli bulduğum çağdaşlarımın kalıcılığı yakalamasını tüm yüreğimle diliyorum. Bunların dışında bir yazarın, yaşadığı devirde tek bir çocuğun dahi dünyasında güzel yer etmeyi başarabilmesi de yüce bir değer.
Yetişkin bir yazarın bugünkü çocuğun diline, düşüncesine sahip olması mümkün müdür, gerekli midir? Farklı kuşakların bağını koruyabilmek için dünyalararası bir köprüye mi yoksa tek dünyalaşmaya mı ihtiyaç var?
Kuşak farkı dediğimiz mefhumun kapsadığı yaş aralığı günümüzde bir iki yıla kadar inmiş durumda. Yine de kendini güncelleyen, son dönem akımları, çocuk ve gençlerin ilgilerini yakından takip edebilen yetişkin yazarlar çocuk dilini rahatça yakalar diye düşünüyorum. Dünyalararasılık dünya küçük bir köy hâline gelmesine rağmen mevcudiyetini hep koruyacak bir olgu. Doğu- Batı meselesinin getirisi olan köprü olma becerisinin de özelikle Türk çocuk edebiyatı yazarlarında olması gerekir.
Günün şartları ve çocuk edebiyatının ticarîleşmesi sizi korkutuyor mu? Okumak bir lüks, yazarlar marka, okurlar müşteri olmaya doğru mu gidiyor? Giderse ne olur?
Korkmuyorum. Korkarsam nitelikli bir ürün çıkarma kaygımı yerle bir ederim çünkü. Mevcut kâğıt krizi de zamanla aşılacaktır. O nedenle ekoeleştiri yapabilen yazarlar yine bu eleştirel bakışa sahip çocukları büyütürse, okumak kâğıt endeksli değil ekran odaklı akarsa lüks olmaktan çıkar. Ben geleceği güzel görüyorum bu manada. Hatta küresel devlerin okumanın bedava bir eylem olmasının önüne geçemeyeceğinin saf inancı var içimde.
Sosyal medyada binlerce kitap değerlendirme hesabı var. Bunlar sizce okurları doğru yönlendiriyor mu, işe yarıyor mu? Kitap incelemeleri, değerlendirmeleri, eleştirileri noktasında neredeyiz? Takip ettiğiniz, çocuk kitaplarını değerlendiren bir mecra var mı?
Nasıl ki bilinçli çocuk okur hedefimizse bilinçli sosyal medya hesaplarının ve kitap değerlendirme hesaplarının takibi de öyle bir hedef. Seçici olmayı başarabilirsek bu mecralardan istifade edebiliriz. Özelikle Facebook'taki aktif çocuk edebiyatı grubu Kipatistan'ın bende yeri büyük. Adnan Saraçoğlu'nun o grubu aktif ve hareketli tutmasını çok kıymetli buluyorum.
Ayrıca Çocuk Yazını ekibinin bir parçası olarak ürettiğimiz akademik içerikler, çocuk edebiyatı sahası için çok değerli. Bu sahanın yetişkin araştırmacıları, ebeveynler ve öğretmenler Çocuk Yazını adlı sitemizi, atölyelerimizi, tez ve makale sunumlarımızla birlikte instagram buluşmalarımızı çok daha yakından takip eder ve içeriklerini analiz ederlerse çocuk edebiyatını bugünkü konumundan çok daha ileri bir noktaya taşıyabiliriz.
Yazar: A. Erkan AKAY - Yayın Tarihi: 21.12.2022 09:00 - Güncelleme Tarihi: 27.11.2022 22:57