Çocuk Kalbi’ni Okumak
Faik Öcal yazdı…
Hepimizin iyi-kötü, az-çok, mutlu-mutsuz bir çocukluğu olmuştur. Çocukluğumuzun ve kişiliğimizin şekillenmesinde de aileden sonra okul gelir. Ailede bir tohum olarak ortaya çıkan davranış kalıplarımız, okulda önce filizlenir, sonra dal budak salarlar. Artık onların önüne geçemeyiz. Eğer iyi bir öğretmene ve arkadaş grubuna rast gelmişsek kalbimizden sevgi ve merhamet, anlayış ve izan, paylaşım ve diğerkâmlık dolu "Can Ağacı" çıkar, tam tersine bir durumla karşılaşırsak, yani sırf parası için işini yapan öğretmenlere ve kötü arkadaşlara rast gelirsek o zaman da kalbimizden kin ve nefret, kıskançlık ve husumet, ego ve adavet saçan "Ten Ağacı" boy verir.
Edmondo De Amicis'in Çocuk Kalbi kitabı bu iki ağacın hikâyesi. Bu iki ağacı da gözümüzde canlandıran da kitabı küçük anlatıcısı 11 yaşındaki Enrico Bottini'dir. Dünyayı ve bütün insanları Enrico'nun gözleriyle görür, kulaklarıyla duyar, kalbiyle hissederiz. Onun iyi dediğine iyi, kötü dediğini kötü hissederiz. Derossi'ye gıpta ederiz, onun gibi her işimizde birinci olmak için gayrete geliriz. Yaşamı güzel ve anlamlı kılan taş kalplerden umut çiçekleri derlemektir, her şeye rağmen. Garrone'nun kalbi gibi büyük ve merhamet dolu bir kalbimizin olmasını isteriz. Onu bir yerlerde yitirmişiz de bir an önce bulmak için aramaya başlarız, hissine kendimizi kaptırırız. Biliriz ki hayat Garrone'nun kalbi gibi bir kalbe sahip olunmadan yaşanmaz ve çekilmez. Coretti'nin gibi neşeli olmak için neler vermeyiz. Onun gibi gözlerimizin içi parlasın, kalbimizde kuşlar en güzel şarkılarını okusun, yolcular her daim en uzak yollarında olsun bir başına bir başkasının şarkısını duymadan bilmeden.
Belki Nelli ile kalbimizin kamburu çıkar, iki büklüm olur içimiz dışımızın her bir coğrafyası. Yine de ayağa kalkmasını bilir kalbimiz, sözümüzü yerde bırakmaz iç denizlerimiz.
Votini gibi de şık giyinmek isteriz. Yaşamın bütün acımasızlıklarına rağmen kılık kıyafetimizin düzgün olsun, her kes bize saygı duysun isteriz. Biliriz ki kibre kapılmadan Vatinileşmekle kazanacağımız çok şey vardır.
Küçük Duvarcı gibi komik arkadaşlarımız olsun isteriz. En kötü anımızda dahi bizi neşelendirecek, yaşamın öteki yüzüne pervasız bir pencere açacak biri.
Biliriz ki Carlo Nobis gibi kendini beğenen arkadaşlarımız da oldu, olacaktır. Onları kabullenmekten başka bir çaremiz olmadığını da biliriz. Çünkü "Can Ağacı"na en büyük zararı verenler her kesi aynılaştırmaya çalışanlardır.
Stardi gibi kapalı kutular da olacak. İçindeki hazinenin farkına varmayan, Can Ağacı ve Ten Ağacı arasında sıkışıp kalan, yüzünü yukarıya çevirmişken ayaklarıyla toprağa saplanan.
Franti gibi her şeye burnunu sokan, her kesin başının belası olanlar da olacak. Biliriz ki Garrone gibiler Can Ağacının başında bekleyecek, Franti gibiler ise Ten Ağacının bakımını yapacak.
Precossi gibi felçli koluyla hayata tutunanlardan ibret alacağız. Hayatın iki sağlam koldan ibaret olmadığını, hayatı hayat yapan şeyin irade ve yaşama sevinci olduğunu anlayacağız.
Asıl soru: Çocuk Kalbi'ni yazmış olmasına rağmen kitabın yazarı nereden duruyor?
O, Can Ağacının yanında mı yoksa Ten Ağacının yanında mı? Kanımca Edmondo De Amicis her ne kadar yüzü Can Ağacına dönük ve kitabında Can Ağacının önemini ve güzelliğini anlatıyor olsa da kendisi Ten Ağacının altında duruyor. Zira 321 sayfalık kitabının birçok bölümü İtalyan milletçiliğini göğe çıkaran militarist duygularla yazılmış. Sırf çocukların kalbinde İtalyan milliyetçiliğinin tohumlarını atıp yeşertmek için en ez dört hikâyesinde Avusturyalıları ezeli ve ebedi düşman olarak göstermiş.
Hangi Hikâyeler?
1859 yılındaki savaşın gölgesinde yazılmış Lombardia'lı Küçük Gözcü, 24 Temmuz 1848'deki Custoza savaşını anlatan Sardunyalı Davulcu, Cavour Kontu, Garibaldi. Öte yandan Calabria'lı Çocuk, Padovalı Küçük Yurtsever, Askerler, Vittorio Emanuele'nin Cenaze Töreni, Vatan Sevgisi, Kral Umberto, Gıuseppe Mazzini, Haziran, Ordu, İtalya vb. gibi hikâyelerde de hep İtalyan milletçiliği pohpohlanmaktadır.
Önce bir ayrım yapmak gerekir: Vatanseverlik nedir? Milliyetçilik nedir? Vatanseverlik ile milliyetçiliği birbirine karıştırmamak gerekir. Can Ağacının toprağında yeşeren vatanseverlik doğaldır, insanidir, çünkü her kes bir toprak parçası üzerinde doğar, büyür ve ölür. Artık orası onun ve atalarının vatanıdır, onlar arasında zamanın dahi yok edemeyeceği bağlar oluşmuştur. Ama Ten Ağacının gölgesinden çıkan milliyetçilik başka tenleri, ırkları, dilleri ötekileştirir, onları tek tipleştirir, tek tipleştiremediklerini de yok etmeye çalışır. Milliyetçilikte esas olan toprak değil, tene dayanan ırktır. Özne de nesne de deforme olmuştur, insani olmaktan uzaktır. Kitapta da militarist duyguları kışkırtan milliyetçilik anlayışı hâkimdir. Çocuk Kalbi'nin anlatıldığı böyle bir kitapta bu durum kitabın ruhuna, evrensel mesajına aykırıdır. Milliyetçi öyküler her kesin topraktan geldiğini, toprağa döneceğini, bu yüzden toprak parçaları (vatanları) ayrı olsa da her kesin eşit olduğu düşüncesini ıskalamaktadır. Tam tersini yapmıştır Amicis: "İtalyan doğmak ve İtalyan olmak bir ayrıcalıktır" hissiyatını ön plana çıkarmıştır. Neden böyle bir çelişkiye düşmüştür yazar? Ya da şöyle soralım: Amicis'in Can Ağacı'na bakıp Ten Ağacının gölgesinde yazdığı bu kitap nelere sebep olmuştur?
Kitapta çocukların dünyası dışında iki fikir sürekli işlenmektir: İşçi hakları ve İtalyan milliyetçiliği. Orduda subay olarak çalışan ve askeri bir gazetede fıkra ve makaleler yazan Amicis'in özellikle bu hassas konular üzerinde durmasına şaşırmamak gerekir. Ekonomisi çökmüş, siyasal kargaşanın hâkim olduğu 1919 senesinin İtalya'sında Benito Mussolini ülkenin sağcılarını, dindarlarını, milliyetçilerini, anti-komünist ve anti-kapitalistlerini "Faşist Mücadele Birliklerinin İttifakı" adı altında bir araya getirdi. Amicis'in (1846-1908) Çocuk Kalbi'ndeki olaylar 1881-1882 yıllarında geçmektedir, kitap da1886 yılında yayımlanmıştır. Böylece Amicis, Çocuk Kalbi kitabı ile Faşist Mücadele Birliklerinin İttifakı'na giden yolun en önemli kilometre taşlarını İtalyan halkının, bilhassa da çocukların kalbine döşemeye başlamıştır. Kitabın yayımlanması ve İttifak'ın kurulması arasında geçen 33 yıl, Mussoli ve onun Kara Gömleklilerin ortaya çıkması için ideal bir zaman dilimidir. Kara Gömleklilerin sol tarafında çürüyen ve kokan bir et parçasına dönüşmüştür Çocuk Kalbi.
Çocuk Kalbi
Edmondo De Amicis
Çev. Meryem Mine Çilingiroğlu
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
321 sayfa
Mart 2018, Türkiye
Yazar: Faik ÖCAL - Yayın Tarihi: 16.11.2022 09:00 - Güncelleme Tarihi: 11.11.2022 17:08